• Sonuç bulunamadı

Destekler arası mesafe =4W

4.3. SEM Analizi

Grafik 7: CĠS20W grubu örneklerin 1,7,14 ve 28 günlük XRD sonuçları

4.3. SEM Analizi

Örneklerin farklı zaman dilimlerindeki (1, 7, 14, 28 gün) topografik değiĢimleri Resim 18, 19, 20 ve 21ʼde görülmektedir. Tüm bu zaman dilimlerindeki örneklerde çatlaklar izlenmektedir.

EDS analizi sonucunda tüm örneklerde Ca ve P miktarında zamanla artıĢ gözlenmektedir.

0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50

0 200 400 600 800 1000 1200

2 

Şiddet (au)

1 gün 7 gün 14 gün 28 gün

56 Resim 18: KCĠS örneklerinin SBFʼde bekletildikten sonraki SEM görüntüleri ve EDS analizleri a) KCĠSʼnin 1 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü b) KCĠSʼnın 1 gün SBFʼde bekletildikten x5000 büyümedeki görüntüsü c) KCĠSʼnın 1 gün SBFʼde bekletildikten x1000 görüntüdeki EDS analizi d) KCĠSʼnin 7 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü e) KCĠSʼnın7 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü f) KCĠSʼnın 7 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi g) KCĠSʼnin 14 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü h) KCĠSʼnın 14 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü i) KCĠSʼnın 14 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi j) KCĠSʼnin 28 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü k) KCĠSʼnın 28 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüs l) KCĠSʼnın 28 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi

57 Resim 19: CĠS8HA örneklerin SBFʼde bekletildikten sonraki SEM görüntüleri ve EDS analizleri a) CĠS8HAʼnin 1 gün SBFʼde bekletildikten x1000 büyütmedeki görüntüsü b) CĠS8HAʼnın 1 gün SBFʼde bekletildikten x5000 büyümedeki görüntüsü c) CĠS8HAʼnın 1 gün SBFʼde bekletildikten x1000 görüntüdeki EDS analizi d) CĠS8HAʼnin 7 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü e) CĠS8HAʼnın 7 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü f) CĠS8HAʼnın 7 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi g) CĠS8HAʼnin 14 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü h) CĠS8HAʼnın 14 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü i) CĠS8HAʼnın 14 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi j) CĠS8HAʼnin 28 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü k) CĠS8HAʼnın 28 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü l) CĠS8HAʼnın 28 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi

58 Resim 20: CĠS10W örneklerin SBFʼde bekletildikten sonraki SEM görüntüleri ve EDS analizleri a) CĠS10Wʼnin 1 gün SBFʼde bekletildikten x1000 büyütmedeki görüntüsü b) CĠS10Wʼnın 1 gün SBFʼde bekletildikten x5000 büyümedeki görüntüsü c) CĠS10Wʼnın 1 gün SBFʼde bekletildikten x1000 görüntüdeki EDS analizi d) CĠS10Wʼnin 7 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü e) CĠS10Wʼnın 7 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü f) CĠS10Wʼnın 7 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi g) CĠS10Wʼnin 14 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü h) CĠS10Wʼnın 14 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü i) CĠS10Wʼnın 14 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi j) CĠS10Wʼnin 28 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü k) CĠS10Wʼnın 28 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü l) CĠS10Wʼnın 28 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi

59 Resim 21: CĠS15W örneklerin SBFʼde bekletildikten sonraki SEM görüntüleri ve EDS analizleri a) CĠS15Wʼnin 1 gün SBFʼde bekletildikten x1000 büyütmedeki görüntüsü b) CĠS15Wʼnın 1 gün SBFʼde bekletildikten x5000 büyümedeki görüntüsü c) CĠS15Wʼnın 1 gün SBFʼde bekletildikten x1000 görüntüdeki EDS analizi d) CĠS15Wʼnin 7 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü e) CĠS15ʼnın 7 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü f) CĠS15Wʼnın 7 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi g) CĠS15Wʼnin 14 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü h) CĠS15Wʼnın 14 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü i) CĠS15Wʼnın 14 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi j) CĠS15Wʼnin 28 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü k) CĠS15Wʼnın 28 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü l) CĠS15Wʼnın 28 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi

