• Sonuç bulunamadı

Bitki Boyu

Denemede kullanılan susam hatlarının bitki boyları, ekim zamanı, sulu-susuz yetiştirme durumuna göre ve sağlıklı hastalıklı durumuna göre istatistiki olarak farklılık göstermiştir. En yüksek bitki boyu 133.0 cm sulu koşullarda geç ekilen Y-7 nolu hattaki sağlam bitkilerde, en kısa bitki boyu ise 37.6 cm ile susuz koşullarda geç ekilen hasta bitkilerden elde edilmiştir. Tüm hatlar birlikte değerlendirildiğinde en kısa ortalama bitki boyunun 46.31 cm ile geç ekim ve susuz yetiştirilen hasta bitkilerden, en uzun ortalama bitki boyunun ise 114.18 cm ile sulu koşullarda erken ekilen sağlıklı bitkilerden elde edilmiştir.

Meyve Dalı Sayısı

Denemede kullanılan hatların bitki başına düşen meyve dalı sayısı ekim zamanı, sulu ve susuz yetiştirme durumu, hatlara ve bitkilerin hastalık durumuna göre önemli farklılıklar göstermektedir. Hatlar teker teker ele alındığında en az meyve dalı sayısının 1.20 adet ile Y- 11 hattında, en fazla meyve dalı sayısının ise 8.40 adet ile B-60 nolu hattan elde edilmiştir. Denemede kullanılan bütün hatlar ele alındığında en az meyve dalının susuz koşullarda geç ekilen hastalıklı bitkilerden (2.11 adet), en fazla meyve dalı sayısının (6.55 adet) sulu koşullarda erken ekilen sağlıklı bitkilerden elde edilmiştir. Bu çalışmada, tüm koşullarda hasta bitkilerin dal sayısının sağlıklılara göre daha az olduğu belirlenmiştir.

Kapsül Sayısı

Susam hatlarının bitki başına kapsül sayısı, erken ve geç ekim, sulama durumu, bitkilerin hastalıklı ve sağlıklı olma durumlarına göre farklılık göstermiştir. Bitki başına en az kapsül sayısı 9.6 adet ile susuz koşullarda erken ekilen C-36 nolu hattın hasta bitkilerinden, en fazla kapsül sayısı ise 193.0 adet ile sulu koşullarda geç ekilen Y-7nolu hatta ait sağlam bitkilerden elde edilmiştir. Hatların ortalamaları ele alındığında en az kapsül C-7 nolu hatta (53.33 adet), en fazla ise Y-7 nolu hatta (93.02) oluşmuştur.

Altı hattın ortalamaları esas alındığında bitki başına kapsül sayısının 20.00 ile 132.11 adet arasında değiştiği belirlenmiştir. En az kapsülün susuz koşullarda geç ekilen hasta bitkilerde, en fazla kapsülün ise sulu koşullarda erken ekilen ve sağlıklı bitkilerde oluştuğu saptanmıştır. Her iki ekim zamanında susuz yetiştirilen bitkilerin kapsül sayısının sulu ve sağlıklı bitkilere göre daha az olmuştur. Sonuç olarak, uygulanan tüm faktörlerin, bitkinin kapsül oluşturması üzerine doğrudan etkili olduğu saptanmıştır.

Tohum Verimi

Denemede kullanılan hatların tohum verimi, ekim zamanı, sulama koşulları gibi yetiştirme faktörlerine göre önemli farklılıklar göstermiştir. En düşük verim 29.98 kg/da ile erken ekim ve susuz yetiştirilen Y-7 nolu hattan, en yüksek verim ise 219.25 kg/da ile sulu koşullarda geç ekilen C-36 nolu hattan elde edilmiş ve bunu sulu koşullarda erken ekilen Y- 11 nolu hattı takip etmiştir(214.17 kg/da). Hatlar tek başına ele alındığı zaman ortalama en düşük verim C-53 nolu (75.80 kg/da) hattan, en yüksek verim ise Y-11 nolu (141.04 kg/da) hattan elde edilmiştir. Tüm hatlar birlikte değerlendirildiğinde, en düşük ortalama verim 48.29 kg/da ile erken ekin ve susuz yetiştirilen parsellerde, en yüksek verim ise 161.82 kg/da ile erken ekim ve sulu yetiştirilen bitkilerden elde edilmiştir. Bu verilere göre, susam verimi üzerine çeşit ve genotipler ile yetiştirme ve çevre koşullarının etkili olduğu sonucuna varılabilir.

1000 Tane Ağırlığı

Çalışmada kullanılan hatların 1000 tane ağırlığı, ekim zamanı, sulama durumu ile sağlıklı ve hastalıklı bitkilere göre farklılıklar göstermiştir. En düşük 1000 tane ağırlığı 2.32 g ile sulu koşullarda geç ekilen Y-7 nolu hattın hastalıklı bitkilerinden, en yüksek 1000 tane ağırlığı ise 3.95 g ile sulu koşullarda geç ekilen, B-60 nolu hattın sağlam bitkilerinden elde edilmiştir. Hatlar esas alındığında en düşük 1000 tane ağırlığı Y-11 nolu hattan (2.77 g), en yüksek 1000 tane ağırlığı ise C-53 nolu hattan (3.40 g) elde edilmiştir. Tüm hatlar ele alındığında en düşük 1000 tane ağırlığı geç ekim, sulu ve hasta bitkilerden (2.53 g), en yüksek 1000 tane ağırlığı ise geç ekim sulu ve sağlıklı (3.46 g) bitkilerden elde edilmiştir.

