• Sonuç bulunamadı

Politik Beceri, Sosyal Zekâ ve Kariyer Başarısı İlişkis

Çalışmanın bu bölümünde, ilk olarak çalışmada yer alan değişkenlerin arasındaki ilişkilerin dayanağı niteliğindeki kuramlar üzerinde durulurken, daha sonra ise politik beceri, sosyal zekâ ve kariyer başarısı arasında meydana gelen ilişkiler açıklanmaktadır.

2.4.1. Politik Beceri, Sosyal Zekâ ve Kariyer Başarısı İlişkisinin Kuramsal Dayanakları

Politik beceri, sosyal zekâ ve kariyer başarısı arasındaki ilişkiyi açıklamada Sosyal Etki Kuramı‟ ndan yararlanılabilir.

Temel olarak psikoloji ve sosyolojiden gelen Sosyal Etki Kuramı, sosyal psikolojinin literatüre katmış olduğu kuramlardan biri olarak karşımıza çıkmakla beraber Kelman (1958, 1961) tarafından ileri sürülmüştür (Goodwin, 1987: 378). Bu kuramın temeli, kişilerin düşünceleri, tutumları, kararları, davranışları ve inançlarına dayanmaktadır ve bu kuram bunların, başkalarından nasıl etkilendiğini ortaya çıkarmaya çalışır (Wang vd., 2013: 300; Goldsmith, 2015: 24). Rashotte (2007)‟ e göre kuramın temelini meydana getiren sosyal etki, kişinin düşüncelerinde, tutumlarında, davranışlarında başka bir bireyle veya grupla girmiş olduğu etkileşim sonucunda meydana gelen değişim durumunu açıklamaktadır. Burada oluşan etkileşim yani sosyal etkileşim, iletişim yoluyla oluşur ve de sözlü/sözsüz iletişim kanallarını kapsamaktadır (Blascovich, 2002: 25; White vd., 2009: 135). Sosyal etkileşim durumu bireyler arasında hem doğrudan hem de dolaylı bir şekilde gerçekleşebilmektedir (Choo, 2013: 20). Sosyal etki kuramına göre, sosyal etki, birbirinden farklı olarak üç şekilde meydana gelmektedir: Uyma, özdeşleşme ve içselleştirme (Goodwin, 1987: 379; Kelman, 1958: 53).

57

Uyma, bireylerin belirli bir davranışı benimsemek yerine, o davranış soncunda bir kazanç edinilmesi veya zarardan kaçınma sağlamak için ricayla, zorlamayla ya da grup baskısı gibi sebeplerle o davranışı sergilemeleri durumunu ifade etmektedir (Kelman, 1958: 53). Sergilenen davranış yüzeyseldir. Birey davranışı benimsemiş olduğundan dolayı değil baskı hissettiği için bu davranışı sergilemektedir.

Özdeşleşme, bireyin saygın bir kişi veya grupla kendisini özdeşleştirme eğilimiyle beraber davranışlarını onların ifadeleri doğrultusunda değiştirme durumudur (Kelman, 1958: 53; Wang vd., 2013: 300).

İçselleştirme, bireyin düşüncesini ve davranışlarını etkileyen unsurların bireyin sahip olmuş olduğu değer sistemiyle tutarlı olması, birey tarafından benimsenmesi, yani kişinin düşünce ve davranışlarını etkilemesi biçiminde ifade edilebilir. Başka bir şekilde, bireyin, davranışı bir sorunu çözebilmek için tam anlamıyla faydalı bulması veya ihtiyaçlarını karşılamada uygun bulmasıyla ilgili olduğu şeklinde de ifade edilebilir. Bu sebeple bireyi amaçlarına ulaştıracak başka bir deyişle, memnuniyetini sağlayacak olan bu durum, kişiyi bu davranışa sevk edecektir (Kelman, 1958: 53; Wang vd., 2013: 300).

