TERMAL KONFOR
sıcaklığının 41 santigrad dereceye kadar ulaşması sonucu sıcaklık çarpması meydana gelir Bunun
sonucunda, kaslarda ani kasılmalar şeklinde
kramplar oluşur. Tansiyon düşüklüğü ve baş dönmesine yol açan ısı yorgunlukları meydana gelebilir. Yüksek sıcaklık, ayrıca, kaşıntılı kırmızı lekeler şeklinde deri bozukluklarına, moral
bozukluklarına, konsantrasyon bozukluklarına ve aşırı duyarlılık ile endişeye (anksiyete) neden
SICAKLIK
• Endüstride düşük sıcaklığa daha az
rastlanır. Soğuk işyeri ortamları, daha çok soğuk hava depolarında yapılan çalışmalarda ve kışın açıkta yapılan işlerde ortaya çıkar. Düşük sıcaklık, yani soğuk, insan üzerinde olumsuz etkiler meydana getirir. Bu olumsuz etkiler, uyuşukluk, uyku hali,
organlarda hissizlik ve donma gibi durumlardır.
RADYANT ISI
• İşyerinde, işin gereği olarak sıcak
yüzeyler bulunabilmekte ve bu
yüzeylerden ısı radyasyonu meydana
gelebilmektedir. Termal radyasyon yani radyant ısı, absorblanabileceği bir
yüzeye çarpmadıkça ısı meydana getirmeyen elektromanyetik bir
enerjidir. Dolayısıyla, hava akımları ısıyı etkileyememektedir.
RADYANT ISI
• Termal radyasyondan korunmanın tek
yolu, çalışanla kaynak arasına ısı
geçirmeyen bir perde koymaktır. Ancak, konulan perde ısıyı yansıtmıyorsa, ısıyı absorblayarak ısı kaynağı haline
BASINÇ
• Birim yüzey üzerine uygulanan kuvvete
basınç denir. Birimi paskal (N/m²), bar (kg/cm²) veya 1 atm (760 mm Hg = 1,013 kg/cm²)’dir.
• Normal şartlar altında hava basıncı 760
mm civa basıncına eşittir.
• Atmosfer basıncından daha yüksek ya da
daha düşük basınç altında çalışan
işçilerde, kalp, dolaşım ya da solunum rahatsızlıkları görülebilir.
BASINÇ
• Balon ve uçak gibi araçlarla süratle
yükseklere çıkılması halinde, doğal olarak atmosfer basıncının düşmesi nedeniyle, normal atmosfer basıncı
altında dokularda erimiş olan gazların serbest hale gelmesiyle karıncalanma, kol ve bacaklarda ağrılar ile bulanık
görme ve kulak ağrıları gibi belirtiler meydana gelir.
BASINÇ
• Denizaltı personeli, dalgıçlar ve gemi
personelinde ise, deniz dibine inildikçe vücut
üzerindeki basınç artar. Bu basıncın 4 atmosferi aşması halinde, kişi solunum yoluyla daha fazla azot alacağından azot narkozu haline girebilir. Karar verme, düşünme ve istemli hareketler
kötüye gidebilir. Su üstüne çıkılmadığı takdirde şuur çekilmesi baş gösterebilir. Solunum
apereyi içine verilen basınçlı havanın
bileşimindeki azot yerine helyum ikame edilirse, azot narkozunun ortaya çıkması önlenmiş olur.
BASINÇ
• Atmosfer basıncından daha yüksek
basınçlı yerlerde ve dalgıç odalarında
yapılan çalışmalarda aşağıdaki tedbirler alınacaktır:
• Dalgıç odalarında, şahıs başına saatte
en az 40 metreküp hava sağlanacak ve bu havadaki karbondioksit miktarı % 0.1’i geçmeyecektir.
BASINÇ
• Dalgıç odalarında 24 saatte su altındaki çalışma süresi, derinliğe ve bu derinlikteki basınca uygun şekilde düzenlenecektir. İniş, çıkış süreleri için,
“Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak 7.5 Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik”te belirlenen süreler dikkate alınacaktır. Dalgıçlar için bu süreler, 18 metreye kadar 3 saat, 40 metreye kadar olan derinliklerde ½ saattir.
• Bir dalgıç, 22 metreden fazla derinliğe, bir günde 2 defadan fazla dalmayacak ve bu 2 dalma arasında en az 5 saat geçecektir.
BASINÇ
• Dekompresyon Hastalığı :
• Dekompresyon Hastalığı terimi altında, insanı saran havanın basıncının doğal veya suni olarak kısa bir
süre içinde düşmesi sonucu karşılaşılabilecek arızalar toplanır.
• Serbest atmosferde yükseklik arttıkça havanın basıncı da tedrici bir şekilde düşer. Diğer taraftan, su altında yapılan çalışmalarda suyun işçi üzerindeki basıncının bertaraf edilebilmesi için, basınçlı hava ihtiva eden sandıklar kullanılır ve çalışmanın sonunda işçinin serbest atmosfer basıncına geçirilebilmesi için bu sandıklardaki basınç yavaş yavaş (tedricen)
BASINÇ
• Dekompresyon hastalığının temel
mekanizması, daha önceden basıncın fazla yükselmesi sonucunda vücut sıvılarında fazla miktarlarda erimiş bir halde bulunan hava gazlarının (oksijenin ve özellikle
azotun) basıncın düşmesiyle serbest hale geçmesidir. Oksijen, kan hemoglobini ile
birleşir. İnert bir gaz olan azot ise, bir gazoz şişesi kapağının açılmasında görülen gaz habbecikleri gibi serbest hale geçer.
BASINÇ
• Eğer dekompresyon işlemi yavaş ve
kademeli bir şekilde yapılırsa, açığa çıkan azotun dolaşım sistemi
vasıtasıyla akciğerlere nakli ve
solunumla dışarıya atılması mümkün olur. Aksi halde, dokularda ve vücut
sıvılarında gaz habbecikleri (emboliler) meydana gelir. Bu habbecikler dokuları yırtar ve kapilerleri (kılcal damarları)
NEM
• Havanın içerisindeki su buharı miktarına nem denilir. • Nem, mutlak nem ve bağıl nem olarak ikiye ayrılır: • Mutlak nem, hava basıncına ve sıcaklığına bağlı
olmadan bir yerdeki havanın yüzde kaçının su buharı olduğunu ortaya koyan bir niceliktir. Örneğin burada mutlak nem yüzde 10 dendiğinde oradaki havanın yüzde 10’unun su buharından oluştuğu anlaşılır.
Bağıl nem ise, belli bir yerdeki hava kitlesinin sıcaklığa ve basınca bağlı olarak taşıyabileceği maksimum nemin yüzde kaçı kadar neme (su
NEM
• İşçi sağlığı açısından bağıl nemin önemi büyüktür.
Bir işyerinin bağıl enim değerlendirilirken sıcaklık ve hava akım hızı gibi diğer termal konfor
koşullarının da gözönünde bulundurulması
gerekir. Genel olarak bir işyerinde bağıl nem % 30- % 70 arasında bulunmalıdır. Yüksek bağıl nem (% 70-% 100) ortam sıcaklığının yüksek olması
durumunda bunalma hissine neden olur ve kişinin konsantrasyonunu ve çalışma gücünü düşürür.
Sıcaklığın düşük olması halinde ise üşüme ve ürperme hissi verir.