• Sonuç bulunamadı

2.9. Antioksidan Savunma Mekanizmaları

2.9.1. Süperoksit Dismutaz (SOD)

Patolojik ya da fizyolojik süreçte, metabolizma sırasında ya da hipoksi sonrasında, ortamdaki O2 konsantrasyonundaki ani artışla birlikte O2’den ksantin oksidaz

enzimiyle süperoksit (O2

-

) sentezlenmektedir. Süperoksit, süperoksit dismutaz enziminin katalizlediği bir reaksiyonla hidrojen peroksit (H2O2) üretmektedir.

O2 + O2 + 2H H2O2 + O2

SOD aktivitesi hücre ömrünün sonuna doğru azalmaya başlamaktadır. Bu sebeple apopitozis mekanizmasında rol oynadığı düşünülmektedir. SOD enzimi kofaktör olarak metal iyonu taşımaktadır ve bu metal iyonunun çeşidine göre 3 ana enzim

tanımlanmıştır. İnsanda 2 tipi mevcuttur. Sitozolik ve mitokondrial tipleri bulunmaktadır. Sitozolik tipinin yapısında Cu ve Zn içeren dimerik bir form bulunmaktadır (Cu-Zn SOD). Mitokondrial tipinde de tetramerik formda Mn bulunur (MnSOD). Prokaryotlarda bulunan Fe içeren bir izomer daha tanımlanmıştır (11). 2.9.2. Katalaz

Dört adet hem grubu içeren hemoproteindir. Eritrositler katalaz enzimini yüksek miktarlarda bulundurmaktadır. Katalaz enzimi antioksidan etkinliğin %98’inden fazlasını karşılamaktadır. Hidrojen peroksidi suya ve oksijene indirger. Katalaz enzimi 2 ana mekanizma kullanır: Birincisi oksidatif stresin düşük olduğu dönemlerde peroksidatik reaksiyon, ikincisi ise oksidatif stresin yüksek olduğu dönemlerde katalitik reaksiyondur (42).

Peroksidatif mekanizma;

H2O2 + AH2 KATALAZ 2H2O + A Katalitik mekanizma;

2.9.3. Glutatyon Peroksidaz

GSH peroksidaz enzimi hücreleri organik hidroperoksitler ve H2O2 tarafındanolusturulan oksidatif tahribata karsı GSH’ ı kullanarak korur (43). İndirgenmis GSH,bol miktarda tiyol ihtiva eden, düsük moleküler agırlıklı bir maddedir. GSH, sahip oldugu sülfhidril grubu ile oksidatif hasar ve toksik maddelere karsı hücreleri korur.GSH dokularda açıga çıkan lipitperoksitleri, H2O2’ yi, askorbik asiti ve SR’ leri indirger ve Gprx enzimi için kofaktör olarak görev yaparak sonuçta okside olur(44). Gprx, H2O2 varlıgında redükte GSH’ nin okside glutatyona (GSSG)yükseltgenmesini katalize eder (11). AyrıcaH2O2 mitokondri ve sitoplazmada Gprxile su ve oksijene indirgenir (45).

2.9.4. Glutatyon Redüktaz

GSH redüktaz bir flavin enzimidir ve koenzimi NADPH ve prostetik grubuflavinadenin dinükleotiddir. Hem sitozol hemde mitokondride bulunmaktadır. GSSGhücreyi oksidanlara karsı koruyamaz. Hücre elektron kaynagı olarak NADPH’ıkullanan GSH redüktazın katalizledigi bir reaksiyonla GSSG tekrar indirgenmisGSH’ a çevrilir (46). 2GSH + H2O2 GLUTATYON PEROKSİDAZ G-S-S-G + 2 H2O

G-S-S-H + NADPH + H+ GLUTATYON REDÜKTAZ 2GSH + NAD+

2.9.5. Sitokrom Oksidaz

Oksidatif fosforilasyonun son basamağıdır ve elektron transport zincirinde bulunur. Bu mekanizma fizyolojik bir mekanizmadır ve ATP üretiminde etkindir (44).

