• Sonuç bulunamadı

3. İSTENMEYEN ÖĞRENCİ DAVRANIŞLARI

3.5. İstenmeyen Davranışların Önlenmesinde Öğretmenlerin Kullandığı Yöntemler

3.5.2. Sözel Olan Öneriler

Öğrencilerin istenmeyen davranışları sözel olmayan yöntemleri kullanarak giderilmediğinde, öğretmen sözel olan önlemleri kullanarak eğitim- öğretim faaliyetlerinin daha fazla olumsuz etkilenmesine engel olmalıdır.

1) Soru Sorma: Öğrenme-öğretme süreci esnasında istenmeyen bir davranışta bulunan öğrenciye soru sorarak derse dönmesi sağlanabilir. Korkmaz (2005)’a göre soru iki amaçla sorulabilir. Bunlardan birincisi o an anlatılan konu ile ilgili bir soru öğrenciye yöneltilebilir. Burada sorulan sorunun ne çok rahat cevaplanabilecek nitelikte kolay, ne de cevaplanması mümkün olmayacak kadar zor olmamasına özen gösterilmelidir. İkinci olarakta öğrencinin yaptığı davranışla ilgili olarak soru sorulabilir. Böylece hem öğrenci hem de diğer öğrenciler yapılan davranışın yanlış olduğunu anlamış olurlar.

2) Uyarma: Bazen öğrenciler sadece yaptığı davranışın istenmezliğini değil, o anda o davranışı yaptığının da bilincinde olamayabilirler. Böyle durumlarda uyarma, hem bilmeyi hem de anlamayı sağlayıcı olarak

kullanılabilir (Başar, 2005). Durukan ve Öztürk, (2005)’ e göre uyarma iki şekilde olmaktadır. Birincisi sadece istenmeyen davranışı yapan öğrencinin duyacağı şekilde, ikincisi ise istenmeyen davranışı yapan öğrenciye değil de genel olarak tüm sınıfa yapılan genel bir uyarıdır. Ancak yapılan uyarı hangi tür olursa olsun önemli olan öfkeli ya da alaylı bir üslupla yapılmamasıdır.

3) Kuralları Hatırlatma: Sınıf kuralları, öğrencilerin davranışlarına yön vermek amacıyla daha önceden belirlenmiş ilkelerdir. Bu kurallar sayesinde öğrenci kendisinden beklenenleri ve beklenmeyenleri önceden bilerek davranışlarını ona göre düzenlemektedir. Öğretmenin sene başında öğrencilerle birlikte belirleyeceği sınıf kuralları onu tekrar tekrar karar alma sıkıntısından kurtarır, tarafsız davranmasına yardımcı olur ve beklentilerinin benimsenmesini sağlar (Sarıtaş, 2003). Ancak kurallar oluşturulurken, kesinlikle değişmez ve mutlak doğrular şeklinde olmamalıdır. Bu durum hem işlemeyen ve hatalı kuralların değiştirilmesini engellediği gibi aynı zamanda katı kuralcılık anlayışı öğrencilerin kişilik gelişimlerini de olumsuz etkiler (Aydın, 2010).

Sınıfta birden çok öğrencinin istenmeyen davranış göstermesi durumunda öğretmen öğrencilerin bu davranışlarını engellemek için öğretim yılının başında birlikte hazırladıkları kuralları hatırlatarak onların kurallara uygun davranmalarını sağlayabilir (Durukan ve Öztürk, 2005). Böylece hem istenmeyen davranışlar engellenmiş olur, hem de öğrencilerin kuralları hatırlamaları sağlanmış olur.

4) Sınıf Dışında Görüşme: Öğretmenin sınıf içerisinde aldığı bütün önlemlere rağmen öğrencinin istenmeyen davranışları devam ediyorsa öğretmen öğrenciyle sınıf dışında konuşmayı denemelidir. Böylece diğer öğrencilerin yanında alınacak olumsuz tepkilerinde önüne geçilmiş olur. Ayrıca sınıf dışında konuşmak öğretmene düşünmek ve plan yapmak için de zaman kazandırır (Başar, 2005). Görüşme sonucunda öğrenci yine aynı davranışları yapmaya devam ederse, kurallar hatırlatılarak

tercih kendisine bırakılmalı ve sorunlu davranışlarını düzeltmezse durumdan ailesinin haberdar edileceği bildirilmelidir (Öztürk, 2003). 5) Okul Yönetimi ve Rehber Öğretmenle İşbirliği: Sınıf içerisinde

oluşabilecek ufak bazı sorunları öğretmen kendisi çözebilir. Ancak davranış problemlerinin düzeltilmesi kollektif bir çalışmayı gerektirir. Bu gibi durumlarla karşılaşan öğretmen okul yönetimi ve rehber öğretmenle işbirliği içerisine girmelidir. Özellikle okulun şartlarından kaynaklanan sorunlarda öğretmenin okul yönetimi ile işbirliği yapması gerekli önlemlerin alınması hususunda davranışın bir daha tekrarlanmaması için yararlıdır (Başar, 2005).

