• Sonuç bulunamadı

Sermaye Hareketleri’nin Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelten

2.3.1. Çekici Faktörler

Sermaye girişinin olduğu ülke ekonomisinin makroekonomik göstergeleri o ülkenin çekici faktörlerini belirlemektedir. Bu göstergeler, ülkenin enflasyon oranlarının düşmesi, büyüme oranının artması, ekonomik reformlarının gerçekleştirilmesi gibi faktörler oluşturmaktadır. Bu göstergelerdeki iyileşmeler uluslararası sermayeyi çeken önemli faktörlerdir.

Sermaye hareketlerinin üzerindeki kontrollerin kaldırılması, finansal liberasyonun gerçekleşmesi sermaye harekeleri için gerekli olan unsurlardan biridir. Makroekonomik koşullar ne kadar iyi ya da gerçekleştirilecek olan yatırımın karın ne kadar yüksek olursa olsun yatırım yapılacak olan ülkeye yatırım yapılabilmesi için gerekli olan koşullar sağlanmazsa sermaye hareketleri gerçekleşmeyecektir (Mentiel ve Reinhart, 2001). Bu nedenle gerekli olan koşulların sağlanabilmesi halinde biriken akışkan ve büyük meblağlarda fonların gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru yönelmesine neden olacaktır. Bu sayede yüksek getiri elde etmek isteyen yatırımcı ve sermaye gereksinimi içinde olan ve kendi kaynakları yeterli olmayan ülke için ortak çıkarların iyileştirildiği bir durum gerçekleşecektir (Kar ve Tatlıses, 2008).

Ulaşımda ve iletişimde gerçekleşen teknolojik ilerlemeler yatırım yapılacak olan ülkedeki finansal piyasalarda işlem gerçekleştirmeyi kolaylaştırmaktadır. Tek tuşla fon bir ülkeden diğer bir ülkeye hızlı ve kolay bir şekilde transfer edilmesi sermaye hareketleri üzerinde olumlu etkilere neden olmaktadır. Ayrıca yatırım yapılan ülke ile olan mesafenin yakın olması nakliye maliyetlerinin azalmasına ve gerçekleştirilecek olan ticaretin artmasına imkân verdiğinden dolayı yabancı yatırımcı tarafından tercih edilmektedir (Kar ve Tatlıses, 2008).

Düşük bir döviz kuru ve yüksek reel faize dayalı spekülatif arbitraj imkanları yaratan ülkeler yatırım için sermaye çeken hedeflerdir. Arbitraj yatırım yapılan ülkenin mali piyasasına giren dövizin ulusal paraya çevrilip (dönem başındaki kurdan) faiz elde ettikten sonra dövize çevrilip tekrar yurtdışına çıkması sonucunda elde edilen geliri ifade etmektedir. Arbitraj geliri, yabancı para karşılığında ulusal paranın değer kaybetmesi durumunda azalmaktadır. Faiz haddi yükseldikçe arbitraj geliri de artmaktadır (Yeldan, 2005). Arbitraj gelirinin azalması halinde spekülatif sermayenin ülkeden çıkmasına neden olacaktır. Bu bedelle yatırım yapılacak olan ülkenin döviz kuru politikası önceden araştırılmalıdır. Döviz kuru belirsizlikleri ve hareketlilikleri firmanın karlılığını etkilemektedir. Döviz kurlarındaki hareketliliğe karşı ithalat ve ihracat yapan firmalar daha hassastır. Özellikle ihracat yapan firmanın ürün satışları döviz kurundan etkilenmektedir (Gövdere, 2003).

Yatırım değerlendirmeleri yapılırken paranın geri çevrilememe riskine, vergi sonrası kara ve yatırımı tekrar dövize çevirebilme yeteneklerin odaklanılması gerekmektedir. Yabancı sermaye hareketlerinde fon sahibi için ödenmesi gereken vergi oranının düşük olması beklenir. Diğer bir ifadeyle, yatırımcı yatırım yaptığı ülkenin mali piyasasında parasını değerlendirdikten sonra elde edeceği kar üzerinden ödemek zorunda olduğu verginin yüksek olmaması, yatırım kararlarını alırken avantaj olarak değerlendirilir.

Uluslararası sermaye yatırımlarını etkileyen diğer bir faktör de verilen mali teşviklerdir. Yabancı yatırımcı tarafından kurulan teşvik alan işletme ülke içindeki yerel firmalardan öne geçerek rekabet avantajı elde edecektir. Mali teşvikleri ile birlikte yatırım teşvik paketleri de yabancı sermayeyi teşvik etmesi açısından önemli bir unsurdur. Yatırım için ülke adına bir kimlik oluşturmak ve yürütülen politikaları desteklemek için bir yatırım ajansının kurulması yatırımcılara güven verecek ve böylece yabancı sermaye hareketleri pozitif yönde etkileyecektir (Dutz, Melek ve Yılmaz, 2005).

İşgücü maliyetlerinin gelişmekte olan ülkelerde daha düşün olması yabancı sermaye hareketlerini etkileyen diğer bir faktördür. İşgücü maliyetleri uluslararası rekabet ölçüsü olarak değerlendirildiğinden dolayı rekabet avantajı elde etmek için birim işgücü maliyeti düşük olan ülkeler yabancı sermayeyi çekmektedir. Düşük işgücü maliyetine sahip olan ülkeler dolayısıyla düşük üretim maliyetlerine sahip olacaktırlar (Kar ve Tatlısöz, 2008).

2.3.2 İtici Faktörler

İtici faktörler gelişmiş ülkelerdeki yatırımcıların kendi ülkelerinde meydana gelen ekonomik durgunluk, politika ile ilgili tansiyon, faiz oranlarının düşük olması, piyasalardaki karlılığın azalması ve bölgesel ticari anlaşmalar gelişmekte olan ülkelere yönelmelerine neden olan faktörlerdir. Gelişmiş ülkelerden ekonomik

koşullar nedeniyle gelişmekte olan ülkelere yönelen sermaye, ekonomi düzeldiğinde tekrar kendi ülkelerine geri dönmektedir.

Yatırımcıların portföy çeşitlendirme istekleri sermaye çıkışlarına neden olan itici faktörlerden biridir. Uzun süre olduğundan dolayı gelişmekte olan ülkeler açısından dönemsel yatırımlara göre daha avantajlıdır.

Bölgesel ticari anlaşmalar yatırımları karlı hale getirdiği, pazar potansiyelini artırdığı ve yatırımların önündeki engelleri kaldırdığı için sermaye yatırımlarını olumlu yönde etkilemektedir. Yatırımların daha karlı hale gelmesi için ticari anlaşma ile birlikte üretim çarpıklıklarının azaltılması ve piyasanın gelişmesi sağlanacaktır. Bölgesel anlaşma dışında kalan bölgeler koruma duvarlarını aşabilmek için birlik içerisine yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcılarda oluşturulan birlik içerisine yatırım gerçekleştirmek yatırımların artmasına neden olmaktadır (Aktan, 2000).

Ayrıca gelişmekte olan ülkelerdeki faiz oranları ve karlılık yapısı itici faktörlerindendir. Gelişmekte olan ülkelerdeki faiz oranlarının yüksek olması gelişmiş ülkelerdeki yatırımcılar sermayelerini bu ülkelere yöneltmesine neden olmaktadır (Kar & Tatlısöz, 2008).

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. SERMAYE HAREKETLERİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİ

ÜZERİNE ETKİLERİ

3.1.Türkiye’ye Gelen Uluslararası Sermaye Akımlarının Etkisi