• Sonuç bulunamadı

2.1.2 Maddi ve Simgesel İktidar Zihniyeti

2.1.2.2 Siyasi Alanda Maddi ve Simgesel İktidar Zihniyeti

İnsanlar arasında bir iktidar ilişkisinin kurulması; en az iki kişiden oluşan grubun ya da grupların mevcut olmasına bağlıdır. Başkalarını itaate zorlayan ve/veya kontrol altına alan bütün beceri ve bilgiler birçok alanda gördüğümüz sosyal iktidarı tanımlar.202

Bourdieu’nün üstsel bir alan nitelemesi yaptığı devlette görülen siyasal iktidar da özünde kontrol ve etki özelliklerini taşır; ancak burada toplumun tümü üzerinde geçerli olan kontrol ve etki gücü söz konusudur.203 Toplumun tümü de içinde bulundurduğu grupların yapısına ve içinde bulundurduğu insanların sayısına göre değişir.204

Ancak salt insan sayısı ya da grupların yapısal özelliği de siyasi iktidarı açıklamak için yeterli değildir. Örneğin; yapısal olarak benzerlik gösteren kabile şefleri, site devleti yöneticileri, imparatorlar, feodal beyler, çağdaş ulusların hükümetleri siyasi iktidar olarak değerlendirilirken; toplumun tümünü kapsamayan

200

Bu duruma ilişkin yerli filmlerde de birçok örneği bulabiliriz. Türk sineması açısından artık unutulmaz bir sanatçı olarak kabul edilen Kemal SUNAL’ın ve Perihan SAVAŞ’ın başrolünü oynadığı “Sosyete Şaban” filminde ekonomik ve fiziksel sermayesi fazla olan Şaban Ağa ile kültürel ve sosyal sermayesi fazla olan Peri’nin toplam sermayelerinin sosyal uzamdaki algılanışı sonucunda sahip oldukları simgesel sermayelerden kaynaklanan sınıfsal farklılık ve bu sınıfsal farklılığı ortadan kaldırmak için sermayelerin mübadelesi gözler önüne serilmektedir. Filmde iktisadi sermayenin kültürel sermaye ve sosyal sermaye için harcanması dikkat çekicidir. Bu durum, iktidar üzerine yapılacak çalışmalarda salt maddi unsurları ön plana alarak yapılacak açıklamaları yanlışlar niteliktedir. Film hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. “Sosyete Şaban”, http://tr.wikipedia.o rg/wiki/Sosyete_% C5%9Eaban, ET. 21.04.2014.

201 WACQUANT,“Bourdieu ile Devleti Yeniden Düşünmek”, s. 4.

202 DAVER, Bülent, Siyaset Bilimine Giriş, Doğan Yayınevi, Bilimsel Araştırmalar Dizisi 3, Ankara 1969, s. 100.

203 KAPANİ, Politika Bilimine Giriş, s. 48. 204

sendika, dernek gibi gruplardaki yöneticiler siyasi iktidar olarak değerlendirilmez.205 Siyasi iktidar toplumun kendi içindeki irili ufaklı, ayrı veya iç içe girmiş üyeleri olan grupların üzerinde bir iktidardır. O halde siyasi iktidar için; üstsel alanda hâkimiyetini sürdüren, tepeden tabana doğru bir yetkiler, mertebeler, rütbeler dizisi taşıyan iktidarların en üstündeki iktidardır. 206

Siyasi iktidar, bu üstünlüğü ile üstsel alan kapsamında kalan alanındaki dinamikler ile oynama yetkisini de elinde bulundurmaktadır. Burada siyasi iktidar; sadece iktisadi alanlarda iktidarını sürdüren aktörleri değil kültür, eğitim ve sosyal ilişkiler gibi önem taşıyan tüm alanlarda iktidarını sürdüren aktörleri yönlendirme ve bu alanlardaki oyunun kurallarını belirleme yetkisine sahiptir.

