• Sonuç bulunamadı

2. ARAŞTIRMANIN DAYANDIRILDIĞI KAVRAMLAR

2.6. Sınıf Mekânında Algılamayı Etkileyen Faktörler

2.6.1. Sınıf Ortam Faktörler

Tasarlanan her mekânın yaşanabilir olması için havalandırılması, ısıtılması ön şarttır. İnsan bulunduğu mekân içinde uygun sıcaklıkta ve yeterli hava ile

faaliyetlerini gerçekleştirir. İnsan vücudu için uygun ortam şartları sağlanmadığı takdirde yapılan işten alınan verim azalacaktır. Bir sınıf mekânında da öğrenim faaliyetinin verimli bir şekilde sürdürülebilmesi için öncelikle uygun sıcaklık, havalandırma, akustik ve aydınlatmanın sağlanması gerekir. Doğal ve suni havalandırma ile her saat başında tüm dersliğin yaklaşık 150 m³ havasının değişip tazelenmesi, öğrencilerin daha dinamik ve etkin olmasını sağlayan önemli fiziksel şartlardan biridir (Şerefhanoğlu 1993). Sınıf içi ısı seviyesinin öğrenci düşünsel gücüne etkisi üzerine yapılan çalışmalarla 18 ile 24 derecelik sınıf içi sıcaklığında öğrencinin düşünsel performansının zirvede olduğu görülmüştür (Higgins-Hall-Wall- Woolner-McCaughey 2005, Wyon 1991, Harner 1974, Wyon-Anderson- Lundguist 1979). Schneider (2002), öğrenme çevrelerinde akademik neticeleri arttırmak için okul planlama ve tasarımını içeren araştırmasında ısı konforunun, iç mekân hava niteliğinin, havalandırma, aydınlatma, akustik gibi değişkenlerin öğrenci performansını etkiyen önemli sınıf içi parametreler olduğunu tespit etmiştir. Benzer şekilde Graça-Kowaltowski-Petreche (2007), yapmış oldukları çalışmada ısı, akustik, doğal aydınlatma ve fonksiyonellik gibi dört temel konfor parametresini irdeleyerek öğrenci performansında etkili olduğunu belirlemişlerdir. Henderson (1999), sınıf içi doğal aydınlatmanın ve havalandırmanın öğrenmeye motivasyonda etkili parametreler olduğundan bahsetmiştir. Clements-Croome ve ark. (2008), Awbi-Pay (1995) ve Coley-Greeves (2004), özellikle sınıf içindeki karbondioksit miktarının sınıfın kullanım yoğunluğuna bağlı olarak arttığını ve bu durumun sınıf içinde öğrenci dikkatini ve öğrenme kapasitesini de önemli miktarda düşürdüğünü belirlemişlerdir.

Bunlara ilaveten bir eğitim kurumunda etkin eğitim-öğretimin sağlanması için özellikle dersliklerin dış gürültülere karşı izole edilmesi, hatta imkânlar dâhilinde gürültü kaynaklarından uzak konumlanması önem taşır. Çünkü çevre gürültüleri, derecesine göre söz konusu kaynaktan gelen sesleri ya zor duyulur ya da duyulmaz ölçüde zayıflatır. Bu da yapılan işin verimini düşürür ve insanları yorar. Gürültü kontrolünü sağlayabilmek için, dersliklerin okul yapısının sessiz kısımlarına yerleştirilmesine özen gösterilmeli, gerekli durumlarda tavan, duvar, pencereler, kapılar ve döşemelerde mekânda yapılan çalışmanın niteliğine bağlı olarak uygun malzemelerin kullanımı sağlanmalıdır (Kliment 1999). Avşar (2002), eğitim

kurumlarında akustik konfor parametrelerinin öğrenme üzerindeki etkisini araştırmış, yol ile okul arasına konulabilecek farklı türden gürültü azaltıcı bariyerler önermiş ve bariyer türü ve taşıt hızlarına göre okul-yol arası mesafeler için bir standart geliştirmiştir. Literatürde sınıf akustiği ve gürültü düzeyi ile ilgili uluslararası standartlar da bulunmaktadır (Lubman 1997, MacKenzie 2000).