60 Resim 22: CĠS20W örneklerin SBFʼde bekletildikten sonraki SEM görüntüleri ve EDS analizleri a) CĠS20Wʼnin 1 gün SBFʼde bekletildikten x1000 büyütmedeki görüntüsü b) CĠS20Wʼnın 1 gün SBFʼde bekletildikten x5000 büyümedeki

görüntüsü c) CĠS20Wʼnın 1 gün SBFʼde bekletildikten x1000 görüntüdeki EDS analizi d) CĠS20Wʼnin 7 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü e) CĠS20Wʼnın 7 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü f) CĠS20Wʼnın 7 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi g) CĠS20Wʼnin 14 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü h) CĠS20Wʼnın 14 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü i) CĠS20Wʼ nın 14 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi j) CĠS20Wʼnin 28 gün SBFʼde bekledildikten sonra x1000 büyütmedeki görüntüsü k) CĠS20Wʼnın 28 gün SBFʼde bekletildikten sonra x5000 büyümedeki görüntüsü l) CĠS20Wʼnın 28 gün SBFʼde bekletildikten sonra x1000 görüntüdeki EDS analizi

61 5. TARTIŞMA

Cam iyonomer simanlar, asitleme ve bonding gibi herhangi bir ön iĢlem gerekmeksizin diĢ yapısına bağlanmabilmeleri, flor salınım özellikleri, düĢük termal genleĢme katsayıları ve kabul edilebilir estetik özellikleri gibi avantajlarından dolayı diĢ hekimliğinde oldukça ilgi gören ve sık kullanılan materyallerdir9,28,31,42,46,87,91-93. Bunlara karĢılık dayanıklılıklarının ve kırılma tokluğu değerlerinin düĢük olması, kısa çalıĢma süresi, sertleĢme reaksiyonunun erken evrelerinde neme karĢı duyarlı olmaları gibi dezavantajlara sahiptirler31,42

Cam iyonomer simanların mekanik özelliklerini geliĢtirmek amacıyla Wilson ve Kent tarafından ilk kez kullanıma sunulduğu 1969 yılından günümüze kadar birçok çalıĢma yapılmıĢ ve günümüzde de bu çalıĢmalar devam etmektedir 2,5,10,31,46

.

Cam iyonomer simanların mekanik özelliklerini değerlendirmek amacıyla bükülme dayanımı, sıkıĢtırma dayanımı, çapsal gerilim dayanımı ve kırılma tokluğu gibi yöntemler kullanılmaktadır31,94-96. Bu yöntemlerden biri olan kırılma tokluğu, materyalin çatlak oluĢmasına veya çatlağın yayılmasına karĢı oluĢturduğu direnç olarak tanımlanır.

Kırılma tokluğu, materyalin yıkıcı olan baĢarısızlığa karĢı koyabilmesidir ve materyalin klinik dayanımını belirlemede yukarıda sayılan diğer yöntemlerden daha iyi bir göstergedir39,46. Kırılma tokluğunu test etmek için bir çok yöntem mevcuttur. Bu yöntemler arasında, çift torsiyon deneyi, tek çentik kenarlı eğilme deneyi, v Ģekilli çentikli kısa kiriĢ deneyi ve kompakt çekme deneyi sayılabilir23,42.

Mitchell ve arkadaĢları42 çalıĢmalarında geleneksel cam iyonomer siman, rezin modifiye cam iyonomer siman ve kompozit yapıĢtırma simanlarının kırılma tokluklarını karĢılaĢtırmıĢlardır ve kırılma

62 tokluğunun materyalin klinik performansını tahmin etmede sıkıĢtırma ve çapsal gerilim dayanım olçümlerine göre daha güvenilir olabileceğini belirtmiĢlerdir.

