• Sonuç bulunamadı

3.3.3. Kriz Sonrası Alınan Önlemler Ve Krizin

3.3.3.4. Sermaye Yeterlilik Oranı,Borçluluk Oranı ve Kur Riski

Gerçekleşen banka karları, bankacılık sisteminde yeterli sermaye düzeyinin sürdürülmesini desteklemekle birlikte kriz dönemi sonrası artan ve artması beklenen sorunlu kredilerden ciddi zararlar görmeden faaliyetlerine devam edebilmeleri için sermaye yapılarının güçlülüğü önem taşımaktadır. Bankacılık sisteminin gözetim ve denetiminin uluslararası düzeyde standartlaştırılmasına ve sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasına yönelik olarak Basel Komitesi sermaye yeterlilik düzenlemelerini güncellemekte ve geliştirmektedir. Özellikle kriz sonrasında uluslararası sermaye düzenlemeleri reformu konusunda mutabakata varılmış ve çalışmalar sürdürülmektedir.96 Basel Bankacılık Denetim Komitesince oluşturulmuş olan Sermaye Ölçümü ve Sermaye Standartlarının Uluslararası Düzeyde Uyumlaştırılması dökümanı 2006/48/EC ve 2006/49/EC sayılı Direktifler ile Avrupa Birliği müktesebatına dahil edilmiş ve belirli bir geçiş süreci dahilinde AB üyesi ülkelerinde uygulamaya konulmuştur. Ülkemizde Basel-II ile uyumlu düzenleme çalışmaları devam etmekte ve bankaların yürüttükleri çalışmalar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yakından takip edilmektedir.

Aşağıdaki tabloda AB’ye sonradan üye 10 ülke ve Türkiye’nin yasal sermaye yeterlilik oranları ile son 3 yıldaki gerçekleşme oranları yer almaktadır.

Tablo 31: Yasal Sermaye Yeterlilik Oranı ve Gerçekleşmeler (%)

Ülke Adı

Yasal Sermaye Yeterlilik

Oranı Yıllar İtibarıyla Gerçekleşen Sermaye Yeterlilik Oranları 2007 2008 2009 Polonya 8 12.00 11.20 11.70 Çek Cumhuriyeti 8 11.50 12.30 13.70 Macaristan 8 10.40 11.10 12.30 Slovakya 11 12.80 11.10 12.20 Slovenya 11.70 11.20 10.50 v.y. Letonya 8 11.10 11.80 12.80 Estonya 10 10.80 13.30 15.20 Litvanya 8 10.90 12.90 13.90 Romanya 12 13.80 12.30 v.y. Bulgaristan 12 13.90 14.90 16.50

Son 10 AB üyesi ülke ortalaması (Malta ve

Kibrıs hariç) 9.67 11.84 12.14 10.83

Türkiye 8 19.00 18.10 19.20

Kaynak: EBRD ülke raporları ; IMF, Global Financial Stability Report, Oct.2009, s.44.

Türkiye’de sermaye yeterlilik oran gerçekleşmeleri, son üç yıl için AB’ye sonradan üye 10 ülke ortalamasından yüksektir. Burada Türkiye’de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından hedef sermaye oranı (% 12) verilerek bankaların yakından izlenmesi, karların bir kısmının bünyede bırakılması için yapılan yönlendirmelerin katkısı bulunmaktadır.

Aşağıdaki tabloda AB’ye sonradan üye ülkelerde toplam borcun ülkelerin gayri safi yurt içi hasılalarına oranı yer almaktadır.

Tablo 32: Kamu Borcunun Gayri Safi Yurt İçi Hasılaya Oranı (%)

Ülke Adı 2007 2008 2009 Polonya 45.00% 47.20% 51.00% Çek Cumhuriyeti 29.00% 30.00% 35.00% Macaristan 65.90% 72.90% 78.30% Slovakya 29.30% 27.70% 35.70% Slovenya 23.40% 22.60% 35.90% Letonya 9.00% 19.50% 36.10% Estonya 3.80% 4.60% 7.20% Litvanya 16.90% 15.60% 29.30% Romanya 12.60% 13.30% 23.70% Bulgaristan 18.20% 14.10% 14.80% Son 10 AB üyesi ülke ortalaması (Malta ve Kibrıs hariç) 25% 27% 35% Türkiye 39.40% 39.50% 45.50%

Kaynak: Eurostat; IMF World Economic Outlook.

Macaristan’ın kamu borcunun GSYIH oranı 2007-2009 yılı arasında %66 dan % 78 lere ulaşmıştır. Macaristan’dan sonra en yüksek borçluluk oranına sahip ülke %51 ile Polonya’dır. Polonya’yı ise yaklaşık % 35 lik oran ile Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Letonya izlemektedir. Diğer ülkelerdeki oranlar daha düşük olup, Türkiye yaklaşık % 46 lık oran ile Macaristan ve Polonya’dan sonra en yüksek borçluluk oranına sahiptir. Diğer AB üyesi ülkelerinden İtalya ve Yunanistan’ın kamu borcunun gayri safi yurt içi hasılaya oranı 2009 yıl sonu itibarıyla % 115 düzeyindedir. Belçika’da söz konusu oran % 97 civarında olup, Belçika’yı % 78 ile Fransa, % 78 ile Portekiz, %74 ile Almanya takip etmektedir.