6) Aile ile İşbirliği: Aile çocuğun içinde bulunduğu ilk toplumsal yapıdır. Öğrenci, okula bu küçük toplumsal yapıda edindiği kültür ile gelmektedir. Bu nedenle okulda gösterdiği bazı olumsuz kabul edilen davranışlar belki de ailesinde normal karşılanıyor olabilir. Bu nedenle öğrencinin davranış problemlerini düzeltmek isteyen öğretmen öğrencinin ailesi ile de iletişime geçerek onların da yardımını almaya çalışmalı ve onlara davranışın okuldaki olumsuzluğu hakkında bilgi vermelidir (Başar, 2005). Ancak öğretmen veli ile görüşürken öğrencinin hep olumsuz yönlerini, değil olumlu yönlerini de göstererek velinin desteğini almayı bilmeli, onu çocuğu hakkında umutsuzluğa sürüklememelidir.

7) Ceza: Ceza; öğretmenin, öğrencinin istenmeyen davranışına karşılık onu hoşuna giden şeylerden alıkoyması ya da öğrencinin hoşuna gitmeyen işler yaptırmasıdır (Korkmaz, 2005). Diğer bir ifade ile ceza, istenmeyen bir davranışın ortaya çıkma olasılığını azaltan ve bireyin hoşuna gitmeyen uyaranlardır (Erden ve Akman, 1995). Verilecek cezalar mutlaka bir amaca yönelik olmalıdır ve eğitimde fiziksel cezadan kesinlikle uzak durulmalıdır. Cezanın anlamlı olabilmesi için öğrencinin psikolojik, zihinsel ve ahlaki gelişimine uygun olmasına dikkat edilmelidir. Bununla birlikte eğer ceza verilecekse yapılan davranışla orantılı olmayan ölçüsüz ceza uygulamaları istenilen sonucu vermez (Başar, 2005). Eğitimde cezanın amacı; öğrenciye kendi davranışlarını

yönetmek için gerekli olan yeterliği edindirmektir (Durukan ve Öztürk, 2005).

Cezanın iki türlü kullanımı vardır. Bunlar birinci tür ceza ve ikinci tür ceza olarak şu şekilde incelenmektedir:

Birinci Tür Ceza: İstenmeyen uyaranın davranışı izlemesi sonucunda, davranışın gelecekte oluşumunun zayıflamasıdır. Örneğin, beden üzerinde aşırı güç kullanımı, yüksek ses ve ışık verme gibi (Yüksel, 2007).

İkinci Tür Ceza: Davranışın devam etmesini sağlayan pekiştireçlere son verilmesi sonucunda davranışın ileride oluşmasının zayıflamasıdır (Yüksel, 2007). Davranışı sürdürdüğü bilinen pekiştireçlerin geri çekilmesine bağlı olarak davranışın ileride olmasının azalmasına sönme; sahip olunan pekiştireçlerin kısmen yitirilmesine bağlı olarak davranışın ileride olmasının azalmasına tepkinin bedeli denir (Özyürek, 2008).

Ceza, öğrenci davranışlarını değiştirmede uzun sürede etkisizdir, bu nedenle öğretmenler olabildiğince cezadan çok övgü ve ödülü kullanmalıdır (Yiğit, 2011). Bu sebeple, öğretmenler öğrencilerinin olumlu davranışlarını çeşitli şekillerde ödüllendirerek bu tip davranışların devamlılığını sağlamalıdır.

İstenmeyen davranışları değiştirmede kısa sürede etkili olan cezanın Korkmaz (2005)’a göre etkileri ve sonuçları şunlardır:

 Ceza bireyin yaşamında ceza ile ilgisi olmayan istendik davranışların kazanılmasını engellemektedir.

 Öğrencisini sınıfta sert bir şekilde cezalandıran öğretmen diğer öğrenciler için iletişim ve etkileşimlerinde uygunsuz bir model oluşturur.  Cezanın bir diğer etkisi bireye çok sık uygulanması sonucunda düzeltici

etkisini giderek kaybetmesidir.

Cezanın doğrudan bir kontrol aracı olarak kullanılması durumunda Sarıtaş (2003)’a göre şu ilkelere özen gösterilmelidir:

 Ceza keyfilik arz etmemelidir.

 Cezai işlem gizli olarak yapılmalıdır.  Cezanın hak edildiği düşünülmelidir.  Cezai önlem hemen alınmalıdır.  Cezai önlem caydırıcı olmalıdır.  Ceza, suça uygun olmalıdır.  Ceza suçluya da uygun olmalıdır.

Eğitim süreci içerisinde istenmeyen davranışları engellemek için öncelikle diğer yöntemler kullanılmalıdır. Eğer tüm bunlara rağmen davranış yine de devam ediyorsa ceza kullanılabilir ancak cezayı onun bir türü olan fiziksel ceza ile özdeşleştirmemek gerekir. Zira eğitimde fiziksel cezanın uygulanması istenmeyen davranışın düzeltilmesinden çok başka olumsuzlukların doğmasına sebep bile olmaktadır. Cezanın uygulanması kaçınılmaz olduğunda da bunu ceza ilkelerini göz önünde bulundurarak öğrencinin kişiliğini zedelemeden ona fayda sağlayacak bir biçimde uygulamak gerekir.

3.6.

Öğretmen-Veli İletişiminin İstenmeyen Öğrenci

Benzer Belgeler