-

2.10. Sildenafil

Günümüzde erektil disfonksiyonda kullanılan ve korpus kavernozumdaki siklik guanozin-3‟,5‟-monofosfat (sGMP) degradasyonundan sorumlu, sGMP'ye spesifik PDE5 enziminin potent ve selektif bir inhibitörüdür (48). Sildenafilin Farmakodinamiği Sildenafil, sGMP, düz kas gevşemesi ve trombosit agregasyonu gibi bir çok fizyolojik durumda sinyal transdüksiyonunda önemli bir rol oynamaktadır. sGMP guanilil siklaz aracılığıyla üretilir ve siklik nukleotid PDE‟ler aracılığıyla 5‟-GMP‟ye yıkılır. Vasküler düz kas hücrelerindeki sGMP konsantrasyonu, bu iki olay arasındaki denge ile belirlenmektedir (49). PDE‟lerin memeli dokularında 11 sınıfı tanımlanmıştır. Bunlardan PDE 5 enziminin vasküler ve bronşiyal düz kaslarda ve trombositlerde bulunduğu gösterilmistir (49). PDE 5 inhibitörleri yapısal olarak sGMP ile benzerdir ve PDE‟nin katalitik bölgesinde sGMP ile yarışmaya girerler

Şekil 11. Fosfodiesteraz 5’in kompetitif inhibitorü sildenafil ile onun doğal substratı olan siklik guanozin-3’,5’-monofosfatın yapısal olarak karşılaştırılması(49)

Tek dozda ve 100 mg‟a kadar oral yolla uygulanan sildenafil EKG'de klinik olarak anlamlı etkiler oluşturmamaktadır. 100 mg oral dozu takiben yatar pozisyonda ortalama sistolik kan basıncında 8.4 mmHg ve diastolik basıncında 5.5 mmHg düşüş görülmüştür. Kan 21 basıncındaki bu düşüş sildenafilin vazodilatör etkileri ile uyumludur ki bu vazodilatasyonun sebebi büyük olasılıkla vasküler düz kaslardaki artmış sGMP seviyesidir (48)

2.10.1 Sildenafilin Farmakokinetiği:

Oral alımından sonra sildenafil hızla absorbe olur ve maksimum plazma konsantrasyonuna 1 saat içinde ulaşır (48,49). Sildenafil %96 oranında plazma proteinlerine bağlanır ve geri kalan %4 bağlı olmayan serbest ilaç plazmada dolaşıma katılarak PDE 5 inhibisyonu ile intrasellüler etkisini gösterir. Sildenafil özellikle

CYP3A4 (majör yol) ve CYP2C9 (minör yol) karaciğer mikrozomal enzimleri ile metabolize edilir. Sildenafil, Ndemetilasyon yolu ile dolaşımdaki majör metabolitine dönüşür. Bu metabolitin sildenafile benzer şekilde PDE selektivitesi mevcuttur ve PDE5 için gösterdiği in vitro potens sildenafilin gösterdiğinin yaklaşık %50'sidir. Bu metabolitin plazma konsantrasyonları sildenafil için gözlenenin yaklaşık %40'ıdır. N- desmetil de metabolize olur ve terminal yarı ömrü yaklaşık 4 saattir (70). Dolayısıyla sildenafilin bu enzimlerin inhibitörleri ile birlikte alınması ilacın plazma seviyelerini yükseltmektedir

2.10.2 Sildenafilin yan etkileri:

Sildenafilin yaygın görülen baş ağrısı, sersemlik hissi, palpitasyon, yüzde flushing, anormal görüş (hafif ve geçici, özellikle görmede renklerin soluklaşması, bunun yanında ışığı algılamada artış ve bulanık görme), nazal konjesyon ve dispepsi gibi yan etkileri vasküler ve visseral düz kaslardaki PDE 5 inhibisyonuna bağlı olarak gelişmektedir. Bu durumlar ilacın kısa yarılanma ömrü (T1/2) değeriyle uyumlu olarak geçici ve hafif seyretmektedir (48).