Tyas97, sınıf 4 kavitelere uygulanan kompozit rezinlerin yerleĢtirmeyi takiben 3 yıldaki baĢarısızlıklarını incelediği çalıĢmada, sınıf IV kavitelere yerleĢtirilen kompozitlerin baĢarısızlıkları ile kırılma tokluğu, elastik modülü ve gerilme dayanıklılığı arasında anlamlı bir iliĢki tespit etmiĢtir. Kırılma tokluğu ile sınıf IV kavitelere uygulanan kompozitlerin baĢarısızlığı arasındaki yüksek istatistiksel anlamlılık; yüksek kırılma tokluk değerine sahip kırılgan materyallerin düĢük kırılma tokluk değerine sahip kırılgan materyallere göre daha iyi performans göstereceği fikrini desteklemiĢtir. Kompozit rezinlerin kırılma tokluk değerleri ve klinik performansları arasındaki bu iliĢki göreceli olarak kırılgan materyaller olan cam iyonomer simanların kırılma toklukları ve klinik performansları arasında bir bağlantı olabileceği fikrini akıllara getirmiĢtir87. Bununla birlikte mevcut kırılma tokluğu standartları cam iyonomer simanın test edilmesini içermemektedir. Bu çalıĢmada kullanılan ASTM E 399 tek kenar çentik kırılma tokluğu testi, araĢtırmacılar tarafından kullanılan yöntemlerden biridir. Bu standart, metalik materyaller için yazılmıĢ olmasına rağmen cam iyonomer simanlar dahil diğer simanlar ve kompozit rezinler için de kullanılmaktadır5,23,46,87,98

.

Miyazaki ve arkadaĢları99 tarafından yapılan bir çalıĢmada iki farklı rezin modifiye cam iyonomer siman ve geleneksel cam iyonomer simanın kırılma toklukları 37C‟deki distile su içinde 1 saat, 24 saat, 1 hafta, 1 ay ve 6 ay bekletildikten sonra tek kenar çentik (üç nokta eğilme) deneyi ile değerlendirilmiĢtir. AraĢtırmacılar çalıĢmaları sonucunda geleneksel cam iyonomer simanının 24 saat sonraki kırılma tokluk değerini 0,49±0,04 MPam1/2 olarak bildirmiĢlerdir.

63 Yamazaki ve arkadaĢları87 6 farklı cam iyonomer simanın sıkıĢtırma dayanımı, bükülme dayanımı, çapsal gerilim dayanımı ve kırılma tokluklarını değerlendirdikleri çalıĢmalarında geleneksel cam iyonomer simanın 24 saat sonraki kırılma tokluk değerini 0.4-0.5 MPam1/2 olarak bildirmiĢlerdir.

Lucas ve arkadaĢları46 geleneksel cam iyonomer simana ağırlığının %8‟i kadar hidroksiapatit ilave ederek ilk 15 dakika ve 24 saat sonraki kırılma tokluklarını tek kenar çentik eğilme deneyi (üç nokta eğilme) ile değerlendirmiĢlerdir. AraĢtırmacılar cam iyonomer simanın ilk 24 saat sonraki kırılma tokluk değerini 0,45±0,06 MPam1/2 olarak bulurken,%8 hidroksiapatit ilave edilen cam iyonomer simanın ilk 24 saat sonraki kırılma tokluk değerini 0,58±0,09 MPam1/2 olarak bulmuĢlardır.

ÇalıĢmamız sonucunda kontrol grubu olan geleneksel cam iyonomer simanın kırılma tokluk değeri 0,44±0,02 MPam1/2 olarak bulunmuĢtur. Bu değer önceki çalıĢmaların5,46,87,99 sonuçlarıyla parallelik göstermektedir.

Kırılma tokluğunu test etmek için yapılan çalıĢmalar: aynı materyal için kullanılan farklı test yöntemleri sonucunda farklı kırılma tokluğu değerleri elde edildiği ortaya koymuĢtur23,42,46. Fujishima ve Ferrance100 3 farklı ticari dental kompoziti, 4 farklı kırılma tokluk deneyi (tek kenar çentik, kompak çekme, v Ģekilli çentikli kısa kiriĢ ve çift torsiyon) ile değerlendirmiĢtir. AraĢtırmacılar çalıĢmaları sonucunda herbir test yöntemi sonucunda birbirinden farklı kırılma tokluk değerleri elde ettiklerini bildirmiĢlerdir.

Mitchell ve arkadaĢları42 farklı tiplerdeki simanların (geleneksel cam iyonomer siman, rezin modifiye cam iyonomer siman ve kompozit yapıĢtırma simanları) 24 saat sonraki kırılma tokluk değerlerini V

64 çentikli kısa kiriĢ yöntemini kullanarak incelemiĢler ve iki farklı geleneksel cam iyonomer simanın 24 saat sonraki kırılma tokluk değerini 0,27±0,03 MN/m3/2 ve 0,34±0,04 olarak bildirmiĢlerdir.

