• Sonuç bulunamadı

3. SPA KONFERANSI VE MİLLERAND’IN NOTASI

4.3. Sevr Sonrası Türk Basınındaki Haberler

Sevr anlaşmasının imzalanmasından sonra da Türk basınında Anadolu’dan ve İslam Âleminden gelen tepkiler yer almıştır.16 Ağustos 1920 tarihli Açıksöz Gazetesi yazmış olduğu “Sulh Muahedesi Değil, Gaddarane Bir Hükmü İdam” adlı başmakalesinde, Avrupa’nın yüzlerce seneden beri Osmanlı İmparatorluğunu yıkmak için yapmadıkları hile tuzak kalmadığını ve bunu yalan sahte yüzlerce yaklaşıp yaptığını belirtmiştir. Bunları yapmalarının asıl amacını da şöyle açıklamıştır: “… Ne yapıp edip İslam devleti olan Osmanlı yıkılmalıdır. Çünkü Osmanlı git gide genişliyor ve bundan

dolayı ortadan kalkması gerekiyor

Gazete Avrupa’nın böyle bir günü senelerdir beklediklerini üç yüz seneden beri yıkmak için uğraştıklarını söylemiştir. Bunları yaparken bile birbirleriyle kavga ettiklerini bu kavganın amacının Mısır, Irak, El-cezire, Suriye ve Anadolu’yu elde etmek olduğunu belirmiştir. Gazete Avrupa’nın bunu “…her millet hakkına sahip

olacakmış” çatısı altında yaptıklarını oysa bu sahte yüzlere gerek olmadığını asıl amaçlarının dünyaya sahip olup insanları köle gibi kullanmak istediğini; ancak bu yaptıkları gaddarlığı milletlere hürriyet veriyoruz perdesi altında yaptıklarını vurgulamıştır.

Gazete yaptıkları anlaşmayla Türkiye’nin can damarlarının kesildiğini, doğuda bir Ermenistan kurduklarını ve bunu yapmaktaki amaçlarının Müslümanlarla bağları kesmek olduğunu, batıyı Yunanlılara verdiklerini, denizleri kapatıp Türkleri Anadolu’ya sıkıştırdıklarını belirtmiştir. Gazete bunun bir anlaşma olmadığını, bunun bir idam hükmü olduğunu; ancak bunun hiçbir zaman kabul edilmeyeceğini vurgulamıştır42.

41 Selahattin Tansel, a.g.e., s. 170. 42 Açıksöz, 16 Ağustos 1920, s. 1–2

18 Ağustos 1920 tarihli Hâkimiyet-i Milliye de “ Sulh Muahedesi –Türkiye ve İslam Âleminde Galeyan” başlığıyla yazdığı makalede milletin anlaşmayı kabul etmediğini, Damat Ferit hükümetinin bu son hareketiyle memlekette derin bir karışıklığa sebep olduğunu vurgulamıştır. Gazete, bu durum karşısında Anadolu’nun kendisini İslam’ın gövdesine dayandırarak bu ölüm kararını reddettiğini söylemiştir.

Damat Ferit’in yapmış olduğu Sevr Anlaşması’nın kabulü harekâtına karşı Tokat, Amasya, Çankırı, Kırşehir, Beypazarı, Koçhisar, Antalya’da ve ayrıca memleketin birçok yerinden gelen telgraflarda vatana karşı indirmek istenen ölüm darbesini kabul etmeyeceklerini ve Sivas ve Erzurum kongrelerinde tespit edilen milli sınırlar dışında hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini, vatanın selametini millet meclisinden beklediklerini bildirmiştir43.