2.10.3 Sildenafilin terapötik kullanımı:

Yeterli bir seksüel performans için gerekli penil ereksiyonun sağlanamaması veya sürdürülememesi olarak tanımlanan erektil disfonksiyonun semptomatik tedavisinde endikedir (48). Sildenafilin konjestif kalp yetmezliği, pulmoner hipertansiyon ve endotel disfonksiyonunun görüldüğü diğer bazı kardiyovasküler durumlarda yararlı etkileri gösterilmiştir (49)

2.10.4 Sildenafilin kontrendikasyonları:

Nitratlar ile beraber (Nitrogliserin, isosorbid mononitrat, isosorbid nitrat, pentaeritritol tetranitrat, eritritol tetranitrat, isosorbid dinitrat/fenobarbital gibi) verilmesi, non-arteritik anterior iskemik optik nöropatisi olanlarda, ciddi karaciğer yetmezliği, anstabil angina pektoris, geçirilmiş MI, hipotansiyon durumlarında kontrendikedir (48)

3. MATERYAL METOD

Bu çalışma, Dicle Üniversitesi Prof. Dr. Sabahattin PAYZIN Sağlık Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi şartlarında, Dicle Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu (DUHADEK) 10.05.2016 tarih ve 2013-54 sayılı kararı ile etik yönden uygun bulunarak yapıldı.

3.1. Deney Hayvanları

Deney hayvanı olarak, biyomedikal araştırmalarda kullanılan başlıca tür olması, boyutlarının küçüklüğü ve bakımının kolaylığı nedeniyle rat tercih edildi. Bu amaçla, Dicle Üniversitesi Prof. Dr. Sabahattin PAYZIN Sağlık Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (DÜSAM) şartlarında, 40 adet, ortalama ağırlıkları 250 - 300 gr. olan Wistar Albino rat rastgele olarak seçildi. Tüm ratlar çalışma boyunca bir kafeste 5 rat olacak şekilde tutuldu. Ratlar 25°C de 12 saat gündüz, 12 saat gece periyotlarında standart rat yemi su ile beslendi. Su olarak klorlu çeşme suyu kullanılmıştır.

3.2. Deneysel Çalışma

Operasyon öncesi akşamdan sonra aç bırakılan hayvanlara; intramuskuler yoldan 50 mg/kg Ketamin hidroklorür (Ketalar®; Parke Davis, Eczacibaşı,İstanbul, Türkiye) ve 10 mg/kg Xylazine (Rompun®; Bayer AG, Leverkusen, Germany). enjekte edilerek anestezi sağlandı ve deneysel prosedür başlatıldı. Batın bölgesinin traşını takiben

%10’luk povidone iodine solusyonu (Betadine®) ile cilt temizliği yapıldı (Resim 14). Steril koşullarda ratların karın kısmına yapılan orta hat insizyonu ile karın açıldı; karaciğer, diyafragma, hepatoduedonal ligaman ile komşu organlar dikkatlice diseke edildi (Resim 15). Hepatoduedonal ligaman (v.porta, a.hepatica communis ve koledok kanalı) ortaya konuldu. Bir paket lastiği hepatoduedonal ligamanın üstüne yerleştirildikten sonra, 3.0 ipek sütür ile hepatoduedonal ligamanın etrafından dönülerek askıya alındı ve pringle manevrası gerçekleştirilerek iskemi periyodu başlatıldı (Resim 16). 30 dakikalık iskemik periyodu takiben paket lastiği çekilerek sütür gevşetilerek açıldı ve 30 dakikalık reperfüzyon periyodu başlatıldı ve bu sürenin sonunda kalpten kan alınarak hayvanlar sakrifiye edildi.

Çalışmaya toplam 40 adet Wistar Albino dişi rat alındı ve gruplar şu şekilde oluşturuldu:

Grup I (Sham): Hepatoduodenal ligaman disseksiyonu yapıldı, herhangi bir ilaç verilmedi.

Grup II (Kontrol): Grup 1’e ilaveten deneysel çalışmaya başlamadan 15 dakika önce oral gavaj yoluyla (Tmax’a göre) 200mg/kg dozunda oral yolla Sildenafil verildi.