Knobloch ve arkadaĢları23 farklı tiplerdeki simanların (geleneksel cam iyonomer siman, rezin modifiye cam iyonomer siman ve kompozit yapıĢtırma simanları) kompakt çekme yöntemi ile 24 saat ve 7 gün sonraki kırılma tokluk değerlerini incelemiĢler ve geleneksel cam iyonomer simanın 24 saat sonraki kırılma tokluk değerini 3-4 MPam1/2 olarak bildirmiĢlerdir.

Yapılan çalıĢmalar sonucu elde edilen kırılma tokluk değerlerindeki farklılıklar: uygulanan test yönteminin yanısıra farklı test koĢullarıylada iliĢkillidir5,87. Buna bağlı olarak kuru koĢullarda yapılan deneylerden elde edilen kırılma tokluk değerlerinin, fizyolojik koĢullarda yapılan deneylerden elde edilen kırılma tokluk değerlerine göre daha düĢük olduğu bildirilmiĢtir5.

Zhao ve arkadaĢları28 ıĢınla sertleĢen deneysel cam iyonomer simanın aĢınma ve kırılma tokluk değerlerini inceledikleri çalıĢmada: özellikle geleneksel cam iyonomer simanların ilk 24 saatte nem varlığında dayanımlarının artmasını, tuz köprü oluĢumunun tamamlamasından dolayı olduğunu belirtmiĢlerdir. Bu araĢtırmalardan elde edilen veriler dikkate alınarak çalıĢmamızda siman karıĢımları 10 dakika teflon kalıplarda sertleĢmesi için beklendikten sonra kalıplardan çıkarılıp ilk 24 saat boyunca fizyolojik koĢullarda (37°C sıcaklıktaki etüvde

%100 nemli ortamda) bekletilmiĢtir.

Doğru bir kırılma tokluğu değeri elde etmek için test yönteminin „‟düzlemsel deformasyon kriterleri‟‟ne uygun olması gerekmektedir. Düzlemsel deformasyon kriterleri, teorik olarak örneğin

65 yeterli kalınlıkta olmasını gerektirmektedir. Kırılma mekaniği teorisinin örnek geometrisine dayandığı varsayıldığı için örnek boyutları önemlidir.

Teorik olarak örnek kalınlaĢtıkça çatlağa komĢu bölgelerde daha az plastik deformasyon meydana gelir. Bununla birlilkte çok kalın hazırlanan bir örneğin klinik hacmiyle iliĢkisi soru iĢareti oluĢturmaktadır23,101.

Kovarik ve arkadaĢları101 doğru düzlemsel deformasyon koĢulları için örnek kalınlığının 1,6 mm den az olmaması gerektiğini belirtmiĢlerdir. Konuyla ilgili yapılan araĢtırmalar dikkate alınarak çalıĢmamızda kullanılan örneklerin kalınlığı 2,5 mm olarak seçilmiĢtir46.

Cam iyonomer simanların zayıf mekanik özelliklerinin geliĢtirilmesi amacıyla, cam iyonomer simanların tozuna hidroksiapatit, biyoaktif cam, cam fiber gibi çeĢitli doldurucular ilave edilerek bunların etkilerinin değerlendirlildiği bir çok çalıĢma yapılmıĢtır2,3,31,52,87,102

.

Son yıllarda hidroksiapatit, biyouyumluluğu, diĢ yapısına yakın sertliği gibi avantajlarından dolayı restoratif diĢ hekimliğinde ilgi çekici bir materyal haline gelmiĢtir94. Ayrıca yapılan çalıĢmalarda adeziv kemik simanlarında, dental kompozitlerde ve cam iyonomer simanlarda güçlendirici etkisi olduğu da bildirilmiĢtir. Bu çalıĢmalarda hidroksiapatit ilavesinin yüzey sertliğini, bükülme dayanımını ve tokluğu arttırdığı rapor edilmiĢtir3,46,94,103-105

.

