• Sonuç bulunamadı

GEREÇ VE YÖNTEMLER

PATOLOJĠK EVRE

patolojik evrelemeye göre sensitivite, spesifite, pozitif prediktif değer, negatif prediktif değerleri Tablo 8‟de gösterilmiĢtir.

Tablo 8. Patolojik evrelemeye göre klinik ve manyetik rezonans evrelemelerinin doğruluk oranları

PATOLOJĠK EVRE

N Klinik olarak doğru tanı konulan vaka

MR Görüntüleme ile doğru tanı konulan

vaka IA 2 1 2 IBII 9 6 6 IBII 3 0 1 IIA 5 0 4 IIB 11 0 7 TOTAL 30 7 20 MR: Manyetik rezonans.

Evrelemede gold standart kabul edilen patolojik evrelemeye göre MR görüntüleme ile evrelemenin Evre IA için sensivitesi 1 ,spesivitesi 0.93, pozitif prediktif değeri 0.50 ve negatif prediktif değeri 0.92 olarak bulunmuĢtur. Evre IBI için bu değerler sırası ile 0.66, 0.84, 0.33 ve 0.87‟dir. Evre IBII için; 0.33, 0.96, 0.50 ve 0.93‟ dir. Evre IIA için 0.96, 0.89, 0.57 ve 0.95‟ tir. Evre IIB için 0.63, 0.95, 0.87 ve 0.85‟ tir. Tüm evreler için MRG ile evreleme yapmanın sensitivitesi 0,66 olarak izlenmiĢtir (Tablo 9).

Tablo 9. Manyetik rezonans evrelemenin değerleri

MR Evreleri Sensivite Spesivite Pozitif

Prediktif Değer Negatif Prediktif Değer IA 1 0.93 0.50 0.92 IBI 0.66 0.84 0.33 0.87 IBII 0.33 0.96 0.50 0.93 IIA 0.96 0.89 0.57 0.95 IIB 0.63 0.95 0.87 0.85 MR: Manyetik rezonans.

ÇalıĢmamızda 17 hastanın tümör çapı 4 cm‟den küçük, 13 hastanın ise 4 cm‟den büyük saptanmıĢtır. Ancak tümör çapı 4 cm‟ den küçük olan hastaların MRG incelemesinde 8 hastanın tümör boyutu patolojik boyut ile uyumlu ,9‟ u ise uyumsuz saptanmıĢtır. MRGde tümör çapı 4 cm‟den büyük olan hastaların 9‟unu doğru 4‟ünü yanlıĢ ölçümlemiĢtir. MRG‟nin tümör çapı belirlenmesinde sensitivitesi % 68 olarak bulunmuĢtur. Spearman‟ s korelasyon analizinde dep değeri 0.443 ile tam korelasyon bildirmese de 0.5 değerine yakın olması sebebiyle MRG‟nin tümör büyüklüğünü göstermede faydalı olabileceği yorumu yapılabilir. MRG 4 hastanın tümör boyutunu verememiĢtir.(Tablo 10)

Tablo 10. Patolojik tm çapı ile manyetik rezonans görüntüleme tm çapı karĢılaĢtırılması

MR görüntüleme Patolojik P n 26 30 0.443 Tm Çapı <4 cm 12(8)* 17 Tm Çapı >4 cm 14(9)** 13

n:Hasta sayısı; MR: Manyetik rezonans; Tm: Tümör

* : Manyetik rezonans görüntülemenin doğru tanı koyduğu hasta sayısı (tm çapı 4 cm den küçük) ** : Manyetik rezonans görüntülemenin doğru tanı koyduğu hasta sayısı (tm çapı 4 cm den büyük)

ÇalıĢmamıza alınan 30 hastanın 20 tanesinde patolojik değerlendirme ile servikal ring tutulumu saptanmıĢ, 10 hastada tutulum saptanmamıĢtır. Patolojide tutulum izlenen 20 hastanın 13 tanesinde MRG‟de servikal ring tutulumu göstermiĢtir. Servikal tutulumu olmayan 10 hastanın 6 tanesinde MRG‟de de tutulum saptanmamıĢtır. MRG‟nin servikal ring tutulumunu göstermede sensitivitesi %65 olarak bulunmuĢtur (Tablo 11).

