• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: SERBEST BÖLGELERİN YAPISI, ÇEŞİTLERİ VE

1.5. Serbest Bölgelerin Olumsuz Etkileri

bölgelerin herkese açık olması sebebiyle kaliteden ödün vermenin çok büyük riskler taşıması dolayısıyla kalite güvencesi yönüyle yararlar sağlamaktadır (Aslan, 2013: 32). Serbest bölgeler aynı zamanda ithalatçı ve imalatçı firmalar için bir tür depo ve ambar görevini görmektedirler. Yurtiçindeki firmalar ihtiyaç duydukları malları yeteri kadar, görerek, beğenerek, muayene ederek seçerler ve bunları rahatlıkla ithal edebilmektedirler. Bu şekilde yurda bozuk, kalitesiz ve hatalı mal ithali önlenmektedir. Böylece ithalatçı ve imalatçının nakliye ve beklemelerden doğacak fire ve zararları asgariye indirilmiş olmaktadır (Çelenk, 2007: 42).

1.4.4. Yabancı Sermaye Girişine Etkileri

Yabancı sermaye, risk faktörünün düşük olması ve avantajlardan doğacak karlılığın daha da artması sebebi ile serbest bölgelere daha kolay giriş yapmaktadır. Özellikle üretime yönelik serbest bölgelerde yatırım yapan yabancı sermayeli kuruluşlar gelirken kendi üretimleri ile ilgili bilgi, yöntem ve teknolojiyi de beraberlerinde getirmektedirler (Çelenk, 2007: 43). Bununla birlikte teknoloji transferi de artmakta ve serbest bölgelere gelen yabancı yatırımcılar sayesinde ülkeler uluslararası gelişmeleri ve teknolojiyi eş zamanlı olarak takip edebilmektedirler.

1.4.5. Dış Ticaret Açığına Etkileri

Serbest bölgeler yapılan ihracat sayesinde ülkelere cari açıklarını azaltmaya yönelik katkıda bulunur. Bölgelerde yapılan ihracat arttıkça dış ticaret açığı da azalmaktadır. Bu sayede ülkelerin dışa bağımlılığı azalmaktadır.

1.5. Serbest Bölgelerin Olumsuz Etkileri

Serbest bölgelerin olumlu etkileri olduğu gibi ülkeler ve üreticiler açısından olumsuz bazı etkileri de bulunmaktadır. Aşağıda bu etkiler kısaca açıklanmıştır;

1.5.1. Vergi Kaybı

Serbest bölgelerin bulunduğu ülkelerde faaliyet gösterecek girişimcilere ilk olarak 5-30 yıl arasında değişen bir vergi kolaylığı sağlamakta ve belli bir süre bu teşviklere devam ederek serbest bölgelerde faaliyette bulunan girişimcilere indirimli vergi tarifesi uygulamaktadır. Ayrıca bu teşviklerin yanında bazı serbest bölgelerde sürekli vergi

18

muafiyeti de tanınabilmektedir (Düzenli, 2006: 35). Uluslararası bölge pazarlarında iş yapan şirketlerin diğer ülkelerdeki veya serbest bölgelerdeki ortaklarından aldıkları malların fiyatlarını düşük göstermeleri ve transfer fiyatları kullanmaları sonucu vergi matrahları normalden daha az çıkabilmektedir. Bu sebeple toplanan vergiler olması gerekenden daha az olmaktadır (Karaevli, 1987: 24).

Serbest bölgelerde sağlanan vergisel teşviklerin kötüye kullanılmasından dolayı vergi kaçakçılığı yapılması da bu bölgelere yöneltilen önemli eleştirilerdendir. Özellikle, serbest bölgelerde faaliyette bulunan kişi ve kuruluşlar kullanılarak örtülü kazanç dağıtımı yapılması ve buna ilişkin ciddi iddialar, 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Kanun’un kabul edilmesinin gerekçesini oluşturmuştur (Taylar, 2008: 54).

1.5.2. İthalat Baskısı

Serbest bölge kurulması firmalara ithalatı arttırıcı baskı yapabilmektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerdeki serbest bölgeler, üretim açısından ucuz olan dünya girdilerini kullanmayı tercih etmektedirler. Genel olarak serbest bölgelerden sağlanan vergi ve gümrük muafiyeti ileride ihraç edilmek amacıyla da olsa ithalatı çok cazip kılmaktadır (Aslan, 2013: 40). Bu bağlamda, sadece döviz ödemeleri artmayacak, aynı zamanda bu bölgelerde kurulacak imalat birimlerinin girdi-çıktı ilişkileri açısından geriyi beslemesi de söz konusu olmayacaktır. Ancak bu durumun tüm serbest bölgeler için değil de ihracata yönelik ve yabancı sermaye firmalarının yoğun olduğu Meksika tipi (Maquiladora) serbest bölge uygulamaları için geçerli olduğu söylenmektedir (DPT, 1985: 7).

1.5.3. Yasadışı Faaliyetlerde Artış Riski ve Kaçakçılık

Serbest bölgelerde kaçakçılık olasılığı için uygun ortamlar bulunmaktadır. Ancak serbest bölgelerdeki kaçakçılık oranındaki artışlar konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Yine de bölgelerin yapıları gereği kaçakçılık konusundaki denetimlerin daha yoğun olması gerektiği görüşü ağır basmaktadır (Bakır, 1984: 44). Ancak sınırları iyi belirlenmiş gümrük duvarları inşa edilmiş, giriş çıkış noktaları, kara ve deniz sınırları iyi bir şekilde kontrol altında bulundurulan bir serbest bölge için kaçakçılık endişesi son derece gereksiz bulunmuştur (Erdoğan ve Ener, 2005: 102).

