• Sonuç bulunamadı

DİL İLE FRAMENET ARASINDA BİR KÖPRÜ OLARAK TEMATİK ROL LATİSLERİ

TRANSFER: ÇERÇEVE ELEMANLAR

3.2. Tematik Rol Latisler

3.2.1. Latislerde Tematik Alanlar

3.2.2.3. Psikolojik Referanslar

Psikolojik alan da bir önceki alan tanımlamalarında olduğu gibi referans parametresi ile ifade edilebilir. Kişinin ruh haline göre birey bir referans olarak ele

alınır. Bu referans bireysel referans (bry_referans) dir. Şekil 3.15’de de psikolojik alan için tanımlanan yapı gözükmektedir.

Şekil 3.15 Psikolojik referanslar

Şekil 3.15’de tanımlanan referanslar kişinin zihnindeki varlığın konumunu işaret eder. 3.2.3. Kavram Latislerinde Tematik Rol Yapıları

Yukarıda anlatılan bilgilerden yola çıkılarak tematik rollerin kullanıldığı kavram latisleri oluşturulabilir. Öncelikli olarak tematik katmanın matematiksel yapısının oluşumunu ele alalım.

(41) Çocuk evde koridordan geçerek oturma odasından mutfağa doğru yürüdü.

eyleminde ‘ev’, ‘oturma odası’, ‘mutfak’, ‘koridor’ sırasıyla KONUM, KAYNAK, HEDEF ve YOL tematik rollerini alır. Bununla beraber ‘oturma odası’, ‘koridor’ ve ‘mutfak’ çocuğun eylemin farklı zamanlarında bulunduğu yer olarak KONUM tematik rolünü üstlenen öğelerdir. Bununla beraber ‘koridor’, eylemin başlangıç noktasında çocuğun hareket ettiği yer olarak düşünüldüğünde HEDEF tematik rolünü alır. Olayın sonuçlanmasında ise KAYNAK tematik rolünü üstlenir. Aynı zamanda bu tümcenin öznesi ‘çocuk’ TEMA rolünü alır. Tematik katmana ait bu roller Şekil 3.16’daki kavram latisinde gösterilmiştir.

Şekil 3.16 Tematik katmana ait örnek kavram latisi

Şekil 3.16’daki bu diyagramda‘ev’, ‘oturma odası’, ‘mutfak’ ve ‘koridor’ sırasıyla e, o, m, k harfleri ile sembolize edilmiştir.

Bazı durumlarda tümcenin öğeleri hem eylem katmanına ait rolleri alırken, hem de konumla ilgili rollere sahip olabilir. (42) nolu örnek tümcede bu durum rahatlıkla görülebilir.

(42) Kız oğlana top ile vurdu.

tümcesinde ’top’ TEMA tematik rolünü alır. ‘kız’ ve ‘oğlan’ sırasıyla KAYNAK ve HEDEF rollerini alırken aynı zamanda eylem katmanına ait ETKİLEYEN ve ETKİLENEN rollerini üstlenir. (42) nolu tümceye ait öğelerin tematik ve eylem katmanlarındaki konumları Şekil 3.17’deki gibi grafikselleştirilebilir.

Şekil 3.17 İki katman arasındaki bağlantı noktası

Şekil 3.17’de k ve o harfleri sırasıyla ‘kız’ ve ‘oğlan’ sözcüklerini temsil eder [76]. Bununla birlikte tematik katmanla birlikte eylem katmanına ait roller, örnek bir tümce üzerinden Şekil 3.18’deki kavram latisleriyle şu şekilde gösterilir:

(43) a. John sent Mary Fido from Paris.

b. John Mary’e Paris’ten Fido’yu gönderdi.

tümcesinde ‘John’ ETKİLEYEN rolünü, ‘Mary’ hem ETKİLENEN hem de HEDEF rolünü ‘Paris’ ise ‘from’ ilgecinden dolayı KAYNAK rolünü üstlenir. Bu tümce için oluşturulan latis grafiği Şekil 3.18’deki gibidir.

Şekil 3.18 Kavram latislerinde tematik ve eylem katmanlarına ait tematik rollerin birlikte gösterimi

Şekil 3.18’deki latis diyagramında da görüldüğü gibi nesneler düğümlerin alt kısmında ifade edilirken, özellikler düğümün üst kısmına yerleşir. Nesneler kümesini oluşturan harfleri açık bir şekilde ifade etmek gerekirse; j (John), m (Mary), f (Fido), p (Paris) dir.