Tablo 11. Patolojide servikal ring tutulumu ile manyetik rezonans görüntülemedeki servikal ring tutulumunun karĢılaĢtırılması

Servikal Ring tutulum (MR) Servikal Ring tutulumu (patoloji)

n 30 30

Var 17(13)* 20

Yok 13(6)** 10

n: Hasta sayısı; MR: Manyetik rezonans.

*: Manyetik rezonans görüntülemenin doğru tanı koyduğu servikal ring tutulumu olan hasta sayısı **: Manyetik rezonans görüntülemenin doğru tanı koyduğu servikal ring tutulumu olmayan hasta sayısı

ÇalıĢmamızda 11 hastada parametrial tutulum saptanmıĢ 19 hastada saptanmamıĢtır. MRG ile bu 11 hastanın 7 tanesinde parametrial tutulum izlenmiĢtir. MRG‟nin parametrial tutulumu değerlendirmede sensitivitesi %63, spesifitesi %94, pozitif prediktif değeri %87 ve negatif prediktif değeri %82 olarak ölçülmüĢtür (Tablo 12).

Tablo 12. Patolojide parametrial tutulum ile MRG’deki parametrial tutulumun karĢılaĢtırılması

n: Hasta sayısı; MR: Manyetik rezonans.

*: Manyetik rezonans görüntülemenin doğru tanı koyduğu parametrial tutulumu olan hasta sayısı **: Manyetik rezonans görüntülemenin doğru tanı koyduğu parametrial tutulumu olmayan hasta sayısı

Parametrial tutulum(MR) Parametrial tutulum(patoloji)

n 30 30

Var 8(7)* 11

ÇalıĢmamızda MR görüntülemenin pelvik lenf nodu metastazı değerlendirmesinde sensitivitesi % 33 olarak belirlenmiĢtir. Fisher‟s exact test kullanılarak yapılan istatistiki değerlendirmede de korelasyonun yetersiz olduğu bulunmuĢtur (p:0.207) (Tablo 13).

ÇalıĢmamıza alınan hastalarda paraaortik lenf nodu tutulumu saptanmamıĢtır.

Tablo 13. Pelvik lenf nod tutulumu

n: Hasta sayısı; peLN: Pelvik lenf nodu.

MR (peLN) Pato(peLN)

n 30 30

Var 3 9

TARTIġMA

Serviks kanseri dünyada kadınlardaki en yaygın ikinci malign neoplazmdır ve her yıl 450.000 yeni kanser vakası saptanmakta, bunların 300.000‟i ölmektedir (1). GeliĢmiĢ ülkelerde tarama programlarıyla erken evrede tanınma Ģansı yükselmektedir. Erken evrede tanınma fertilite koruyucu cerrahi gibi daha az radikal cerrahi iĢlemlerin uygulanma Ģansını ortaya çıkarmaktadır. Bu aĢamada evrelemenin doğruluğu ve uygunluğu uygulanacak cerrahi iĢlemin radikalliğini belirlemede hayati öneme sahiptir.

Serviks kanserinin Uluslararası Jinekolojik Onkoloji Federasyonu (FIGO) tarafından önerilen evrelemesi klinik evrelemedir ve bu evreleme sistemi fizik muayene bulgularına, kolposkopi ve lezyonların biyopsisine, akciğer grafisine, sistoskopi, sigmoidoskopi ve intravenöz ürografiye dayanmaktadır (97,98). Fizik muayene tümörün gözle görülebilirliğinin, tahmini büyüklüğünün, bimanuel ve rektovajinal muayene ile tümörün uterus dıĢı yayılımı, parametrial, vajinal, rektal ve pelvik yan duvar invazyonunun değerlendirilmesini içerir.

