• Sonuç bulunamadı

1. GİRİŞ

1.7. Genel Bilgiler

1.1.10. Spor ve Ritim

Agdiniotis (2009)’e göre ritim; hareketlerin temel karakteristiği olup gelişim, performans ve motor yeteneklerin öğrenilmesinde önemli bir etkendir. Ritim her

27

insan hareketine katkı sağlar ve hayatların dengeli olmasına katkıda bulunur. Ritim kelimesi kökeninde bir şeylerin sürekli taşınması, akması anlamından türemiştir.

Bütünü oluşturan bağlantılı hareketler dizisi; işitme, görme ve kinestetik duyular tarafından tasarlanan enerjinin temporal örüntüsüdür. Ritim harekette kullanıldığı anda basit kas gruplarını aktif hale getirir. Ritim, beyin ile vücut arasında hızlı ve düzenli bir iletişim aracıdır. Bu nedenle ritim eğitiminin asıl amacı, beyin ile vücut arasında dengeyi oluşturmaktır (Gehrkens, 1944).

Sporcular yaptıkları spor branşlarına göre değişik kas gruplarını çalıştırır ve bedensel becerilerini ortaya çıkartırlar. Spor eğitiminde yaratıcılık esastır.

Dolayısıyla sporcuların yaratıcılığını ve tekniğini geliştirerek, bedensel becerilerini kazanmalarına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Sporcuların yaptığı bu çalışmaların temelinde ritim vardır (Doğan, 1998). Ritim hareketlerdeki zamansal boyutu ifade etmektedir. Spor açısından bakacak olursak temel teknik becerilerin kullanımındaki ritim olarak düşünmek gerekir. Kesik kesik olmayan hareket becerileri ritim yetisi ile alakalıdır (Topkaya, 2013). Ritim yeteneği sporcularda dışarıdan verilen bir ritmi algılamasını ve bir motor eylemde onu yeniden ortaya çıkarmasını sağlar. Ritim yeteneği aynı zamanda motor bellekte mevcut olan bir ritmi yeniden ortaya çıkarmaya olanak tanır (Minz, 2003).

Ritim sportif etkinliklerin çoğunda uygulanır. Mesela; basketbolda potaya gidiş, top sürme, turnike, dripling gibi atletizmde ise koşular gibi hareketler belirli bir dinamizm içerirler (Sayın, 2011). Sporcuların egzersizlere tahammül etmesi, vücudunu eğiterek zorlu çalışmalara dayanması, ritim duygusunu geliştirmeye istekli olması gerekir. Ritim duygusunun geliştirilmesi, yapmış olduğu spor branşındaki hareket kabiliyetlerini ve yaratıcılığının gelişmesine destek olur (Langhans ve Lau,1972).

İmamoğlu ve İmamoğlu (2018)’e göre oryantiring sporunda hareketlerin ritmik bir şekilde yapılması sonuca etki etmektedir. Açık alanda koşan sporcu bir anda sekme, yana kayma veya sıçrayarak atlama gibi diğer hareket becerilerine geçiş yapmak zorunda kalır yer değiştirme becerileri arasındaki geçişlerde hareket ritimleri kaybolsa bile yeniden ritmin yakalanması esastır. Dolayısıyla sporcuların ritim becerilerini geliştirmeleri gerekir. Moreno (2001) ise spor ve futbolcular ile ilgili

28

çalışmasında, futbolcuların yer değiştirme, top ile yer değiştirme, yan geziler ve geriye doğru hareketlerinde ritim becerilerinin gelişmiş olmasına vurdu yapmıştır.

Temel motorik becerilerden koordinasyon yeteneği de kendi arasında reaksiyon, ritim, denge, kinestetik ayrım/ayrıştırma, zaman -mekan oryantasyonu olarak beşe ayrılmaktadır. Bu yetenekler özellikle çocukluk döneminde ve ergenlik döneminde ek teknik antrenmanlarla pratik edilmelidir (Tsetseli ve ark., 2010).

