• Sonuç bulunamadı

Özlem Şimşek: Geniş Açı Dergisi’nin kurulduğu 1997 yılında Türkiye fotoğraf

ortamını değerlendirebilir misiniz?

Serdar Darendeliler: Bugünle karşılaştırdığımızda çok içine kapalı bir fotoğraf

ortamı vardı o yıllarda. Aynı tarz fotoğrafların çekildiği, farklı işler yapan isimlerin yüreklendirilmediği, dünya fotoğrafından ancak Türkiye’de üretilenlere benzer işlerin takip edildiği, fotoğraf yayınları ve sergilerinin kendine az yer bulabildiği...

Ö.Ş. Geniş Açı Dergisi oluşum süreci nasıl gerçekleşti? Geniş Açı Dergisi nasıl

ve hangi ihtiyaçlardan doğdu?

S.D. Geniş Açı, Boğaziçi Üniversitesi Fotoğraf Kulübü’nden bir grup gencin

yukarıda da bahsettiğim ortamda hep yapıla gelenlerden farklı bir şeyler yapmak, fotoğraf üzerine araştırmak, okumak, tartışmak, dünyada neler olup bittiğini daha iyi anlayabilmek ihtiyacından doğdu. Bir yıla yakın süren hazırlık sürecinden sonra da ilk sayısı 1997’nin başında yayımlandı.

Ö.Ş. 1997 sonrasında özellikle de 2000’li yıllarla birlikte Türkiye fotoğraf

ortamında büyük bir canlılık yaşandı. Geniş Açı Dergisi’nin bu canlılıktaki etkisi sizce nedir?

S.D. Sanırım aynı anda birçok faktör etkiledi bu değişimi. Geniş Açı da

bunlardan biri. Fotoğrafın aslında o güne kadar bize gösterilenler dışında çok daha fazlasından ibaret olduğunu, çok daha ‘geniş’ bir perspektife sahip olduğunu göstermeye çalışarak bu değişimde bir etkisi olmuştur muhakkak. Ayrıca internet, yeni açılan galeriler, dünya fotoğrafından önemli isimlerin davet edildiği fotoğraf etkinlikleri, atölye çalışmaları, genel sanat ortamındaki canlanma, bunların hepsinin toplamda büyük bir etkisi oldu fotoğraf ortamına.

Ö.Ş. Türkiye’de fotoğraf ortamı ile çağdaş saat ortamı arasında yakın tarihe

kadar bir duvar söz konusuydu. Bu duvarın öbür tarafını Geniş Açı Dergisi “Beriki Mecra” bölümü ya da İstanbul Bienalleri’ndeki fotoğraf işleriyle ilgili yazılarla fotoğraf ortamına duyurdu. Bu ayrımla ilgili sizin düşünceleriniz nelerdir?

S.D. Öyle bir duvar maalesef vardı, Bunun biraz da Türkiye’deki fotoğraf

ortamının amatör ağırlıklı, birbirinin benzeri işler üreten dışa kapalı yapısından kaynaklandığını düşünüyorum. Bu yapı yukarıda bahsettiğimiz faktörler nedeniyle kabuğunu kırdıkça çağdaş sanat ortamıyla da daha anlaşabilir hale geldi. Biz de Geniş Açı olarak herhangi bir farklılık gütmeden, fotoğraf temelli tüm işlere yer verdik dergide.

Ö.Ş. Bugün sizce bu duvar hala var mı; ya da iki alan birbirine yaklaşıyor mu?

Günümüz fotoğraf ortamını bu çerçeveden nasıl değerlendiriyorsunuz?

S.D. Bugün bu duvar hâlâ da tam anlamıyla yıkılabilmiş değil ancak iyice

alçalmış durumda. Birbirine uzak duran iki kutup hâlâ mevcut belki ama kesişme noktaları artık eskisinden çok daha kalabalık. Bu kesişme fotoğrafla haşır neşir olanları, özellikle de gençleri çok daha olumlu bir şekilde etkiliyor. Çağdaş sanat sergilerinde, fuarlarda, koleksiyonlarda, galerilerin temsil ettiği isimler arasında yer alan fotoğrafçıların sayısı gün geçtikçe artıyor.

Ö.Ş. Genç Soluklar Projesi bir anlamda bugün çağdaş fotoğraf serileri oluşturan

isimlerin ilk işlerinin sergilendiği mecra oldu. Genç Soluklar Projesinin fotoğraf ortamına etkilerini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

S.D. Genç Soluklar Projesi fikri, yukarıda sıklıkla bahsettiğimiz o içine kapalı

fotoğraf ortamında kendine yer edinemeyen gençlere el uzatmak, onlara işlerini sunacak bir ortam yaratmak ihtiyacından doğmuştu. Genç Soluklar’ın bu anlamda büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum. İşleri seçilip bu proje

kapsamında izleyicilerle buluşan isimlerden birçoğu bugün fotoğraf üretmeye devam ediyor. Ve bunların çoğu çağdaş sanat ortamıyla çok yakın temas içerisinde, yurtdışıyla kontak halinde.