Gözle görülemeyen lezyonların detaylandırılmasında kolposkopi ve biyopsi örneklerinde tümör invazyonu, mesane invazyonunda sistoskopi ve rektal invazyonda rektoskopi önerilir. Hidronefroz tespitinde ise sebebin tümör olup olmadığının araĢtırmasında intravenöz ürografi önerilir (99). Klinik evrelemede parametriumlar ve pelvik yan duvarların tutulumunun tahmininde, tümör boyutu ve lenf nodu metastazı değerlendirilmesinde zorluklar yaĢanmaktadır (98, 100, 101). Bu durum preoperatif uygun tedavi planlamasında eksikliklere neden olur. Çoğu merkez erken evreli servikal kanser hastalarında (Evre IIB ve daha düĢük evre) primer cerrahi yaklaĢımını seçerken, yeni çalıĢmalarda parametrium tutulumu olan (Evre IIB ve daha ileri evre), ya da tümör çapı 4 cm‟den büyük olan hastalara birincil tedavi olarak radyoterapi önerilmektedir (102-106). Bu nedenle diğer kanserlerde olduğu gibi

servikal kanserin de doğru evrelenmesi tedavi yönetimi açısından büyük öneme sahiptir. Primer servikal kanser için klinik evreleme cerrahi evreleme ile korele edildiğinde % 26-66 hata oranına sahiptir (97, 104, 106).

Daha doğru tanı araçlarını ararken, çeĢitli çalıĢmalar, BT veya MRG‟lerin kullanımını araĢtırmıĢlardır. Serviks kanserinin evrelemesinde tümör boyutu, parametrium invazyonu, pelvik duvar ve komĢu organlar ile uzak metastazların değerlendirilmesi önemlidir (60).

MRG' nin evrelemedeki kesinliği %75 ile %96 arasinda değiĢmektedir. Preoperatif tumör görüntülemesinde ve parametrial invazyonun belirlenmesinde MRG, BT'ye kıyasla önemli oranda daha baĢarılı bulunmuĢtur. MRG tümörün myometrial invazyonunu tahmin etmede doğruluğu yüksektir ve servikal karsinomun internal os ile iliĢkisini göstermede %100 sensitivite ve %96 spesifiteye sahiptir (61).

Serviks kanseri evrelemesinde MRG en doğru non-invaziv görüntüleme yöntemi olarak tarif edilmiĢtir (103). Togashi ve ark. (107) 67 kadın üzerinden 1.5 T MR cihazı kullanarak yapılan çalıĢmalarında % 76 genel bir evreleme doğruluğuna ulaĢmıĢlardır.

Choi ve ark. (108) 115 hastalık bir çalıĢmada 1.5 T MRG cihazı kullanarak MRG evrelemenin % 77 oranında doğru olduğunu saptamıĢlar. Boss ve ark. (103) MRG ile servikal karsinomanın evreleme doğruluğunu araĢtıran 12 çalıĢmanın değerlendirilmesinde histolojik tanısı olan 502 hasta arasında, genel evreleme doğruluk yüzdesini ortalama % 79 olarak bulmuĢlardı (dağılım 47-90%). Aynı değerlendirmede MRG olguların % 14‟ünü daha ileri evre (aralık 2-53%) ve olguların % 8‟ini (aralığı 0-17%) daha düĢük evre olarak göstermiĢti. Bizim çalıĢmamızda MRG vakaların %10‟unu daha yüksek evre, %23‟nü ise daha düĢük evre olarak göstermiĢtir (Tablo 6). MRG evrelemedeki doğruluğu %75 ile %96 arasında değiĢmektedir (97,109).

Amerikan Radyoloji Görüntüleme Ağı‟nın (ACRIN) ve Jinekolojik Onkoloji Grubu‟nun (GOG) yakın zamanda birlikte yürüttüğü prospektif çok merkezli bir çalıĢma erken invaziv servikal kanserin tedavi öncesi değerlendirilmesinde MRG, BT ve FIGO klinik evrelemesini karĢılaĢtırmıĢ, preoperatif evrelemede MRG'nin baĢarısının BT‟ye eĢdeğer olduğunu göstermiĢtir. Fakat preoperatif tümör görüntülemesinde ve parametrial invazyonun belirlenmesinde MRG, BT‟ye kıyasla önemli oranda daha baĢarılı bulunmuĢtur.