Moshaverinia ve arkadaĢları1 geleneksel cam iyonomer simana ağırlığının 20:1'i kadar hidroksiapatit ve florapatit nanobiyoseramikleri ilave ederek mekanik özellikleri değerlendirmiĢler ve hidroksiapatit ve florapatit nanobiyoseramik ilavesi ile elde edilen örneklerin 24 saat sonraki sıkıĢtırma, çapsal gerilim ve diĢe bağlanma dayanımlarının kontrol grubundaki örneklere göre anlamlı derecede artmıĢ olduğunu bildirmiĢlerdir.

66 Gu ve arkadaĢları3, biyouyumluluğunu ve biyoaktivitesini artırmak amacıyla cam iyonomer simanın tozuna hacminin % 4, 12, 28, 40'ı oranında HA/ZrO2 (hidroksiapatit/zirkonya) tozu ilave ederek mikrosertlik, sıkıĢtırma ve çapsal gerilim dayanımlarını değerlendirdikleri çalıĢmalarında, % 4‟lük ve 12'lik karıĢımların kontrol grubuna göre daha üst seviyede mekanik özelliklere sahip olduğunu bildirmiĢlerdir.

Bazı araĢtırmacılar hidroksiapatitin güçlendirici etkisinin hidroksiapatit-cam iyonomer siman bağlantısından kaynaklandığını ileri sürmektedirler94, 106. Yoshida ve arkadasları106 poliakriliikasit ile mine ve sentetik hidroksiapatit arasındaki kimyasal bağlantıyı X-ray fotoelektron spektroskopisi (XPS) kullanarak incelemiĢler ve polialkrilikasitteki karboksil gruplarının substrattaki fosfat iyonları ile yerdeğiĢtirdiğini ve hidroksiapatitteki kalsiyum iyonları ile iyonik bağ yaptığını belirtmiĢlerdir.

Hidroksiapatit-cam iyonomer siman bağlantısı içinse hidroksiapatitten gelen kalsiyumun iyonik değiĢimde yer aldığını düĢündüklerini belirtmiĢlerdir.

Farklı bir görüĢ olarak hidroksiapatit ve iyonomer arasındaki reaksiyonu test etmek için hidroksiapatit tek baĢına poliakrilikasit ile karıĢtırılarak test edilmiĢ ve belirgin bir baĢarı elde edilememiĢtir. KarıĢım sertleĢmemiĢ ve distile su içerisinde iyonomerin devam eden çözünebilme özelliğine bağlı olarak parçalandığı belirtilmiĢtir. AraĢtırmacılar aynı zamanda hidroksiapatitin reaksiyona girmeyip sadece doldurucu olarak görev yaptığını bildirmiĢlerdir3,107.

Arita ve arkadaĢları94 cam iyonomer simana ağırlığının %16-25‟i oranında kristal fiber yapıda (whisker) hidroksiapatit ve % 8-%16-25‟i oranında hidroksiapatit granülleri ilave ederek bükülme dayanımlarını ve cam iyonomer simanın mikroyapısını inceledikleri çalıĢmalarında hidroksiapatit kristali içeren grupta en yüksek bükülme dayanımı değerini

67

%19 oranında kristal içeren grubun gösterdiğini, granül içeren grupta ise en yüksek bükülme dayanım değerini %8 oranında granül içeren grubun gösterdiğini bildirmiĢlerdir. Bu iki grup kendi arasında kıyaslandığında ise;

en yüksek bükülme dayanımını %8 oranında hidroksiapatit granülü içeren grubun gösterdiğini belirtmiĢlerdir. Bu çalıĢmadan yola çıkarak Lucas ve arkadaĢları46 geleneksel cam iyonomer simana % 8 oranında hidroksiapatit ilave ederek 24 saat sonraki kırılma tokluığunu değerlendirmiĢler ve % 8 oranında hidroksiapatit ilavesinin (0,58±0,09) kırılma tokluğunu anlamlı derecede artırdığını bildirmiĢlerdir.

ÇalıĢmamız sonucunda hidroksiapatit grubu örneklerde en yüksek ortalama kırılma tokluk değeri %8 hidroksiapatit içeren örneklere aittir. Bu sonuç Arita ve arkadaĢlarının94 yapmıĢ olduğu çalıĢmayla uyumluluk göstermektedir. Kontrol grubu ile %8ʼlik hidroksiapatit ilavesi kıyaslandığında kırılma tokluk değerinin kontrol grubuna göre %15 arttığı tespit edilmiĢtir.

