• Sonuç bulunamadı

Setleme Sistemine Đlişkin Literatür Taraması

6. ĐÇ LOJĐSTĐK SĐSTEMĐNDE SETLEME

6.3 Setleme Sistemine Đlişkin Literatür Taraması

Setleme sistemine ilişkin literatür incelendiğinde, setlemeye ilişkin yayınların genelde hat kenarında stoklamayla birlikte ele alındığı görülmektedir. Đncelenen

makaleler ve onlara ilişkin özetler aşağıdaki şekildedir:

Bozer ve McGinnis (1992), setleme ve hat kenarında stoklama arasındaki farklılıkları ortaya koymuş. Setleme operasyonlarından bahsetmiş. Setlemenin avantajlarını ve dezavantajlarını açıklamıştır. Özellikle de gerçek uygulamalardan elde ettikleri

gözlemlere de dayanarak her iki alternatifi kıyaslamada kullanılabilecek ölçülebilir bir karar verme modeli oluşturmuşlardır. Çeşitli varsayımlar altında modelde ele alınan performans göstergeleri, konteyner depolama ve geri getirme, konteyner akışı,

96

zemin alan gereksinimi, konteyner alan gereksinimi ve ortalama süreç içi stok miktarı şeklindedir. Sabit egzersiz bisikletini içeren sayısal bir örnek üzerinde geliştirilen model uygulanmıştır. Performans göstergeleri açısından her iki sistem kıyaslanmıştır. Alan gereksinimi, konteyner akışı ve süreç içi stok miktarı açılarından setleme sisteminin üstün olduğu gözlemlenmiştir.

Ding (1992), başarılı bir setleme sürecinin, montaj sürecinin verimliliğini arttıracağından bahsetmiştir. Bunun için bir traktör fabrikasındaki uygulama ele alınmıştır. Setleme sürecinin arama süresini elimine ettiği, malzeme taşımayı

basitleştirdiği ve daha iyi bir üretim kontrolü sağladığı belirtilmiştir. Yalın üretimin

çoğu aşamasının uygulandığı traktör fabrikasında, setleme dört aşamada uygulamaya

alınmıştır. Birinci aşamada yerleşim planı yeniden düzenlenmiş, ikinci aşamada küçük model traktörler için kaynak istasyonunda uygulamaya başlanılmış, üçüncü

aşamada kaynak alanının tamamında uygulamaya geçilmiş, dördüncü aşamada

çekme sistemi aşamalı olarak uygulanmıştır. Başarılı bir uygulamadan sonra kaynak

istasyonlarında verimlilik %10-15 düzeyinde artmış, kaynak bölgesinde alan

gereksinimi %20 azalmış, süreç içi stok miktarı %50 düzeyinde azalmış, daha iyi bir

üretim kontrolü ve güvenli bir çalışma ortamı sağlanmıştır.

Chen ve Wilhelm (1993), çok aşamalı ve küçük partilerin olduğu montaj

sistemlerinde uygulanmak üzere işin erken bitirilmesi, geç bitirilmesi ve süreç içi stok mâliyetlerinden oluşan toplam mâliyetin enküçüklenmeye çalışıldığı bir sezgisel geliştirmişlerdir. Yazarlar, iyi bir sezgiselin geliştirilmesi için dört hedefin eşzamanlı olarak araştırılması gerektiğinden bahsetmişlerdir. Bunlar; işler için iyi bir setleme

sırası, düşük iş gecikme mâliyeti, düşük iş erken bitirme mâliyeti ve düşük alt montaj elde tutma mâliyetidir. Makalede setleme problemi tekrar tanımlanarak, litetatürde sıklıkla kullanılan iki sezgiselle birlikte önerilen sezgisel, 24 test problemi üzerinde denenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre önerilen sezgisel 24 test probleminin 16’sında en iyi sonucu bulmuştur. Diğer problemlerde de en iyi sonuçtan küçük

düzeylerde saparak yaygın olan iki sezgiselden daha iyi sonuçlar vermiştir.

Henderson ve Kiran (1993), setlemenin ortadan kaldırılmasıyla zaman ve mâliyet açısından kazançlı olunacağını belirtmektedirler. Bu noktada analiz yapabilmek için mevcut durumda setleme sistemini kullanan IMED isimli elektronik üzerine faaliyet gösteren bir şirkette analizlerde bulunmuşlardır. Setlemeye karşı önerdikleri sistemde ele alınan hedefler, iş istasyonlarına direkt olarak parça sağlamak, malzeme taşıma

97

işçiliğini arttırmamak, süreç içi stok miktarını azaltmak, ürün yayılım süresini

azaltmak ve setler olmadan parça izlenebilirliğini sağlayabilmektir. Önceki sistemle sonraki sistemi kıyaslayabilmek için üç sınıf altında ölçütler toplanmıştır. Bunlar, malzeme taşımayla ilişkili, stokla ilişkili ve üretimle ilişkili ölçütlerdir. Bu noktada benzetim yapılmış ve elde edilen sonuçlara göre önerilen sistemde süreç içi stok miktarı ve yayılım süresinde iyileşmeler sağlanmış, buna karşılık malzeme taşımayla ilişkili artış olmuştur. Bütünsel olarak değerlendirildiğinde setlemenin elimine

edilmesinin ve önerilen sistemin uygulanmasının birçok avantajı olduğu

belirtilmektedir.