MRG tümörün myometrial invazyonunu tahmin etmede doğruluğu yüksektir ve servikal karsinomun internal os ile iliĢkisini göstermede %100 sensitivite ve %96 spesifiteye sahiptir (61). Hancke ve ark. (110) ise klinik evreleme ile BT ve MRG uyumunu karĢılaĢtıran çalıĢmalarında BT ve MRG‟nin palpasyona bir üstünlüğünü gösterememiĢlerdir.

Bizim çalıĢmamızda ise MRG 30 hastanın 20‟sine doğru evreleme yaparak, 7 hastaya doğru evreleme yapan klinik evrelemeye üstünlük göstermiĢtir (Tablo 7).

Hastanın mortalitesini, evreleme ve tedavisini belirlemede çeĢitli prognostik parametreler vardır. Bunlar tümör histolojisi, tümör çapı, parametrial invazyon, komĢu organ invazyonu, pelvik duvar invazyonu ve uzak organ metastazlarıdır. Tümör histolojisi önemli bir prognostik değiĢkendir. Serviks kanserinin en sık görülen histolojik tipi skuamöz hücreli karsinomdur (111). ÇalıĢmamızda da skuamoz hücreli karsinom % 73.3 oranı ile en sık bulunan tiptir.

Tümör çapı Horn ve ark. (117)‟nın yaptığı çalıĢmada prognostik faktör olarak belirlenmiĢtir. Klinik muayene aksial düzlemde olan boyutu değerlendirip, kraniokaudal düzlemdeki tümör boyutunu tanımlayamamaktadır. Dolayısıyla tümör boyutunu değerlendirmede klinik evreleme yetersiz kalmaktadır. Tümör boyutunun değerlendirilebilmesi amacıyla MRG‟nin kullanımını Togashi ve ark. (107) araĢtırmıĢlar ve çalıĢmalarında 1.5 T ile çekilen MRG‟de en küçük 5 mm‟lik tümör odaklarını tespit edebilmiĢlerdir. Multiplanar MRG tüm düzlemlerde boyutu tanımlayabilmektedir; prognostik olarak aksial boyuta göre kraniokaudal boyut daha anlamlı bulunmaktadır (112). Bu da lenf nodu invazyonunu yakalama olasılığının daha yüksek olması ile bağlantılıdır.

Bizim çalıĢmamızda da MR‟daki tümör boyutu ile FIGO evreleme arasında korelasyon saptanmıĢtır. MRG tümör çapı belirlenmesinde sensitivitesi % 68 olarak bulunmuĢtur. Tümörün büyüklüğü ve volümü, lenf nod tutulumu önemli faktörlerdir. MRG„de çap ve volüm değerlendirilmesi primer olarak operasyon veya radyoterapi seçimi açısından önemli olabilecektir. MRG evrelemesinin önemli bir tehlikesi tümör kompresyonu ya da inflamasyonun sebep olduğu stromal ödem sonucunda büyük tümörlerin (%70 doğrulukla) küçük tümörlerin (%96 doğrulukla) T2-ağırlıklı görüntülerinde parametrial invazyonun olduğundan fazla tahmin edilmesidir (70). Bu tehlike büyük tümörlü hastalarda parametrial invazyonun değerlendirilmesinde daha yüksek yanlıĢ pozitif oranlara yol açabileceği için bu hastalarda tedavi kararları verilirken bu tehlikenin dikkate alınması gerekmektedir.

Servikal tümörler MRG‟de en iyi T2-ağırlıklı kesitlerde değerlendirilmektedirler. Bu kesitlerde servikal kanser ara sinyal yoğunluğunda izlenir ve düĢük sinyal yoğunluğunda olan fibröz servikal stromayı parçalayan (ayıran) bir kitle olarak görülür (97,103,104,113). Kontrast enjeksiyon sonrası dinamik MRG tekniğinin serviks kanseri tanısında veya değerlendirmesinde hiçbir ek değere sahip olmadığı bildirilmiĢtir (104,105,113,114,115).