Bu bölüme ait diyagramlarda bugüne kadar doğrusal olarak ifade edilen tematik roller latislerle üç boyut haline getirilerek matematikselleştirilmiştir. Böylece yapısal latislerle sözcüklerdeki belirsizliğin çözüm yoluna gidilmiştir.

Üretilen kavram latislerinde de anlaşıldığı ve yapılan tematik rol tanımlamalarında da görüldüğü üzere yapısal pozisyonda merkezi rol TEMA dır. TEMA; hareket halinde olan veya konumlanan objeyi ifade eder.

(44) Hizmetçi koridor boyunca oturma odasından mutfağa doğru yürüdü.

tümcesinin öznesi olan ’hizmetçi’ TEMA olarak ifade edilir. Burada KAYNAK tan HEDEF e doğru bir YOL üzerinden öznenin hareketi söz konusudur.

Daha öncede ifade edildiği gibi, Jackendoff’un tematik katmanda tanımladığı konumsal roller (YOL, KAYNAK, HEDEF) tümcede sırasıyla through, from, to ön sözcükleri ile ifade edilir. Jackendoff’un tanımladığı eylem katmanı ise AKTÖR-

ETKİLENEN ilişkisi ile ilgilidir. Olayı gerçekleştiren AKTÖR, olaydan etkilenen ise ETKİLENEN dir. (45) nolu tümcede ‘hizmetçi’ AKTÖR iken ‘soğan’ ETKİLENEN olarak işaretlenir [11].

(45) Hizmetçi soğanı doğradı.

(46) ve (47) nolu örneklerde de tümce öğelerine çok boyutlu katmanla birden fazla rol atamasının yapıldığı görülür.

(46) Suzan Ferit’e vurdu.

TEMA HEDEF (Tematik katman)

AKTÖR ETKİLENEN (Eylem katmanı) (47) Pelin topu fırlattı.

KAYNAK TEMA (Tematik katman) AKTÖR ETKİLENEN (Eylem katmanı)

Bu anlatılanlar ışığında, kural ve ontolojinin birbiri ile ilişkilendirilerek anlama gidilmesi, tematik rollerin fraktal latislerde tanımlanması ile olmaktadır. Dowty tematik roller üzerinden belirlenen bu anlamlar için bireysel tematik roller (individual thematic roles) ifadesini kullanmıştır [4].

Buna göre ‘vurmak’ eyleminin öğeleri ‘vuran’ ve ‘vurulan’ bireysel rollerini, ‘koşmak’ eylemi ise ‘koşan’ rolünü gerektirir. Eylem-öğe çiftlerinin kümesine göre öğelerin gereklilikleri başka eylem-öğe çiftleri tarafından paylaşılır. Örneğin, ‘vurmak’ eylemine ait ETKİLEYEN rolü ‘koşmak’ eyleminin ETKİLEYEN rolünde olduğu gibi aynı soyut gerekliliğe sahiptir [7].

Aşağıda konunun anlaşılmasına yönelik örnek tümceler detaylarıyla birlikte anlatılmıştır.

(48) Taş camı kırdı.

tümcesinde ‘taş’ görülen sitüasyonda bir güç uygular ve DENEYİMLEYEN olmadığı için sadece AKTÖR tematik rolünü üstlenir. ‘cam’ ise olaydan etkilenen olduğu için AKTİ rolünü oynar.

(49) Can Meryem’i öldürdü.

tümcesinde ise ‘Can’ aslında NEDEN OLAN tematik rolünü oynamaktadır. Buna ek olarak DENEYİMLEYEN rolü de eklenebilir. Fakat bu yalnızca yorumda güçlü bir eğilimden kaynaklanır. NEDEN OLAN, AKTÖR gibi bir güç uygular ama AKTÖR bunu sitüasyonun içinden yaparken, NEDEN OLAN dışından yapar. Eğer ETKİLEYEN’in tanımı ((AKTÖR veya NEDEN OLAN) + DENEYİMLEYEN) olarak

alınırsa tümcedeki ‘Can’ ETKİLEYEN olarak etiketlenir. ‘Meryem’ ise olaydan etkilenen olduğu için ETKİLENEN olarak alınır.

(50) FBI Berkay’ı tutukladı.

tümcesinde‘FBI’ ETKİLEYEN ‘Berkay’ ise hem olaydan etkilendiği hem de etkinin farkında olduğu için ETKİLENEN rolünü üstlenir.

(51) Başbakan Ankara’ya gitti.

tümcesinde ise ‘başbakan’ bir eyleme neden olmadığı için ve olayın tüm evresinde yer aldığı için hem TEMA hem de DENEYİMLEYEN rolünü üstlenir. ‘Ankara’ ise HEDEF olur.