Bütün koşullarda hatların hastalıklı bitkilerinin 1000 tane ağırlıkları sağlıklı bitkilere göre daha düşük bulunmuştur. Bilindiği gibi, M. phaseolina fungusu bitkilerin kök ve kökboğazında nekroz oluşturarak bitkinin kısa sürede solup ölmesine neden olmaktadır. Bu gibi hastalıklı bitkiler her ne kadar tohum oluşturabilseler de fotosentez sonucu kuru madde birikimi ve bunların tohumlara dağılımı yetersiz olmaktadır.Bu nedenle tane verimi ve tohumların 1000 tane ağırlığı sağlıklı bitkilere göre daha düşük olmaktadır.

Hatların Hastalık Oranları

M. phaseolina fungusunun neden olduğu kökboğazı çürüklüğü ya da solgunluk

hastalığı, erken ekim, geç ekim, sulu ve susuz yetiştirilen bütün hatlarda yüksek oranda ortaya çıkmıştır. Hastalık belirtileri daha çok toprak seviyesine yakın kısımda kökboğazı çürüklüğü

Hatların hastalık oranları farklılık göstermiştir. En düşük hastalık oranı (%11.14) ikinci ekim zamanı sulu koşullarda yetiştirilen B- 60 nolu hatta, en yüksek hastalık oranı ise (%73.90) birinci ekim zamanı susuz koşullarda yetiştirilen C-36 nolu hatta ortaya çıkmıştır. Hatlar ayrı ayrı ele alındığında en az hastalığın %31.57 oranında Y-11 nolu hatta, en yüksek hastalık oranı ise %44.51 oranında C-36 nolu hatta ortaya çıkmıştır. Tüm hatlar birlikte değerlendirildiğinde, en az hastalık çıkışının (%19.24) ikinci ekim zamanı sulu koşullarda yetiştirilen bitkilerde, en fazla hastalık çıkışının (%56.52) ise erken ekim susuz koşullarında yetiştirilen parsellerde ortaya çıkmıştır.

Her iki ekim zamanında da hastalık çıkışı susuz yetiştirilen parsellerde sulu parsellere göre daha yüksek düzeyde ortaya çıkmıştır. Hastalık çıkışı erken ekimde daha fazla, fakat geç ekimde ise daha düşük oranda ortaya çıkmıştır. Hastalık etmeni bir toprak patojeni olup, konukçu bitkilerde hastalık oluşturması konukçu bitkinin tür, cins ve vejetasyon dönemine bağlı olmakla beraber inokulum miktarı, toprak koşulları, gübreleme ve özellikle toprağın nem koşullarına bağlıdır Kültür bitkilerinin özellikle susuzluk stresi ile karşılaşması durumunda hastalık daha şiddetli bir şekilde ortaya çıkmaktadır. M. phaseolina’ nın neden olduğu solgunluk hastalığının susuz alanlarda, sulu alanlara göre daha yüksek oranda ortaya çıkması beklenen bir sonuçtur.

Denemede kullanılan bütün hatların hastalık oranları hem erken ve geç ekimde hem de sulu ve susuz yetiştirilen parsellerde vegetasyona bağlı olarak artış gösterdiği belirlenmiştir Örneğin erken ekimde susuz yetiştirilen B-60 nolu hattın 22.06.2006 tarihinde yapılan değerlendirmede hastalık oranı %13.81 iken, 24.08.2006 tarihinde yapılan değerlendirmede hastalık oranı % 55.27 olarak belirlenmiştir. Bu durum diğer hatlar için de söz konusudur.

Denemede kullanılan susam hatlarının verim ile 1000 tane ağırlığı (-0.241*) ve hastalık oranı arasında (-0.518**) sırasıyla 0.05 ve 0.01 seviyesinde önemli ve olumsuz; kapsül sayısı ile 1000 tane ağırlığı arasında 0.05 seviyesine göre önemli ve olumsuz (- 0.270*); hastalık oranı ile kapsül sayısı arasında 0.01 seviyesine göre önemli ve olumsuz (- 0.663**) bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir.

Sonuç olarak denemede kullanılan susam hatlarının bitki boyu, meyve dalı sayısı, kapsül sayısı, tohum verimi, 1000 tane ağırlığı ve hastalık oranları; ekim zamanı, sulama durumu gibi yetiştirme koşullarına göre farklılıklar göstermiştir. Geç ekimlerde ve sulu koşullarda M. phaseolina’ nın neden olduğu kök boğazı çürüklüğü hastalığı, erken ekim ve susuz koşullara göre daha düşük oranda ortaya çıkmıştır. M. phaseolina fungusu polifag bir toprak patojeni olup, geniş alanlarda kimyasal mücadelesi ekonomik olmamaktadır. Bu nedenle daha çok kültürel önlemler üzerinde durulmaktadır.

Diyarbakır koşullarında bu hastalıkla mücadelede susamın geç ve sulu koşullarda yetiştirilmesi, verim ve kökboğazı çürüklüğü hastalık oranı esas alındığında Y-11 nolu hattın önerilmesi ve bu konuda daha detaylı kombine çalışmalar yapılması uygun olacaktır.

Benzer Belgeler