T2 ağırlıklı MRG‟de hipointens servikal fibröz stromal halkanın (servikal ring) korunması parametrial tutulum açısından yüksek negatif prediktif değere sahiptir. Nodüler veya düzensiz tümör sinyali ile halkanın komple bozulması parametrial tutulumun güvenilir bulgusudur. Parametrium; T1 ağırlıklı kesitlerde orta derecede sinyal intensitesi gösterir. T2 ağırlıklı kesitlerde ise sinyal intensitesi değiĢen oranlarda artar.

Temel olarak MRG‟de serviks kanseri ve yayılımı T2 ağırlıklı kesitlerde; parametrial, komĢu organ tutulumları ile lenfadenomegaliler T1 ağırlıklı kesitlerde değerlendirilmektedir.

Literatürde, parametriyal invazyon değerlendirilmesinde ortalama doğruluk oranı MRG‟de % 95 gibi yüksek iken BT ile % 72 ve klinik muayene ile % 86 olduğu bildirilmektedir. Tek merkezli çalıĢmalarda, MRG parametrial invazyonu tanımlamada hem BT hem de fizik muayeneden daha iyi olduğu gösterilmiĢtir (97,103,104,106).

Parametrial tutulum serviks kanserinin tedavisinde en kritik noktadır, parametriuma tümör yayılmıĢsa radyoterapi seçilecek tedavi Ģeklidir. Kim ve ark. (96)‟nın 30 olguluk çalıĢmasında 2T MR cihazı kullanılmıĢtır. Parametrial tutulumu değerlendirdiklerinde doğruluğu % 92, sensitiviteyi %100, spesifiteyi %52, pozitif prediktif % 39, negatif prediktif değeri % 100 olarak bulmuĢlardır.

Sironi ve ark. (118)‟nın 25 vakalık çalıĢmasında 0.5 T MR cihazı kullanılmıĢtır. Parametrial yayılım belirlemede doğruluğu %88, sensitiviteyi % 100, spesifiteyi % 80 olarak bulmuĢlardır. Bizim çalıĢmamızda MRG‟nin parametrial tutulumu değerlendirmede sensitivitesi %63, spesifitesi %94, pozitif prediktif değeri %87 ve negatif prediktif değeri %82 olarak ölçülmüĢtür (Tablo 11). Bizim çalıĢmamızda MRG fakültemizde yapılan hastalar için 1.5 T MR cihazı kullanılmıĢtır.

ÇalıĢmamız ve literatürdeki benzer çalıĢmaların sonuçları, serviks kanserinde parametrial tutulumu değerlendirmede MRG‟nin güvenilir bir görüntüleme yöntemi olduğunu göstermektedir. Ayrıca MRG‟nin multiplanar görüntüleme kapasitesi, iyonizan radyasyon kullanmaması ve belirgin biyolojik zararının olmaması diğer avantajları arasında yer alır.

Vajinal tutulum klinik muayene ile kolayca değerlendirilebilir (103,104). MRG‟de ise T2 ağırlıklı görüntülemede vajinal tutulum düĢük yoğunluklu normal vajinal duvarın, yüksek yoğunluklu tümör kitlesi tarafından invaze edilmesi Ģeklinde izlenir (103,104). Choi ve ark. (119)‟nın çalıĢmasında vajinal tutulum için MRG`nin doğruluğu %97 ve sensivitesi %87 olarak bulunmuĢtur. Monfredi ve ark. (124)‟nın çalıĢmasında ise MRG‟nin vajinal fornix infiltrasyonu değerlendirmesinde %91 histopatolojik tanı uyumu mevcuttu.

Büyük bir ekzofitik tümorden dolayı fornikslerde olan ĢiĢme, MRG ile vajinal tutulum değerlendirilmesini zorlaĢtırıp, daha ileri evre olarak tanınmasına neden olmaktadır

(97,103,106). Ġnternal obturator, piriform veya levator ani kasların tutulumu, pelvik duvar invazyonunu göstermektedir. Pelvik yan duvarından 3 mm'den az mesafede tümör olması, vasküler tutulum veya komĢu kasta artmıĢ sinyal yoğunluğu, hem BT hem MRG T2 ağırlıklı görüntülemede pelvik yan duvarı tutulum bulgularıdır (106).

