• Sonuç bulunamadı

hakkında şüphe mi var? (Halbuki) o günahlarınızı bağışlamak ve size belli bir zamana Kadar ertelemek için size (imana) çağıryor, onlar, siz de bizim gibi sadece birer insansınız. Bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirin dediler. Bu nedenle Kıssa metodundan her peygamber istifade etmiştir. İbret almak iman ve küfür meselesini insanların gözü önünde açıklamışlardır.”254

2. Bir Takım Yollarla Şeytanın Yardımını Sağlamak

“Dünyada bir takım inançsız insanlar cinlerle irtibat kurarak onların kötü vasıflarından faydalanırlar. Para karşılığı veya düşmanlık için bazı insanlara sihir ve büyü yaparak veya yaptırarak hasta olmasını sağlayabilirler.” Yüce Allah konuyla ilgili olarak; “şeytanların kimlerin üzerine indiğini size haber vereyim mi? Onlar her günahkâr yalancının üzerine inerler.”260 “Fakat şeytanlar insanlara sihri ve büyüyü öğreterek kâfir ederlerı...”261 âyetlerinin kapsamı bu tip ilişkileri ortaya koymaktadır.

“Kur’an-ı Kerim’in değişik yerlerinde sihirden bahseder. 262 Hz. peygamberin hadislerinde de zikredilen sihir, hüküm itibariyle yasaklanmış ve şirk kabul edilmiştir.263 Sihre inanmak dinen câiz değildir. İnananı cennetten mahrum eder.264 İslâm’da, Hz. Peygamberin yasak ettiği ve Müslümanların sakınmasını istediği şirk, adam öldürme, fâiz, yetim malı yeme, savaştan kaçma ve zina gibi yasakların arasında sihir de bulunur.265 Hz. Peygamber bir hadislerinde şöyle buyurur. Kim düğüm bağlar sonra da ona üflerse sihir yapmış olur. Sihir yapan da şirke girmiştir.”266

“Kur’an ve sünnet bazında sihir yasaklanmış olup, ilahi vahiy karşısında bir etkisi bulunmaz. Nitekim Hz. Mûsâ'ya verilen mucize, karşı çıkanları etkisiz hale getirir.”267 Lebid b. A’sım'ın yapmış olduğu sihir, “Düğümlere nefes eden cadıların şerlerinden de Allah’a sığınırım.” âyeti karşısında bir etki gösteremez. “Kur'an-ı Kerim'de yer alan Felak-Nas Sureleri, istiâze (Allah'a sığınma) ile başlamaktadır. Yüce Allah, söz konusu surelerde kötülüğü dokunması muhtemel şeylerden kendisine dua edilmesini ister. Bunların içinde de düğümlere üfürerek tüküren kadınların kötülüğü dikkati çeker.”268

260 Şuarâ, 26/214-222.

261 Bakara, 2/102.

262 Bkz: Araf, 7/115,116,132; Tâ-Hâ, 20/55-56; Mâide, 5/110.

263 Bkz: Nesâî, Tahrim, 19/111,112

264 Hanbel, age, IV/339, III/33.

265 Buhârî, Vasâye, 23/195.

266 Nesâî, Tahrim, 19; VII/112.

267 Tâ-Hâ, 20/67-70.

268 Felak, 113/4.

“Kaynaklarda yer alan bilgilere göre, ipe yapılan sihir, Felak-Nas Sureleri okunması üzerine etkisiz hale getirilmiş olur.”269 “Öte yandan, Kur’an’ın haber verdiği insan şeytanlarını sihir, büyü ve kötülük yapan insanlar olarak değerlendirmek mümkündür. Her peygamber ve insanlara, insan ve cin şeytanlarının düşman olmaları, şeytanın tuzaklarından biriyle olmaktadır. İslam’da yasak kapsamına giren kötü hasletlerin yapılmasında şeytanın emirlerine uyan insanların etkin olduğu bilinmektedir. Buradan hareketle, insanların birbirlerine haset etmeleri ve kötülük yapmaları şeytanın tesirinden başka bir şey değildir.