Grup III (İskemi/Reperfüzyon): 30 dk’lık Pringle Manevrasını takiben 30 dk reperfüzyon uygulandı ve herhangi bir ilaç verilmedi.

Grup IV (İskemi/Reperfüzyon+Sildenafil): Grup 3’e ilaveten iskemi periyodu başlatılmadan 15 dakika önce oral gavaj yoluyla (Tmax’a göre) 200mg/kg dozunda oral yolla Sildenafil verildi.

Şekil 12. Batın traşı yapılarak, insizyon bölgesinin Betadine ile boyanması

Şekil 14. Pringle manevrası ile hepatoduedonal ligamanın askıya alınması

Her grupta deneysel işlemlerin sonunda, biokimyasal tetkikler ve histopatolojik incelemeler için kan örnekleri ile karaciğer, her iki akciğer ve böbreklerden doku örnekleri alınmak üzere çıkarıldı. Alınan kan süratle santrifüjlenerek elde edilen plazma, biyokimyasal analizler için plastik ependorf kapaklı tüplere transfer edilerek -

80

o

C derin dondurucuda saklandı. Alınan dokulardan biyokimyasal analizlere uygun olarak separe edildi. Kan ve yabancı doku artıkları serum fizyolojik ile yıkanarak uzaklaştırıldı ve takiben süratle uygun saklama kaplarına (plastik ependorf kapaklı

tüplere) konup -80

o

C derin dondurucuya aktarıldı. Ayrıca patolojik değerlendirme için söz konusu dokular, uygun miktarlarda alınarak %10 formaldehit solüsyonunda plastik ve kapaklı kaplara konularak İlgili plazma ve doku örneklerinde o numuneye özgü parametrelerin analizleri için saklandı.

3.3.Biyokimyasal Analizler:

Kanda total antioksidan seviyesi (TAS) ve total oksidan seviyesi(TOS) analizleri gerçekleştirilirken, dokularda ise total oksidan seviye (TOS) ve TAS analizleri gerçekleştirildi. Ayrıca dokular için oksidatif stres indeksi (OSI) hesaplandı.

3.3.1. Dokuların Homojenizasyonu

Analiz gününe kadar – 80

0

C de saklanan dokular, çalışma günü derin dondurucudan çıkarılıp kuru buz ortamında laboratuara getirildi. Soğuk zincire dikkat edilerek tüpe aktarılan yaklaşık 0,30 - 0,50 gramlık doku parçasına 2 ml Tris–HCl tamponu eklendi. Buz doldurulmuş plastik kap içerisine yerleştirilen tüpteki dokular 1-3 dakika süreyle homojenizatörde ( Ultra Turrax Type T8 , IKA Labortechnic, Germany) 50 mM pH 7.0 fosfat tamponu ( PBS) içinde 14.000 devirde ( rpm) işlem gördü.

Bu sürede son hacim doku ağırlığının 10 katı olacak şekilde tampon eklemesi yapıldı. Homojenat +4

0

C de 30 dakika süre ile santrifüj edildi. Supernatandan TOS ve TAS analizleri için numune alındı.

3.3.2. TOS Analizi

Erel tarafından geliştirilen tam otomatik kolorimetrik bir yöntemdir(50). Örneklerde bulunan oksidanlar ferroz iyon-o-dianisidin kompleksini ferrik iyona oksitlerken ortamdaki gliserol bu reaksiyonu hızlandırarak yaklaşık üç katına çıkarmaktadır. Ferrik iyonlar asidik ortamda “xylenol orange” ile renkli bir kompleks oluştururlar. Örnekte bulunan oksidanların miktarıyla ilgili olan rengin şiddeti spektrofotometrik olarak ölçüldü. Doku TOS değerleri nmol H2O2 equiv /mg protein olarak hesaplanmıştır. 3.3.3. TAS Analizi