Siyasi iktidarı kendinden aşağıdaki iktidarların üzerinde bir iktidar oluşu ile nitelemekten ziyade kendinden yukarıda bir iktidar olmaması ile de değerlendiren görüşler bulunmaktadır. Böyle bir yaklaşım, siyasi iktidarın egemenlik kavramı ile özdeşleşmesine yol açabilir.207

Bu görüşe göre siyasi iktidar, siyasi toplumun en gelişmişi olan üstsel alan devlette ortaya çıkmaktadır ve devletin varlık koşulu olan egemenliği kullanmaktadır.208

Ancak, siyasi iktidarın egemenliği kullanması yaklaşımı “devlet” ile “siyasi iktidar” kavramlarının karıştırılmasına yol açabilecek bir bakış açısı olarak değerlendirilebilir. Kanaatimizce, siyasi iktidarın devlet ve egemen olmasından değil, devletin ve egemenliğin sahip olduğu yetkileri yürütmesinden bahsedilmesi daha yerinde olabilir.

Siyasi iktidara yukarıdan aşağıya doğru ya da aşağıdan yukarıya doğru yetkiler mertebeler dizisi olarak bakıldığında, diğer grupları da kapsayan geniş bir alanda etkisini gösteriyor olması, toplumun maddi manevi bütün unsurlarını kapsayan en büyük alan devlette yetkili olması dikkat çeken husustur. Yani siyasi iktidar; ülkedeki tüm toplumun ve bireylerin davranışlarını etkileyen, belirleyen ve kendi isteğine uydurabilen üstün iktidardır. Eğer söz konusu olan toplumun bir kesimi değil de tümüyse ve devlet alanında faaliyet gösteren alanların tamamı ise, orada siyasi iktidar vardır.209

Küçük grupların içindeki sosyal iktidarlar ile arasında bir astlık üstlük ilişkisi olan siyasi iktidar, diğer iktidarların hepsinden üstte yer

205 ÇAM, Siyaset Bilimine Giriş, s. 328.

206 DAVER, Siyaset Bilimine Giriş, s. 99. Türk silahlı kuvvetlerinde uygulanan onluk sistem ve siyasal alandaki iktidar benzerliği örnek olarak kullanılabilir. Bir albay, kapsamında kalan tüm subayların (yarbay, yüzbaşı, teğmen) kurallarını değiştirebilir veya onaylayabilir. Üstsel alanda iktidarını kurmuş olan güç de kapsamında kalan bütün alanlardaki iktidarların kurallarını değiştirebilir veya onaylayabilir.

207

ÇAM, Siyaset Bilimine Giriş, s. 328.

208 Siyasi iktidar, devlete verdiğimiz yetkilerin belirli bir dönemde yürütülmesini sağlayan iktidardır. GÖZÜBÜYÜK, Şeref, Anayasa Hukuku, Turhan Kitapevi, 15. Baskı, Ankara 2007, s. 16.

209

KIŞLALI, Ahmet Taner, Siyaset Bilimi, İmge Kitap Evi Yayınları, 4. Baskı, Ankara 1994 s. 95; DURSUN,

almaktadır.210

Toplumdaki bütün insanlar ve gruplar en üstte siyasi iktidara bağlıdır.211 Hiç kuşkusuz bu kadar güçlü bir iktidarı kabullenmeyen ve benimsemeyen küçük gruplardaki iktidarlar, tutunmakta zorluk çeker ve yok olma tehlikesi ile karşılaşırlar.

Siyasi iktidara bu üstünlüğü sağlayan eşitsizliklerde, maddi anlamda kullanmakla yetkili olduğu sermayeler ön plana çıkmaktadır. Örneğin, feodal düzende lordların sahip olduğu iktidar maddi anlamda üstünlük ile açıklanabilecek bir iktidardır.212

Toprağı ya da parası fazla olanın az olana karşı sahip olduğu üstünlük, onların maddi anlamda diğerleri üzerinde iktidar olmasını sağlamaktadır. Hobbes’un ve Weber’in devlete verdiği fiziksel şiddet tekeli, tam olarak maddi anlamda üstünlükler ile sürdürülen siyasi iktidarı açıklamak için gerekmektedir. Devlet alanında iktidar olanların kolluk kuvveti kullanarak toplumun üzerinde baskı uygulaması, kendi iktidarlarına karşı gelenleri hapishanelere atmak gibi yöntemlerle cezalandırması ve kendi iktidarının sürdürülmesini sağlamak için isyanları fiziksel yöntemlerle bastırması maddi anlamda siyasi iktidarı açıklamak için verilebilecek örneklerdir. Bu bakış açısına göre devlet alanında fiziksel şiddet tekelini eline geçirmiş iktidar, maddi anlamda güç ve baskı uygulayarak iktidarını sürdürmektedir.