1.2. Akademik Başarı

Demirtaş ve Çınar’a (2004) göre başarı, istenen sonuca ulaşma, güdülen amaca erişme, isteneni elde etme olarak tanımlanabilir. Erdoğdu (2006) ise başarıyı,

“başarı istenilen bir sonuca ulaşma yönünde bir ilerlemedir” şeklinde tanımlamaktadır.

Akademik Başarı: Okulda okutulan derslerde geliştirilen ve eğitimcilerce takdir edilen notlarla, test puanlarıyla veya her ikisi ile belirlenen beceriler veya kazanılan bilgilerin ifadesidir (Erdoğdu, 2006). Arıcı (2007)’ye göre ise öğrencinin psikomotor ve duyuşsal gelişiminin dışında kalan, bütün program alanlarındaki davranış değişmelerini ifade eder. “Öğrencinin birtakım bilgi ve beceri kazanmayı gerektiren konularda istenilen düzeyde yeterlilik göstermesi ya da kendisine ölçme araçları uygulanan öğrencinin olumlu tepkileriyle ortaya çıkan sonuç” tur.

Her ne kadar “başarı” ve “akademik başarı” terimleri farklı kavramlar gibi görünse de, literatür incelendiğinde bu iki terimin içi içe geçmiş olduğu ve çoğunlukla “başarı” teriminin akademik başarıyı da kapsar nitelikte kullanıldığı görülmektedir. Güleç ve Alkış’a (2003) göre, başarı okul ortamlarında belirli bir ders ya da akademik programlardan bireyin ne derece yararlandığının göstergesidir.

Okuldaki başarı ise akademik bir programdaki derslerden öğrencinin aldığı puanlarının ortalaması olarak tanımlanabilir. Başarı ve akademik başarı terimlerini ayrı ayrı ele alıp değerlendirmek oldukça güçtür dolayısıyla bu iki terim birbirlerinden ayrı düşünülemez hale gelmiştir.

29 1.2.1. Akademik Başarıyı Etkileyen Faktörler

Başarıyı etkilemede önemli olan faktörler bilinirse başarısızlığı doğuran nedenlerin kontrol altına alınabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla öğrencilerin okuldaki akademik başarılarına etki eden faktörler konusu eğitim araştırmacılarının en çok ilgisini çeken araştırma konularından birisidir (Akbaba, Altun 2009; Gökalp 2006).

Akbaba Altun (2008),’un yaptığı araştırmalara göre, akademik başarısına etki eden faktörler zeka, öğrencinin bilişsel ve öğrenme stilleri gibi değişkenlerin yanı sıra, örgütsel ve çevresel faktörlerin de olduğu belirtilmektedir. Bu faktörlerden bazıları, okul yöneticisinin liderliği, kolektif yeterlik, akademik baskı, sosyo ekonomik statü, akademik vurgu, nitelikli okul öncesi eğitim, ailenin desteği ve öğretmen niteliği gibi faktörlerdir. Akbaba Altun (2009), başarısızlığın nedenlerini ise şu şekilde sıralamıştır: Ailenin eğitime olan ilgisizliği, öğrencilerin ilgisizliği, motivasyon eksikliği, okulla ilgili sorunlar, nitelikli öğretmenlerin olmaması, sistemle ilgili problemler.

Dane ve ark., (2009) göre ise, akademik başarıyı etkileyen faktörler arasında:

öğrencinin kendisi, okul ve sınıf ortamı, aile, öğretmen, sınıf arkadaşları, öğretim yöntemleri gibi faktörler bulunmaktadır. Öğrencilerin başarılı olmalarını etkileyen faktörlerden biri bizzat öğrencilerin iyi çalışma tutum ve alışkanlıklarına sahip olmaları veya olmamalarıdır (Peker ve Mirasyedioğlu, 2003).

