• Sonuç bulunamadı

1. Müstakimzâde’nin Sosyokültürel Çevresi

1.5. Sem’iyyât Konuları

Şerefü’l-akīde’de iman esaslarının yer aldığı “Âmentü”yü açıkladığı bölümde meleklere imanı da sıralanmıştır. Melekleri “Allah Teâlâ’nın ibadetinde gevşeklik göstermeyen kulları” olarak tanıtır.197 Peygamberimizin (a.s) çocukluğunda Cebrail’in (a.s) gelerek onun kalbini yardığı Şakk-ı sadr hadisesine değinir.198 Kabirde münker ve nekir gelip soru soracağından bahseder.199 Hazret-i Ali Divanı’nda ise kabirde inanmış kişilere Beşîr ve Mübeşşir adlı iki meleğin geleceği, diğer insanlara da Münker ve Nekir adlı meleklerin geleceği bilgisine yer verir. Ancak müminlere Beşîr ve Mübeşşir adlı iki meleğin geleceği hususu sahih hadis kaynaklarındaki bilgilere aykırıdır.200

Şerh-i Evrâd-ı Kâdirî’de Mukarrebîn meleklerinin daima Allah Teâlâ’nın emirlerini yerine getirdiklerini, marifet-i hak ile meşgul olduklarını ve bu meleklere illiyyîn de denildiğini izah eder.201

194 Müstakimzâde, Şerefü’l-akīde, 39.

195 Müstakimzâde, Hazret-i Ali Divanı, 159.

196 Müstakimzâde, Ahidnâme, 103.

197 Müstakimzâde, Şerefü’l-akīde, 5.

198 Müstakimzâde, Şerefü’l-akīde, 24.

199 Müstakimzâde, Şerefü’l-akīde, 37.

200 Müstakimzâde, Hazret-i Ali Divanı, 400; Süleyman Toprak, “Münker ve Nekir”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2006), 32: 14-15; Tirmizî, “Cenâʾiz”, 70.

201 Yücer, “Tarîkat Geleneğinde Salavât-ı Şerîfe ve Müstakimzâde’nin Şerh-i Evrâd-ı Kâdirî Adlı Eseri”, 285.

50

Hazret-i Ali Divanı’nda Cebrâil’in (a.s) ve diğer meleklerin kanatlarının olması hususunu manevî olarak kabul etmek gerektiğini ve mahiyeti hakkında görüş bildirmemek gerektiğini belirtir.202

İblisin melekler arasında vaiz, nasihat edici olduğundan ve ibadetlerinin çokluğundan bahseder. Müstakimzâde, Kehf Sûresi 50. âyetinde geçen “İblis cinden idi.” âyetine yer vermesine rağmen bunun aksini delillendirmeye çalışmıştır. İblis’in meleklerden olduğu görüşünün daha doğru olduğunu belirtmiştir.203 Kādî İyâz’ın (ö.

544/1149) Şifâ-i Şerîf’’ten naklettiği “Köpekler cinlerin zayıflarındandır.” rivâyetine yer vermiştir.204

Müstakimzâde şeyhi Tokâdî’ye cinlerin ilişmesine karşı ne yapılması gerektiğini sorar. Tokadî ise cinlerin şuurunun olmadığını, onların yüksek sesle çağırarak ve evde turunç bulundurularak def edilebileceğini iddia eder.205

İnsan âleminin cin âleminin öşrü olduğunu iddia eder. Cinleri inkâr eden felsefecileri ve batınîleri de hak yoldan sapmış olarak nitelendirir.206

Peygamberlerin, Alah’ın iyi kullarının, âlimlerin, sâlihlerin azaba müstehâk olanların büyük günahları olanlara şefaatleri kesin ve gerçektir. O büyük günah işleyenlerin cehenneme girmeden affedilmeleri için şefaat ederler. Ve o şefaat sebebiyle Hak Teâlâ onları cehennemden kurtarır. Cennetliklere şefaat edilmesi ise cennetteki derecelerinin yükseltilmesi şeklinde olacaktır. Bir kişinin bir başkasına dua etmesi de cehennemden kurtaracak veya hak ettiğinden fazlasını elde edebileceği şefaattir. Mu’tezile’nin “sevabın fazlalaşması için şefaat olur, cehennemden kurtulabilmek için şefaat olmaz.” görüşünü nakleder.207 Müstakimzâde’ye göre Hz.