(52) Can topu yokuş aşağı yuvarladı.

tümcesine bakılırsa ‘Can’ (NEDEN OLAN + DENEYİMLEYEN) özelliğinden dolayı ETKİLEYEN rolünü,‘top’ ise olayın tüm evresinde yer aldığı için TEMA tematik rolünü, ‘yokuş aşağı’ ise YOL tematik rolü üstlenir. Bu tümcede de görüldüğü üzere merkezdeki en temel rol TEMA’dır. Çünkü bu rol sitüasyon boyunca sürekli varlığını gösterir.

(53) Can Meryem’e bir kitap verdi.

tümcesinde ’Can’ yaptığı eylemin bilincinde ve farkında olduğu için ETKİLEYEN rolünü alırken, ‘Meryem’ hem olaydan etkilenen hem de olayın farkındalığına sahip olduğu için ETKİLENEN tematik rolünü üstlenir. ‘bir kitap’ ise olayın merkezinde yer aldığı için TEMA tematik rolünü alır.

Hiç şüphesiz ki yukarıdaki örneklerde de görüldüğü üzere, kavramsal latislerde konumlanan tematik roller içerisinde en çok tartışılan rol TEMA rolüdür. Bununla birlikte ETKİLEYEN rolü de önem arz eder.

1965 yılında ETKİLEYEN tematik rolünü ilk bulan kişi olan Gruber bile bu rol için tek bir tanım yapamamıştır. Gruber ETKİLEYEN tematik rolünü; bir eylemin gerçekleşmesini bile bile izin veren, isteyerek bir durumun değişmesini sağlayan neden olucu şeklinde tanımlamıştır [2].

Gruber’in takipçisi Jackendoff’un ETKİLEYEN’i bir etkiye neden olandır [1]. Daha sonraki yıllarda Jackendoff ETKİLEYEN rolü için irade, hareketlilik ve eyleme başlatıcı özelliklerini de ilave etmiştir.

Cruse’a göre kılgın olarak ifade edilen ETKİLEYEN, kendi enerjisini kullanan nesne tarafından eylemin gerçekleştirilmesini sağlayan bir öğedir. Cruse’un

ETKİLEYEN tematik rolünün analizinde belirlediği özellikler: iradeli, etkili, başlatan ve kılgın şeklindedir. Bu özellikler Halliday ve Fillmore gibi Gruber’in ETKİLEYEN kavramını içerir [33].

Tematik rol kavramında dikkate değer diğer önemli çalışmalarda geçişlilik, zaman, görünüş, ruh hali ve enerji transferi kavramları ele alınmıştır. Bu kavramların tematik ilişkiler ile yakından ilgili olduğu görülmüştür. Ve geçişliliğin derecesinin tematik hiyerarşi üzerinde kılgınlığın derecesi ile eş süreli olduğu fark edilmiştir.

DeLancey de yazılarında kılgınlık ve geçişlilik arasındaki ilişkiyi açık bir şekilde ele almıştır. Ona göre geçişlilik olayı, bir etkiye öncülük eden ve bir olaya neden olan kontrol zincirinden tek bir nedene doğru izlenebilir bir şeydir. Bu nihai neden ETKİLEYEN üzerinde iradeli bir hareket olabilir. Bu iradeli hareket doğrudan ETKİLEYEN üzerinde bir hareket doğurur ve direk olarak dış dünyayı etkiler [17].

Van Valin’e göre ise ETKİLEYEN amaçlı hareketler için tanımlanmıştır. Van Valin kılgınlığı yöneten üç faktörden bahseder: Eyleme bağlı ad öbeğinin anlam özellikleri, ad öbeğinin yapısal içeriği ve eylemle ad öbeğinin birlikte oluşturduğu dilbilgisel yapıdır. Ona göre ETKİLEYEN şu özelliklere sahip olmalıdır: konuşmacı, söylem katılımcısı, insan, akılcı, iradeli, canlı, somut varlık. Buna ek olarak Van Valin ETKİLEYEN, GÜÇ ve ARAÇ arasındaki farkları şöyle özetlemiştir: ETKİLEYEN: Canlı (tercihen insan), etkileyici, GÜÇ: Cansız, etkileyici, başlatıcı, ARAÇ: Cansız, etkileyici, başlatıcı olmayan [18].

Bu bağlamda, ETKİLEYEN için önemli kavramlar: nedensellik, irade, amaçlılık, kontrol, etkileyici ve harekettir [19].

Benzer Belgeler