• Sonuç bulunamadı

Bankalar kendi modellerini kurarken belli bir esnekliğe sahiptirler; ancak sermaye büyüklüğünü hesaplarken minimum standartlara uymak durumundadırlar. Bankalar veya onların düzenleyici otoriteleri kendi başlarına karar alırken belirlenmiş etmenlere uymak durumundadır.

Buna göre;

¾ Günlük Riskteki Değer hesaplanmalıdır.

¾ Riskteki Değer hesaplanırken %99 seviyesinde ve tek taraflı güven aralığı kullanılmalıdır. Türkiye’de de BDDK yönetmeliği uyarınca aynı kural geçerlidir.

Sermaye hesaplamasında kullanılırken Riskteki Değer’in; üstlenmiş olduğu riski daha az göstermesi bakımından banka tarafından daha düşük, bankanın iflas riskini daha düşük hale getireceğinden BDDK tarafından ise daha yüksek olması istenir. 62

JP Morgan Riskteki Değer’i hesaplarken %95 güven aralığını kullanıyordu. Bu, 20 günde 19 günlük maksimum kaybı hesaplamak anlamına gelmektedir. Bazı çevreler bu düzeyin oldukça düşük olduğunu ileri sürdüler. Eğer Riskteki Değer, genel kabul görmüş bir standart olacaksa düzenleyici otoriteleri ilgilendiren

62 Örneğin;

Portföy volatilitesi: %5, Ortalama getiri: 0,05

Elde tutma süresi ve seti: 1 iş günü üzerinden 252 günlük veri

RD = [Ortalama Getiri + Tablo Değer * Standart Sapma * √Tutma Süresi] * Yatırım α = 1 – 0,99 = 0,01 ve T tablo = 2,33 ise;

1 günlük elde tutma süresi için Riskteki Değer;

RD = [ 0,05 + 2,33 * 0,05 * ( 1/252) ] * 1.000 = 57,34 YTL. α = 1 – 0,95 = 0,05 ve T tablo = 1,645 ise;

1 günlük elde tutma süresi için Riskteki Değer;

RD = [ 0,05 + 1,645 * 0,05 * ( 1/252) ] * 1.000 = 55,18 YTL.

Getirisi 0,05 ve değişkenliği %5 olan portföye 1.000 YTL.’lik bir yatırımda bulunulduğunda işlem

…yapılacak ilk 1 gün içinde portföyün %99 olasılıkla uğrayacağı en yüksek kayıp 57,34 YTL. iken, …%95 olasılıkla uğrayacağı en yüksek kayıp daha düşük olup 55,18 YTL. dolayındadır.

olağandışı olaylar hakkında da bilgi sağlamalıydı. Bunun için %95 yerine %99, %98 gibi emniyet düzeyi kullanılması gerektiği öne sürüldü. 1987 Avrupa Para Krizi ve dünyadaki bono piyasalarında yaşanan likidite sorunu bankaların 20 günde 19 günlük kayıplarının üstünde bir kayba uğradıkları zamanda meydana gelmiştir. Bu durumda %95 düzeyinde hesaplanan Riskteki Değer, şirketlerin uğradıkları kayıpların olağan dışı durumlarda daha az olduğu ve bunun kriz ortamı ile ilgili bulunduğu gibi doğru olmayan sonuçların ortaya çıkmasına neden olur. 63

¾ Riskteki Değer hesaplamasında elde tutma süresi minimum 10 işlem günü (trading days) olarak düşünülmelidir.

Riskteki Değer hesaplamasında elde tutma süresi minimum 10 günlük işlem günü olarak düşünülmelidir. Riskteki Değer’in hesabında piyasa düzenleyicileri, olumsuz piyasa koşullarında likiditenin düşeceği ve alım-satım faaliyetlerinin zorlaşacağını düşünerek, daha uzun bir elde tutma süresini tercih etmektedirler. 64 Ani fiyat şokları hesaba katıldığında da fiyatlarda 10 günlük hareketler esas alınmalıdır.

BDDK, Basel Komite’sinin tavsiyesine uyarak elde tutma süresini 10 gün olarak belirlemiştir. Bu durumda kuruluş, bir gün için bile yatırım yapsa o varlık 10 gün boyunca kuruluşun bünyesinde duracakmış gibi düşünülür. Bu sürenin uzaması, RD sonucunun yükselmesine yol açar.

Öte yandan bankalar, opsiyonların ağırlıklı olduğu portföylerde daha kısa elde tutma süreli RD rakamları hesaplayabilir. Uygulamada ise çoğu finansal kuruluş kendi adlarına yaptıkları alım-satımlar için piyasa riskini hesaplarken 1 günlük bir elde tutma süresini kullanmaktadır. Çünkü elde tutulan portföy genelde bono, döviz gibi çok likit varlıklardan oluşmaktadır. Elde tutma süresi ile piyasa riski arasında doğru orantı var olduğundan, süre uzadıkça beklenen fiyat değişikliği o kadar yüksek

63 Cormac Butler, Mastering Value At Risk:A Step-by-Step Guide to Understanding and Applying VaR (Market Editions), Prentice Hall, 1998, ss.114-115.