Bourdieu’nün iktidar kavramını açıklarken öne sürdüğü yaklaşım da siyasi iktidar ile toplumdaki diğer gruplar arasındaki astlık üstlük ilintisini kullanan bir bakış açısı olarak değerlendirilebilir. Farklı faillerin birbirlerine göre pozisyonlarının ve hareket alanlarının değerlendirilerek kimin ne kadar iktidar sahibi olduğuna bakılabileceğine işaret eden Bourdieu; herhangi bir anda, bürokratik sahanın fotoğrafını çekerek, yani ampirik verileri kullanarak bürokratik saha içerisindeki iktidar dağılımını ve siyasi iktidarın bu karedeki yerini ortaya çıkarabileceğimizi ifade etmektedir.213

Ancak, Bourdieu’nün siyasi iktidarı Hobbes’un ya da Weber’in bahsettiği gibi fiziksel şiddet kullanarak ayakta kalan bir iktidar olarak görmediği ortadadır. Ona göre siyasi iktidar; hem üstsel alanın kapsamında kalan ekonomik, kültürel, sosyal birçok alana müdahale edebilmekte hem de bu alanların içindeki bireylerin habituslarını doğrudan etkileyebilmektedir. Siyasi iktidar kendi iktidarını sürdürmek için sadece fiziksel şiddeti değil, alanlardaki aktörlerin habitusunu yönlendirecek dinamikleri de kullanmaktadır. Örneğin, feodal dönemde lordların kullandığı maddi iktidar ve kilisenin

210 KAPANİ, Politika Bilimine Giriş, s. 49. 211 TEZİÇ, Anayasa Hukuku Genel Esaslar, s. 92. 212

WACQUANT,“Bourdieu ile Devleti Yeniden Düşünmek”, s. 3.

213 Bourdieu burada fotoğrafın çekildiği tarihe dikkat edilmesi gerektiği uyarısını da yapmaktadır. Fotoğrafın 30 yıl önce çekilmiş olması ile şimdi çekilmiş olması arasında fark olacağını söyleyen Bourdieu; üstsel alan devlette iktidar olmuş siyasi iktidarın değişim ve dönüşümüne dikkat çekmektedir. Bu değişim ve dönüşüm şiddet kavramında bahsettiğimiz değişim ve dönüşümle aynıdır. Siyasi iktidarın da bürokratik alandaki hâkimiyetini

sürdürürken uyguladığı değişim ve dönüşüm dikkat çekicidir. WACQUANT, “Bourdieu ile Devleti Yeniden

kullandığı simgesel iktidar ayrımı artık ortadan kalkmış, Thomas Hobbes’un tetiklediği modern devlet ve Weber’in desteklediği kapitalist dönüşüm ile birlikte bambaşka bir boyutta kesişmiştir.214

Siyasi iktidar bütün bu iktidarların üstünde bir yer almakta ve bütün alanlarda hakim olan iktidarların sahip olduğu sermayelerin toplam hacmi ile oluşan simgesel iktidarı kullanarak sürdürülebilirliğini sağlamaktadır.

Weber ve Hobbes’un devlete teslim ettiği fiziki şiddetin yanında simgesel bir şiddet kullanımından bahseden Bourdieu, simgesel iktidar kavramını ortaya koyarak simgesel şiddetin ne olduğu hususunda bazı ipuçları vermektedir. Bu noktadan sonra, simgesel şiddetin ne olduğunu ve simgesel iktidarın bu şiddeti nasıl kullandığını irdelemek yerinde olabilir.

2.2 Simgesel Şiddet Manyetizması