Ö.Ş. Geniş Açı 50. sayısıyla kapandı. Ama yeni bir oluşum olan Geniş Açı Proje

Ofisi doğdu. Geniş açı proje ofisinin çalışmaları nelerdir?

S.D. Geniş Aç Proje Ofisi, Geniş Açı Dergisi’nin bıraktığı yerden yoluna devam

eden bir oluşum, diyebiliriz. Tek fark artık bir dergi yayımlanmıyor oluşu. Sık sık dile getirdiğimiz üzere, Türkiye’de yayıncılık yapmak çok meşakkatli bir iş ve biz 10 yıl süreyle bunu devam ettirdik. Ama yapmak istediğimiz diğer şeyler için yeterli zaman ve ekonomi yaratamadığımız ve Geniş Açı’nın dergi olarak misyonunu tamamladığını düşündüğümüz için dergiyi sonlandırmaya karar verdik. Şimdiyse Geniş Açı Proje Ofisi olarak çeşitli sergi projeleri/fotoğraf projeksiyonları üzerinde çalışıyor, yurtdışındaki çeşitli küratör, galerici ve kültür sanat yöneticileriyle ortak çalışmalar yapıp onlara Türkiye’den fotoğrafçılar öneriyoruz, bir anlamda menajerlik gibi. Ayrıca fotoğraf atölyeleri aracılığıyla kendilerini geliştirmek isteyenlere destek veriyoruz.

Ö.Ş. 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın “Taşınabilir Sanat”

projesi çerçevesinde “Mahalle” isimli projeniz devam etmekte. Projenin konseptini anlatabilir misiniz?

S.D. ‘Mahalle’ projesi ‘yaşadığımız yüzyılda İstanbul’da hâlâ bir mahalle

kavramından söz edilebilir mi? Söz edilebilirse bu nasıl bir mahalledir ve bu büyük metropolün farklı kesimlerinde nasıl bir değişime uğrar?’ sorularından yola çıkarak altı fotoğrafçıyla gerçekleştirdiğimiz bir sergi projesi. Her fotoğrafçı kendi yaşadığı semtteki mahalle kavramını irdeledi ve görselleştirdi. Hepsi bir araya geldiğinde de İstanbul’un farklı bölgelerindeki mahalle algısına yönelik bir tablo ortaya çıktı. Bu proje ileride yeni fotoğrafçıların da katılımıyla bir kitap projesine de dönüşebilir.

Ö.Ş. Türkiye fotoğraf ortamının geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz? S.D. Son yıllardaki gelişmeleri, kabuğun kırılmış olmasını umut verici

buluyorum. Galerilerde daha çok fotoğraf işi sergileniyor, daha çok fotoğrafçı galerilerce temsil ediliyor, yurtdışıyla ortak projeler gerçekleştiriliyor. Tabii ki her zaman için daha iyisi mümkün. Kurumsal gelişmeler ne yazik ki çok fazla değil. Türkiye’de sanata destek fonlama değil sponsorluk üzerinden yürüdüğü için bu tür kalıcı kurumsal yapıların ortaya çıkıp yaşaması da mümkün olmuyor. Eğer kurumsal anlamda da fotoğrafçılara destek verecek, onların işlerini sergileyecek, temsil edecek, yurtdışında gösterilmelerine aracı olacak ve ortak projeler üretecek yapılar çoğaldıkça Türkiye’deki fotoğraf ortamı daha da gelişecek. Ayrıca fotoğraf eğitiminin de tamamen yeniden gözden geçirilip, tam anlamıyla bir sanat eğitimine dönüştürülmesi bu sürece olumlu katkıda bulunacaktır.

ÖZGEÇMİŞ

Ad, Soyad: Özlem Şimşek

Doğum Yeri ve Yılı: İstanbul, 1982

Yabancı Dil: İngilizce

Eğitim:

Lisans: Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 2005

Lise: Orhan Cemal Fersoy Lisesi 2000

Alınan Burs ve Ödüller:

İsveç Enstitüsü, Norden Fotoskola fotoğraf bursu, 2004

Aydın Doğan Genç İletişimciler Yarışması, 3.lük ödülü, 2004

Yayınları:

“Kendine İyi Bak” fotoğraf serisi, Geniş Açı Dergisi Genç Soluklar Projesi 4. Özel Sayısı, 2007