Kim Rahman’ın zikrini görmezlikten gelirse ona bir şeytanı arkadaş yaparız. Artık o, onun arkadaşı olur.”270

3. El Çabukluğu İle İnsanları Kandırma

“Halk arasında dünya menfaati elde etmek için bazı hoca görünen insanlar bulunur. Bu tip insanların dini bilgileri zayıftır. Bunlardan birçoğu el alma suretiyle hoca olurlar. Değişik şekillerde halkın üzerinde etkili olmaya çalışırlar. İnancı zayıf insanların bunların etkisinde kalmaları mümkündür. Söz konusu hocalar kitap açma, suya bakma, cinlerle konuşma, saklanılan bir muskayı bulma, gaipten haber verme, daha önce kırılan yumurtanın içine bir şeyler yazıp alçı ile sıvamak suretiyle göz boyama veya başka yumurta ile değiştirerek insanları aldatırlar. Bu işleri yapan ve yaptıranlar büyük günah işlemektedirler.”271 Böyle hocalar para karşılığı her kötülüğü yapmaya çalışırlar.

4. Sihirbazlarla Mücadelesi

Hz. Mûsâ öncelikle Allah tarafından verilen görevi yerine getirmek için kavmini ve Firavun’un tevhit dinine davet eder. Doğru yolu göstermeye çalışır. Öldükten sonra dirilmeyi ve Allah’a döndürüleceğini açıklar. Firavun bunları inkâr eder ve yalanlar.272

“Andolsun biz ona (Firavun'a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve diretti. Dedi ki: Bizi, yaptığın büyü ile yurdumuzdan çıkarasın diye mi geldin, ey Mûsâ? Öyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir büyü getireceğiz.

Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla. Mûsâ: Buluşma zamanınız, bayram günü, kuşluk vaktinde insanların toplanma zamanı olsun, dedi. Bunun üzerine Firavun dönüp

269 İbn-i Haldun, Mukaddime, (trc: Süleyman Uludağ) İstanbul 1991, II/1179.

270 Zuhruf, 43/36 ; Krş. İsâ, 17/64-65; Nur, 24/21; 37/30; Araf, 7/27.

271 Cevat, Topkara, Büyücülerin Arka Bahçesi, 158-172.

272 Kur’an Yolu, age, I/382.

gitti. Hilesini (sihirbazlarını) topladı; sonra geri geldi. Mûsâ onlara: Yazık size! dedi, Allah hakkında yalan uydurmayın! Sonra O, bir azap ile kökünüzü keser! İftira eden, muhakkak perişan olur. Bunun üzerine onlar, durumlarını aralarında tartıştılar; gizli gizli fısıldaştılar. Şöyle dediler: Bu ikisi, muhakkak ki, sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin örnek yolunuzu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdırlar sadece.

Öyle ise hilenizi kurun; sonra sıra halinde gelin! Muhakkak ki bugün, üstün gelen kazanmıştır. Dediler ki: Ey Mûsâ! Ya sen at veya önce atan biz olalım. Hayır, siz atın, dedi. Bir de baktı ki, büyüleri sayesinde ipleri ve sopaları, kendisine gerçekten koşuyor gibi görünüyor.”273

5. Hz. Mûsâ’nın Kazanması

Hz. Mûsâ sihirbazlarla karşılaşır. Kendi aralarında tartıştıktan sonra sihirbazlar iplerini atarlar. Bonun gerisinden Hz. Mûsâ asasını atar. Boyuk bir yılan olur. Asa sihirbazların yılan şeklinde” görünen iplerini yotar.274 “Ey Mûsâ sen mi atacaksın yoksa ilk atan biz mi olalım”275 “Mûsâ, birden içinde bir korku duydu.. Korkma! dedik, üstün gelecek olan kesinlikle sensin.” "Sağ elindekini at da, onların yaptıklarını yutsun.

Yaptıkları, sadece bir büyücü hilesidir. Büyücü ise, nereye varsa (ne yapsa) iflah olmaz." “O, Bunun üzerine sihirbazlar secdeye kapandılar.” "Harun'un ve Mûsâ'nın Rabbine iman ettik" dediler. (Firavun) Şöyle dedi: “Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi! Hakikat şu ki o, size büyü öğreten ulunuzdur. Şimdi elleriniz ile ayaklarınızı tereddüt etmeden çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım!”

Böylece, hangimizin azabının daha şiddetli ve sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız.

