• Sonuç bulunamadı

2.6. Sosyal Beceriler

2.6.4. Sosyal Beceri Kuramları

2.6.4.1. Sosyal Bilişsel Öğrenme Kuramı ve Sosyal Beceri

Sosyal öğrenme kuramı, kişi davranışını, bilişsel, davranışsal ve çevresel belirleyicilerin karşılıklı ve sürekli etkileşimleri öncülüğünde ele almaktadır. Bu karşılıklı belirleme sürecine göre, kişiler çevresel güçler tarafından yönetilen güçsüz nesneler olmamakla beraber, istedikleri her şeyi de yapabilme gücüne sahip özgür nesnelerdir. İnsanlar ve çevre, birbirlerinin karşılıklı belirleyicileri konumundadırlar. Bu kurama göre eğitim, yaşama hazırlıktan çok yaşamın bir parçasıdır ve çocuğun

gelişmesinde sosyal boyutla beraber psikolojik ve fiziksel boyutları da içine almalıdır. Sosyal anlamda yeterli olan kişi, bu boyutlar içinde bağımsız hareket etmeyi ve eleştirel bakmayı becerebilmektedir. Sosyal yetersizlik ise, uygun öğrenme eksikliğinden ve yetişkinler tarafından yanlış davranışların pekiştirilmesinden kaynaklanmaktadır (10).

Sosyal bilişsel öğrenme kuramcılarına göre birincil refleksler dışında kalan bütün davranışlar öğrenme ile kazanılır. Davranışlar doğrudan kendi deneyimlerimizle ya da başkalarını gözleyerek, model alarak öğrenilir (32). Bu modele göre pek çok sosyal davranış öğrenilir. Özellikle gelişim yıllarında çocuklar hayatlarındaki diğer davranışlarını taklit ederek öğrenirler (54).

Sosyal öğrenme kuramı, çevresel koşullanmalar karşısında kişinin pasif olmadığını, aksine kişinin düşünerek, plan yaparak, karşılaştırmalarda bulunarak, yorum ve değerlendirmeler yaparak tepkide bulunduğunu savunmaktadırlar (52).

Sosyal öğrenme kuramcıları davranışları sosyal çevre ile bağlantılı olarak incelemekte, çevresel etkenler ve sosyal ilişkiler üzerinde odaklanmaktadır. Bandura (32), farklı bir yaklaşımla insan davranışlarının, dışsal olaylar ile kişisel donanım gibi kişisel belirleyicilerin karşılıklı etkileşimlerinin bir sonucu olduğunu vurgulamıştır.

2.6.4.2. Davranışçı Öğrenme Kuramı ve Sosyal Beceri

Davranışçı araştırmacılar tüm insan davranışlarının öğrenilmiş olduğunu savunurlar. Kişiyi anlamak için onun davranışlarını ve hareketlerini inceleyip, davranışı belirleyen sebepleri bulmak mümkündür. Davranışların sebepleri yordama yapıldıktan ve anlaşıldıktan sonra kontrol edilebileceği savunulmaktadır (136).

Bu kurama göre sosyal becerisi yeterli olan bireyler, çevresi tarafından kabul edilirler, beğenilirler ve davranışları tekrar etmekte başarılıdırlar. Sosyal beceri seviyesi yeterli olmayan bireylerde ise, davranışlar tam olarak kazanılamamıştır, kişi uygun davranışları sergileyemez, toplum tarafından reddedilir ve pekiştirilmez. Yani kişide uygun ve yeterli sosyal davranış oluşmamıştır. Bu kişinin olumlu davranışlar sergilemesi sağlanmalı ve bu olumlu davranışlar çevresi tarafından pekiştirilmelidir (20).

2.6.4.3. Bilişsel Öğrenme Kuramı ve Sosyal Beceri

Bilişsel yaklaşım kuramına göre insanların yaptıkları davranışları erken yaşlardan bu yana yaşadıkları tecrübeler belirler. Kişi küçüklüğünde, bazı değer yargıları kazanır. Bu değer yargıları anne, baba ve kişinin etrafındaki yetişkin insanlar tarafından aşılanır. Kişilerin küçüklüğünde iyi bir birey olma, yakın çevresi tarafından korunma, çevresi tarafından sevilme gibi gereksinimlere ihtiyaç duyar ve çocuk bu gereksinimlerini karşılayan insanların değerlerini benimser ve kabullenir (136).Sosyal beceri eksikliği yaşayan bireyler aslında bilişsel yetersizliklerden ötürü bu durumdadırlar (21). Bu bireyler sosyal ortamlarda ne yapmaları gerektiğini bilmemektedirler. Bireylerin zihinlerinde bilişsel senaryolar vardır. Bu senaryolar, bireylerin davranışlarının uygun olmasını ve olayları daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Bu kurama göre eğitim daha çok kişinin bilişsel yeterliğini arttırmaya yönelik verilmelidir (22).

2.6.4.4. Psikanalitik Öğrenme Kuramı ve Sosyal Beceri

Bu yaklaşıma göre, çocuğun benlik algısı insan ilişkileri ile oral kimlik kazanımıyla alakalıdır. Çocuğun kendisiyle ailesi arasında odipus karmaşası gibi dönemlerin iyi bir şeklide geçirilmesi ile olumlu denge sağlanır. Sosyal yeterlilik ve yetersizliğe bakıldığında; sosyal yeterlilik, başarılı bütünleşme ve sağlıklı enerji olarak bu kuram tarafından açıklanmıştır. Sosyal yetersizlik ise, aileye bağımlılık, kaygı, kimlik çatışması, sevilmeme korkusu gibi yaşanan travmalardan kaynaklanmaktadır (10).

Psikanalitik modele göre, insan davranışlarını anlamak için içsel işlemleri analiz etmek gerektiği belirtilmekte ve fiziksel aktivitelerin bilinçaltının bir sonucu olduğu savunulmaktadır. Benlik saygısının gelişmesi, çocukluk ilişkileri ve erken kimlik kazanmayla ilgilidir. Olumlu denge, aile ve çocuk arasındaki kritik evrelerin sağlıklı atlatılmasıyla gerçekleştiği belirtilmektedir.

2.6.4.5. Hümanistik Öğrenme Kuramı ve Sosyal Beceri

Sosyal beceriler, diğer yaklaşımlar tarafından ele alınmış olsa bile kuramsal bakış yönünden tutarlılık vardır. Sosyal beceri araştırmacıları, sosyal becerilerde ana rolün bilgiyi alma ve bilgiyi gönderme becerilerinin olduğu konusunda hem fikir

olmuşlardır. Sosyal becerilerin temelinde iletişim becerileri ve insanlar arasındaki ilişkiler bulunmaktadır. Bu ilişkiler sosyal becerilerde temel yapıyı oluşturmaktadır. Bununla birlikte sözsüz gerçekleştirilen iletişim yolları da ölçülmeye çalışılmış ve sözsüz iletişim becerilerinin de önemli olduğu belirtilmiştir (157).

Hümanistik yaklaşıma göre sosyal yeterlik, birey olarak kendini anlama, iyi vatandaş olma, sorumluluk sahibi olma, duygusal iyilik ve değişikliklere uyum sağlama, diğerlerinin ilgisini kaybetmeden hedefleri yakalayabilme ve insanları sevebilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır (10).

Sosyal beceriler bir bütün olarak ele alındığı gibi daha fazla detaylandırılarak alt boyutlara ayrılmış ve sözü edilen alt boyutlar, açıklamaları ile birlikte aşağıda verilmiştir (106).

Benzer Belgeler