Som ve diğerleri (1994), çalışmalarında stokastik bir ortamda yapılan montaja ilişkin

setleme sürecini, parçaların bağımsız Poisson dağılımına uygun olarak geldiğini varsayarak Markov yenileme süreci şeklinde modellemektedir. Parçaların Poisson sürecine uygun olarak gelmesi durumunda, setleme operasyonundan çıkışların da Markov yenileme süreci şeklinde olduğu gösterilmiştir. Setlerin tamamlanma

sürelerine ilişkin dağılım çıkartılmıştır. Özel durum kapsamında; girdi kısmında benzer bileşenlerin aynı Poisson parametresine sahip olması durumunda, çıktı

kısmındaki setlerin de aynı Poisson parametresine sahip olacağı gösterilmiştir. Đlgili durumların analizi için P1 ve P2 olarak adlandırılan makine ve P3 olarak isimlendirilen montajdan oluşan bir sistem üzerinde çalışılmıştır.

Brynzer ve Johansson (1995), setleme sistemlerinin tasarımını; toplama işinin yapıldığı yer, iş organizasyonu, toplama metodu, bilgi sistemi ve donanım açısından incelemişlerdir. Çalışmada ele alınan temel performans göstergeleri, toplama

verimliliği ve doğruluğudur. Bu performans göstergelerinin ölçütler açısından nasıl değiştiğinin belirlenmesi için çok sayıda örnek olay incelenmiştir. Örnek olaylar kıyaslandıklarında setleme sistem karakteristikleri açısından çok farklılık gösterdikleri gözlemlenmiştir. Bunun da genel tavsiyelerde bulunmayı zorlaştırdığı belirtilmiştir. Ayrıca çalışmada şimdiye kadar sipâriş toplama sistemlerinde toplama

verimliliği üzerinde durulduğundan bahsedilmiş olup bunun için de dolaşım süresi,

toplama süresi gibi göstergeler üzerinde odaklanıldığından bahsedilmektedir.

Bununla birlikte, toplama hatalarının depolama alanında ve üretim sürecinde en ciddi hatalara neden olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca birçok durumda uygun olmayan bilgi sisteminin toplama doğruluğunu etkilediği belirtilmiştir. Bunun için bilgi sistemini

98

doğru bir şekilde tasarlamanın, toplama verimliliğini düşürmeden hataları azaltma

ihtimalinden dolayı önemli olduğundan bahsedilmiştir.

Günther ve diğerleri (1996), setlemeyi yarı otomatik baskılı devre kartlarının

montajında benzer montaj istasyonları arasında üretim süresi ve bileşen magazin

kapasitesinin de dikkate alınarak bileşenlerin atanması olarak tanımlamışlardır. Bir

setten diğerine geçişte önemli hazırlık sürelerinin olduğundan bahsetmişler ve ana amacın toplam operatör süresinin enküçüklenmesi olduğunu belirtmişlerdir. Bu noktada yazarlar bir sezgisel ortaya koymuşlardır. Öncelikli olarak setleme

problemini karma tamsayılı doğrusal bir model halinde tanımlamışlardır. Standart

eniyileme kodlama programları aracılığıyla model çalıştırıldığında küçük test

problemlerinin dahi uzun süreler aldığını göstermişlerdir. Bu noktada iş seçimi ve makine seçimine ilişkin kurallardan oluşturdukları sezgiselle, en iyiye yakın sonuçları çok kısa süre içerisinde elde etmişlerdir.

Christmansson ve diğerleri (2002), setleme sistemlerine ilişkin klasik olarak toplayıcının malzemeye gittiği sistemden malzemenin toplayıcıya gittiği bir yaklaşımı değerlendirmeye almaktadırlar. Önerilen durumun değerlendirilmesine yönelik olarak, bir otomobil fabrikasında malzeme tedârik atölyesinde incelemelerde bulunulmuştur. Temel olarak zaman tüketimi ve fiziksel iş yükü açısından

değerlendirmelerde bulunulmuştur. Örnek olaydan elde edilen sonuçlar

göstermektedir ki, önerilen setleme sisteminin verimliliği, benzer setleme

sistemlerinden daha iyidir ve daha ileri gelişimler için potansiyel arz etmektedir. Joshi ve diğerleri (2002), elektronik donanımlar üreten bir tesiste uygulanmakta olan setleme sistemini, 6 sigma kullanarak iyileştirmeyi amaçlamışlardır. Hedeflenen, setleme esnasında meydana gelen bozuklukların %50 oranında azaltılmasıdır. Çalışmada bu ana amacın yanısıra sürekli akış sisteminin kurulması, operasyonel

performansın arttırılması, setlerin tam zamanında dağıtılmasının sağlanması ve daha

doğru bir setleme için kapalı döngü bir geri besleme sisteminin kurulması

amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda setlemeye ilişkin bir aylık veri toplanmış ve benzetim modelinde kullanılmıştır.