Dediler ki: "Seni, bize gelen açık açık mucizelere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Öyle ise yapacağını yap! Sen, ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin." "Bize, hatalarımızı ve senin bize zorla yaptırdığın büyüyü bağışlaması için Rabbimize iman ettik. Allah, (mükâfatı) en hayırlı ve (cezası) en sürekli olandır." 276

Araf suresinin yüz on altıncı ayetinde şöyle denilmektedir: “Asalarını attığı zaman insanların gözlerini büyülediler. Ve onları dehşet ve korku içine düşürmüştüler. Sadece

273 Tâ-Hâ, 20/56-67

274 Baydavî, age, III/403.

275 Tâ-Hâ, 20/65.

276 Tâ-Hâ, 20/66-72.

nasların etkilemedi ki içine Hz. Mûsâ’nın da etkilediği ifade edilmektedir.”277

“Sihirbazların yaptığı iş bir hile ve bir oyundan başka bir şey değildir. Hz. Mûsâ’nın asasını gerçek bir mucize olduğunu anladılar hemen secdeye kapanıp iman ettiler.”278 (Burada ise Allah’ın izni ile Hak olan kazandı yeni Hz. Mûsâ kazanmış oldu.)

6. Sihirbazların İman Etmesi

Hz. Mûsâ Allah’ın emri ile elinde ki asayı yere atınca bir ejderha olup sihirbazların büyülerini yutmeye başlar. Bu durumu gören büyücüler gerçekten bir mucize olduğunu ve Allah’ın ayetlerinden bir ayet olduğunu anlıyorlar. “Âlemlerin Rabbine inandık dediler”279 “Biz Harun ile Mûsâ’ nin Rabbine iman ettik dediler.”280

“Gerçek şu ki Kim Rabbine suçlu olarak gelirse yeni küfür ve şirk üzere ölürse şüphesiz onlar için cehennem vardır. Orada ölmek yoktur ki istirahat etseler ne dirilebilir hayat sürseler. Burada sihirbazlar azabından ölmeyi tercih ederler. Öyle bir azab ki hiç ölmek sizin sürekli içine kalacağı bir azabdır.”281 “Kim de ona gerçekten iyi emeller yapmış bir Mümin olarak gelirse işte onlar için en yüksek dereceler vardır.” Öyle bir cennettir ki Altlarından ırmaklar akan içinde ebedi kalacakrı adn cennetleri. İşte arınan insanların mükafatı budur.”282

7. Sihirbazların Firavun’a Karşı Çıkışları

Sihirbazlar Hz. Mûsâ’nın mucizesinin etkisinin altında kaldığından dolayı çok büyük bir Mucize olduğunu anlayıp secdeye kapandılar. Firavunun sapkın inancına göre her şeyin insanlar onun izni olmadan yapamayacağını zan ediyordu. Firavun, “demek, ben size izin vermeden önce ona (Mûsâ’ya) inandınız ha! Şüphe yok, o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Şimdi andolsun, sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve mutlaka sizi hurma dallarına asacağım. Hangimizin azabı daha şiddetli ve daha kalıcıymış, mutlaka göreceksiniz.”283

“Firavun dedi: Ben size izin vermeden önce ona iman ettiniz. Öyle mi? Kesin bir tuzaktır Halkı buradan sürüp çıkarmak için planladınız. Öyleyse buna karşılık ne

277 Mevdudî, age, III/257.

278 Sabuni, age, II/239.

279 Yunus, 10/48.

280 Tâ-Hâ, 20/70.

281 Mevdudî, age, III/ 250.

282 Tâ-Hâ, 20/75-76.

283 Tâ-Hâ, 20/71.

yapacağımı bileceksin. Firavun ben sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizleri hurma dallarında sallandıracağım. Sihirbazlar şöyle dediler: Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla tercih etmeyeceğiz. Artık sen vereceğin hükmü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm verirsin.”284 “İman edenler dedi ki yani eski sihirbaz yeni Mümin kalpleri iman dolu böyle cevap vermektedir. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz. Rabbimizin ayetleri bize geldiği zaman ona iman ettiğimiz için bizi cazalandıracaksın.”285 “Ey Rabbimiz sabr ver ve Müslüman olarak bizi canımız al dediler.”286