Mekânın ortam faktörlerine ilişkin iklimlendirme ve akustikten sonra bir eğitim ortamında en önemli parametre aydınlatmadır. Özellikle eğitim-öğretim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği dersliklerde uygun görsel ortamı oluşturmak, öğrenci ve öğretmenler açısından öğrenme sürecini destekleyici önemli konulardan birini oluşturmaktadır. Görsel açıdan konforlu bir çevre oluşturulmadığı takdirde öğrencilerde algılama yanılgıları, başarısızlık, göz bozukluğu, baş ağrısı, yorgunluk, sinirlilik gibi fiziksel, fizyolojik ve psikolojik sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu tür sorunlarla karşılaşmamak için bir derslikteki doğal ve yapay aydınlatma düzeni, tüm görsel konfor etkilerine ilişkin “uygun koşulları” sağlayacak biçimde tasarlanmalıdır. Bir dersliğin yeterli doğal aydınlatmasının sağlanması için pencere alanı derslik taban alanının en az %18’i olmalı, öğrencilerin zorlanmadan ve yorulmadan gerekli eylemleri sürdürebilmeleri için “gerekli en az ortalama aydınlık düzeyi” uluslar arası kabullere göre düzgün yayılmış olarak 300 lx olmalıdır (Kliment 1999). Sınıf içi aydınlatmanın öğrenme ve öğrenci performansına etkisi üzerine yapılan çalışmalar, Henderson 1999, Higgins-Hall-Wall-Woolner-McCaughey 2005, Schneider 2002, Mannel 1995, Heschong Group 1999, Benya, 2001 olarak özetlenebilir. Yapılan araştırmalarda iç ortamın aydınlatmasının öğrencilerin farklı davranış sergilemesine ve başarı oranının değişmesine sebep olduğu tespit edilmiştir.

Bir derslikte aydınlatma niceliğinin yanında niteliğinin ise, düzgün yayılmış, genel bir aydınlatma olması istenir. Genel aydınlatma için flüoresan lambanın seçilmesi en uygun çözümdür (Ünver-Öztürk 1993). Aydınlatma şiddeti ise mümkün olduğunca çocuğun görüş kabiliyetini arttıracak, uygun oranları aşmayacak şekilde, yüksek değerlerde olmalıdır. Çünkü bu koşullarda çalışan öğrenci okul gününün sonunda daha az yorulacak, böylelikle öğrenmeye ayıracağı güç oranı artacaktır (Yalçın 2003). Dersliklerde aydınlatma nicelik ve nitelik olarak yapay olarak sağlanabileceği gibi güneş ışığı ile doğal olarak da sağlanabilir. Güneş ışığının binaların hem ısınmasında hem de aydınlatılmasında etkisi vardır. Güneş ışınımları

saydam olmayan yapı kabuğuna yani duvarlara geldiğinde bir bölümü yansır, bir bölümü yutulur. Yutulan güneş ışıkları yapının ısınmasında etkilidir. Soğuk havalarda güneşin mekânı ısıtması iyi bir özellik iken sıcak havalarda güneşin ısı etkisi rahatsızlık verebilir. Eğitim yapılarında uzun süreli vakit geçirilen dersliklerin tamamen doğu veya batıya gelmesi güneş ışınlarının mekâna gelişi itibariyle sorun olabilir. Böyle bir durumda güneş ışığının geliş yönünü değiştirebilecek, ayarlanabilen güneş kesiciler kullanılmalıdır (Yalçın 2003). Güneş ışığının ısı etkisinin yanında ışık etkisi de aydınlatma da önemli bir faktördür. Derslik içersinde bulunması istenen ışık cinsinin kuvvetli, gölge düşürmeyecek, yaygın ışık olması gerektiği için güneş ışığının doğrudan içeriye girmesi rahatsızlık yaratır. Bunun için bir eğitim yapısı tasarlanırken öncelikle sınıfların doğru yönlere güney veya güneydoğuya gelecek şekilde yerleştirilmesine, derslik düzeninde doğal ışığın soldan gelmesine özen gösterilmelidir (Karabey 2004). İnsan performansı ile gün ışığı arasındaki ilişkiyi irdeleyen bir araştırma raporunda (Heschong Group 1999), üç ilkokul bölgesi incelenmiş ve alınan verilere göre, sınıfı çok fazla gün ışığı alan öğrencilerde okuma gelişmesinin %26 daha hızlı, matematik gelişmesinin ise %20 daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Benya (2001), okul aydınlatmasında kullanılan türler, kullanım avantajları ve dezavantajlarının araştırıldığı bir çalışma yapmıştır. Okul binasında farklı fonksiyonlara yönelik uygun aydınlatma seviyeleri için çeşitli tablolar düzenlemiştir.

Sınıf ortam faktörlerini oluşturan ısı konforu, havalandırma, akustik kontrol, aydınlatma vb. gibi faktörlerin öğrencilerin farklı davranış sergilemesine ve başarı düzeyi değişikliklerine sebep olduğu yapılan araştırmalarla ispatlanmıştır.