• Sonuç bulunamadı

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

5.1 Sonuç

Bu bölümde, araştırmaya ilişkin öne sürülen problemler, istatistiksel ve ilişkisel

tarama modeli sonucunda ile elde edilen bulgularla tartışılacak ve

yorumlanacaktır. Elde edilen bulgular doğrultusunda, ruh sağlığı alanında çalışanlara, araştırmacılara, ebeveynlere yönelik önerilerde bulunulacaktır.

5.1.1 15-17 yaş arası ergenlerin sosyal anksiyete ve ebeveyn tutumlarının yaş değişkenine ilişkin bulgulara yönelik yorumlar

Araştırma, 15-17 yaş aralığında liseye devam eden öğrencilerin yaş değişkenine

göre anne baba tutumlarının ve sosyal kaygı puanlarının farklılaşıp

farklılaşmadığı sorusuna yanıt aramıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda çizelge 4.3’de görüldüğü gibi yaş değişkenlerinin Anne Baba Tutum Ölçeği toplam puan ortalamaları ve Sosyal Kaygı Ölçeği toplam puan

ortalamaları üzerindeki temel etkisinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık

bulunmamıştır. Bu durumun yaş grupları arasında önemli bir yaş farkının olmamasından kaynaklandığı varsayılmaktadır.

5.1.2 15-17 yaş arası ergenlerin sosyal anksiyete ve ebeveyn tutumlarının cinsiyet değişkenine ilişkin bulgulara yönelik yorumlar

Araştırma, 15-17 yaş aralığında liseye devam eden öğrencilerin cinsiyet değişkenine göre anne baba tutumlarının ve sosyal kaygı puanlarının farklılaşıp farklılaşmadığı sorusuna yanıt aramıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda çizelge 4.4’de görüldüğü gibi cinsiyet değişkenlerinin Anne Baba

Tutum Ölçeği puanları ve Sosyal Kaygı Ölçeği puanları üzerindeki temel

etkisinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Kız ve erkek öğrencilerin algıladıkları ebeveyn tutumlarından demokratik ve otoriter tutum puan ortalamarında anlamlı bir faklılık gözlenmezken, erkek öğrencilerin ailelerinde Koruyucu istekçi tutumun kız öğrencilere göre daha yüksek olduğu

gözlenmektedir. Kız öğrencilerin algıladıkları anne baba tutumlarında erkek öğrencilere göre anlamlı bir farklılık olmamasına rağmen sosyal kaygı puanlarında anlamlı farklılıklar gözlenmiştir. Kız öğrencilerin (ODK) Olumsuz Değerlendirilme Korkusu ve (G-SDKHD) Genel Sosyal Durumlarda Korku ve Huzursuzluk Duyma puanlarının erkek öğrencilere göre anlamlı derecede yüksek olduğu tespit edilmiştir. Literatür incelendiğinde cinsiyet değişkenlerinin sosyal kaygı ve ebeveyn tutumları üzerindeki etkisine dair farklı sonuçlara ulaşılmıştır. Tanzi (2018), yaptığı araştırmada cinsiyet değişkenlerine bağlı olarak öğrencilerin sosyal kaygı düzeylerinde bir farklılık olmadığını belirtmiştir. Greca ve Lopez (1998), yaptıkları araştırmanın sonuçlarına göre ise kızlar, erkeklere oranla daha fazla sosyal anksiyete rapor etmişlerdir. Olumsuz değerlendirilme korkusu ve yeni durumlardan kaçınma, erkeklere kıyasla kızlarda daha belirgin olduğu bildirilmiştir. Literatür incelendiğinde; sosyal kaygının, hangi cinsiyette daha fazla görüldüğüne dair araştırma bulgularının birbirleri ile tutuarlı olmadığı görülmektedir. Bazı araştırmalarda erkek öğrencilerin bazı araştırmalarda kız öğrencilerin sosyal kaygılarında farklılık

bulunurken, bazı araştırmalarda cinsiyetler arası anlamlı bir farklılık tespit

edilememiştir (Leary & Kowalski akt. Erkan, 2002).

5.1.3 15-17 yaş arası ergenlerin sosyal anksiyete ve ebeveyn tutumlarının kardeş sayısı, kaçıncı çocuk olduğu, anne babanın sağ/ölü durumu, anne babanın birlikte yaşama durumu, anne ve babanın eğitim durumu değişkenlerine ilişkin bulgulara yönelik yorumlar

Araştırma, 15-17 yaş aralığında liseye devam eden öğrencilerin kardeş sayısı, kaçıncı çocuk olduğu, anne babanın sağ/ölü durumu, anne babanın birlikte yaşama durumu, anne ve babanın eğitim durumu değişkenlerine göre anne baba tutumlarının ve sosyal kaygı puanlarının farklılaşıp farklılaşmadığı sorusuna yanıt aramıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda çizelgelerde 4.5, 4.6, 4.7, 4.8, 4.9, 4.12, 4.13 görüldüğü gibi belirtilen değişkenlerinin Anne Baba

