• Sonuç bulunamadı

PKK Terör Örgütünün Körfez Krizi Sonrası Durumu

Suriye, Körfez SavaĢı sırasında ABD‟nin de baĢta geldiği diğer Batı ülkeleriyle ortak iliĢkiler içerisinde bulunmuĢtur. Suriye‟nin PKK terör örgütünü karĢılayıĢının nedeni; Sovyet devleti yardım desteğinin kaybolması ile uluslararası düzene ayak uydurma gereksinimin yanı sıra, Ġran-Irak ülkeleri savaĢı sonrasında güçlü bir silahlı kuvvetlere sahip olan Saddam Hüseyin‟e duyulan itimatsızlık önemli rol oynamıĢtır. Çünkü, Ġran-Irak savaĢında Irak silahlı kuvvetlerinin geliĢmiĢ olması iki ülke arası iliĢkide güç dengesini Suriye‟ye karĢı değiĢtirmiĢtir.

78 Milliyet Gazetesi, 23.01.2003. (EriĢim tarihi: 01.02.2019).

Irak %12,7 Suriye %12,28 Avrupa %8,9 Ġran %7,7 5 Türkiye %57,13 Türkiye Irak Suriye Avrupa Ġran Diğer

67

PKK terör örgütünün giderek büyüyen tehlikeli bir örgüt haline gelmesi ve sonrasında siyasi alanda özellikle yurtdıĢı faaliyetlerinde büyümesinin sebeplerinden birisi Irak‟ın Kuveyt‟i iĢgalinin ardından oluĢan vaziyettir. Irak‟a ait fakat Kuveyt sınırında bulunan Rumeyla bölgesinden 1980 yılından beri petrol çıkarak Irak‟ı zarara uğrattığı ve Irak‟a olan borçlarını ödemediği gerekçesiyle, Irak 1 Ağustos 1990‟da Kuveyt‟i iĢgale baĢlamıĢtır. 79

Körfez SavaĢı ve hemen sonrasında iki ülke arası Türkiye ile Suriye iliĢkisi bakımından birbirlerine yakınlık sağlanmıĢtır. 1991 yılında Suriye‟nin Irak‟a muhalefet amaçlı oluĢturulan ortak yönetimde konu edinilmesi sonrası Madrid‟de baĢlayan Arap-Ġsrail barıĢ sürecine katılması, Ankara‟da, iki taraflı ülke iliĢkisinin sonlanması, bölgenin sonuçlarını algılamıĢ görünen Esad rejimi ile görüĢme arayıĢlarına girmesine sebep olmuĢtur. Türkiye‟nin hedefi, Kuzey Irak‟taki PKK grubu kamplarına operasyonlar düzenleyip örgütün etkisini azaltmaya çalıĢarak diğer yandan da aynı amaç doğrultusunda Suriye ile görüĢmelerini sıklaĢtırmaktır. 14 Nisan 1992‟de o dönemdeki ĠçiĢleri Bakanı Ġsmet Sezgin, Suriye‟nin baĢkenti ġam‟da ziyarette bulunmuĢ, Suriye‟nin PKK‟ya destek verildiğini kanıtlayan belgeleri Suriyeli ĠçiĢleri Bakanına teslim etmiĢtir. Belgelerin içerisindeki maddeler Ģu Ģekildedir:

PKK terör örgütü elebaĢı Abdullah Öcalan‟ın ġam‟da yaĢadığına veya Suriye gizli servisi tarafında korunduğuna iliĢkin belgeler,

PKK terör örgütü elemanlarının üzerinden çıkan Suriye kaynaklı sahte kimlikler,

Suriye‟nin SAM-7 füzeleriyle koruduğu Bekaa Vadisi‟ndeki PKK kamp ve eğitim merkezinin yerlerine ait bilgiler,

PKK terör örgütü elemanlarıyla birlikte ölü olarak ele geçirilen Suriyelilerin resimleri ve kimlikleri,

PKK‟nın terör eylemleri sırasında yakalanan, örgüt mensubu 25 Suriye vatandaĢının ifadeleri.80

Bu maddelere dayanarak özetle, belgeleri Suriye‟deki Bakan meslektaĢına anlatan Ġsmet Sezgin, “Suriye‟nin imzalamıĢ olduğu belgeleri uluslararası antlaĢmalarla görevlendirildiği yükümlüklerle birlikte yerine getirmesini” istemiĢtir.