Bu yöntem Erel tarafından geliştirilen tam otomatik ve güclü serbest radikallere karşı vücudun total antioksidan kapasitesini ölçebilen güncel bir yöntemdir(50-51). Bu yöntemde; Fe2+-o-dianisidin kompleksi ile hidrojen peroksid Fenton reaksiyonuna girerek OH radikalini oluşumuna neden olur. Bu OH radikali indirgenip düşük pH’da renksiz o-dianisidin molekülüyle etkileşerek sarı-kahverengi dianisidil radikallerini oluşturur. Dianisidil radikalleri ise daha ileri oksidasyon reaksiyonlarına katılarak bu renk oluşumunu artırır. Halbuki analiz örneklerindeki antioksiadanlar bu oksidasyon reaksiyonlarını bastırıp engelleyerek renk oluşumunu azaltmaktadır. Bu reaksiyon otomatik analizörde spektrofotometrik olarak ölçüldü. Kan TAS değerleri hesaplanırken µmol Trolox Equiv/ L olarak, doku TAS değerleri ise nmol Trolox Equiv./mg protein olarak hesaplanmıştır

3.3.4. OSI Analizi

OSI, oksidatif stres derecesinin bir indikatör parametresi olup, formülizasyonu aşağıdaki gibidir:

OSI = ( TOS/ TAS) x 100 (52). 3.4. Histopatolojik Değerlendirme:

Karaciğer, böbrek ve akciğer dokularında hafif düzeyde incinmeden ağır düzeyde incinmeye kadar skorlanarak ortaya konuldu. Dokular % 10 formalin solüsyonu içerisine konup parafin bloklara yerleştirilerek 4-μm’lik kesitler hazırlanır ve hematoxylin-eosin ile boyanarak standart protokol uygulandı. Hepatik iskemi- reperfüzyon hasarı; Grade 0, minimal veya hasar yok; Grade 1, sitoplazmak vakuolizasyon ve fokal nüklerer piknozisi içeren hafif hasar; Grade 2, genişlemiş nükleer piknozis, sitoplazmik hipereozinofili ve intersellüler sınırların kaybını içeren ılımlı şiddetli hasar; Grade 3, hepatik bağların parçalanmanın eşlik ettiği şiddetli nekroz, kanama ve nötrofil infiltrasyonunu içeren şiddetli hasar şeklinde sınıflandırıldı. Hepatik iskemi/reperfüzyona sekonder akciğer hasarı; grade 0, değişiklik yok; grade 1, hafif nötrofil lökosit infiltrasyonu ve hafif - ılımlı intertisyel konjesyon; grade 2, ılımlı nötrofil lökosit infiltrasyonu, perivaskuler ödem formasyonu ve pulmoner yapının parçalanması; grade 3, yoğun nötrofil lökosit infiltrasyonu ve pulmoner yapının tamament harabiyeti olarak tanımlandı. Hepatik iskemi/reperfüzyon hasarına sekonder böbrek hasarı ise; grade 0, diagnostik değişiklik yok; grade 1, tubuler hücrelerin şişmesi, fırça kenarların kaybı, nükleer kaybı gösteren nukleer yoğunlaşmadan tubuler yapıların 1/3’üne kadar uzanan değişiklikler; grade 2, grade 1’e ek olarak tubuler yapıların 2/3’üne kadar uzanan nükleer kayıplar; grade 3, tubuler yapıların 2/3’ünden fazlazını içeren nükleer kayıpları içeren değişiklikler olarak tanımlandı (69).

3.5.İstatistiksel Değerlendirme

Gruplardan elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarıldı. Veriler Medcalc for Windows 11.5 (SPSS Inc., Chicago, IL, USA), paket programına girildi. Gruplar arası karşılaştırma için Kruskal-Wallis varyans analizi kullanıldı İkili karşılaştırma için Mann- Whitney U testi kullanıldı. (P< 0.05) seviyesi anlamlı olarak kabul edildi. Parametreler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesinde Spearmen korelasyon testi kullanıldı.Hitopatolojik ve biyokimyasal değerler için ortalama(minumum, maksimum) değerler kullanıldı

4. BULGULAR

4.1. Plazma TAS ve TOS sonuçlarının değerlendirilmesi

Gruplar arasında plazma TAS ve TOS değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark izlendi (p<0.0001). (Şekil 1 ve 2).