Wollastonite (CaSiO3) doğada kalsiyum meta silikatın formu Ģeklinde bulunan ve teorik olarak % 48.3 CaO ve % 51.7 SiO2‟ten meydana gelen biyoseramik materyaldir. Wollastonite doldurucu olarak kullanılmasına olanak sağlayan iğne Ģeklinde kristallerden oluĢan fibröz bir yapıya sahiptir68,69.

Tıp ve endüstriyel açıdan oldukça ilgi çekici bir mineral olan wollastoniteʼin dental uygulamaları konusunda az sayıda çalıĢma yapıldığı görülmektedir. Bu çalıĢmalarda wollastonite çeĢitli dental materyallere katılarak güçlendirici etkisi değerlendirilmiĢtir67,68. Ancak yaptığımız liteteratür taramasında wollastoniteʼin cam iyonomer simana katılarak güçlendirici etkisinin test edildiği herhangi bir çalıĢmaya rastlanılmamıĢtır.

68 Wollastoniteʼin çeĢitli polimerlere doldurucu olarak ilave edilerek polimerin çekme ve bükülme dayanımlarını ve krılma tokluğunu arttırdığını gösteren bazı çalıĢmalar mevcuttur68,73.

Yılmaz ve Korkmaz68 polimetilmetakrilat (PMMA) ve polietilmetakrilata (PEMA) belirli oranlarda (% 10, 20, 30) nano boyutta alimüna (Al2O3), floküler cam fiber ve wollastonite ilave ederek kırılma tokluk değerlerini incelemiĢlerdir. AraĢtırmacılar özellikle floküler cam fiber ve wollastonite ilavesinin kırılma tokluğunu anlamlı derecede arttırdığını bildirmiĢlerdir.

Asar ve arkadaĢları67 dental alimünöz kor porselenine ağırlığının % 2, 3, 4, 5‟ i kadar wollastonite ilave ederek porselenin doğrusal fırınlama büzülmesi ve bükülme dayanım değerlerini incelemiĢler ve % 5 wollastonite ilavesinin doğrusal fırınlama büzülmesini azalttığını ve

% 2 wollastonite ilavesinin de bükülme dayanımlarını anlamlı derecede arttırdığını belirtmiĢlerdir.

ÇalıĢmamız sonucunda wollastonite grubu örneklerde en yüksek ortalama kırılma tokluk değerini %20 wollastonite içeren örnekler göstermiĢtir. %15 ve %20 wollastonite içeren örneklerden elde edilen ortalama kırılma tokluk değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değilken, bu gruplarla diğer grupların ortalama kırılma tokluğu değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıdır. Kontrol grubu ile %20ʼlik wollastonite ilavesi kıyaslandığında kırılma tokluğu değerinin kontrol grubuna gore %25 arttığı tespit edilmiĢtir. Bu sonuçlar wollastonite'nin farklı materyallere katılarak dayanıklılığınınn arttığını gösteren önceki çalıĢmalarla yakınlık göstermektedir67,68,70,73

.

Yli-Urpo ve arkadaĢları31 biyoaktif cam ilave edilenen geleneksel ve rezin modifiye cam iyonomer simanın basma dayanımlarını

69 ve Young modülünü değerlendirmek amacıyla yaptıkları çalıĢmada geleneksel cam iyononer simanın tozuna ağırlığının % 10‟u kadar, rezin modifiye cam iyonomer simanın tozuna ağırlığının %10‟u ve %30‟u kadar biyoaktif cam ilave ederek hazırladıkları örnekleri 1, 3, 7, 14, 30 180 gün süreyle 37C‟de deiyonize su içinde bekleterek kontrol grubuyla karĢılaĢtırmıĢlardır. ÇalıĢmacılar biyoaktif cam ilavesinin cam iyonomer simanın mekanik özelliklerini zayıflattığını belirlemiĢlerdir.

Ana ve arkadaĢları71 rezin modifiye cam iyonomer simana biyoaktif cam ilavesinin simanın sertleĢme reaksiyonuna ve basma dayanımlarına etkisini değerlendirdikleri çalıĢmalarında Yli-urpo ve arkadaĢlarının31 elde ettikleri verilerle paralellik gösteren sonuçlara ulaĢmıĢlardır.

