• Sonuç bulunamadı

Anadolu adaçayı uzun yıllardan beri ülkemizde bitkisel çay olarak yaygın bir şekilde tüketilmektedir. Aynı zamanda bir ihraç ürünü olan yaprakları çay kalitesi koku ve tat olarak tıbbi adaçayı (S. officinalis L.)’ndan çok daha üstündür. Bu nedenle hem yurt içi tüketimde hem de yurt dışına ihraç edilmek üzere aranan değerli bir üründür. Ancak ne yazık ki diğer birçok tıbbi ve aromatik bitki türünde olduğu gibi bu türde de henüz tarla üretimine geçilmemiş olup üretimin tamamı doğadan toplamaya dayanmaktadır. Ülkemizde doğadan toplamanın bilinçsiz ve aşırı yapılması diğer türlerde olduğu gibi özellikle toplamanın yoğun olduğu bölgelerde populasyonların oldukça azalmasına neden olmaktadır.

Seleksiyon çalışmaları ile agronomik ve kalite özellikleri yüksek çeşit elde edilmesi amacıyla yürütülen çalışmada, Antalya ilinin farklı lokasyonlarında yayılış gösteren Anadolu adaçayı (S. fruticosa Mill.) türü kullanılmıştır. Çalışmada, vejetatif yöntemle üstün özelliklere sahip çeşitler elde ederek; daha ucuz, kaliteli, kolay ve bol miktarda üretim yapılmasını sağlamak ve buna bağlı olarak, doğal S. fruticosa Mill. populasyonlarının tahrip edilmesini önlemek ve bitki gen kaynaklarını ülke ekonomisine kazandırmak hedeflenmiştir. Çalışmada elde edilen sonuçlar aşağıda özetlenmiştir.

Populasyon ortalamaları bakımından, A-klonlarının köklenme oranlarını %64.04-78.42 arasında belirlenmiştir. En yüksek köklenme oranı, Kemer-Kiriş populasyonundan elde edilen ortalama değere aittir. B-klonlarında en yüksek köklenme oranı %100’lük bir oranla Kemer’den toplanan populasyonlara ait klonal hatlarda görülmüştür. A-klonlarının köklenme oranlarının B-klonlarına göre düşük olması, varyasyon kaynağından alınan çeliklerin köklenme serasına gelinceye kadar su kaybetmesi ile ilişkilendirilebilir. A-klonlarının bitki boyu değerleri, populasyon ortalamaları bakımından 77.35-108.69 cm arasında değişim göstermiştir. En yüksek bitki boyu ortalaması FD-1 populasyonundan elde edilmiştir. B-klonlarının bitki boyunun ise 91.97-117.57 cm arasında olduğu tespit edilmiştir. Tekirova-Teleferik Yolu populasyonundan toplanan FK4-22 numaralı klonal hattın bitki boyu değerinin en yüksek olduğu belirlenmiştir. Bitki dal sayısı bakımından A-klonlarında populasyonlar arasında önemli farklılıklar (22.86-41.75) gözlenmiştir. En yüksek ortalama bitki dal sayısı değeri FD2 populasyonunda tespit edilmiştir. Bitki dal sayısı B-klonlarında 18.86-48.61 adet olarak değişim göstermiştir.

Yürütülen çalışmada, verim açısından yapılan değerlendirmede, populasyon ortalamaları bakımından yeşil herba verimi 1303.59-3098.33 kg/da ve kuru herba verimi ise 748.34-1135.15 kg/da olarak saptanmıştır. En yüksek herba verim değeri her ikisinde de FD2 populasyon ortalamasından elde edilmiştir. B-klonları arasında yapılan istatistiki değerlendirme sonucunda yeşil ve kuru verimi açısından her iki verim değerinde de klonal hatlar arasında önemli farklılığın oluştuğu belirlenmiştir. Yeşil herba verimi 1115.20-3728.00 kg/da arasında değişim gösterirken kuru herba verimi 555.03-1357.933 kg/da olarak gerçekleşmiştir. En yüksek herba verim değerleri A- klonları ile doğru orantılı olarak, FD2 populasyonundan seçilen FD2-9 numaralı lonal hattan elde edilmiştir.

74

Yeşil ve kuru yaprak verimi açısından yapılan değerlendirmede A ve B-klonları için populasyonlar arasında önemli farklılığın olduğu bulunmuştur. A-klonları populasyon ortalamaları yeşil ve kuru yaprak verimleri sırasıyla 740.06-1603.21, 341.26-534.36 kg/da arasında değişim göstermiştir. B-klonlarında ise en yüksek yeşil yaprak 2050.40 kg/da olarak tespit edilirken en yüksek kuru yaprak verimi 605.867 kg/da olarak belirlenmiştir.

Kuru yaprak oranı açısından sonuçlar değerlendirildiğinde, oranların %46.05 ile %56.91 arasında değiştiği görülmektedir. En yüksek kuru yaprak oranı FKM2 populasyonundan elde edilmiştir. Populasyonlardan seçilen klonal hatlardan en yüksek kuru yaprak oranına sahip klonal hattın %70.30’luk bir oran ile FK4-9 olduğu belirlenmiştir. Denemeye alınan populasyonların uçucu yağ oranları ise A-klonlarında önemli ölçüde varyasyon göstermiştir. Uçucu yağ oranlarının, %1.88 ile %2.42 arasında değişim gösterdiği belirlenmiştir. En yüksek uçucu yağ oranı FK4-22 populasyon ortalamasından elde edilmiştir. B-klonlarındaki en yüksek oranın (%3.80) Tekirova- Teleferik Yolu populasyonunundan toplanan FK4-22 numaralı klonal hattan olduğu tespit edilmiştir. Klonal hatlar arasında yapılan istatistiki değerlendirme sonucunda rosmarinik asit miktarı açısından önemli farklılığın oluştuğu belirlenmiştir. Rosmarinik asit miktarı 2.68-8.89 mg/g arasında değişiklik göstermiştir. En yüksek rosmarinik asit miktarı FK3-16 numaralı klonal hattan elde edilmiştir.

Çalışmada klonal hatların uçucu yağ bileşenleri belirlenmiştir. Toplam 29 bileşen tanımlanmış ve tanımlanan bu bileşenlerin uçucu yağların yaklaşık %100’ünü oluşturduğu tespit edilmiştir. Uçucu yağlardaki ana bileşenlerin 1,8-sineol, kafur ve karyofillen olduğu saptanmıştır. Uçucu yağlardaki 1,8-sineol oranı %34.51-73.49 arasında değişim göstermiştir. Diğer ana bileşen olan kafurun %0.72-16.88 arasında yer aldığı belirlenmiştir. En yüksek 1,8-sineol oranı içeren iki klonal hat (FD2-9 ve FD4- 13) Demre lokasyonundaki populasyonlardan elde edilmiştir.

Çalışmamızda değerlendirilen klonal hatlar arasında varyasyonun geniş olduğu, incelenen özellikler bakımından öne çıkan klonal hatlar olduğu belirlenmiştir. Elde edilen veriler ışığında; FK3-16, FK4-9, FK4-14, FK5-7, FD2-9 ve FD4-13 numaralı klonal hatların ilaç, çay, kozmetik ve süs gibi alanlarda kullanılanılabileceği söylenebilir.

75

Benzer Belgeler