• Sonuç bulunamadı

Ülkemizde yağ endüstrisinde önemli bir hammadde olan ve çok yönlü olarak kullanılan ketenin, ekim alanı ve üretimini arttırabilmek için verim ve kalite yönünden uygun çeşitlerin belirlenmesi yanında, yörelere göre uygun ekim zamanının ve yetiştirme tekniklerinin tespiti de büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle Konya ekolojik şartlarında iki yıl süreyle yürütülen bu araştırmada, 9 yağlık keten çeşit ve populasyonu dört farklı ekim zamanında denenmiş ve materyallerin verim ve kalite özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır.

Araştırma sonuçları, ekim zamanlarının çeşit ve populasyonlarda ele alınan karakterler üzerinde önemli derecede etkili olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu yüzden ekim zamanının çok iyi belirlenmesi gerekir ve ekimin çok erken veya çok geç yapılmamasına dikkat edilmelidir. Her iki durumda da verim ve kalite olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu nedenle yıl içerisinde oluşan değişken iklim faktörlerinden en az etkilenecek, yöre şartlarına uyum sağlayabilecek çeşit ve populasyonların belirlenmesi ve uygun ekim zamanın tespit edilmesi hem daha fazla verim hem de kaliteli ürün alınması demektir.

Tohum verimi ve kalite özellikleri bakımından yerel genotiplerin üstün olduğunun belirlenmesine karşın, yabancı çeşitlerin verim yeteneğinin oldukça düşük olduğu görülmektedir. Yöre için tohum verimi başta olmak üzere ham yağ oranı, ham protein oranı, yağ asitleri bileşimi yönünden tavsiye edilebilecek en uygun genotiplerin P-Kulu populasyonu, Sarı-85, Avangard ve Antares çeşitleri olduğu belirlenmiştir. Sarı-85 yüksek ham protein içeriği ile özellikle hayvan beslenmesinde, yüksek ham yağ içeriği ile yemeklik yağ elde edilmesinde üzerinde durulması gereken bir çeşittir. Antares ve Maroc SM çeşitleri biyolojik besin değeri bakımından önemli olan yüksek oleik asit içerikleri ile dikkati çeken genotipler olmuşlardır.

Linoleik asit içeriği, birçok verim komponenti ile negatif korelasyon ilişkisi içindedir. Bu negatif korelasyon hayvan beslenmesi bakımından olumlu, boya sanayii için olumsuz değerlendirilmektedir. Boya ve cila sanayi için genotiplerin linolenik asit miktarının oldukça yüksek olması istenir. Araştırmamızda linolenik asit miktarının yüksek olduğu tespit edilen Avangard ve Sarı-85 çeşitleri endüstriyel amaçlı kullanım yönü ile önerilebilir.

Bir yağın yemeklik olarak kullanılabilmesi için linolenik yağ asiti miktarının oldukça düşük olması gerekir. Araştırmamızda linolenik asit miktarı düşük olan P- Kulu populasyonu, Maroc SM ve Raulinus çeşitlerinin ıslah yoluyla linolenik asit oranı istenilen miktara getirilerek yemeklik amaçlı kullanımı mümkün olabilir. Ayrıca yapılacak tavsiyelerde çeşitlerin tohum verimi yanında ham yağ ve ham protein veriminin de dikkate alınması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, araştırmamızda en yüksek tohum verimine sahip olan P-Kulu populasyonunun ham yağ ve ham protein veriminin de yüksek olması avantaj olarak görülmektedir.

Ekim zamanı açısından değerlendirildiğinde, ele alınan çeşit ve populasyonlarda tohum, ham yağ ve ham protein verimi gibi faktörler üçüncü ekim zamanına kadar artış, son ekim zamanında azalış göstermiştir. Bu kriterler açısından çok erken ve çok geç ekimlerin uygun olmadığı, verimin büyük ölçüde azaldığı gözlenmiş, en yüksek tohum, ham yağ ve ham protein verimi için yörede keten ekiminin 26-27 Nisan tarihleri arasında yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Ekim zamanındaki gecikme çıkış, çiçeklenme, olgunlaşma süresi, bitki boyu, teknik sap uzunluğu, metrekaredeki bitki sayısı, ham protein oranı, miristik, oleik ve linoleik asit üzerine olumlu; kardeş sayısı, yan dal sayısı, bitki başına kapsül sayısı, kapsülde tohum sayısı, tohum eni ve boyu, bin tohum ağırlığı, ham yağ oranı, stearik, palmitik ve linolenik asit gibi karakterler üzerine olumsuz etki göstermiştir.

Sonuç olarak, bitkisel yağ temininde ve insan sağlığı açısından önemli olan geleneksel ürünlere belirli yörelerde alternatif olacağı düşünülen ketenin, Konya’nın da içinde yer aldığı Orta Anadolu ekolojik şartlarında yetiştirilebilmesi için önemli bir potansiyel olduğu söylenebilir. Bu çalışma ile bölge şartlarına uyabilen, yüksek verimli ve istenilen kalite özelliklerine sahip olduğu tespit edilen çeşit ve populasyonların Türkiye tarımına kazandırılması, uygun ekim zamanının tespiti ile yöre çiftçisine tavsiyelerde bulunulması amaçlanmış, buna da ulaşılmıştır.

Çok yönlü faydalanma alanına sahip ketenin, ekim alanı ve verimini artırmak amacıyla sürekli çalışmalar yapılmakta ise de Konya’da bu konuda yeterli çalışmaya ulaşılamamıştır. Bu açıdan araştırmamızın ileride yapılan çalışmalara ışık tutacağı ve rehber olacağı umulmaktadır.

Bundan sonra yapılacak çalışmalarda yağ veriminin yüksek, linolenik yağ asitinin düşük olduğu genotiplerin yetiştirilmesi ve ıslahı üzerine çalışmaların

arttırılması gerekmektedir. Buna ilaveten elde edilen keten tohumu yağlarından tokoferol ve sterol analizleri yapılarak yağın fonksiyonel niteliği de araştırılmış olacaktır.

Her ne kadar bu çalışmada ketenin yağ özellikleri değerlendirilmiş olsa da lif elde etme amacı ile ele alınıp değerlendirmekde mümkündür. Bu amaçla en uzun bitki boyuna ve teknik sap uzunluğuna sahip çeşitler üzerinde çalışmalar yoğunlaştırılabilir. Ayrıca bu çalışmada ekimler yazlık olarak yapılmıştır. Bundan sonraki çalışmalarda, kullanılan materyallerin kışlık olarak denenmesi kışı zarar görmeden geçiren genotiplerin değerlendirmeye alınması da mümkün olabilir.

Benzer Belgeler