Ramachandran ve Delen (2005), stokastik koşullar altında çalışan bir montaj sistemini incelemiştir. Setleme sistemlerinin bu tip montaj sistemlerine etkisinin ölçülmesi için bir montaj hattını besleyen iki girdinin olduğu bir sayısal örnek

99

tasarlamışlardır. Tampon stoklardaki kuyruk uzunlukları, olasılık teoremlerinden

faydalanılarak karakterize edilmiştir. Süreci besleyen setlerin geriye kalan bekleme sürelerine ilişkin dağılım çıkartılmıştır. Kontrol fonksiyonları için uygun koşullar

altında bileşen tampon stoklarındaki kuyruk büyüklüklerinin sabit olduğu

gösterilmiştir.

Hua ve Zhou (2008), setleme süreci gereği depolardan malzemelerin toplanmasında

dolaşım süresini enazlayan bir metot geliştirmişlerdir. Geliştirilen metot, kümelere ve eğri–tabanlı-doldurma (Đng: Filling-curve-based) depo atamasına dayanmaktadır.

Kümeleme metodunda yeni bir amaç fonksiyonu geliştirilmekte ve bu, genetik

algoritmaya dâhil edilmektedir. Küme atama metodunda ilk olarak küme atama öncelikleri için yeni bir gösterge geliştirilmektedir. Daha sonra kısıtlar altında kümelerin en iyi atamaları ispatlanmakta ve bu durum eğrilerin doldurulmasıyla gerçek depo atama yapılandırmalarına genişletilmektedir. Eğrilerin doldurulma kalitesini etkileyen özellikler analiz edilmekte ve iyi performans özellikleri gösteren eğri doldurma sınıfları oluşturulmaktadır. Geliştirilen metodun dolaşım mesafelerini azalttığını göstermek için sayısal bir örnek üzerinde model çalıştırılmıştır. Elde

edilen sonuçlara göre farklı etkenlerin de denenmesiyle birlikte dolaşım

mesafelerinde %30 ile %50 arasında iyileştirme sağlandığı görülmüştür.

Hua ve Johnson (2010), setleme ve hat kenarında stoklama alternatiflerinden hangisinin diğerine karşı seçilmesi gerektiği noktasında yayın azlığında bahsetmiş ve bu noktadaki araştırma ihtiyacına dikkat çekmiştir. Elektronik donanımların montajına ilişkin faaliyet gösteren bir kurumda, çeşitli analizlerde bulunarak

çıkarımlarda bulunmuştur. Đki sistemin karşılaştırılmasında çeşitli ölçütler temel alınarak değerlendirme yapılabileceğinden bahsetmiştir. Önerilen ölçütler; ürün karakteristikleri, depolama ve malzeme taşıma, üretim kontrolü, performans etkisi ve

uygulama şeklindedir.

Her iki alternatif sistemden hangisinin daha iyi olduğu noktasında öncelikli olarak

yapılacak şeyin detaylı bir saha çalışması ve örnek olay çalışması olduğu belirtilmiş. Aşağıdaki adımların yerine getirilmesi önerilmiştir:

• Önceki sistemin değişime ihtiyaç duymasına neden olan problemler

• Problemlerin açığa çıkma nedenleri

100

• Dönüşüm esnasında karşılaşılan problemler

• Dönüşümden sonraki performansın artması veya azalması

• Performansın artma veya azalma nedenleri

Setlemede meydana gelebilecek bozukluklar; bileşenlerde eksiklik, bileşenlerde fazlalık, yanlış parçaların konulması, ambalajlanmamış veya sarılmamış ürünlerin

gelmesi, bekleyen sipârişler ve eksik kalan hat parçaları şeklindedir. Bu bozukluklara

ilişkin negatif etkiler ise; artan makine durma süresi, gereksiz elle yükleme, süreç içi

stok miktarında artış, müşteri memnuniyetsizliği ve fazla işgücü ihtiyacı şeklinde belirtilmiştir.

101

7. YALIN ÜRETĐM ORTAMINDA ĐÇ LOJĐSTĐK SĐSTEMĐNE ĐLĐŞKĐN