• Sonuç bulunamadı

4) Toplumsal-kültürel gürültü kaynakları: İletişim sürecinde bulunan tarafların bilgi düzeyleri, kültürel çevre ve yaşantılar arasındaki farklılıklar vb.

2.1.1.2. İletişim Çeşitler

2.1.1.2.2. Sözsüz İletişim (Beden Dili)

İletişim, çeşitli amaçlara varmak için sözcüklerin ve diğer simgelerin kullanılmasıdır. Belli yüz ifadeleri, vücut hareketleri ve görünüm, bu diğer simgelerden birkaçıdır (Sayers ve diğer., 1993: 9). Sözsüz iletişim, göndericinin, kasıtlı ya da kasıtlı değil, söz kullanmadan gönderdiği iletilerdir. Bu iletiler insanların algıladıkları ve anladıkları zaman iletişimi meydana getirirler (Caputo ve diğer., 1994: 150).

Sözsüz iletişim, bilim adamlarına göre insanoğlunun konuşmayı becermeden önce iletişim kurabildikleri bir yöntem idi. Sözsüz iletişim, iletişimin giderek daha da artan bir ilgiyle araştırıldığı bir türüdür. Sözsüz iletişim, ne gönderildiğinden çok nasıl gönderildiği ile ilgilidir. Sözcüklere gerek duymadan insanların iletişim kurarken bulundukları konumun sözsüz resmidir. Bakışlar, giyim, beden duruşu, aradaki fiziksel mesafe, sesle ilgili özellikler, jestler ve mimikler gibi unsurlar sözcükleri kuru bir metinden çıkararak ete kemiğe büründürür.

Genellikle sözsüz iletişim, sözlü iletişim iletilerinden daha güvenilir bulunur. Bazen insanlar, gerçek duygu ve düşüncelerini dile getirmezler ya da getiremezler. Söyledikleri, söylemek istediklerinden farklı olur. İşte bu durumda,

sözsüz iletişim, kişinin gerçekte ne söylediğini ya da söylemek istediğini anlamada güvenilir bir kaynak olarak devreye girer (Gürgen, 1997: 85).

Albert Mehrabian’ın beden, ses ve sözcüklerin iletişimi ne kadar etkilediğini belirlemek için yaptığı araştırmada iletişimde; beden dilinin %55, sesin %38 ve sözcüklerin de %7 oranında etkili olduğu belirlenmiştir. Mehrabian’ın elde ettiği sonuçlara göre sözel olmayan davranışlar aracılığı ile gönderdiğimiz mesajlar söylediklerimizden daha etkilidir (Wikipedia).

İletişimin birincil aracı sözcüklerdir. Sözsüz iletişim kanalları olarak adlandırılan ikincil araçlar sözcükleri destekleyen öğelerdir. Bunlar jestler, hareketler, materyal kullanımı, zaman ve mekanın kullanımıdır (Tutar ve diğer., 2003: 33)

Cüceloğlu’na göre (1997: 34), sözsüz iletişim etkilidir, duyguları belirtir, çift anlamlı iletişim olanağı yaratır ve yoruma açıktır. Caputo ve diğerleri (1994: 152-153) ise sözsüz iletişimin özelliklerini aşağıdaki gibi sıralamışlardır:

• Sözsüz iletişim süreklidir.

• Sözsüz iletişim kasıtlı ya da kasıtsız olabilir.

• Sözsüz iletişim duyguları ifade etmenin birinci yoludur. • Sözsüz iletişim belirsizdir.

• Sözsüz iletişim toplumsal etkileşimin göstergesidir.

Beden dili, insanların ilk anlaşma aracı ve ilk dili olmuştur. Beden, varlığımızın dünyaya açılışıdır. Kendimizi ve başkalarını ancak kendi bedenimizle algılayabiliriz. Toplumsal statü ve bir grup içindeki hiyerarşi, bireyin kendisini grup içinde algılayışı, grubun yapısı ve insanların toplumsal konumları beden dilleriyle anlaşılır. Genellikle insanlar iletişimin yapılandırılmasında sözcüklerin daha önemli olduğunu düşünürler (Gürgen, 1997: 85).

Beden dili jestlerle ve mimiklerle gerçekleşir. Yüz kaslarının bir anlam ifade eden ya da bir anlam yaratmak için kullanımı, mimikleri, baş, el, kol, ayak-bacak hareketleri ya da bedenin tümünün kullanımı jestleri oluşturur (Zıllıoğlu, 1993: 191).

Beden dili istemli ve istemsiz olmak üzere iki çeşittir. İnsanlar sözlü iletişimde bulunurken sözlerinin etkisini artırmak için bazı davranışlarda bulunurlar. El, kol ve baş hareketleriyle konuşmalarına destek verirler. Bu davranışlar önceden tasarlanmıştır. İstemli beden dili hareketleri planlı ve kasıtlıdır. Amaç, iletişimde etkiyi artırmak ve hedefi veya hedef kitleyi konuya yaklaştırmaktır. İnsan bazen de iletişimi desteklemek için bilinçli bazı hareketlerde bulunmaz. Bu davranışlar istemsiz olarak meydana gelir (Türkmen, 1998: 23-24).