Kamu borç stoku, ekonomilerin uzun dönemli performansları ve istikrarları açısından önemlidir ve yönetilebilir seviyelere indirilmesi için AB ülkeleri ve Türkiye çeşitli önlemler almaktadır. AB düzenlemelerine göre ülkelerin kamu borç stokunun

GSYIH oranı % 60’ın altında olmalıdır. Macaristan hariç son 10 AB üyesinin ve Türkiye’nin kamu borç stokunu GSYIH oranı bu sınırlamanın altında olmakla birlikte ilk 15 AB üyesi ülkelerde 2009 yıl sonu itibarıyla bu oranlar son derece yüksektir. (İngiltere %68, Almanya %73, Fransa %78, İtalya %115, Hollanda % 61, Belçika %96, İrlanda %64, Avusturya %67, Portekiz %77, Yunanistan %115.)

Borçluluk durumlarıyla bağlantılı olarak ülkelerdeki bankacılık sistemleri ve firmalar bazında taşınan kur riski izleyen bölümde değerlendirilmektedir.

Türkiye’de bankacılık sektörü kur riski taşımamaktadır.Ancak şirketlerin yurt dışından döviz borçlanmaları nedeniyle taşıdıkları kur riski değerlendirildiğinde, şirketlerde yaşanması muhtemel problemlerin bankacılık sistemini etkilemesi kaçınılmaz olacaktır. 16.06.2009 tarih ve 27260 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009-15082 Sayılı Karar ile 32 Sayılı Kararın döviz kredilerine ilişkin hükümlerinde değişiklik yapılmıştır. Bu karara göre tüketicilerin yurt içinden ve dışından döviz kredisi ile dövize endeksli kredi kullanmaları yasaklanarak bu tür borçlarından dolayı kur riski üstlenmeleri engellenmiştir. Tüketicilerin, döviz kredisi kullanmasına bu düzenleme ile yasaklama getirilirken, firmaların, döviz kredisi kullanma şartları iyileştirilmiştir. Ortalama vadesi 1 yıldan uzun minumum tutarı 5 milyon USD döviz kredisi döviz geliri olmasa bile kullandırılabilmektedir. Değişiklik öncesinde ihracat yapan veya döviz kazandırıcı faaliyetleri bulunan, yani döviz geliri olan sınırlı müşteri kitlesi Türkiye’de faaliyet gösteren bankalardan döviz kredisi kullanabilmekteydi. Ancak döviz geliri olmayan firmaların yurt içinden Dövize Endeksli Kredi veya yurt dışı bankalardan İşletme Kredisi şeklinde döviz riski taşıyarak borçlanmalarına engel bir durum yoktu. Döviz geliri olmasa bile döviz kredisi kullanmak isteyen firmalar ya yurt dışından döviz kredisi kullanıyor yada Türkiye’deki bankalardan dövize endeksli kredi kullanmayı tercih ediyorlardı. Bu nedenle Türkiye’deki firmalar yüksek kur riskleri taşımaktadırlar. Bankacılık sektörü kur riski taşımasa bile kredi verdiği firmaların taşıdığı kur riski nedeniyle dolaylı olarak risk altındadır. Yüksek kur riski taşıyan firmalarda kurda oluşabilecek ani değişiklik sonucu ortaya çıkacak kredi riskleri bankaların tüm kredi portföyünü olumsuz etkileyecek ve tahsili gecikmiş alacaklar oranları artarak bankaların karlılık ve sermaye yapılarını olumsuz etkileyecektir. Aşağıdaki tabloda Merkez

Bankası tarafından yapılan analiz sonucu oluşturulan veriler yer almaktadır. 2006 yıl sonu itibarıyla 37.6 milyar USD olan finansal kesim dışındaki firmaların net pozisyon açığı 2007 yıl sonu itibarıyla 63.2 milyar USD’ye, 2008 yıl sonu itibarıyla ise 80 milyar USD’ye yükselmiştir. Bu reel sektör ve dolaylı olarak bankacılık sistemi için çok ciddi bir potansiyel risktir.

Tablo 33: Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Döviz Varlık ve Yükümlülükleri

Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Döviz Varlık ve Yükümlülükleri (Milyon USD) 2006 2007 2008 Varlıklar 62.688 76.169 81.379 Yükümlülükler 100.309 139.404 161.453 Net Pozisyon -37.621 -63.235 -80.074

Kaynak: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Finansal İstikar Raporu, Ankara, Kasım 2009, Sayı 9,

s.42.

AB’ye sonradan üye 10 ülkede (Malta ve Kıbrıs hariç) ekonomik gelişme yüksek dış borçlanma ile finanse edilmiştir. Bu borçlar ağırlıklı olarak yabancı para üzerinde alınmış borçlar olması nedeniyle ülkelerdeki firmalar ve bankaların taşıdıkları kur riski önemlidir. Macaristan’da tüketicilerin kullandığı kredilerin %70’i yabancı para cinsinden kullanılmış kredilerdir.97

Bu nedenle tüketicilerin taşıdığı kur riski bulunmaktadır. Tüketicilerin ve firmaların, kendi ulusal paraları dışında, diğer dövizlerden borçlanma oranları, Bulgaristan için toplam kredi portföyünün %48,2 si, Romanya için % 60,8 dir. Bu oran Türkiye için % 22.4 tür. 98

97 European Bank for Reconstruction and Development, Transition Report 2009:Transition in Crises?,

Nov.2009, s.16.

98 Peter Backe, Thomas Reininger, Zoltan Walko, “ Main Features of Recent Banking Sector

Develeopments in Selected Southeastern European Countries A Cross-Country Perspective” Austrian

3.4.Avrupa Birliği Bankacılık Sisteminde Yabancı Banka Kaynaklı

Benzer Belgeler