• Sonuç bulunamadı

V. SONUÇ TARTIŞMA VE ÖNERİLER

5.1. Sonuçlar

Seçmeli ders: zorunlu dersler dışında kalan, öğrencilerin kendi isteklerine göre tercih yaptıkları ders çeşitliliğidir. Günümüz koşullarına ayak uydurabilecek bireylerin yetiştirilebilmesi ancak kaliteli bir eğitim sistemi ile sağlanır. Eğitim sisteminin en dinamik beşeri bileşenlerini oluşturan öğrenciler ile öğretmen ve okul yöneticilerinin işlevleri oldukça önemlidir (EARGED. 2011).

Taş (2004) yaptığı araştırmada 6,7 ve 8. sınıflarda seçmeli dersleri incelemiştir. Araştırmada öğretmenlerin çoğu branşı dışında seçmeli derslere girdiği, bazı öğretmenlerin hizmet içi eğitime ihtiyaç duyduğu belirlenmiştir. Araştırmada bulunanlar bu araştırma ile paraleldir. Seferoğlu ve Akbıyık (2005) seçmeli bilişim dersi için yaptıkları çalışmada ilköğretim öğretmenlerinin nadiren bilgisayar kullandıkları bulgusuna ulaşmış ve öğretmenlerin daha çok kurslara katılarak bilgisayar öğrendiği belirlenmiştir. Bu öğretmenlerin branşları dışında bilgisayar dersine girdikleri düşünülürse ders veriminin düşeceği ihtimali düşünülebilmektedir. Aypay ve Özbaşı (2008) yaptığı çalışmada öğretmenlerin büyük çoğunluğunun bilişim dersinde yeterli olmadıkları görülmüştür.

“Seçmeli dersler hangi sınıftan itibaren başlamalıdır? Sorusuna öğretmen ve yöneticilerin büyük çoğunluğu “tüm sınıflarda okutulmak üzere seçmeli ders bulunmalıdır” şeklinde cevap vermişlerdir. Örneklemi oluşturan öğretmen görüşlerine göre; cinsiyet değişkeni açısından yapılan karşılaştırmalarda herhangi bir anlamlı farklılık gözlenmemiştir. Okulların öğretim şekli değişkeni açısından yapılan karşılaştırmalarda ise yatılı okul öğretim şekli ve ikili öğretim şekli arasında anlamlı fark görülmüş olup bu anlamlı fark yatılı okul öğretim şekli lehine gözlenmiştir. Öğretmen ve yöneticilere göre, okuldaki araç gereç mekan eksikliği birinci sırada olumsuzluk olarak gösterilmiştir. Bu olumsuzluk Taş’ın (2004) “İlköğretim 6, 7 ve 8.

82

Sınıflar Seçmeli Ders Programlarının Öğretmen ve Öğrenci Görüşleri Doğrultusunda Değerlendirilmesi” adlı araştırmada ve EARGED’in (2008) araştırmasında aynı şekilde belirtilmiştir. Öğretmenlerin okullarda seçmeli derslerin belirlenmesinde dikkate alınan faktörlere ilişkin görüşleri incelendiğinde; seçmeli derslerin belirlenmesinde birinci sırada “okulun imkânları” görüşü ağır basmaktadır. Aslında yine aynı olumsuzluktan dolaylı bir şekilde bahsedilmiş olup bu sorun, seçmeli ders seçimini de etkilemiştir. Öte yandan gerek öğretmenler gerekse okul müdürleri tarafından derse girecek öğretmen seçiminde neye dikkat edilmelidir? Sorusuna “girilecek dersin öğretmen branşına uygunluğuna dikkat edilmelidir” şeklinde cevap verdikleri görülmüştür. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu girmekte olduğu seçmeli dersin kendi branşına uygun olduğunu düşünürken öğretmenlerin çok az bir kısmı seçmeli derslerde olumsuzluk yaşadığını belirtmiştir. Seçmeli derslerle ilişkili olan; okullarda spor salonu, bilgisayar laboratuvarı, resim odası ve müzik odası bulunma oranları incelendiğinde; okullarda bu dört mekân içinde en yüksek oranın bilgisayar laboratuvarı olduğu görülmüştür. Bu durum bilişim teknolojileri dersinin daha önceden zorunlu ders kapsamında olması; bilgisayar laboratuvarının mekan açısından daha avantajlı olmasını sağlamıştır.

Araştırmaya katılan okul müdürlerinin görev yaptıkları ilköğretim okullarında seçmeli derslerde ek ders ücretiyle çalıştırdıkları uzman usta öğretici sayısının az olduğu görülmüştür. EARGED’in (2008) yaptığı araştırmada da bu şekilde bir sonuç elde edilmiştir. Ayrıca okul müdürlerinin okullarında seçmeli derslerin belirlenmesinde dikkate alınan faktörlere ilişkin görüşleri incelendiğinde; seçmeli derslerin belirlenmesinde birinci sırada “öğrencilerin istekleri” seçeneğinin birinci sırada benimsendiği görülmüştür.