Yağ dokusunun tümör ve mesane veya rektal duvar arasındaki varlığı bu anatomik yapıların tutulumun dıĢlama kriteri olarak kullanılır (103,104,107). T2-ağırlıklı görüntülemede mesane mukozasının hiperintens kalınlaĢması ödem bulgusu olup doğrudan tutulum iĢareti değildir (103, 104, 106, 109).

Lenf nodu metastazı varlığı, serviks kanseri için önemli bir prognostik faktördür (97). Pelvik lenfadenopati değerlendirilmesi için, MRG doğruluğu % 97‟dir (119).

Fuller ve ark. (120)‟nın yaptığı bir çalıĢmada negatif nodlu hastalarda 5 yıllık sağ kalım oranı % 85-90 dır. Pozitif lenf nodlularda ise yaĢam oranı tutulmuĢ nod sayısı, lokalizasyonu ve metastazın büyüklüğü ile iliĢkili olarak % 20 ile % 74 arasında değiĢmektedir (87,121-123). Ġnsidansı yükselen tümör evresi ile artar ve pelvik lenf nodu metastazı paraaortik metastazlara göre daha sıktır (103). Pozitif lenf nodları için açıklanan morfolojik kriterler boyutu ve konumuna göre değiĢiklikleri içerir (103,106). Literatürde, kısa eksen çapı 1 cm‟den daha büyük olan lenf nodları, metastatik olarak değerlendirilmektedir (103,104,109).

Monfredi ve ark. (124) MRG ile lenf nodu değerlendirmesinde cut-off değer olarak 1 cmyi aldıklarında sensiviteyi %28, spesiviteyi %100 ve doğruluğu %89 olarak bulmuĢlardır. Cut-off değeri 0.5 cm olarak belirlediklerinde ise sensivite %33, spesivite %92 ve doğruluk %83 olmuĢtur.

Hancke ve ark. (110) çalıĢmalarında lenf nodu metastazı açısından MRG sensivitesini çok düĢük (%35) bulmuĢlardır. Chung ve ark. (125) ise aynı konuda MRG sensivitesini %40.5, spesivitesini %91.3 ve doğruluk %86.8 olarak bulunmuĢtur. MRG‟nin lenf nodu metastazı saptanmasında doğruluğu % 75 ile %100 arasında değiĢir ve ortalama sensivitesi % 86 iken, BT‟nin sensivitesi %75-86 arasında değiĢmektedir (103,106).

Bizim çalıĢmamızda MRG‟de 3 hastanın lenf nodu pozitifliği saptanmıĢ olup, bunlar pelvik lenf nodlarıdır. Bu hastaların patolojileri de pozitif gelmiĢtir. Ancak 6 lenf nodu pozitif olan hastanın MRG‟de lenf nodu pozitifliğine rastlanmamıĢtır.

Bizim çalıĢmamızda MRG‟nin lenf nodu için sensitivitesi % 33 olarak tespit edilmiĢtir.

SONUÇLAR

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı bünyesinde bulunan Onkoloji polikliniğimizde yaptığımız retrospektif çalıĢmamızda Ģunları saptadık:

1. Serviks kanseri için gold standart kabul edilen patolojik evreleme ile MRG ile yapılan evreleme ve FIGO klinik evrelemesi karĢılaĢtırıldığında klinik evreleme yetersiz, MR evreleme uyumlu olarak izlenmiĢtir.

2. ÇalıĢmamız ve literatürdeki benzer çalıĢmaların sonuçları, serviks kanserinde parametrial tutulumu değerlendirmede MRG‟nin güvenilir bir görüntüleme yöntemi olduğunu göstermektedir.

3. MRG‟nin servikal tümör çapını belirlemede sensitivitesi yüksektir. 4. MRG, patolojik lenf nodu tutulumunu saptamada yetersiz kalmıĢtır.

