• Sonuç bulunamadı

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

5.1. SONUÇLAR

Kore Savaşı, 25 Haziran 1950’de Kuzey Kore’nin Güney Kore’ye saldırmasıyla başlamıştı. Dünya barışının, İkinci Dünya Savaşı’nın üzerinden çok geçmeden yeniden bozulması, tüm dünyayı tedirgin etmişti. Uzakdoğu’da başlayan bu savaşın, yeni bir dünya savaşına neden olabileceği fikri, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hâkimdi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 27 Haziran 1950’de aldığı kararla, saldırıyı durdurup dünya barışını yeniden tesis etmek için, tüm üye devletleri Güney Kore’ye yardım etmeye çağırdı. BM’nin bu kararı ile barış karşıtı bir harekete ilk defa, BM bayrağı altında ordu kurularak karşı çıkılmıştır.

Kore Savaşı başladığı andan itibaren İstanbul basını da gelişmeleri yakından takip etmiştir. Yeni bir dünya savaşı çıkması ihtimali, Türk halkının güvenliğinden endişe duymasına neden olmuştur. O dönemde Sovyet tehdidi altında bulunan Türkiye’nin, NATO ittifakı dışında kalması, bu endişenin daha da artmasına neden olmuştur.

İstanbul basınında, savaşın başlamasıyla birlikte artan endişenin yanında, Kore’ye yapılabilecek yardımın şekli de tartışılmaktaydı. Kimilerine göre yapılacak yardımın sembolik olması gerekliliği vurgulanırken, kimileri de sembolik yardımdan daha ziyade esaslı bir yardımdan yanaydılar. DP Hükümeti’nin 25 Temmuz 1950’de aldığı asker gönderme kararı, İstanbul basınında uzun süren tartışmalara neden oldu. Hükümet, Bakanlar Kurulu’nun almış olduğu bu kararla, Kore’ye asker göndermeye karar verdiğini bildirmiş oldu. Ancak, verilen bu kararda TBMM’nin onayı alınmamıştır.

Muhalefet Partisi olan CHP, asker gönderme kararı alınırken kendisine ve TBMM’ye danışılmamasını çok eleştirdi. CHP yetkilileri, milleti böyle derinden etkileyen bir kararın, sadece TBMM yetkisi dâhilinde olduğunu ileri sürerek, DP Hükümeti’nin Anayasa’yı ihlal ettiğini ileri sürdü. Ayrıca CHP, Türkiye’nin Kore’ye asker göndermesinin, Sovyetlerin bize karşı olan düşmanlığını artırabileceğini ve böyle bir durumda da Türkiye’nin güvenliğinin antlaşmalarla garanti altına alınması gerektiğini belirtmekteydi. Bunun yanı sıra NATO ile güvenliğini garanti altına almış olan devletler yardım konusunda kararsız kalırken, NATO’ya üye olmayan Türkiye’nin Kore’ye asker göndermesini eleştirmiştir.

1950 yılının Kasım ayı sonlarında, Türk kuvvetleri Kore’de ilk büyük savaşına girmiş ve Kunuri Savaşı olarak bilinen bu savaşlarda büyük bir başarı kazanmıştı. O günlerde bütün İstanbul basını, hatta dünya basını, Türk askerlerinin başarısından söz etmekteydi. Bu ortam içinde CHP, Kore kararına karşı yönelttiği eleştirilerini yumuşatmak zorunda kaldı. Asker gönderme kararının Meclis’te oylanması 11 Aralık 1950’de gerçekleşti. Kore’ye gönderilen askeri birlik hakkında alınan kararın Anayasa’ya ve kanunlara uygun olduğu 311 lehte oyla kabul edildi.

Muhalefet partilerinin karar ile ilgili eleştirileri, İstanbul basınında geniş yer tuttu. Muhalefetin bu eleştirilerine rağmen, asker gönderme kararı ülke içinde olumlu bir hava yarattı. Özellikle Türk gençliği, asker gönderme kararını, komünizmin yayılmasına karşı yapılan kararlı bir girişim olarak görmekteydi. Basın, Kore Savaşı’na başından itibaren büyük bir ilgi göstermekteydi. Gösterilen bu ilgi Türk askerinin Kore’ye ulaşmasıyla birlikte daha da arttı. Bazı gazeteler cepheye savaş muhabiri göndererek, Türk askerinin savaşlarını yakından takip etmiş, gazeteler aracılığıyla Türk askeri ile aileleri arasında iletişim sağlanmıştır.

Türk askeri, cephede savaştığı üç yıl süresince, savaşın hep can alıcı bölgelerinde görev yapmıştır. Türk askerinin, üç yıl içinde kazandığı muharebeler, savaşın kaderini ve seyrini değiştirmiştir. Güney Kore’nin

kurtarılarak, egemenliğine kavuşmasında etkili olmuştur. Kunuri Savaşı’nda Türk askeri üzerine aldığı görevi başarıyla yapmış ve BM Ordusu’nun imha edilmesini engellemiştir. Türk askerinin göstermiş olduğu bu başarılar, tüm dünyaca takdir edilmiştir.

Kunuri Savaşı’nın ertesinde gemilere binerek Kore’yi terk etme planları yapan BM kuvvetleri, Türk askerinin Kumyangjangni Zaferi’nden sonra, taarruza katılarak, Kore’yi terk etmekten vazgeçmiştir. Kore’de ikinci kez savaşın kaderini değiştiren Türk askeri birliği, bu başarısından dolayı Amerikan Kongresi tarafından Mümtaz Birlik Nişanı ile ödüllendirilmiştir. Güney Kore Cumhurbaşkanlığı tarafından da Birlik Nişanı verilmiştir. 1953 yılında yapılan son taarruzu da engelleyen Türk Tugayı, 23 Temmuz 1953’te savaşı sona erdiren, Panmunjim Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasını sağlamıştır. Bu başarısı nedeniyle de Türk Tugayı’na ikinci kez Mümtaz Birlik Nişanı verilmiştir.

Türk askerinin Kore’deki başarıları, tüm dünyanın Türkiye’ye bakış açısını değiştirmiştir. Özellikle Amerikan Kongresi’nin tutumunun değişmesinde, Türk askerinin Kore’deki mücadelesi etkili olmuştur. Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nin kararına hemen uyarak Kore Savaşı’na asker göndermesi ve bu askerlerin savaşta gösterdiği mücadele azmi Türkiye’nin NATO’ya kabul edilmesinde etkili olmuştur.

Türk halkı, Türk askerinin Kore’deki savaşlarına büyük bir ilgi göstermiş ve onların başarılarını, Türk milletine has olan kahramanlığın açık bir delili saymıştır. Ayrıca, dünya barışı için savaşmanın, kendi vatan ve milletinin bağımsızlığı için savaşmak kadar önemli olduğunu düşünmüştür. Bu düşüncesini ispat etmek için birçok yerde, mitingler düzenlemiş, okullarda, camilerde ve kilisede şehit ve gaziler için törenler yapılmıştır. Binlerce kişi, gönüllü olarak Kore’de savaşmak için, Milli Savunma Bakanlığı’na müracaat etmiştir. Türkiye’den binlerce kilometre uzakta Kore’de savaşan askerlerimiz için çeşitli kampanyalar düzenleyerek, onlara hediyeler gönderilmiştir. Yurda dönen gazilerimize, şehit ailelerine büyük sevgi ve saygı gösterilmiştir.

Kısacası Kore Savaşı’na Türk askerinin yanında manevi olarak Türk halkı da katılmıştır.

Benzer Belgeler