İstanbul hükümeti’nin imzaladığı Sevr’e karşı gelen tepkiler, devam etmiş Anadolu’da Yenigün Gazetesine de birçok telgraf gönderilerek Anadolu’nun duyduğu kin ve nefret gösterilmiştir. Erzurum’dan gelen bir telgrafta:

“İşittik ki İstanbul’un kara vicdanlı şüpheli serserisi Avrupa’nın zalim

kapitalistleriyle barış imzalamış, istedikleri kadar bugünkü komisyonculara devam etsinler. Anadolu kutsal emellerinin son kararını vermiştir. Son damla kan akmadan. Son kemik kırılmadan hakkını çiğnetmeyecektir.”denilmektedir. 44

Sevr Anlaşması imzalanmasından sonra Müttefik Devletlerinin taraftarı olan

Peyam-i Sabah Gazetesi’nin yazarı Ali Kemal’de yazmış olduğu “Hakiki Matem” adlı makalesinde, felaketlerden ders alınmadığını bundan dolayı bu anlaşmanın bu haliyle imza edilmesinin bir ceza olduğunu iddia etmiştir. Yapılmış olan hatalara karşı çare ve tedbirler alınmamaya devam edilirse cezaların süreceğini öne sürmüştür.

Ali Kemal, şu an için de bulunulan matemin sebebinin Müttefik Devletler olmadığını bunun tek sebebinin Türk tarafının Müttefik Devletleri dinlememesinden dolayı yapmış oldukları siyasi hatalara kaynaklandığını söylemiştir.

43 Hâkimiyet-i Milliye, 28 Ağustos 1920, s. 3.

Ali Kemal, Müttefik Devletlerle dostane ilişkilerin kurulması gerektiğini belirterek anlaşmanın uygulandığı taktir de Türklere bırakılan yerlerin azımsanmayacak kadar mühim yerler olduğunu iddia etmiş, anlaşmayı tatbik etmek ve ettirmek gerektiğini bunun elimizde olduğunu bildirmiştir.

Ali Kemal ayrıca Osmanlı Gazeteler Cemiyeti’nin vermiş olduğu talimata45 uymayacağını gazeteyi siyah çerçeve içine almayacağını belirtmiş gerçek matemin siyasi hatalardan ders almadığınız için tutulması gerektiğini iddia etmiştir46.

Anlaşmanın imzalanmasından sonra protesto telgrafları gelmeye devam etmiştir. 12 Ekim 1920’de tarihli Hâkimiyet-i Milliye Gazetesin de “Beypazarı’nda Nümayiş “ adlı vermiş olduğu makalesinde Beypazarı halkının Damat Ferit ve yanındakilerini anlaşmayı imzaladıkları için protesto ettiğini ve bu amaçla düzenlemiş oldukları gösteride hükümet idaresinin önüne gelerek İngiltere ve yandaşlarının şimdiye kadar hiçbir millete reva görülmeyen Kuran-ı yer yüzünden kaldırıp İslam’ı yıkmaya amaçladıklarını ancak buna izin verilmeyeceğini vurgulanmıştır47.

Anadolu’dan gelen tepkilerden bir tanesi de Kazım Karabekir’den gelmiştir. Karabekir, Sevr anlaşmasını imzalayanları vatan haini ilan etmek için verdiği önergede: “… Vatansız ve vicdansız üç serserinin yine kendileri gibi millet ve vatanla

alakası olmayan birkaç kişi namına sulh muahedesini imza ettiklerini ajansta gördük mücadele-i milliyemizde daha büyük azim ve iman ile devamını tekiden ahdettiğimizi arz eyleriz. İstanbul’da teşekkürünü evvelce duyduğumuz şura’yı saltanatta Türkiye’nin hayat ve mevcudiyetini söndüren bu zulüm muahedesinin imza edilmesine karar veren esamisi malum eşhasını ve muahede nameye vas-ı imza edenlerin hiyanet-i vataniye ile itham olunması ve hakların hükm-ü gıyabi verilmesini ve bu vatansızların isimlerinin

45 Osmanlı Gazeteciler Cemiyeti anlaşmanın imzalanacağı günde bayrakların yarıya indirileceğini gazete başlıklarının siyah bir çerçeve için de matem havasın da verileceğini bildirmiştir. İkdam, 31 Temmuz 1920, s. 1.

46 Peyam-i Sabah, 13 Ağustos 1920, s. 1. 47 Hâkimiyet-i Milliye, 12 Ekim 1920, s. 1.

her yerde lanetle yaddedilmesini ilan ve temin olmasını arz ve teklif eylerim”dedi. Vermiş olduğu önerge kabul edilmişti48.