64 Mustafa Duman, “Bankacılık Sektöründe Finansal Riskin Ölçülmesi ve Gözetiminde Yeni Bir Yaklaşım: Value at Risk Metodolojisi”, Bankacılar Dergisi, S:32, s.24, www.tbb.org.tr/S.22%20- %20Mustafa%20Duman%20.doc (Erişim: 16.08.2006).

olacaktır ve elde tutma süresi ile portföyün tasfiye edilebileceği süre uyumlu olmalıdır. 65

Elde tutma süresinin uzaması, RD sonucunun yükselmesine yol açar. 66

¾ Riskteki Değer’i hesaplamak için seçilecek örneklem aralığı 1 yıldan az olmamalıdır.

Seçilen gözlem döneminin uzunluğu ve bu dönem içinde fiyatların volatilitesine göre aynı elde tutma süresi için hesaplanan Riskteki Değer rakamları büyük değişiklikler gösterebilir. Bu değişkenliği göz önünde bulunduran Basle Komitesi, tarihsel örnekleme (gözlem) aralığı olarak bir yıllık asgari süre öngörmüştür. Ayrıca, tarihsel fiyat hareketlerinin kaydedildiği veri setleri de düzenli olarak yenilenmeli ve önemli fiyat değişiklikleri anında yansıtılarak yeni veri setlerine dayalı RD hesaplanmalıdır. 67 Eğer risk ölçüm modelinin fiyatlardaki değişimlere duyarlı olması isteniyorsa kısa bir dönem seçilebilir.

Sözü edilen bu etmenler, başlıca sayısal etmenler olup bunların dışında başka etmenler de vardır. Bu etmenler şu şekilde sıralanmaktadır:

¾ İşletmeler verilerini 3 ayda 1’den az olmayacak sıklıkta güncellemelidir. Piyasa fiyatlarında herhangi bir değişiklik baş gösterdiğinde güncelleme işlemi hemen yapılmalıdır. Fiyatlarda meydana gelen önemli dalgalanmalar

65 Hasan Şahin, a.g.e., s.23.

66 Örneğin;

Portföy volatilitesi: %5, Ortalama getiri: 0,05

Elde tutma süresi ve seti: 1 iş günü üzerinden 252 günlük veri

RD = [Ortalama Getiri + Tablo Değer * Standart Sapma * √Tutma Süresi] * Yatırım α = 1 – 0,99 = 0,01 ve T tablo = 2,33 ise;

1 günlük elde tutma süresi için Riskteki Değer;

RD = [ 0,05 + 2,33 * 0,05 * ( 1/252) ] * 1.000 = 57,34 YTL. 10 günlük elde tutma süresi için Riskteki Değer;

RD = [ 0,05 + 2,33 * 0,05 * ( 10/252) ] * 1.000= 73,21 YTL.

Getirisi 0,05 ve değişkenliği %5 olan portföye 1.000 YTL.’lik bir yatırımda bulunulduğunda işlem

…yapılacak portföyün %99 olasılıkla ilk 1 günde uğrayacağı en yüksek kayıp 57,34 YTL. iken,

…ilk 10 günde uğrayacağı en yüksek kayıp daha yüksek olup 73,21 YTL. dolayındadır. 67 Mustafa Duman, a.g.m., s.24.

sonucunda düzenleyici otoriteler daha kısa gözlem aralığı ile Riskteki Değer hesaplaması yapılmasını isteyebilir.

¾ Herhangi bir modelin kullanılması yönünde bir kural bankalara dayatılmamıştır. Bankalar Tarihsel Simülasyon, Monte Carlo veya Varyans Kovaryans yöntemlerinden dilediklerini uygulayabilirler.

¾ Finansal kuruluşlar, belirli risk kategorileri arasındaki ampirik korelasyonları belirleme yetkisine sahiptir. Faiz oranları, döviz kurları, mal fiyatları gibi birbiriyle ilişkili risk kategorilerindeki değişkenlikleri ve ampirik korelasyonları istikrarı yakalayabilmek için açığa çıkarmalıdır.

¾ Düzenleyici otoriteler finansal kuruluşun kullandığı risk yönetim sisteminin niteliğine uygun sermaye çarpım faktörünü minimum 3 olacak şekilde tek başlarına belirler. Geriye dönük testten (backtesting) gelecek geri bildirim sonucunda çarpım faktörüne 0 ile 1 arasında bir sayı eklenebilir. Geriye dönük test sonuçları doyurucuysa ve banka sayısal olmayan standartları karşılıyorsa bu rakam 0 olacaktır (plus factor 0).

Benzer Belgeler