• Sonuç bulunamadı

1.6. ESERİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

1.7.2. SESBİLGİSİ İLE İLGİLİ NOTLAR

Türkçe Asli Uzun Ünlüler

Türkler tarafından bu yazının kullanılış kaideleri, yazıda İslami dönemin başından Latin ve Kiril harflerine geçişe kadarki tüm evre boyunca, Türkçeyi; dil tarihi, dilin gelişimi, yapı ve biçim bilgisi hususlarında araştırmacılar için çetrefilli hale getirmiştir. Arap alfabesinin okutucu harflerinin ( hemze, elif, vav, ye ve he ) Türkçe sesli harfleri göstermek için kullanılışındaki düzensizlik hangi kelimenin Türkçe asli uzun ünlüyü taşıyıp hangisinin taşımadığını anlamayı zorlaştırmaktadır. Bu hususta Talat Tekin’in “Türk Dillerinde Birincil Uzun Ünlüler” çalışması ve Gürer Gülsevin’in “Eski Anadolu Türkçesi Ağızlarında Uzun Ünlüler Üzerine” başlıklı

makalesi okunmalıdır.

Biz bu çalışmada Türkçe kelimelerdeki uzun ünlüler meselesindeki tercihimizi ancak med, dikine üstün, dikine kesre işaretleri kullanılan Türkçe kelimeler ile i/e meselesinde bu çalışmanın çeşitli yerlerinde defaatle bahsi açılan hususlarda kullandık. Dikine üstün ve dikine esre işaretlerinin olması Türkçe kelimelerdeki a, e, ı ve i sesleri konusunda işimizi kolaylaştırıken o, ö, u ve ü sesleri için kullanılan ötre işaretinin başka bir biçimi kullanılmadığı için bu seslerin uzunluğu hususunda çevriyazımızda herhangi bir işaretleme yoluna gitmedik. Bu konuyu Türkçe

kelimelerin ikili kullanımları konusuyla beraber değerlendirmekte fayda olduğu

kanaatindeyiz.

Bu hususta şunu da dile getirmek gerekiyor ki bizim uzun ünlü ile çevriyazıya aldığımız Türkçe kelimelerin hepsinin asli uzun ünlü olduğunu iddia edemeyiz. Zira bu durum asli uzun ünlü olabileceği gibi imale sebebiyle de olabilir. Fakat hangisinin hangi sebeple uzatıldığı konusunda kesin ifadeler yanlış olur kanaatindeyiz. Şair bu eseri nazma dökerken aruz kalıplarına çok fazla bağlı kalmadığını ifade etmiştir ki bu konu yukarıda zikredildi. Dolayısıyla biz bu çalışmada yine de metnin orijinalindeki imlaya bağlı kalarak çevriyazıya uzun ünlü ile almayı uygun bulduk.

1.7.3. ŞEKİLBİLGİSİ İLE İLGİLİ NOTLAR

1.7.3.1. Nezaket Dili

ekonomik ast-üst ilişkilerinde kullanıldığı saygı belirten ifadeler vardır. Bu ifade biçimleri kendisini sadece kalıplaşmış hitaplarda göstermeyip zamirlerde de gösterebilmektedir.

Eski Türkçede, Orhun Kitabelerinde temadan ötürü bu durum görülmez çünkü metni yazdıran üst pozisyonda olup alt pozisyonda olanlara hitap edilmektedir (YAYLAGÜL, 2005). Oysa bahsini ettiğimiz konu altların üstlere karşı bir ifade biçimiyle ilgilidir. Ancak Uygur yazısıyla yazılı dönemden itibaren bu durum takip edilebilmektedir. Bu konuyla ilgili Özen Yaylagül’ün “Eski Türkçede Nezaket

İfadeleri” başlıklı makalesi ilgilisine faydalı olacaktır.

Çalıştığımız metinde ise Dakyanus Şeyh’e ve Havil ile diğer arkadaşları da Yemliha’ya ikinci çokluk kişi zamiri ve ekleriyle hitap etmektedir.

1.7.3.2. Zamirlerin Çekime Girmesi

Metnimizde ben ve sen zamirleri yönelme eki aldığında, Eski Türkçe döneminden getirilen ve günümüzde de sürdürülen biçimiyle, bu zamirlerin son sesi olan –n ve Eski Türkçe dönemi yönelme eki olan -ga, -ge’nin ilk sesi birleşip kaynaşmış ve zamanla da ñ’nin n’leşmesiyle günümüzdeki yazım ve seslendirim biçimini almıştır. Ancak günümüzde Anadolu ağızlarının birçoğunda hala bu iki zamirin ñ’li olarak telaffuz edildiğini ve bazı ağızlarımızda da bene, sene biçiminde söylendiğini de ilave etmek gerekir.

Zamirlerin çekime girmiş biçimleri konusunda en ilginci hiç şüphesiz bütün Türk dilbilimcilerinin üzerine eğildiği üçüncü teklik kişi zamiri olan “ol” zamirinin çekimidir. Yalın hali dışında bu zamir tüm çekimlerinde “*a-” şeklini almıştır. Bu durumun izahı güç görünmektedir. Yalın haldeyken ise “ol” yaygın olarak görülürken metnimizde “o” biçiminin ise yalnızca işaret sıfatı olarak kullanıldığı görülmektedir.