T A S 2,5 2,0 1,5 1,0 0,5 0,0

IR IR+Sildenafil Sham Sildenafil Gruplar

Şekil 15. Plazma TAS düzeylerinin gruplar arasında dağılımı

T O S 200 180 160 140 120 100 80 60 40 20

Şekil 16. Plazma TOS düzeylerinin gruplar arasında dağılımı

TAS ve TOS değerleri açısından sham ve sildenafil grubu karşılaştırıldığında; anlamlı fark gözlenmedi (sırasıyla P = 0,6365 ve P = 0,9164). Sham grubuyla iskemi/reperfüzyon ve iskemi/reperfüzyon + sildenafil grupları karşılaştırıldığında; sham grubunda TAS ve TOS değerleri anlamlı olarak daha düşüktü (sırasıyla iskemi/reperfüzyon grubu için P = 0,0157 ve P = 0,0274 ve iskemi/reperfüzyon+sildenafil grubu için p=0,0016 ve P = 0,0117).

Sildenafil grubuyla iskemi/reperfüzyon ve iskemi/reperfüzyon + sildenafil grupları arşılaştırıldığında; sildenafil grubunda TAS ve TOS değerleri daha düşüktü (TAS için sırasıyla P = 0,0054 ve p<0,001; TOS için P = 0,0033 ve p<0,001). iskemi/reperfüzyon ve iskemi/reperfüzyon + sildenafil grupları grupları karşılaştırıldığında, iskemi/reperfüzyon grubunda TAS değerleri anlamlı olarak daha düşük (P = 0,0274) iken, TOS değerleri açısından anlamlı farklılık saptanmadı P = 0,0274. Plazmaya ait TAS ve TOS değerlerinin gruplara göre dağılımı Tablo 1’de verilmiştir.

Tablo 1. Plazma TAS ve TOS düzeylerinin gruplara göre dağılımı

Grup Ortanca Minumum Maksimum

değer değer Değer

TAS Sham 1,2150 1,12 1,49

(μmol Trolox Sildenafil 1,18 1,02 1,39

Equiv/ L)

IR 1,4550 1,22 1,59

IR+Sildenafil 1,657 1,39 2,05

TOS Sham 56,915 44,14 158,03

(nmol Trolox Sildenafil 65,525 34,55 89,77

Equiv/mg

IR 118,67 72,49 161,07

IR+Sildenafil 126,945 107,37 197,84

TAS= Total Antioksidan status, TOS= Total oksidan status, IR=Iskemi/Reperfüzyon

4.2. Karaciğer dokusunda TAS, TOS ve histopatolojik sonuçların değerlendirilmesi Gruplar arasında karaciğer dokusunda TAS ve TOS değerleri karşılaştırıldığında arasında istatistiksel olarak anlamlı fark izlenirken (Sırasıyla P = 0,012766 ve P = 0,004081). (Şekil 3 ve Şekil 4); histopatolojik skorlar karşılaştırıldığında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmedi (P = 0,1244).

3,0 2,5 T A S 2,0 1,5 1,0 0,5

IR IR+Sildenafil Sham Sildenafil Gruplar

Şekil 18. Karaciğer dokusu TOS değerlerinin gruplar arasında dağılımı

Sham ve sildenafil grubu karşılaştırıldığında; sildenafil grubunda karaciğer dokusunda TAS ve TOS değerleri daha yüksekti (sırasıyla p = 0,0063 ve p = 0,0274).

Sham grubuyla iskemi/reperfüzyon ve iskemi/reperfüzyon + sildenafil grupları karşılaştırıldığında; Sham grubunda karaciğer TAS düzeyleri iskemi/reperfüzyon ve iskemi/reperfüzyon + sildenafil gruplarına göre daha yüksek olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (sırasıyla p = 0,0826 ve p = 0,6434). Karaciğer TOS düzeyleri ise iskemi/reperfüzyon grubunda sham grubunda iskemi/reperfüzyon göre anlamlı olarak daha düşükken (p = 0,0078), sham grubu ile iskemi/reperfüzyon + sildenafil grubu arasında anlamlı fark gözlenmedi (p = 0,2976).