Arıcı’ya (2007) göre bu faktörlerden, ailenin nitelikleri yani; anne babanın ekonomik ve kültürel düzeyi, çocuğun yeteneğini, ilgilerini ve eğitime karşı tutumunu, dolayısıyla okuldaki başarısını ve uyumunu etkileyen en önemli etkenlerden birisi olarak kabul edilmektedir. Yıldırım (2006) da, öğrencilerin ailelerinden aldıkları desteğin akademik başarılarının yükselmesine katkıda bulunduğu sonucuna varmıştır ve tersine, öğrencilerin aileleriyle ilgili yaşadıkları sıkıntılar (ailenin çocuğu ders çalışmaya zorlaması, öğrenciyle yeterince ilgilenmemesi, çocuktan yüksek başarı beklemesi, ailede yaşanan geçimsizlikler) ise akademik başarılarının düşmesine neden olduğunu savunmuştur. Öğrencilerin

30

evlerindeki olanakların artmasıyla başarılarının da arttığı, öğrenci başarısı üzerinde, ailenin sosyo-ekonomik düzeyinin etkisi olduğu bilinmektedir (Gelbal, 2008).

Akademik başarıya etki eden önemli faktörlere bakıldığında öğrenme stratejileri (stilleri), öğrenci nitelikleri ve öğretmen-yönetici faktörlerinin öne çıktığı belirlenmiştir. Palas Aktaş ve Mirzeoğlu’nun (2009) belirtikleri gibi, öğrenme stilleri ile okul başarıları arasındaki ilişkiyi inceleyen bazı araştırmalarda öğrenme stillerine göre okul başarılarının arttığı ile ilgili bilgi edinilirken, bazı araştırmalar öğrenme stillerine göre okul başarılarının farklılaştığı, bazı araştırmalarda ise öğrenme stillerine göre okul başarılarının değişmediği belirtmişlerdir.

Özer ve Sarı (2009)’nın belirttiği gibi, geleneksel bakış acısıyla bakıldığında okulda başarısızlığın sadece öğrenci kaynaklı olduğu düşünülürken, eğitim alanında geliştirilen araştırma metotları sonucunda bu görüşün yanlış olduğu, öğrencinin bireysel yeteneğinin yanı sıra çevresel faktörlerin de öğrencinin başarısını önemli ölçüde etkilediği ortaya konulmuştur. Başarının temelinde öğrenci ve eğitim kalitesi yer alırken, çevresel, ekonomik, kültürel, sağlık, ailenin gelir durumu, ebeveynlerin eğitim düzeyleri gibi başarıyı etkileyen birçok faktör belirlenmiştir.

1.2.3. Beden Eğitimi, Fiziksel Aktivite ve Sporun Akademik Başarı ile İlişkisi

Beden eğitimi insanın bir bütün olarak gelişimine eşsiz bir katkıda bulunur ve motor becerilerinin gelişiminin ilerlemesini sağlayan okul müfredatının tek alanıdır.

Psikomotor alanındaki gelişmeye bu derecede katkı başka bir alanda sağlayamaz (Wuest ve Bucher, 1999). Düzenli fiziksel aktivite yapmanın insanların sağlığı üzerindeki olumlu etkisi şimdiye kadar kanıtlanmıştır. Uzmanlar beden eğitiminin halk sağlığı yaklaşımından yola çıkarak, dersin, öğrencilere aktif ve sağlıklı hayat sürdürmeyi gerektirecek beceri, tutum ve bilgiyi vermekten sorumlu olması gerektiğini söylemektedir (Julian ve ark., 2007).

Beden eğitimi ve spor aktiviteleri insanların biyomekanik etkinliğini geliştirip biyokimyasal enerji fazlalıklarını atabilen önemli bir aktivite çeşidi olup streslerin ve aşırı beslenmenin neden olduğu ruhsal ve bedensel çöküntüler ile estetik kayıpları da önleyebilen özelliği bulunmaktadır. Yıllar boyunca, birçok halk sağlığı, tıp ve eğitim

31

otoritesi, okullara öğrencilere fiziksel aktivite sağlanmasına daha fazla önem vermeye çağırdı dolayısıyla beden eğitimi dersi okul müfredatlarında önemli bir yere sahip oldu (Pate ve ark., 2006). Öğrencilerin beden eğitimi dersine ilişkin tutumlarının olumlu olması gelecekteki çeşitli fiziksel aktivitelere gönüllü katılımlarını sağlayabilir (Silverman ve Scrabis, 2004).