Öğretmenlerin okullarda seçmeli derslerin belirlenmesinde dikkate alınan faktörlere ilişkin görüşleri incelendiğinde; seçmeli derslerin belirlenmesinde birinci sırada “Okulun imkânları” görüşü ağır basmaktadır. Öğretmenlerin okul müdürleriyle aynı kanaatte olmadıkları, araştırmanın örneklemindeki ilköğretim okullarında seçilme oranı en yüksek dersin Bilişim Teknolojisi dersinin olduğu ve örneklem kapsamındaki öğretmenler ve okul müdürlerinin hangi seçmeli derslere girdiklerinin dağılımı incelendiğinde ise öğretmenlerin büyük çoğunluğunun Bilişim Teknolojileri dersine girdikleri görülmektedir. Öğretmenlerin seçmeli derslerle ilgili olarak herhangi bir olumsuzluk yaşayıp yaşamadıkları konusundaki görüşlerinin dağılımı incelendiğinde

83

öğretmenlerin büyük çoğunluğu sorun yaşanmadığını belirtmiştir. Yine bu bulgularda EARGED’ in (2008) araştırmasıyla paraleldir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin okuttukları seçmeli derslerle ilgili olarak yaşadıkları olumsuzluklara ait görüşleri incelendiğinde öğretmenlerin okuttukları seçmeli derslerle ilgili olarak en çok yaşadıkları olumsuzluğun okuldaki araç, gereç ve mekân eksikliği olduğu görülmektedir. Bu duruma seçmeli derslerin önemsenmemesi ve okulların yapılırken bu derslere göre bir plan çizilmediğini göstermektedir. Öğretmen ve okul müdürlerinin okullarında koşullar nedeniyle açamadıkları dersler hakkındaki görüşlerinin dağılımı incelendiğinde; öğretmen ve okul müdürlerinin görüşlerinin çok yakın olmasa da birbirlerine paralel olduğu görülmektedir. Yine seçmeli derslerin daha iyi işlenmesi için en çok seçilen seçenek okul imkanlarını geliştirmek faktörü olmuş ve bu durumun çözüme kavuşturulmasını gerektirmektedir.

Hizmet içi eğitim konusunda ise, öğretmenlerin çok az bir kısmı hizmet içi eğitime katılmıştır. Bu duruma bu kursların yetersiz olması ve öğretmen isteksizliği sebep olabilmektedir. Aynı sonuca EARGED’in (2008) yaptığı araştırmada da rastlanmıştır. Hizmet içi eğitim avantajlı görünürken bu her zaman avantaj sağlamayabilir. Örneğin Tanataş’ın (2010) araştırmasında hizmet içi eğitim almayan öğretmenler öğretim programına daha çok dikkat ettiği tespit edilmiştir.

Araştırmada seçmeli derslerin notla değerlendirilmesinin başarıyı arttıracağından bahsedilmiş bu durum, Tanataş’ın (2010) araştırmasıyla paraleldir. Ayrıca Seferoğlu (2007) bilişim teknolojileri dersinin eksiklerini sıralarken ders notunun karneye yansıtılamamasını en yaygın sıkıntı olarak değinmiştir. Anlaşıldığı gibi seçmeli derslerin notunun karneye işlenememesi ders disiplinini ve başarıyı etkilemektedir denilebilir. Seçmeli derslerin ilköğretim sınıfları içerisinde verilmeye başlanması için en uygun sınıf düzeyi öğretmenler ve okul müdürlerine göre tüm sınıflarda verilmesidir. Bu durum da EARGED’ in (2008) araştırması ile paraleldir. Yine 4. Sınıf düzeyinden itibaren verilmesi de çokça seçilen sınıf düzeyidir. Tüm sınıflarda işlenebilecek seçmeli derslerin olması ilgilerin her sınıf seviyesinde olduğunu ve ders ihtiyacını da belirtmektedir denilebilir.

84

Ayrıca “veliler seçmeli ders hakkında bilinçlidir” maddesinin “katılıyorum” düzeyinde en yüksek aritmetik ortalama değerine sahip olduğu belirlenmiştir. En düşük ortalamaya sahip olan madde ise; “Seçmeli dersler öğrencilerin yeteneklerini ortaya çıkarmaktadır” maddesi olmuştur. Bu sonuçlardan anlaşılmaktadır ki veliler seçmeli ders seçiminde karar verirken isabetli olabilmekte ve öğretmenlere göre seçmeli dersler bazı yetenekleri açığa çıkarabilmektedir.

Yine yöneticiler tarafından ölçme aracında bulunan sadece “Birinci kademede görev yapan sınıf öğretmenleri hangi seçmeli dersi okutacaklarına kendileri karar verebilmelidir” maddesi “hiç katılmıyorum” şeklinde belirtilmiştir. Yöneticilerin durumu böyle belirtmelerinin nedeni ortak karar alınmasının daha verimli olabileceği görüşünü benimsemeleri etkili olmuş olabilir.

Benzer Belgeler