Lucksanasombool ve arkadaĢları5 geleneksel cam iyonomer simanın ve geleneksel cam iyonomer simanı hidroksietilmetakrilat (HEMA) ile modifiye ederek elde ettikleri deneysel rezin modifiye cam iyonomer simanın tozuna, ağırlığının % 0, 10, 20, 30‟u kadar cam fiber ilave ederek tek kenar çentik eğilme deneyi (üç nokta eğilme ) ile kırılma tokluğunu değerlendirmiĢlerdir. AraĢtırmacılar, çalıĢmalarında fiber ilavesi ile güçlendirilmeyen geleneksel cam iyonomer simanın kırılma tokluğu değerini 0,48±0,06 MNm-3/2olarak tespit ettiklerini ve %10, 20, 30 oranında fiber ilavesinin kırılma tokluğu değerini (0,40±0,09, 0,37±0,04, 0,34±0,03) azalttığını belirtmiĢler. AraĢtırmacılar bu durumu artmıĢ pöröziteye bağlamıĢlardır.

Yukarıdaki çalıĢmalar ıĢığında biyoaktif cam ve fiber ilavesinin simanın mekanik özelliklerini azalttığı görülmektedir. Biyoaktif cam ve fiber ilavesinin bu etkisi dikkate alınarak çalıĢmamızda kullandığımız hidroksiapatit ve wollastonite kırılma tokluk değerlerini %15 ve %25 oranında arttırmaktadır. Hidroksiapatitin elde edilmesindeki

70 zorluklar ve yüksek maliyeti nedeniyle elde edilmesi çok daha kolay olan wollastonite cam iyonomer simanları güçlendirmek amacıyla kullanılabilir.

Biyoaktivite, canlı dokuya uygulanan bir materyalin uygulandığı doku ile arasında fibröz bir yapı oluĢmaksızın doğrudan bağlanmasını tanımlayan bir yüzey özelliğidir58. Tıp dünyasında özellikle ortopedi alanında oldukça ilgi çekici ve üzerinde çok sayıda araĢtırma yapılan bir konu olan biyoaktivite, diĢ hekimliği alanında dental implantoloji haricinde az ilgi duyulan bir konu olup diĢ hekimliğinde kullanılabilecek biyoaktif materyaller ve uygulama alanları ile ilgili az sayıda çalıĢma bulunmaktadır. Bunun sebebinin mevcut biyoaktif materyallerin sahip olduğu genel özellikler olduğu düĢünülmektedir.

Çünkü mevcut kullanılan dental materyallerin yüksek standartta uygulama ve mekanik özellikleri bulunmasına karĢın, bilinen biyoaktif maddelerin (biyoaktif camlar) genellikle mekanik dayanıklılıkları daha azdır. Biyoaktif özelliği olan ve diĢin mineralizasyonunu Ca2+ ve PO42- iyonları salarak artıran materyaller geliĢtirilmeye çalıĢılmıĢ olmakla birlikte gerçekten biyoakif özelliği bulunan dental materyaller ticari olarak mevcut değildir.

57-59. Biyocamlar, hidroksiapatit, kalsiyum fosfat, kalsiyum aluminat ve wollastonite biyoaktif olarak bilinen materyallerdir60.

ÇalıĢmamızda kontrol grubu ve hidroksiapatit ve wollastonite ile güçlendirilmiĢ cam iyonomer simanın in vitro biyoaktivitesi Kokubo ve Takadama79 tarafından tarif edildiği gibi SBFʼde test edilmiĢtir. Bu in vitro test materyallerin biyoaktivitesini test etmek için standart olarak kabul edilir80.

De Aza ve arkadaĢları75 wollastostonite'in biyoaktivitesini SBFʼde test etmiĢler ve wollastonite seramiklerinin silikadan zengin amorf tabaka üzerinde iyi nitelikte hidroksiapait tabakası oluĢturduğunu bildirmiĢlerdir.

71 De Aza ve arkadaĢları62 psödowollastonite‟i yapay parotis tükrüğüne maruz bırakarak biyoaktivitesini XRD, SEM ve TEM kullanarak

71 De Aza ve arkadaĢları62 psödowollastonite‟i yapay parotis tükrüğüne maruz bırakarak biyoaktivitesini XRD, SEM ve TEM kullanarak

Benzer Belgeler