Tutum Ölçeği puanları ve Sosyal Kaygı Ölçeği puanları üzerindeki temel

etkisinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Yapılan

araştırmalar incelendiğinde Erkan (2002), yaptığı araştırmada anne babanın boşanma durumu, eğitim seviyeleri ve sosyal faaliyetlere katılma durumunu sosyal kaygıda risk faktörü olarak değerlendirirken, doğum sırasının risk faktörü

olmadığını bildirmiştir. Aradaki bu fark, Erkan’ın araştırmasında risk

faktörlerini anlamaya yönelik bir form kullanılmasına ve yarı yapılandırılmış

görüşmeler sayesinde öğrenciden sosyo demografik durumları hakkında daha detaylı bilgi alınmasına bağlanarak açıklanabilir. Alisinanoğlu ve Ulutaş (2003), yaptıkları araştırmada ise cinsiyetin, kardeş sayısının, sosyo ekonomik durumun ve anne baba eğitim seviyesinin çocukların sürekli kaygı seviyeleri ile anlamlı bir ilişkisinin olmadığını belirtmişlerdir.

5.1.4 15-17 yaş arası ergenlerin sosyal anksiyete ve ebeveyn tutumlarının sosyo- ekonomik durum değişkenine ilişkin bulgulara yönelik yorumlar

Araştırma, 15-17 yaş aralığında liseye devam eden öğrencilerin sosyo-ekonomik durum değişkenine göre anne baba tutumlarının ve sosyal kaygı puanlarının farklılaşıp farklılaşmadığı sorusuna yanıt aramıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda çizelge 4.10’da görüldüğü gibi sosyo-ekonomik değişkenlerinin Anne Baba Tutum Ölçeği puanları ve Sosyal Kaygı Ölçeği puanları üzerindeki temel etkisinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar

bulunmuştur. Sosyo-ekonomik durumunu düşük olarak belirten öğrencilerin

ailelerinde otoriter ebeveyn tutum puanı yüksek bulunmuştur. Sosyo ekonomik düzey düştükçe öğrencilerin sosyal kaygı puanlarında artış olduğu tespit edilmiştir. Literatürdeki araştırma bulgularına bakıldığında soysa-ekonomik değişkenin ebeveyn tutumu ve sosyal kaygı puanlarında farklılıklar olduğu

görülmektedir. Alisinanoğlu ve Ulutaş (2003), yaptıkları araştırmada sosyo-

ekonomik durumun çocukların sosyal kaygı seviyelerinde bir etkisinin olmadığını belirtirken, Erkan (2002) ailenin gelir düzeyinin çocuğun sosyal kaygı durumunda bir risk faktörü olduğunu bildirmiştir. Erkan, Güçray ve Çam

(2002) yapmış oldukları araştırmalarında ise Otoriter anne baba ve Koruyucu-

istekçi ana baba tutumlarına sahip öğrencilerin (ODK),(SKH) ölçeklerinden yüksek puan aldıklarını belirtmişlerdir. Lieb ve arkadaşları (2000) Aşırı korumacı ve reddeden ebeveynlik tarzının sosyal kaygı ile anlamlı bir ilişkisi olduğunu bildirmişlerdir.

5.1.5 15-17 yaş arası ergenlerin sosyal anksiyete ve ebeveyn tutumlarının okul başarı durumu değişkenine ilişkin bulgulara yönelik yorumlar

Araştırma, 15-17 yaş aralığında liseye devam eden öğrencilerin okul başarı durumu değişkenine göre anne baba tutumlarının ve sosyal kaygı puanlarının farklılaşıp farklılaşmadığı sorusuna yanıt aramıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda çizelge 4.14’de görüldüğü gibi okul başarı değişkenlerinin Anne Baba Tutum Ölçeği puanlarında anlamlı farklılık gözlenirken, öğrencilerin sosyal kaygı puanlarında anlamlı bir ilişki gözlenmemiştir. Okul başarısını iyi olarak belirten çocukların ailelerinde demokratik tutum puanı, okul başarısını zayıf ve orta bildiren çocuklara göre daha yüksek çıkmıştır. Okul başarısını zayıf olarak bildiren öğrencilerin ailelerinde otoriter tutumun hakim olduğu gözlenmiştir. Ancak okul başarısı ile sosyal kaygı arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Yapılan bir araştırmada; Yıldız ve Kutlu (2015), genel

durumlarda sosyal kaçınma ve huzursuzluk duyma ile öğrencinin okula

bağlanma ve başarısında anlamlı bir ilişki olduğunu ancak olumsuz değerlendirilme korkusu ve yeni durumlarda sosyal kaçınma ve huzursuzluk duyma değişkeninin çocuğun okula bağlanma ve başarısında anlamlı bir etkiye sahip olmadığını belirtmişlerdir (Yıldız & Kutlu, 2015).