Peygamber’in (a.s) şefaatinin olacağını inkâr eden kişi kâfir olur. Onun arkasında namaz kılınmaz.208

Müstakimzâde, ölüm sonrası hayata dair de bilgiler vermektedir. Kıyamette olacak işlere itikat edilmesi gerekir. Hesaba çekilmenin, mîzânın, cennet ve

202 Müstakimzâde, Hazret-i Ali Divanı, 362.

203 İncebilir, Fatihâ Sûresi Tefsiri Tefsîru sûreti’l-Fâtiha, 29.

204 İncebilir, Fatihâ Sûresi Tefsiri Tefsîru sûreti’l-Fâtiha, 31.

205 Müstakimzâde, Tuhfetü’l-merâm, 17.

206 İncebilir, Fatihâ Sûresi Tefsiri Tefsîru sûreti’l-Fâtiha, 60-63.

207 Müstakimzâde, Şerefü’l-akīde, 35-36.

208 Müstakimzâde, Şerefü’l-akīde, 32.

51

cehennemin varlığını kabul ederek itikat eden kişiyi mümin olarak niteler.209 İnsanların kıyamette amellerinin terazi ile tartılması, cennnette Hz. Peygamber’in (a.s) havzı (havz-ı kevser) de haktır. Hesaba çekildiğinde zalimin iyiliklerinin mazluma verileceğini iyiliği kalmadığında ise mazlumun günahlarının zalime yükleneceğinden bahseder. Hadis kaynaklarında bu durum kul hakkı yiyerek müflis durumuna düşen kişi için geçmektedir. (Müslim, “Birr”, 59) Cennet ve cehennem yaratılmıştır ve şu anda vardır. Cennet, cehennem, cennet ehli, cehennem ehli ve cennetteki hûriler asla yok olmayacaktır. Cennetliklerin mükâfatı da cehennemliklerin cezası, azabı da gelip geçici değildir.210

Ebrar ve ahyar kulların Allah’a cennette komşu olması, Allah’ın huzurunda durulması ve Allah’ın cennette müminlerce görülmesi (rü’yetullah) gibi durumların ne şekilde gerçekleşeceği insanlarca bilinemez, kavranamaz.211 Müminler Allah Teâlâ’yı cennetten baş gözüyle ne şekilde olacağı, neye benzeyeceği belirtilmeksizin ve mesafe olmaksızın müşahede edip görürler. Allah’ın cennette müminler tarafından görülmesi âyet ve hadîs-i şeriflerle sabittir. Allah’ın cennette müminlerce görülmesini inkâr edip

“kıyamette kullarına görünmez” diyen kâfir olur. Namazda ona uymak caiz olmaz.

Ama Hak Teâlâ’nın azamet ve celâlinin kemâline terstir, onun için görünmez” diyerek rü’yetullahı kabul etmese tekfir edilmez. Lakin mübtedî yani bid’at ehli olur. İtikatta bid’at dalâlettir.212

Kıyamet öncesinde Deccal’in çıkışının, Ye’cûc ve Me’cûc’ün ortaya çıkışının, güneşin batıdan doğmasının ve Hz. İsa’nın (a.s) gökten inmesinin sahih hadislerle sabit ve hak olduğuna dair açıklamaları Ebû Hanîfe’nin Fıkhü’l-ekber’de verdiği bilgilerle örtüşmektedir.213

Şerefü’l-akīde’de Müstakimzâde kabir hayatına dair açıklamalar yapar. Kabir azabını inkâr eden kişinin kâfir olacağını ifade eder. Namazda ona uyup arkasında namaz kılınmaz.214 Defnedilen kişiye kabirde münker ve nekir meleklerinin gelip soru sormasının ve kabrin sıkmasının hak olduğunu belirtir. Kabirdeki kişinin haz ve acıyı

209 Müstakimzâde, Şerefü’l-akīde, 6.

210 Müstakimzâde, Şerefü’l-akīde, 36.

211 Müstakimzâde, Şerefü’l-akīde, 38-39.

212 Müstakimzâde, Şerefü’l-akīde, 31-32.

213 Müstakimzâde, Şerefü’l-akīde, 42; Ebû Hanîfe, “el-Fıkhu’l-ekber”, İmâm-ı A’zam’ın Beş Eseri, trc.

Mustafa Öz, 58.

214 Müstakimzâde, Şerefü’l-akīde, 32.

52

hissedecek kadar hayatı Allah Teâlâ’nın yaratması noktasında Ehl-i sünnet âlimlerinin ittifakı olduğuna değinir. Ruhun cesede gelip gelmeyeceği hususunun ihtilaflı olduğunu belirtir. Ebû Hanîfe’nin, kabirde ruhun cesede geleceği ancak ne şekilde olacağını belirtmediğini aktarır. Kâfirlerin tamamı ve asi müminlerin bazıları kabirde azap görecektir.215