iskemi/reperfüzyon + sildenafil grubuyla sildenafil ve iskemi/reperfüzyon grupları karşılaştırıldığında; iskemi/reperfüzyon+sildenafil grubunda karaciğer dokusunda TAS düzeyleri anlamlı olarak daha yüksek olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (sırasıyla p = 0,2774 ve p = 0,6434). Karaciğer TOS düzeyleri ise iskemi/reperfüzyon ve sildenafil gruplarında iskemi/reperfüzyon + sildenafil grubuna göre anlamlı olarak daha yüksekti (P = 0,0127 ve P = 0,0151).

Sham ve sildenafil grubunun karaciğer dokusuna ait histopatolojik skorları değerlendirildiğinde anlamlı fark gözlenmedi (P = 0,6015). Sham ve iskemi/reperfüzyon grupları karşılaştırıldığında sham grubunda skorların daha iyi olduğu gözlendi (p = 0,6815). iskemi/reperfüzyon + sildenafil grubu ile sham grupları karşılaştırıldığında sham grubunda skorların daha iyi olduğu gözlendi (P = 0,0260). iskemi/reperfüzyon + sildenafil grubu ve iskemi/reperfüzyon grupları karşılaştırıldığında, iskemi/reperfüzyon + sildenafil grubunda sonuçlar daha iyi olmasına rağmen aralarında istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmedi (p = 0,6815).

Tablo 2. Karaciğer dokusunda TAS ve TOS değerlerinin gruplara göre dağılımı

Grup Ortanca Minumum Maksimum

değer değer Değer

TAS Sham 2,790 2,6500 2,910

(nmol Sildenafil 2,715 2,6400 2,820

Trolox IR 2,850 0,2000 2,910

Equiv./mg) IR+ Sildenafil 2,735 2,2000 2,950

TOS Sham 78,875 56,7300 106,490

(nmol H2 Sildenafil 102,800 82,1800 121,800

O2 equiv IR 61,540 46,7800 75,980

/mg) IR+ Sildenafil 63,215 27,1200 205,480

TAS= Total Antioksidan status, TOS= Total Oksidan status, IR=Iskemi/Reperfüzyon 4.3. Böbrek dokusunda TAS, TOS, ve histopatolojik sonuçların değerlendirilmesi Gruplar arasında böbrek dokusunda TAS ve TOS değerleri karşılaştırıldığında TAS değerleri arasındaki fark anlamlı değil iken, TOS değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (sırasıyla P = 0,362117 ve P = 0,004148). (Şekil 5 ve Şekil 6).

3,0 2,5 2,0 T A S 1,5 1,0 0,5 0,0

IR IR+Sildenafil Sham Sildenafil Gruplar

Şekil 19. Böbrek dokusunda gruplar arasında TAS değerlerinin dağılımı

220 200 180 T O S 160 140 120 100 80 60 40 20

IR IR+Sildenafil Sham Sildenafil Gruplar

Şekil 20. Böbrek dokusunda TOS değerlerinin gruplar arasında dağılımı

Sham ve Sildenafil grupları karşılaştırıldığında; Sham grubunda böbrek dokusunda TAS değerleri daha yüksek olmasına rağmen, aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi

(P = 0,0587). TOS değerleri Sildenafil grubunda anlamlı olarak daha yüksekti (P = 0,0117). Sham ve iskemi/reperfüzyon grupları karşılaştırıldığında TAS ve TOS değerleri açısından anlamlı fark gözlenmedi. (sırasıyla p = 0,4306 ve p = 0,0641).