5. MRG serviks kanserinde stromal halka tutulumu belirlenmesinde yüksek sensiviteye sahiptir.

6. Preoperatif yapılan MRG‟nin operasyon açısından uygun hasta seçimi yapmada yol gösterici olabilir.

ÖZET

Dünyada meme kanserinden sonra kadınlarda ikinci sıklıkta saptanan malign neoplazm serviks kanseridir. Bu nedenle serviks kanserinin tanı ve tadavisi her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Manyetik rezonans ile serviks kanserinin evrelemesinde tümör boyutu, parametrium invazyonu, pelvik duvar ve komĢu organlar ile uzak metastazların değerlendirilmesi önemlidir. Serviks kanserinin evrelemesinde ve tedavinin yönlenmesinde en önemli parametre parametrial tutulumdur. Günümüzde parametrial tutulumu olan ve olmayan hastalara yaklaĢım merkezlere göre değiĢse de genel olarak tedavinin cerrahi mi yoksa radyoterapi mi olacağını parametrial tutulum göstermektedir. Retrospektif olarak yapılan bu çalıĢmada ise erken evre serviks kanseri incelemeleri manyetik rezonans görüntüleme yöntemiyle yapılan hastaların, operasyon sonrasındaki histopatolojik sonuçlarının karĢılaĢtırılması amaçlanmıĢtır.

ÇalıĢmamızda 01 Temmuz 2006 – 19 Ağustos 2011 tarihleri arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve AraĢtırma Hastanesi`nde tanısı konmuĢ, cerrahi tedavisi yapılmıĢ olan ve preoperatif görüntülemelerine ulaĢılabilen 30 hastanın onkoloji dosyaları retrospektif olarak taranmıĢtır.

ÇalıĢmaya alınan 30 hastanın MRG ile evrelemesinde 9 hasta evre IBI, 2 hasta evre IBII, 7 hasta evre IIA, 4 hasta evre IA ve 8 hasta evre IIB olarak izlenmiĢtir. Genel toplama bakıldığında 30 hastadan klinik evreleme 7 tanesini doğru evrelemiĢken MRG ile 20 hasta doğru evrelenmiĢtir. ÇalıĢmamızda 17 hastanın tümör çapı 4 cm‟den küçük, 13 hastanın ise 4 cm‟den büyük saptanmıĢtır. Ancak tümör çapı 4 cm‟den küçük olan hastaların MRG incelemesinde 8 hastanın tümör boyutu patolojik boyut ile uyumlu ,9‟u ise uyumsuz saptanmıĢtır. ÇalıĢmamıza alınan 30 hastanın 20 tanesinde patolojik değerlendirme ile

servikal ring tutulumu saptanmıĢ, 10 hastada tutulum saptanmamıĢtır. Patolojide tutulum izlenen 20 hastanın 13 tanesinde MRG‟de servikal ring tutulumu göstermiĢtir. Servikal tutulumu olmayan 10 hastanın 6 tanesinde MRG‟de de tutulum saptanmamıĢtır.

ÇalıĢmamızda 11 hastada parametrial tutulum saptanmıĢ 19 hastada saptanmamıĢtır. Manyetik rezonans görüntüleme ile bu 11 hastanın 7 tanesinde parametrial tutulum izlenmiĢtir. ÇalıĢmamızda MRG‟nin serviks kanserinin evrelemesindeki baĢarısını da değerlendirdik. Buna göre MRG‟nin evrelemede sensitivitesi %66 bulunmuĢ olup patoloji ile anlamlı bir korelasyon saptanmıĢtır.

Preoperatif MRG evreleme doğruluğu, parametrial invazyonu değerlendirmedeki baĢarısı, servikal ring tutulum göstermedeki uygunluğu ve tümör boyutu tahmin yeteneği ile operasyon ve tedavi yönlendirmesinde kullanılabilecek uygun bir araçtır.

THE COMPARISON OF PREOPRATIVE MAGNETIC

Benzer Belgeler