Özellikle genç nesillerin yapıcı ve yaratıcı olmasında, sosyalleşme ve milli dayanışmanın sağlanmasında beden eğitimi ve sporun katkısı büyüktür. Etkili ve çekici bir eğitim unsuru olan spora fonksiyonel ve modern eğitim modelinde, planlama faaliyeti içerisinde gereken önemin verilmesinde yarar vardır. “Beden eğitimi ve spor” hareket faktörünün her çeşidini ve bütün prensiplerini kapsamaktadır (Yergin, 2002).

Günümüzdeki modern spor anlayışı gelişim özellikleri olan fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişim özelliklerini kazandırması ve insanların yaşam kalitelerini arttırmaya yöneliktir. Beden eğitimi ve spor uygulamaları yaşam boyu spor anlayışı ile yaşamlarını mal etmiş insanlar dinamik, sağlıklı ve üretken bir kişilik kazanırlar (Sunay, 2000). Spor iradeyi güçlendirerek insanın kendi kendine güvenini kazanmasını sağlayarak kişiliğinin oluşmasını kolaylaştırır. Kendi kendine güven duygusunun kazanılması başarı için şarttır (Tosun ve ark., 2015).

1.2.4. Sporda Yetenek ve Önemi

Her toplum farklı alanlarda (sanat spor vb.) yeteneklerini keşfetmek ve onların yeteneklerini geliştirmek için projeler hazırlayarak, zaman, emek ve para harcamaktadır (Ayan ve Mülazımoğlu, 2009). Yetenek; belli bir yöne yöneltilmiş, normal değer ölçülerinin üzerinde, ancak henüz olgunlaşmamış ve gelişmeye uygun yatkınlığı ifade eder. Sporsal yetenek kavramı ise; sporcu çocuk veya gencin, sportif güç ve gelişimi için sahip olduğu ön şartların bütünü olarak tanımlanmaktadır (Sözen ve ark., 2016).

Kompleks bir özellik olan yetenek, kalıtımsal olarak belirlenir, karmaşık bir yapıya sahiptir ve çevresel koşullardan etkilenmektedir. Spor bilimciler elit düzeyde performans için ihtiyaç duyulan özellikleri tanımlamaya devam etse de, ne ulusal ne de uluslararası alanda yeteneğin tanımlanması, seçimi ve geliştirilmesini kapsayan

32

bir yetenek tanımı konusunda fikir birliği mevcut değildir (Kozel, 1996). Muratlı ve ark. (2005)’na göre spor bilimine göre yetenek; belli bir alanda normalin üstünde olan fakat henüz tam olarak gelişmemiş özellikler bütünüdür. Sportif yetenek çevre şartlarına göre nitelik ve nicelik olarak gelişme gösteren, diğer taraftan etkenlerin eksikliği halinde gittikçe yok olabilen dinamik bir potansiyel olarak ele alınmaktadır.

Sporda üst düzey başarıya ulaşabilmek, spora erken yönlendirme ile yakın ilişki göstermektedir dolayısıyla çocukların ve gençlerin en yüksek verim sağlayacakları branşlara zamanında yönlendirilmesi spor biliminin en önemli araştırma konusunu oluşturmaktadır (Tutkun, 2005). Uluslararası başarı için yetenekli çocukların erken yaşlarda belirlenerek bilgili, becerili, etik ve profesyonel antrenörlerce eğitilmesi sporda başarı için en önemli gereksimdir (Bullock ve ark., 2009).

33

Benzer Belgeler