Sham ve iskemi/reperfüzyon + Sildenafil grupları karşılaştırıldığında; TAS ve TOS değerleri arasındaki fark anlamlı değildi (sırasıyla p = 0,4309 ve p = 0,2936). İskemi/reperfüzyon ve iskemi/reperfüzyon + Sildenafil grupları karşılaştırıldığında, iskemi/reperfüzyon grubunda böbrek dokusunda TOS değerleri daha yüksek, TAS değerleri ise daha düşüktü. Ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (P>0,05). Sham ve Sildenafil grubunun böbrek dokusuna ait histopatolojik skorları değerlendirildiğinde; skorlar Sildenafil grubunda daha iyiydi, ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p = 0,3329). Her iki grubun histopatoloji skorları iskemi/reperfüzyon ve iskemi/reperfüzyon + sildenafil grubuyla karşılaştırıldığında; sham grubunun skorlarının daha iyi olduğu ve bunun istatistiksel olarak anlamlı olduğu görüldü (p>0.05). İskemi/reperfüzyon ve iskemi/reperfüzyon + Sildenafil grubunun skorları değerlendirildiğinde; iskemi/reperfüzyon + Sildenafil grubunda skorların kısmen daha iyi olduğu, ancak bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görüldü (p>0.05)( Şekil 7).

6 5 4 Kidhp 3 0 1 2 2 1 0 IR IR+Sildenafil ShamSildenafil Gruplar

Şekil 21. Böbrek dokusuna ait histopatolojik değerlendirme bulgularının gruplar arasında dağılımı

Böbrek dokusuna ait TAS ve TOS değerleri ile histopatolojik bulguların gruplara göre dağılımı Tablo 3’de verilmiştir.

Tablo 3. Böbrek dokusunda TAS ve TOS değerlerinin gruplara göre dağılımı

Grup Ortanca Minumum Maksimum

değer değer Değer

TAS Sham 2,790 2,6500 2,910

(nmol Sildenafil 2,715 2,6400 2,820

Trolox IR 2,850 0,2000 2,910

Equiv./mg) IR+ Sildenafil 2,735 2,2000 2,950

TOS Sham 78,875 56,7300 106,490

(nmol H2 Sildenafil 102,800 82,1800 121,800

O2 equiv IR 61,540 46,7800 75,980

/mg) IR+ Sildenafil 63,215 27,1200 205,480

TAS= Total Antioksidan status, TOS= Total Oksidan status, IR=Iskemi/Reperfüzyon

4.4. Akciğer dokusunda TAS, TOS, ve histopatolojik sonuçların değerlendirilmesi Gruplar arasında akciğer dokusunda TAS ve TOS değerleri karşılaştırıldığında

değerleri

arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (sırasıyla p = 0,001485 ve p=0,004148) (Şekil8 ve 9). 3,0 2,5 T A S 2,0 1,5 1,0 0,5

IR IR+Sildenafil Sham Sildenafil Gruplar

160 140 T O S 120 100 80 60 40 20

IR IR+Sildenafil Sham Sildenafil Gruplar

Şekil 23. Akciğer dokusunda TOS değerlerinin gruplar arasında dağılımı

Sham ve kontrol grubu karşılaştırıldığında; Sham grubunda akciğer dokusunda TAS değerleri anlamlı olarak daha yüksekken, TOS düzeyleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (sırasıyla p=0,0028 ve p=0,8336)

Sham ve iskemi/reperfüzyon grupları karşılaştırıldığında, TAS ve TOS değerleri aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (sırasıyla p = 0,1893 ve p = 0,9164). Sham ve iskemi/reperfüzyon + Sildenafil grupları karşılaştırıldığında; benzer şekilde sham grubunda TOS düzeyi anlamlı olarak daha yüksekken TAS değerleri açısından anlamlı fark gözlenmedi (sırasıyla P = 0,0209 ve P = 0,0661).

İskemi/reperfüzyon ve iskemi/reperfüzyon + Sildenafil grupları karşılaştırıldığında; akciğer dokusu TAS ve TOS değerleri açısından aralarındaki fark anlamlı değildi (sırasıyla P =0,3720 ve P = 0,0742).

Sham ve sildenafil grubunun akciğer dokusuna ait histopatolojik skorları değerlendirildiğinde; istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı.

Sham grubunun histopatoloji skorları iskemi/reperfüzyon ve iskemi/reperfüzyon + sildenafil grubuyla karşılaştırıldığında, sham grubunun skorlarının her iki gruptan daha

Benzer Belgeler