19

1.5.4. Yerli Firmalara Rakip Olma

Ülke içinden bölgelere sokulan mallar işlemden geçirilsin veya geçirilmesin yurtiçine girişte herhangi bir gümrük vergisine tabi olmadığından dolayı, istenen fiyatla tekrar yurtiçine satılabilmektedir. Böylelikle, hem ithalattan kaynaklanan transfer fiyatlandırması suretiyle vergi kaçağına neden olunmakta, hem de yurtiçindeki ihracatçı ve sanayiciye karşı haksız rekabet ortamı oluşturulmaktadır (Kökver, 2003: 122). Ayrıca serbest bölgelerde üretim yapan yabancı firmalar, ülkenin üretim girdilerini kullanarak, yerli firmalar ile aynı ürünleri üretmeleri halinde yerli firmaların rekabet şansını olumsuz yönde etkileyebileceği söylenebilir. Bu durumda ülke, ihracatını artırmak isterken, serbest bölgeler aracılığıyla elindeki dış pazarları da diğer şirketlere kaptırma ihtimaliyle karşı karşıya kalacağı bir durum oluşmaktadır (Aslan, 2013: 41). Diğer bir sorun ise, serbest bölgede üretilen malların iç piyasada satılmasıdır. Serbest bölgelerde yer alan firmalar, iç pazarda çalışan firmalara göre daha düzgün altyapı hizmetlerinden faydalanma imkânına sahip olduklarından dolayı, fazladan bir maliyet avantajı elde edebilmektedirler (Akıllı, 1983: 16). Serbest bölgelerden yurtiçine mal ithalinde, ithal mal için uygulanan gümrük vergisi, bu maliyet farkını telafi etmiyorsa, yurtiçi firmalar rekabet bakımından geriye düşebilirler. Bunu önlemek için, serbest bölge bulunan ülkeler çeşitli tedbirler alarak, ortaya çıkan sakıncaları gidermeye çalışmışlardır. Bu nedenle, ya gümrük vergileri yüksek tutulmakta ya da serbest bölgeden mal ithali tamamen yasaklanmaktadır (Taylar, 2008: 49-51).

1.5.5. Yatırımların Olumsuz Dağılması

Serbest bölgelerin kurulduğu illerin belli sanayi merkezleri olarak gelişmesi, sanayilerin dışsal ekonomilerden yararlanmak üzere serbest bölgelere yakın yerlerde kurulması, yatırımların bu bölgelerde yoğunlaşmasına neden olmakta ve bu durum da yatırımların bölgesel dağılımını olumsuz yönde etkilemektedir (Özcan, 1987: 52). Serbest bölge kurulduktan sonra bu çevrede ekonomik faaliyetlerin artması dolayısıyla nüfus ve sosyal yapı değişiklikleri de meydana geleceği için bu durum bazı sosyal sorunlara da beraberinde getirmektedir (Haywood, 2004: 3). Ayrıca serbest bölgelerin altyapı yatırımlarını yapacak olan devlet, bütçe gelirlerinin bir kısmını da bu alanlara harcayacaktır.

20

1.5.6. Tekelleşme Etkisi

Serbest bölgeler genel anlamda yerli ve yabancı firmalara birçok imkân sağlamakla birlikte ülkedeki işletmelerde tekelleşme sürecini de hızlandırabilmektedir. Bu bağlamda örneğin, küçük ve orta boy firmaların ürettiği parçaları yüksek maliyetli ve uluslararası standartlarda bulunmayan bir otomobil firması tesisini serbest bölgeye taşıması halinde, bu parçaların ithali serbest olduğundan aynı parçaların dışarıdan karşılanması halinde yurt içinde yaygın biçimde faaliyet gösteren birçok firmanın hızla çökmesine sebep olacaktır (Yıldız, 2000: 27). Ayrıca örneğin, alıcıların daha iyi ambalajlamaya önem verdiği bir durumda yurt içinde üretilen mallar serbest bölgeden sağlanan aynı kalitede fakat daha ucuz ambalaj malzemelerinin kullanılmasıyla serbest bölgede ambalajlanabilecek, bu durum ise yurt içindeki ambalaj sanayini olumsuz yönde etkileyecektir (Özcan, 1987: 52).

1.5.7. Sosyal Yapının Bozulması

Serbest bölge kurulduktan sonra serbest bölgenin bulunduğu ilde ve çevresinde önemli ölçüde nüfus ve sosyal yapı değişikliği meydana gelmektedir. Bu değişime ekonomik faaliyetlerin artması sebep olmaktadır. Bu hızlı değişimin bölgede bazı sosyal sorunlar yaratacağı düşünülebilir. Diğer taraftan serbest bölgelerde belirli süre grev hakkı ve sendikal faaliyetlere izin verilmediğinden işçi ücretleri, yurt içinde saptanan işçi ücretlerinden daha düşük düzeyde olabilmektedir. Bu durum ücret piyasasında ikili ücret düzeyinin doğmasına neden olmaktadır. Ayrıca bu bölgelerde çocuk ve kadın işçilerin çalıştırılması da çeşitli sorunlar doğurabilmektedir (Alpar, 1985: 45-46). Kadın işçilerin üretim serbest bölgelerinde ki fazla istihdamına rağmen ücretleri oldukça düşüktür. Örneğin; Nikaragua’da ihraç işleme bölgelerinde kadınlar günlük 12-14 saat çalışmalarına rağmen, aylık olarak sadece 140 Amerikan doları ücret ödenmektedir (Jauch, 2002: 103 aktaran: Tıraş, 2008: 31).

Benzer Belgeler