• Sonuç bulunamadı

Tüm problemleri kuvvetli bir şekilde çözmeyi sağlayacak ve bu bakımdan önerilecek tek bir yöntemin olmadığı ve problem çözme davranışının olaya ve zamana göre farklılaştığı söylenebilir. Ayrıca, bir kimsenin yaklaşımının ve kullandığı basamakların da problemine göre değişebileceği ifade edilebilir. Bu başlık altında problem çözmede farklı araştırmacılar tarafından geliştirilmiş kuramlar anlatılmaktadır.

1.12.2.1. John Dewey’e Göre Problem Çözme Modeli

J. Dewey’in sisteminde, tüm olaylar okul ortamında, çocuğun kendine ait davranış ve faaliyetlerine konu odak olarak koyduğu tüm problemlerin karakterleri temel alınarak açıklanmalıdır. Bu yaklaşıma göre hayatta en önemli nokta, bilgi

değil, rastgele bir görevi yerine getirme alışkanlığı edinmiş olmak ve bu görev için ihtiyaç duyulan malzemeyi elde edebilecek güçte olmaktır. Dewey şu anki okulların öğrencilere bir tek bilgi yüklememesini, bir problem durumu ile başa çıkma kuvvetini ve alışkanlığını da edindirmesini savunmuştur. Problem çözme düzenini, farklı ifade edecek olursak iş ilkesini okulun baş ilkesi durumuna getirmiştir (Hesapçıoğlu, 1997).

Problem çözme aşamalarını beş basamakta sıralamıştır. İlk aşamada, problemin çıkış noktasının bulması için uğraşılır. Bireyler problemin kendisiyle ilgilenmektense sınıf içindeki öğrencilerin problemin ne kadarı ilgilendiriyor ve bunlar neler onun farkına varılır. İkinci aşamada, problem tüm kişiler tarafından anlaşılabilecek şekilde ifade edilir ve kavratılır. Problemin asıl odak noktaları açıkça ifade edilir. Öğrencinin kişisel problemi engellenmişse de, kendine göre problemi tanır ve diğer bütün öğrenciler problemi objektif ve çok yönlü bir bakış açısı ile tanımlarlar. Üçüncü aşamada, problemin çözümü için çıkarımlar ifade edilir. Dördüncü aşamada, en uyumlu çıkarım seçilerek denenir ve beşinci aşama ise bu varsayımı uygulama aşamasıdır (Varıs, 1994).

1.12.2.2. Hermann’a Göre Yaratıcı Problem Çözme

Yaratıcılık, yeni olanı fark etme ve bunu dile getirme yeteneğidir. Bir problemi çözerken de bu yetenekten faydalanmak olasıdır. Bu yaklaşıma göre beyin fonksiyonları bakımından dört bölüme ayrılır. Bu bölümlerin birbirinden farklı ve özel alanlar olduğu ve her birinin kendine has özel bir dil, algı, değer ve yetilerinin var olduğunu vurgulanır. Beynin sol bölümünde zihinsel düşünme çeşitleri olan mantık, çözümleme yapma, sayısal verilerden oluşan işlemler yapma, planlama, örgütleme ve ayrıntılı, ardışık düşünme gerçekleşirken sağ bölümünde ilişkisel, duygusal, devinimsel ve duygusal, sezgisel, birleştirici ve bütünleştirici düşünme şekilleri var olmaktadır. Beyin şemasına göre yaratıcılığın basamakları şunlardır: Hazırlık, Kuluçka, Aydınlanma, Gerçekleme-doğrulama (Hermann, 1988).

Bu yaklaşımda altı farklı yetenekten söz edilmiştir ve bunların her birini bir meslekle adlandırmıştır. Bunlar: Dedektif; bilgileri elde etme. Kaşif; sorunu çok yönlü ele alma. Sanatçı; özgün ve alternatif yöntemler ortaya koyar. Mühendis;

topladığı verileri ilerleterek uygulama yapılabilir duruma getirir. Yargıç; düşünceleri sorgular ve en doğrusunu içinden seçer. Prodüktör; çözüm yollarını geliştirir ve bu yolları deneme yanılma yolu ile uygular (Hermann, 1988).