Sözsüz iletişimi, vücut duruşu, genel görünüş ve göstergeler, mekan kullanımı, zaman kullanımı, mimikler ve jestler, göz hareketleri, ses nitelikleri, susma, fiziksel temas olarak inceleyebiliriz (De Vito, 1985: 126, Durmaz, 2006: 28, Fiske, 2003: 94-98, Küçükahmet, 2003: 131, Tutar ve diğer., 2003: 33, Zıllıoğlu, 1993: 183-217).

Vücut Duruşu: Vücudun duruşu (oturma, ayakta durma, uzanma vb.),

insanın kendini başkalarına göre konumlandırması, yönelmesi belli iletiler verir. Genel Görünüş ve Göstergeler: Genel görünüş; giyim kuşam, insanların

kılık kıyafetleri, giysilerinin renkleri ve biçimleri, giyim kuşamla ilgili süsleri, aksesuarları, kilosu, boy uzunluğu, saçlar ve diğer unsurlar kişiler arası ilişkilerde anlam taşırlar. Statü ve cinsiyet, bu göstergeleri yakından ilgilendirir. Göstergeler başkalarına ileti verme gibi işlevlerinin yanı sıra kişinin psikolojik durumunun dışa vurumu olarak da görülebilir.

Mekan Kullanımı (proxemics): İletişimin meydana geldiği çevrenin

Edward T. Hall, kişisel mekanı kullanma konusunu incelemiş ve Amerikan kültürünün gözleminden hareketle kişiler arasında, ilişkilere göre değişen, aynı zamanda da onları tanımlayan dört temel mesafe belirlemiştir (Akt. Zıllıoğlu, 1993: 206-207):

1. İçlidışlı (intimate) mesafe: Mahrem mesafe olarak da tanımlanan bu mesafenin gövdeden itibaren 35 cm’lik bir çapı vardır. Vücut temasına ya da çok yakın duruşlara olanak veren mesafe çok yakınlık duyulan kişiler için, izin verildiği zamanda ve ölçüde geçerlidir.

2. Samimi (personel) mesafe: Gövdeden itibaren 40-80 cm arasında değişen bir çapı vardır. Yakın arkadaşlar, akrabalar, tanıdıklar genelde bu mesafede iletişimde bulunurlar.

3. Toplumsal (social) mesafe: 80 cm-2 m arasında değişen ikincil, resmi ilişkilerin gerçekleştiği mesafedir.

4. Yabancılar için (public) mesafe: Toplumsal mesafenin bitim noktasından genişleyen bir mesafedir ve yabancılar içindir.

Hall, kişiler arası ilişkilerde mesafe kullanımının kültürden kültüre değiştiğini, her kültürde kişisel mesafenin sınırlarının farklı olduğunu vurgulamıştır (Zıllıoğlu, 1993: 207).

İletişim kurulacak fiziki çevrenin kullanımına göre bazı iletiler vermek mümkündür. Örneğin bir masada kişilerin masanın neresinde oturdukları ve birbirlerine karşı pozisyonları kişiler arasında bazı anlamlar taşıyan iletilerdir (Hargie, 1993: 53).

Zaman kullanımı: Her toplumun bir zaman algısı vardır. Bir yerde zamanında bulunma ya da bulunmama genelde ilişkiye, kişiye verilen önem açısından değerlidir (Zıllıoğlu, 1993: 208-209). Ayrıca insan ilişkilerinde iletişim için karşı tarafa ayrılan zamanın uzunluğu veya kısalığı verilen değerin ya da kişinin zamının sınırlı kullanımının bir sonucudur.

Mimikler ve jestler: Yüz ifadeleri olarak kaş, ağız, burun pozisyonları ve bunların farklı biçimler alarak ileti vermelerini sayabiliriz. Jestler (kinesics), eller, kollar ve başın aldığı pozisyonlar iletilere anlam katar. Bunlara onaylama veya reddetme anlamına gelen baş hareketlerini de katabiliriz. Eli önde veya arkada bağlama, ayak ayak üstüne atma, ayağı sertçe bir şeye vurma, başı öne veya yanlara eğik tutma gibi.

Göz Hareketleri: Göz hareketlerimizle birçok duygusal ifadeyi açığa

vururuz. Özellikle göz teması kurma ya da kurmama kişinin psikolojik durumu veya karşıdakine olan tavrı anlamında önemli göstergelerdir. Egemenlik kurma, meydan okuma, samimi olma gibi anlamları da içerebilir.

Ses Nitelikleri (paralanguage): Konuşmaya etki eden ses ipuçları ve diğer çevresel seslerden oluşur. Sesteki tizlik, baslık, ton ve ifadeyi bir de konuşmanın hızını kapsar (Durmaz, 2006: 31).

Susma: Susma, iletişimi genişletmekte kullanılan başka bir yoldur. Önemli bir husustan önce veya sonra yapılan bir duraklama, konunun önemini belirtir ve vurgular (Küçükahmet, 2003: 131). Aynı zamanda ilgisizlik veya kızgınlık belirtisidir.

Fiziksel Temas: Yüksek statülerde olanlar astlara göre iletişime girmekte daha rahat ve avantajlı olmaktadırlar. Elle yapılan dokunma hareketleri zaman zaman etkili olur (Durmaz, 2006: 31). Karşıdakinin sırtına veya omzuna dokunma, el sıkma gibi. Sosyal değerlere göre insanlar bunların çeşitliliğini ve dozunu ayarlayabilirler.