79 Fahir Armaoğlu, 20.yy. Siyasi Tarihi 1914-1995, Ankara, Alkım Yayınevi, 1999, s.879.

80 Umut Karabulut; Engin Eryılmaz, PKK Terör Örgütü ve Türkiye-Suriye ĠliĢkilerine Etkileri (1991-

68

Kuveyt iĢgaliyle alakası olmamasına rağmen, Saddam tarafından Kürt isyanı çıkarmaya çalıĢmaları nedeniyle harekât düzenlenen Kürt mültecilerini bahane üreterek, Irak‟ın Kuzey bölgesine askeri operasyon yasağı Türkiye‟yi korumak amaçlı değil de daha çok Etnik kökenli devletlerin lehine yapılan hedefi desteklemektedir.

Körfez savaĢı sonrası dönemde PKK strateji değiĢtirerek 300-400 kiĢilik gruplar oluĢturarak, roket ve havan gibi ağır teçhizatlarla saldırılarda bulunmuĢlardır. PKK terör örgütünün önceki zamanlarda hedef olarak aldığı sivil vatandaĢlara değil de Türk Silahlı Kuvvetleri‟ne karĢı yönelik saldırılarda bulunmaya baĢlamıĢlardır. 3 Ağustos 1992 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti DıĢiĢleri Bakanı Hikmet Çetin‟in, Suriye görüĢmesi esnasında Suriyeli makam arkadaĢı Faruk El ġara; „‟ Nisan ayında Suriye eğer imzalanan güvenlik anlaĢmasına bağlı kalırsa, Türkiye‟nin Fırat nehri kısmında yaĢanan geliĢmelerde üzerine düĢen görevleri ve verdiği sözleri yerine getireceğini‟‟ açıkça söylemiĢtir. Bakanın bu sözleri su sorununun PKK terörüyle bağlantısına iliĢkin imada bulunmasından kaynaklı olduğu bilinmektedir.

1993 yılında Kuzey Irak‟ta bulunan federe devleti Türkiye‟nin kabul etmesinin yolunu, PKK meselesinin hallolmasında gören Talabani, Öcalan‟la görüĢmelere baĢlamıĢtır. Hatta bu görüĢmelerden önce ABD‟li diplomatların bölgede on gün kalarak KDP ve KYB ile çeĢitli görüĢmeler yaptıkları, ABD‟nin Ankara büyükelçisi Morton Abromowıtz‟in bu görüĢmeleri baĢlattığı konusunda bir düĢünce de ortaya çıkmıĢtır. 20. 03.1993 yılında Öcalan, Talabani‟nin ateĢkes teklifini kabul ederek, bunu ilan etmiĢtir. Bu dönemde yapılan yasal eylemlere Avrupa‟dan çeĢitli kuruluĢ temsilcilerinden oluĢan komisyonları izlemeye çağırılırken diğer yandan da militanlarına, T.C. Nevruz gösterilerine silahlı müdahalede bulunacak, halkı korumak amacıyla karĢı koyun talimatı vermiĢtir. 81

Körfez savaĢı sonrası ortaya ilk baĢta PKK terör örgütüne büyük avantaj sağlamıĢ ve örgüt silah, mühimmat ve imkân yönünden yükseliĢe geçmiĢtir.1994-1997 tarihleri arasında örgüt her ne kadar bu yöntemleri uygulasa da baĢarılı olamamıĢtır. 2011 yılından itibaren Suriye‟nin Arap Baharı etkisi altına girmesi, ülkenin iç krizleri nedeniyle otoriter etkisini kaybetmesi sonucu, kuzey bölgesi taraflarında bulunan Etnik kökenli gruplarında ayaklanması ve terör grupları üzerinde PKK‟nın alt grubu olan YPG (Halk Koruma Birlikleri)‟nin, bununla beraber PYD (Demokratik Birlik Partisi)‟nin de yansımasının yüksek olması, Türkiye‟nin yaĢanan olaylar karĢısında

ciddi tehlike altında kalmasına yol açmıĢtır.

81

A. Cem Ersever, Kürtler PKK ve A. Öcalan, 1. Baskı, Ocak Yayınları Ankara, 1999.(EriĢim tarihi:

69

Kuzey Irak‟ta yeni oluĢan strateji PKK‟ya bu durumda pek yaĢama Ģansı vermemektedir. Bu geliĢmelerle Öcalan ancak derin bir siyasi yapılanma faaliyetine geçebilirse bu durumdan yükseliĢ yakalayabilmektedir. Bu gayretler Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra daha da hızlı geliĢmeler yaĢanmıĢtır.