1.12.2.3. Karl Popper’in Problem Çözme Kuramı

Popper (1972), problem çözmeye problemin ta kendisiyle ve problemin sebepleri ile başlamanın faydalı olduğunu ifade eder. Popper’e göre bir problemi anlamak için çaba harcamak, problemin parçalarını hissetmek, onların alt basamakları ile karşılaşmış ve onlar arasındaki mantık çerçevesini anlamaktır. Bu kurama göre, bilimsel bir problemi anlamayı onu yaşayarak, çözmeye uğraşarak ya da onu çözmeyerek anlayabilir ve öğrenebiliriz. Problemi anlamak için yapılacaklardan ilki zorluğun nerede olduğunu anlamak için uğraşmaktır. Popper, problem çözümü için deneme çözümlerinin yüreklilikle ortaya konulması, sonra da bunların eleştiriye ve hata eleme işlemine dahil edilmesi gerektiği için zıt görüşleri engellenmeden ortaya atılmasına, bunların eleştirilmesine sonra da eleştiriler doğrultusunda bunlarda hakiki değişikliklerin yapılmasına müsaade edilmesini ifade etmektedir (Akt., Saygılı, 2000).

1.12.2.4. Alex Osbor’un Yaratıcı Problem Çözme Kuramı

Alex’in yaratıcı problem çözme teorisine göre problem çözme süreci 3 basmaktan oluşmaktadır (Akt., Sungur, 1997). Bunlar:

1. Sorun Bulma: Sorunun tespit edilmesi, betimlenmesi ve ihtiyaç olan

bililerin toplanması ile çözümlemeye yönelik hazırlığıdır. Bu basamakta geniş odaklı düşünme ve alt problemlerin teker teker bulunmasının gerektiği basamaktır.

2. Düşün Bulma: Düşünce ortaya koymayı düşün üretme şeklinde tanımlar.

Osborn bu aşamanın düşün üretme ve geliştirmeyi içine aldığını söylemektedir. Düşünce geliştirme ortaya konan fikirleri birbiriyle kaynaşmasını sağlayarak doğru bir neticeye karar vermek olarak ifade eder.

3. Çözüm Bulma: Çözüm bulma süreci iki evrede meydana gelir.

kabullenme evresi bir fikri diğerleri ile karşılaştırmayı ve onu çözümlemeyi içine almaktadır.

1.12.2.5. Bandura'nın Problem Çözme ve Kendine Yeterlik Modeli

Bandura (1977), “Sosyal-Öğrenme” kuramında bireylerin problem çözmeyi çevrelerindeki bireylerin hal ve hareketlerini model alarak ve taklit ederek öğrendiklerini ifade etmektedir. Bandura'nın kendine-yeterlik modelinde bireylerin yeteneklerine ve baş edebilme becerilerine olan inançlarını, problem çözme becerilerini anlama şekillerinin, bu konuda sergileyecekleri çabanın boyutuna etki edeceği kabul edilmektedir. Bandura'ya göre bilişsel süreçler yeni davranışlar kazanmada ve bu davranışları öğrenmede önemli rol almaktadır. Birey bir tepki ortaya koyduğunda bunun neticesinde diğer bireylerin verdiği karsı tepkiye göre bu davranışa ya devam eder ya da bu davranıştan vazgeçer. Doğru davranış diğerler bireyler verdiği tepkilerin yanı sıra bireyin hareketlerinin önemli olma durumunun gözlemlemesi ile adım adım gerçekleşmektedir. Kendine yeterlik beklentileri davranışın ortaya çıkması ve bu davranışa karşı koymaya tesir eder. Kişilerin kendi yeterliliklerine olan güvenlerinin gücü yüksek ihtimalle belirli problemlerle başa çıkmaya çalışıp çalışmayacaklarını ortaya koyar. Kişisel yeterliliklerini anlamaları, davranışsal tercihlerini etkilemektedir. Bandura, kişilerin, problemlerin şeffaf bir şekilde görüldüğü durumlarda çözüm için ne yapacakları ile ilgili bilgiye sahip oldukları, oysa belirsiz problem anlarında bu durumdan daha çok etkilenip, genelleme yaptıklarını (Akt., Taylan, 1990) ifade etmektedir.

1.12.2.6. Thorndike’nin Deneme-Yanılma Yoluyla Problem Çözme Modeli Bu yaklaşıma göre, problem çözme anında kişinin yaptığı davranışlardan kişiyi tatmin edenlerin daha kalıcı olduğu ve tatmin edici davranışlarında deneme- yanılma yolu ile bulunduğu savunulmaktadır. Deneme-yanılma metodu ile problem çözme, genelde anlamlı ilişki bağlantıları olmayan problemlerin çözümünde ya da problemle ilgili ön bilgilerin tam olmadığı durumlarda kullanılabilecek bir metottur (Erden ve Akman, 1996).

Benzer Belgeler