• Sonuç bulunamadı

Sinizm; insanların hedefleri ile ilgili olarak kötümser, ümitsiz bir şekilde olayları açıklama tutumu olarak görülür. Sinizm; kendi çıkarlarının selameti için başkalarıyla ilgilenip işleri idare etme eğilimi olarak da tanımlanır. Abraham (2000: 269) sinizmi; küçük görme, öfke, utanç ve sıkıntı gibi duygusal öğeleri, güçlü negatif duyguları öne çıkarma olarak görmektedir (Polatcan, 2012:6)

Günlük hayatta sinizm terimi pek kullanılmaz. Pek çok kavramı içine alarak bir durumu, tutumu anlatan, güven, alaycı davranışlar, tükenmişlik vb. kavramlarla yoğun ilişkisi vardır. Sinizm kavramı sosyoloji, psikoloji ve insan kaynakları yönetimi gibi değişik alanlarla iç içedir (Sur, 2010:12).

Sinizm Fransızca “cynisme” kelimesinden türetilmiştir. Temeli Yunan felsefesine dayanmaktadır. Sofist Gorgias’ın ve daha sonra da Sokrates’in öğrencisi olan Antisthenes’in öğretisidir. Bu sebeple Kinik okul Sokratesçi okullardan biri olarak kabul edilir. Ağaoğulları; Kynik adının, eski Yunancada köpek anlamına gelen “kyon‟ kelimesinden çıkarıldığını iddia etmektedir. Bu iddiasının kanıtı olarak da okuldakilerin köpeksi bir yaşam sürerek bir köpek gibi hırçın ve saldırgan olmaları nedeniyle halkın onlara bu adı takmış olmalarını göstermektedir (Ağaoğulları, 1989: 125).

Sinizmi yaygınlaşmasını sağlayan kişi, ünlü yunan filozof “Diogenes (Diyojen)’dir. Diyojen Atina’ya gittiğinde Sinizm öğretisinin kurucusu olan Antisthenes ile tanışmıştır. Antisthenes, sinizm öğretisi hakkında Sokrates’den dersler almıştır. Sokrates öldükten sonra okulunun başına geçen Antisthenes, hakiki erdemin kişinin kendine sahip olmasına, tutkularından ve diğer insanlara bağımlı olmaktan kurtulmasına dayanan kinik felsefesinin kurucuları içinde yer almıştır. Diyojen de, Atisthenes’in doğal hayat öğretisine sadık kalarak yaşamını sürdürmüştür. Fakir bir hayat yaşayan Sinop doğumlu Diyojen’in bütün ihtiyaçlardan arınarak kendini elinde bir çanakla bir fıçıya hapsettiği söylenir. Bir gün çeşmenin başında avucunu tutarak eli ile su içen bir çocuğu gören Diyojen, elindeki çanağı fırlatarak “Bu çocuk bana fazladan bir eşyam olduğunu gösterdi” demiştir. Gündüz vakti eline feneri alan Diyojen “Hey insanlar‟ diye bağırmıştır. Bu bağırma üzerine çevresine toplananları ise “Ben

34

insanları çağırmıştım pislikleri değil‟ deyip sopayla kovalamıştır. Yine Diyojen olimpiyat oyunlarından dönüşünde, birisi kalabalığın olup olmadığını sorunca, ona, “Evet, kalabalık vardı, ama insanlar çok azdı‟ diye karşılık vermiştir. Tüm bu davranışlar sinik düşüncenin somut halleri olarak değerlendirilebilir (Sur, 2010:13) Sinik düşüncenin bir başka yansıması da Büyük İslender’e söylediği ünlü “Gölge etme başka ihsan istemem” sözüdür.

Sinik düşünce Alman filozof Friedrich Nietzsche tarafından da benimsenmiş ve hayat felsefesi olarak görülmüştür. Nietzche’nin “Böyle Buyurdu Zerdüşt” isimli kitabı okunduğunda “İnsanlar arasında olmayı, hayvanlar arasında yaşamaktan çok daha tehlikeli buluyorum”.” Nerde canlı gördüysem, orda bir güç arzusu gördüm; bir kölenin arzusunda bile, efendi olma düşüncesi gördüm ve nerde özveri, hizmet ve sevgi bakışları varsa, orda efendi olma arzusu da vardır.” şeklinde göze batan cümleler onun siniş bakış açısını yansıtmaktadır (Sur, 2010:13).