Üçüncü çokluk kişi ise “olar” ve “anlar”dır.

Türkçe için Eski Türkçe evresinden Eski Anadolu Türkçesinin bitimi sayılan XV. yüzyılın ortalarına kadar kullanılıp sonraki dönemde yazılı kaynaklarda rastlanmayan kelimeler için kullanılan bu terim için uygun pekçok kelime metnimizde bulunmaktadır. Bu kelimeler için ayrıca bir işaretleme yoluna gidilmedi ancak bahsini ettiğimiz bu kelimeleri dizin ve sözlük bölümlerinden takip etmek mümkündür.

1.7.3.4. Eklerin İki Biçimli Kullanımı

Metnin bazı kısımlarında ve tüm yazıcılarda görülmek üzere gözlemlenen bir başka ilginç biçim özelliği ise aynı ekin hem düz ünlülü hem de yuvarlak ünlülü kullanımlarıdır. Öyle ki bu durum aynı dizede dahi görülebilmekte ve bu aşağıda da örnekleri verildiği üzere pek çok dizede görülmektedir.

Ārturıvirgil benüm tevḥīdimi Zāyıl eylegil ḳamu taḳlīdümi ( 2a-1 ) Eliñ ayāġuñ senüñ baġlu durur Yoḳluġuñdan çigerüñ ṭaġlu durur ( 4b-14 ) Bunı ‘ālim aña ma‘lūm eyledüñ Bu ikiye gerçi birden söylediñ ( 6a-14 ) Şeyḫe ṭaḳyānūs didi kim yıḳalım Şeyḫ kilīde didi nice çıḳalum ( 7a-6 )

Niçe and içdüñ ḥaḳ’a neẕr eylediñ Virürem ṭutam murādum vir didüñ ( 9b-12 ) Luṭf-içūn ‘ālimdür ol ḥāli bilür Āṣī olsa da murādını virir ( 37a-7 )

Eyitdi yemlīşā ki gerçek söyledüñ Her ne vaṣf itdiñ ve şerḥ eylediñ ( 39b-8 ) Ol mekes-le ol çetükden ḳorḳduġın Anlaruñ elinde ‘āciz ḳaldıġın ( 41a-6 )

Ellerin öpüp ziyāret idevüz Yine dönüb şehre gelüp gidevüz ( 70b-5 )

Metin bölümünde sayfaların ilk satırında sayfa sayısı bulunmaktadır. 1b, 21a, 43b... gibi. Beyitlerin her iki dizesi orijinal metinde olduğu gibi aynı satırda yer aldı. Beyitlerin sol yanında o beyitin sayfa içerisindeki sıra numarası ve sağ yanında da bütün metin içerisindeki sıra numarası verildi.

İnceleme-metin veya dizin-metin karşılaştırması yapmak isteyenler, inceleme bölümünde metin sayfa numarası ile beyitin sol yanındaki beyit sayfa sıra numarasını ve dizin bölümünde de beyitlerin sağında bulunan beyitin bütün metin içerisindeki sıra numarasını dikkate alacaklardır.

“Metin” bölümünde bu çalışmayı inceleyenlerin mutlaka dikkat etmesini istediğimiz, önemli gördüğümüz imla, ses ve şekil özellikli kelimelere sonnot eklendi. Metindeki Farsça başlıklar ve Kuran ayetleri orijinalinde kırmızı mürekkeple yazılmış olup biz de metin çevriyazıya aldık ancak bu verileri numaralandırmadık ve Türkçeye de çevirmedik.

Çevriyazı metni hakkında her şeyden önce şunu belirtmek gereklidir ki bu çalışma bir dilbilgisi çalışmasıdır. Metnin çoğunluk kısmı harekelidir ki doğrusu bu da bizim düz ve yuvarlak ünlüler konusunda tercih kullanmamızı kısıtlamaktadır. Bu çalışma bir dilbilgisi çalışması olduğu için müstensih kaynaklı farklılıkların tamamına yakını çevriyazıya aynen geçirilmiştir. Kimlikleri, yaşları, eğitim düzeyleri, yaşadıkları çevre ve daha da önemlisi hangi zaman dilimlerinde yaşamış oldukları hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığımız birkaç müstensih tarafından kaleme alınan bu eser hakkında yorum yapabilmek için müstensih hatalarının ve tercihlerinin aynen çevriyazıya aktarılması gerekmekteydi.

“i-”si düşmüş ise, ile, iken gibi edat ve bağlaçlar yardımcı ünsüzle köke getirildiklerinde, “

ا

” ( elif )’siz yazıldıklarında veya kökteki son harfin harekesiyle yazıldıklarında; -(y)lA, -(y)sA, -(y)ken şeklinde çevriyazı metnine alındı.

Ne sözcüğünün kaynaşıp birleştiği ve tek harekeyle yazıldığı biçimlerde n’ olarak çevriyazıya alındı. N’eyleyem, n’idelüm, n’oldı vb.

harekelendirme de uygun olduğu için bugünkü Anadolu ağızlarındaki telaffuzları da dikkate alınarak Türkçenin ses özelliklerine uygun olarak çevriyazıya alındı.

Arapça ve Farsçada ön ek veya son ek mahiyetindeki edatlar kelimeyle bitişik yazıldı. lānaẓīr, bīmeded, lemyezel, derezel vb.

Benzer Belgeler