• Sonuç bulunamadı

4. BÖLÜM: RESMİ İLKÖĞRETİM OKULU YÖNETİCİLERİNİN BİLGİ YÖNETİMİ

4.1. Problem Durumu

İnsanlık tarihi boyunca bilgi ve bilginin yönetilmesi her zaman önemli olmuştur. Bilgi birikimi sayesinde teknolojik gelişmeler yaşanmış ve bu teknolojik gelişmelerin yarattığı ideolojiler yaşamda her alanda yansımasını bulmuştur. Küreselleşme, post kapitalizm veya üçüncü dalga olarak adlandırılan bugünün en temel ideolojisini ise bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşıp gelişmesi oluşturmuştur.

Bilişim ve iletişim teknolojilerin gelişimi ekonomik yaşamı da oldukça etkilemiş ve örgüt yapılarının değişmesine yol açmıştır. Örgütler bu teknolojiden faydalanarak artık daha hızlı ve çeşitli ürünler ortaya koymaya başlamışlardır. Bu teknoloji daha çok ve daha kolaylıkla bilginin saklanmasına, istenildiğinde yer ve zaman sınırı tanımadan ulaşılmasına ve paylaşılmasına imkan tanımaktadır. Yaratılan bu kolaylık sayesinde örgütler arasındaki rekabet hem daha çok artmış hem de daha çok hız kazanmıştır. Örgütler hızlı değişimlere cevap verebilmek ve bu değişimlerin öncüsü olabilmek için işgücü gereksinimi olarak teknik bilgiyi üretebilen ve kullanabilen kişilere yönelmişlerdir. Çalışanlar artık emek gücünden çok zihinsel güçlerini kullanarak ürün ortaya çıkarmaktadırlar.

Örgütler de çalışanlarının zihinsel güçlerini kullanabilmek için çeşitli yönetim biçimleri geliştirmiştir. Bugünkü anlamda bilgi yönetimi, yeni gelişen teknolojinin imkanlarını da işin içine katarak çalışanların güven, paylaşım, işbirliği ve ortak değere sahiplenme kültürüyle birleştirilerek ortaya çıkmıştır. Eski dönemlerdeki üretim hammaddelerinin tersine bilgi paylaşıldıkça artan bir değerdir. Örgütler bu paylaşımın önemini kavradığı oranda gelişmişlerdir.

Yeni işgücü gereksinimi tanımında ortak çalışma yapabilen, yeni fikirlere ve eleştiriye açık, yaratıcılığını ortaya koyabilen kişiler yer almaktadır. Toplumun işgücü gereksinimini karşılayan en temel örgütlerden birisi olarak kabul edilen eğitim kurumları bu ihtiyacı gerçekleştirme çabası içerisinde olmalıdır. Artık çeşitli ülkelerdeki pek çok eğitim sisteminin hedefleri arasında bilgiyi kullanabilen, hangi bilginin gerektiğini ve istediği bilgiye ulaşmasını bilen öğrenci profili yer almaktadır. Öğretmenlerin bilgi aktarma rolleri de yavaş yavaş silinmekte bunun yerine öğretmenlerden öğrencilere bilgiye ulaşma yollarını öğreten bir role bürünmeleri beklenmektedir. Zira eğitim kurumları artık hayatın bir aynası olmaktan çıkmış, hayatın bir parçası olarak görülmektedir.

Örgütsel yaşamın bir parçasını oluşturan okul örgütlerinde çalışanlar olarak öğretmenlerin de bilgi yönetimi dışında kalmaları beklenemez. Okullar, bilginin en çok kullanıldığı, bilgi üretiminin en çok yaşandığı yerler olarak düşünülmektedir. Yeni yaşamsal sürece ayak uyduramadığı sürece okullar önemini kaybedecek ve hep sorunlu kurumlar olarak zihinlerde yer edecektir. Bilgi yönetiminin en çok uygulandığı kurumlar olarak gösterilen bilişim örgütleri veya tıp örgütleri, kendi alanlarına özgü teknik bilgiler üretmekte ve değer olarak kullanmaktadır. Eğitim örgütlerinde ise bilgi üretiminin çok yavaş geliştiği hazırlanan raporlarla ortaya sunulmaktadır. Bilgi yönetiminde sağlıklı ve zamanında bilgiyi elde etme konusunda teknolojik araçların önemi büyük olsa da yaşayan sosyal dinamik olarak örgütlerde bu teknolojiyi kullanacak olan insanların tutumu ve örgüt içindeki insan ilişkilerinin yönlendirilmesi daha büyük önem arz etmektedir. Bu açıdan bakıldığında eğitim örgütlerindeki yavaş bilgi gelişim hızının okullarda paylaşım ve işbirliği kültürünün oluşturulmamasından kaynaklandığı görülebilir.

Hargreves’e göre (2000, s.3) okulda öğretmenler çoğunlukla sınıflarda öğrencilerle birlikte yalnız çalışmaktadır. Öğretmenlerin mesleki bilgisinin çoğu deneyim yoluyla kazanılır ve bu bilgi bir geçerlik kazanmadan ve paylaşılmadan sınıf içinde kalır. Öğretmenlik, başarı için gerekli bilgi ve becerilerin bireylerin zihinlerinde kilitli kaldığı bir meslektir. Okuldaki kültür de bu durumun sürdürülmesini destekler niteliktedir. Öğretmenler arasında paylaşım ve işbirliği kültürü okulun örgütsel rutinlerine yansıtılmalıdır.

Paylaşım kültürünü çeşitli etkinliklerle gerçekleştirecek olan ise yöneticilerin liderliğidir. Sadece bilgi yönetimine özgü olmayan ancak bilgi yönetiminde sıklıkla kullanılan bazı araç ve teknikler, bu konuda yöneticilere yardımcı olmaktadır. Bu araçlar sayesinde, örgütlerin kendi özel amaçlarını gerçekleştirmek için iş görenlerinin yerine getirdiği rutin çalışmalarda var olan bilgiler, örgütsel bilgi olarak kazanılmış olur ve çalışanların bu bilgileri yeniden kullanıp örgütsel bilgiye katkı sağlamasına imkan verir.

Bilgi yönetiminde kullanılan araçlar bilgi haritaları, veri tabanları, web sayfası, sarı sayfalar, öğrenilen dersler arşivi, proje takımları, raporlama, beyin fırtınası oturumları, iş rotasyonu, usta-çıraklık eğitimi, durum çalışması, senaryo oluşturma, en iyi uygulamalar arşivi, ar-ge çalışmaları ve metaforlar (eğretileme) gibi araçlardır. Bu araçların bir kısmı, sistematik (stratejik) olarak bilgi yönetimi uygulanmasa da pek çok örgütte yer alabilen etkinliklerdir. Okullarda da buna benzer uygulamalar gerçekleşmektedir.

Bundan hareketle, ilköğretim okullarında bu tür çalışmaların okul yönetimi tarafından ne derece gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini öğretmenlerin ve yöneticilerin görüşlerine göre belirlemeye ihtiyaç vardır. Bu çalışmada Antalya’daki ilköğretim okullarından

hareketle, Türkiye’deki okulların genel durumuna katkı sağlamak amacıyla bir uygulama yapılmıştır. Bu uygulamada yukarıda bahsedilen araçlar, araştırmacı tarafından mümkün olduğunca okullardaki çalışma ortamına uygun olarak yorumlanarak öğretmenlerin ve yöneticilerin görüşlerini alan bir ankete dönüştürülmüştür.

Benzer Belgeler