Kişilerin doğuştan bencil olduklarını ileri süren ve herkesi bencil kabul ederek, herkesi kendi çıkarlarını düşünen kişiler olarak gören kimse “sinik” ve bunu açıklayan düşünce de sinizm olarak adlandırılır. Türk Dil Kurumu’nun Türkçe sözlüğüne bakıldığında, sinizm kelimesinin karşılığı olarak “kinizm” kelimesinin geçtiği görülür. “Kinizm: insanın erdeme ve mutluluğa, hiçbir değere bağlı olmadan, bütün ihtiyaçlarından vazgeçerek bağımsız olarak ulaşabileceğini iddia eden Antisthenes’in öğretisi, kinizm” olarak açıklanmaktadır (Şirin, 2011:24).

İlk sinikler, erdemli, faziletli olmayanlara sık sık acımasızca saldırmışlar, kusursuz bir ahlakı arzulayıp yüksek etik standartlarını istemişlerdir. Ancak zamanla evrilen sinik düşüncede günümüzde etik ve ahlak ilkeler faydasız bulunmaktadır. Bunun yerine kendilerini toplumun desteklediğine inandıkları gücün ve yönlendirmenin kötülüklerinden uzak tutmayı hedeflemektedirler. Günümüz sinikleri sosyal değişimi etkilemekten çok yaşadıkları hayal kırıklıkları neticesinde umursamazlık ve geri çekilme eğilimi göstermektedirler. Eski sinikler ve günümüz sinikleri arasında ortak nokta olarak “umutsuzluk” görülebilir (Sur, 2010:14).

“Sinik” tutumu benimseyen insanlardaki temel inanç; samimiyet, adalet ve dürüstlük ilkelerinin kişisel çıkarlara feda edildiği şeklinde kendini gösterir. Sinizm, daha çok ‘şüphecilik, güvensizlik, inançsızlık, kötümserlik, olumsuzluk’ kavramları ile yakın anlamdadır. Günümüzde sinizme yüklenen anlamda , “kusur bulma, zor beğenme, eleştirme” kavramları daha çok ön plana çıkarmaktadır.

Çoğu zaman şüphecilik ile sinizm kavramları birbirinin yerine kullanılmaktadır. Bu hataya Türkçe literatürde de çok sık düşülmektedir. Ne var ki şüphecilik ile sinizm aynı şeyler değildir. Şüpheci kafasında her hangi bir eylemle ilgili olarak iyi mi yoksa kötü mü şeklinde sürekli bir ikilem taşır. Sinik ise eylemin hiçbir zaman iyi sonuç

35

doğuracağına inanmaz. Sürekli kötü olacağını düşünür. Şüpheci, bir konu hakkında kanaate varmadan önce onunla ilgili daha fazla bilgi edinmek ister. Sinik, planlanmış olan bir eylemin en iyisi olabileceğine dair destekleyici kanıtlar olsa da onları görmek istemez. Şüpheci, işaret ettiği bir eylem planı en iyisi olmasa bile, sonucu geliştirme gücüne sahip olduğuna inanırken sinik ise, durumu daha iyiye doğru değiştirme konusunda kendini güçsüz hisseder. Bu durum da onun hareketlerini olumsuz bir şekilde etkiler (Şirin, 2011:25).

Graham (1993), sinizm kavramının tanımını yaparken kişilik özelliklerini öne çıkarır. Graham (1993), Sinik bireylerin kişilik özelliklerini şu şekilde sıralamıştır:(Şirin, 2011:25).

 Başkalarını yalancı, çıkarcı, bencil ve ilgisiz görme

 Hareketlerin arka planında saklı güdüler olduğuna inanma

 İnsan ilişkilerinde mümkün olduğunca dikkatli olma, insanlara güvenmeme  Düşmanlık besleme ve baskı yapma

 Başkaları tarafından kendilerinden bir şey istenmesine içerleme  Dostça ve yardımsever olmama

Bu özelliklere sahip bireylerde sinizmin görüldüğü iddia edilmiştir.

Günümüzde sinizm çağın önemli bir özelliği olarak kabul edilir (Cutler, 2000). Günümüzün değerlerine bir inançsızlık olarak öne çıkan sinizm felsefesinde siyasetçilere tüm toplum düzenine, bilime, dine ve tüm kavramlara, ideolojilere dair bir inançsızlık vardır. Bu nedenle sinik bireyler örgütlerin çoğunda bulunurlar. Birçok insanın hedeflerini, arzularını birleştirdiği için örgütleri negatif ya da pozitif olarak etkileyebilme potansiyeline sahiptirler (Korkmaz, 2011:5). Günümüzde sinik düşünceye sahip olan kişilerin; liderler, örgütler ve bunların gerçekleştirmek istediklerinin altını oyma potansiyeline sahip kişiler olduğu rahatça söylenebilir (Korkmaz, 2011:6).

Benzer Belgeler