5.1.6 15-17 yaş arası ergenlerin sosyal anksiyete ve ebeveyn tutumlarının arkadaş sayısı değişkenine ilişkin bulgulara yönelik yorumlar

Araştırma, 15-17 yaş aralığında liseye devam eden öğrencilerin arkadaş sayısı değişkenine göre anne baba tutumlarının ve sosyal kaygı puanlarının farklılaşıp farklılaşmadığı sorusuna yanıt aramıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda çizelge 4.16’da görüldüğü gibi arkadaş sayısı değişkenlerinin Anne

Baba Tutum Ölçeği puanlarında anlamlı bir ilişki gözlenmezken, öğrencilerin

sosyal kaygı puanlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur. Arkadaş sayısını düşük olarak belirten öğrencilerin sosyal kaygı puanları yüksek çıkarken, arkadaş sayısını yüksek bildiren öğrencilerin sosyal kaygı puanları düşük çıkmıştır. Greca ve Lopez (1998), yapmış oldukları araştırmada sosyal kaygı ile arkadaş kabulü arasında anlamlı bir ilişki olduğunu tespit etmişler, sosyal anksiyetesi yüksek çıkan kız öğrencilerde yakın arkadaş sayısının az olduğunu bildirmişlerdir.

5.1.7 Ergenlerin sosyal kaygı ölçeği alt boyutları ile ebeveyn tutumları ölçeği alt boyutlarına ilişkin bulgulara yönelik yorumlar

Araştırma, 15-17 yaş aralığında liseye devam eden öğrencilerin sosyal kaygı ölçeği alt boyutları ile ebeveyn tutumları ölçeği alt boyutlarındaki ilişkinin farlılaşıp farklılaşmadığı sorusuna yanıt aramıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda çizelge 4.18’de görüldüğü gibi Anne-Baba Tutum Ölçeği Demokratik tutum puanları ile Ergenlerde Sosyal Kaygı Ölçeği ODK, G-

SDKHD ve Y-SDKHD puanları arasında negatif yönde istatistiksel olarak

anlamlı korelasyon gözlenmiştir. Ailelerde demokratik tutum arttıkça öğrencinin sosyal kaygısı azalmaktadır. Bu bilgiler literatür sonuçlarıyla da tutarlılık

göstermektedir. Yapılan birçok araştırmaya bakıldığında çocuk ve ergenler için

sağlıklı aile ortamının; ebeveyn ve çocuk arasında eşit ilişkilerin yaşandığı, sevgi ve hoşgörü temellerine dayanan demokratik aile yaşamı olduğu

belirtilmektedir (Baumrind’den akt. Kuzgun & Eldeleklioğlu,1999).

Anne-Baba Tutum Ölçeği Koruyucu-istekçi tutum puanları ile Ergenlerde

Sosyal Kaygı Ölçeği ODK, G-SDKHD puanları arasında Pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı korelasyon gözlenirken Y-SDKHD puanları arasında anlamlı korelasyon gözlenmiştir. Literatüre bakıldığında olumsuz değerlendirme korkusu sosyal anksiyete oluşumunda önemli bir etkiye sahiptir ve aşırı korumacı, kaygılı ve baskıcı ebeveyn yetiştirme tarzı ile ilişkili olduğu belirtilmiştir (Takako’dan akt. Erkan, 2002).

Anne-Baba Tutum Ölçeği Otoriter tutum puanları ile Ergenlerde Sosyal Kaygı Ölçeği ODK, G-SDKHD ve Y-SDKHD puanları arasında Pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı korelasyon gözlenmiştir. Ebeveynlerin otoriter tutumu arttıkça ergenlerin sosyal kaygıları da artmaktadır. Yapılan bir araştırma da demokratik ebeveyn tutumuna sahip öğrencilere kıyasla, koruyucu ve otoriter ana baba tutumuna sahip öğrencilerin ODK, SKH puanlarının yüksek olduğu bildirilmiştir (Erkan, Güçray & Çam, 2002). Diğer bir araştırma ise, Türkiye’de yapılmış ebeveyn tutum ve davranışlarının gençler üzerindeki etkisini inceleyen yayınlanmış araştırmaların derlemesinden oluşmaktadır. 34 farklı yayınının incelenmesini içeren çalışmada ebeveynlerin baskı, aşırı disiplin ve aşırı koruyucu tutumunun çocuk ve ergenler üzerindeki etkisi tutarlı olarak olumsuz; demokratik ve kabul edici tutumların ise gençler üzerindeki etkisi tutarlı olarak

olumlu bulunmuştur (Sümer, Aktürk, & Helvacı, 2010). Araştırma bulgularının literatürle uygun ve anlamlı sonuçları olduğu görülmektedir.

Benzer Belgeler