Sosyal etki durumunun kavrayabilmek amacıyla yararlı olabilecek bir diğer yaklaşım ise Latané tarafından öne sürülen modeldir. Latené sosyal etkiyi, “psikolojik iyilik halinde, nesnel duygularda, bilişlerde, inançlarda, değerlerde, davranışlarda gerçek, hayali veya zımni kişilerin varlığının ortaya çıkardığı değişiklikler” olarak tanımlamaktadır. Bu modelin üç temel önermesi mevcuttur (Latané, 1981: 343):

 Sosyal etkileşim oluşumu içinde bireyin hedef ve diğer kişilerin etkileme durumu olduğunda geçerlidir. Sosyal etkinin miktarı yani kaynağın gücü (G) (strenght), yakınlığı olarak (Y) (immediacy) ile beraber sayısının (S) (number) sayısının çarpımının bir fonksiyonudur. Genel olarak bakıldığında kaynak ne kadar güçlü olursa, hedef ile kaynak birbirine ne kadar yakınsa ve de kaynağın sayısında ne kadar fazlalık varsa kaynağın hedefi etkileme durumu o kadar yüksek olur.

58

 Kaynak sayısı fazlalaştıkça eklenen her kaynağın toplamdaki etkiye yaptığı katkıda azalma meydana gelir.

 Kaynağın karşısında birden çok hedefle karşılaşıldığı zaman, bireyin tek başına olduğu durumdan ziyade kaynaktan daha az oranda etki görür.

Bu açıklamalar ışığında, sosyal faktörlerdeki sayıların fazlalığı durumunda, sosyal etki de o oranda fazla olmaktadır. Latané tarafından geliştirilen bu model kapsamında, çalışmamızda yer alan sosyal zekâ değişkenini sosyal faktörün gücü olarak değerlendirebiliriz. Modelde yer alan kişiye yakın olma durumu ve etkilenilen kişi sayısı bireyin kontrolünde değildir. Ancak sosyal faktörün gücü yani sosyal zekâ bireyle alakalı bir durumdur. Bu sebeple sosyal zekâ düzeyi ne kadar yüksek ise sosyal faktör olarak güç durumu o kadar artmaktadır ve bu durum hem politik becerinin üzerinde bireyi güçlü kıldığı için kariyer başarısı üzerinde olumlu etki bırakmaktadır hem de doğrudan kariyer başarısı üzerinde olumlu etki bırakmaktadır. Burada önemli olan nokta sosyal faktörün gücüdür. Sosyal faktör ne kadar güçlüyse sosyal etki de o seviyede artış göstermektedir. Dolayısıyla sosyal zekâ ve politik beceri sosyal faktörün gücünü artıran bir değişken olarak ele alındığından sosyal etki kuramı yapılan çalışmaya dayanak oluşturmaktadır.

2.4.2. Sosyal Zekâ ve Politik Beceri İlişkisi

Literatürde politik becerinin sosyal zekâ ile ilişkili olduğu belirtilmektedir (Banister ve Meriac, 2015: 776). Politik becerisi yüksek olan bireylerin kişilerarası etkileşimlerde iyi düzeyde oldukları ve başkalarıyla birlikte çalışma yetisi gereken durumlarda başarılı oldukları bilinmektedir (Moss ve Barbuto, 2010: 120). Ayrıca, politik becerisi yüksek olan bireylerin sosyal bağlantılarının güçlü olduğu, çalıştıkları örgütlerde hem güven duyulan hem de özgüveni yüksek bireyler olmalarının bir sonucu olarak sosyal sermayeyi etkin bir biçimde kullanabildikleri görülmektedir (Perrewe, Ferris, Frink, ve Anthony, 2000: 117). Kişilerarası etkileşim ve birlikte çalışma yeteneği değişkenlerinin aynı zamanda sosyal zekâyı da etkileyen değişkenler olduğu bilindiğinden; sosyal zekâ ile politik beceri arasında bir ilişki olduğu çıkarımında bulunulabilir. Ferris vd., (2000: 28)‟ ne göre sosyal zekânın politik beceri üzerinde büyük bir rolü olduğunu söylemiştir.

Yüksek seviyede sosyal zekâya sahip olan bireylerin sosyal becerilerinin de daha yüksek olduğu, sosyal becerinin de politik beceriyi arttırdığı konusunda

59

literatürde çalışmalar bulunmaktadır (Banister ve Meriac, 2015: 776; Özdemir ve Gören, 2015; Douglas ve Ammeter, 2004). Banister ve Meriac (2015)‟ın yarı zamanlı çalışan üniversite öğrencileri üzerinde gerçekleştirdikleri, iş doyumu ve politik beceri konularını ele alan çalışmalarında ulaşılan sonuçlardan biri politik beceri ve sosyal beceri arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki olduğu sonucudur (r = 0.49, p < 0,05)

Yukarıdaki açıklamalardan hareketle aşağıdaki hipotez geliştirilebilir:

Benzer Belgeler