SURVEILLANCE STUDIES
2. PANOPTİKON ELEŞTİRİSİ
Bauman ve Lyon, gözetim çalışmalarının temel kavramı olan panoptikona, onun
mantığına ve akademik alandaki
kullanımına yönelik radikal eleştiriler
getirirler. Bu eleştiriler üzerinden
panoptikon bir yandan gözetim
Ocak / Şubat / Mart - Kış Dönemi Cilt: 2 Sayı: 2 Yıl:2014 Jel Kodu: Y-30
January / February / March - Winter Semester Volume: 2 Issue: 2 Year: 2014
ID:25 K:47
konumlandırılırken, diğer yandan ‘akışkan
gözetim’ düşüncesinin temelleri
atılmaktadır. Eleştirilere geçmeden önce panoptikon kavramını ana hatlarıyla açıklamak onu, kavramsal bir çerçeve içine oturtmak adına yerinde olacaktır.
Modern dönemde gözetim, önceki
dönemlerin doğrudan, baskıcı ve sistematik olmayan gözetiminden bariz şekilde farklılaşmıştır. Bunu ilk fark edenler, kapitalizmin verimi arttırmak adına fabrikalarda devreye soktuğu gözetleme tekniklerine dikkat çeken Marx ve rasyonel bürokratik yapının işleyişinde gözetimin rolünü sorgulayan Weber olsa da
Foucault’nun, modern dönemdeki
gözetimin ceza yerine öz-disiplin
mekanizmalarını işler hale getirdiğini keşfetmesi alandaki en ciddi kırılmayı yaratmıştır (Lyon, 2013: 15). Jeremy Bentham’ın modernizmin ruhuna uygun olarak tasarladığı, az sayıda gözetleyiciyle çok sayıda mahkûmun gözetlenmesine dayanan ve ekonomik verimliliği gözeten panoptikon modeli, sıradan bir hapishane tasarımı olmasının çok ötesinde fikirler barındırmaktadır. Panoptikon modelinin temel özelliği, kapalı bir mekânsal tasarım
içinde gözetlenenlerin görünürlüğünü
azami düzeyde arttırırken, gözetleyici konumunu asgari görünürlüğe indirmesi,
hatta belirsizleştirmesidir. Bu muğlaklığın, görünürlüğün bir tuzak haline gelmesine ve gözetlenenlerin, gözetleyicinin işlevini
içselleştirerek kendileri üzerinde
uygulamalarına yol açacağı düşünülmüştür (Bentham, 2008: 13, 23). Foucault, 19. yüzyıla ait bu modelde, modernizmin ruhunu görmüş ve modern dönemin gözetim mantığının, geçmişteki katı ve
caydırıcı uygulamaları bir kenara
bıraktığını belirtmiştir. Panoptikon
modelini gözetim kavrayışının merkezine oturtan düşünüre göre, bir suçun oluştuktan sonra cezalandırmasına dayanan eski usullerin yerine, bireylerin hareketlerinin sürekli izlenmesine (ya da izlendiği düşüncesine) dayanan ve suçu, henüz arzulanma aşamasında yok etmeye yönelik çok daha güçlü ve incelikli bir iktidar pratiği geçmiştir (2003: 94-8).
Bauman ve Lyon, ilk olarak, gözetim alanında çalışmaya yeni başlayan bir akademisyenin, panoptikonun albenisinden etkilenip cazibesine kapılmasının ve onu, çok parlak bir fikir olarak benimsemesinin oldukça sık rastlanan bir durum olduğunu belirtirler. Bauman “toplumsal düşünce alanında ikna gücü Panoptikon’unkine denk çok az alegorik imge” (2012a: 53) olduğunu söyleyerek buna gönderme yapar. Bununla birlikte yazarlar, modern
Ocak / Şubat / Mart - Kış Dönemi Cilt: 2 Sayı: 2 Yıl:2014 Jel Kodu: Y-30
January / February / March - Winter Semester Volume: 2 Issue: 2 Year: 2014
ID:25 K:47
gözetime dair önemli bir analiz noktası sağlamasının yanında son derece şematik olan bu modelin kapsayıcı mantığının ve herkes tarafından, her tür gözetim için
kullanılmasının sorunlu olduğunu
vurgularlar. Çünkü Foucault’nun,
Bentham’ın planı üzerinden oluşturduğu model, her şeyden önce günümüzün modern sonrası toplumlarından ziyade öz- disipline dayanan modern toplumların yapısını açıklamada anahtar bir kavram olarak kullanılmaya elverişlidir (Bauman ve Lyon, 2013: 58-9). Daha açık bir ifadeyle, günümüzde kontrole dayalı sabit ve duvarlarla çevrili mekânlarla sınırlı
panoptikonun aksine, ciddi anlamda
akışkan, değişken, sınırları muğlak
gözetim süreçleri işlemektedir. Panoptikon, eski anlamıyla belli oranda yerini korusa da bütünsel kavrayışını yitirmiş; yeni gelişmeleri kavramaktan aciz hale gelmiş bir mantığın yansımasıdır (Bauman ve Lyon, 2013: 133).
Kitapta panoptikona yönelik bir diğer eleştiri, ‘panoptikon türü gözetimin kapatılanların belirli şeyleri arzulamalarını dışsal baskıyla sağlamak amacıyla seçim şanslarını ortadan kaldırdığı düşüncesine’ getirilir. Çünkü günümüzde insanları
belirlenmiş kalıplar doğrultusunda
yönlendirmek yerine; çok daha etkili bir
yol olan, çeşitli etkinlikleri cezbedicilik ve baştan çıkarıcılık unsurlarıyla donatarak sunmak geçmiştir. Bu, özellikle kapitalist piyasaya dayalı gözetimde seçimlerin
manipülasyonuyla gerçekleştirilir ve
panoptikondaki ‘zorlama’nın yerine
‘ayartma’ geçirilir. Bu noktada Bauman ve Lyon, bu yeni gözetim tarzının şaşılacak derecede iyi işlediğini ve tüketicilerin başarılı şekilde manipüle edildikten sonra işbirliğine gönüllü hale geldiklerini
vurgulamaktadırlar (2013: 134-5).
Panoptik modelin, bu gözetim türünü açıklamaya muktedir olduğu söylenemez. Bu anlamda Bauman, panoptikona, akışkan modernitenin öncesinde kalmış gözüyle bakar. Bu, onun işlerliğini tamamen
yitirdiği anlamına gelmez; ancak
modernitenin katı ve sabit hallerinin ve disiplinlerinin yeni mekân ve durumlara dağıldığını gösterir (Bauman ve Lyon, 2013: 61).
Bauman ve Lyon’un, tüm bu eleştirilerine
karşın panoptikona yaklaşımlarında
ikircikli bir tutuma sahip oldukları söylenebilir. ‘Görünürlüğün bir tuzağa
dönüştüğü’ panoptik modelin hâlâ
kullanılabileceği yerler olduğu ve ondan türetilen sinoptikon, süperpanoptikon, polioptikon, ban-optikon gibi kavramlarla beraber günümüz toplumunda izlerinin
Ocak / Şubat / Mart - Kış Dönemi Cilt: 2 Sayı: 2 Yıl:2014 Jel Kodu: Y-30
January / February / March - Winter Semester Volume: 2 Issue: 2 Year: 2014
ID:25 K:47
görülebileceğini belirtmeleri de bunun
göstergesidir. Buna ek olarak,
Foucault’nun panoptikona yüklediği
rollerden olan insanların kendi
panoptikonlarının inşasında aktif rol oynadığı düşüncesinin, günümüz açısından geçerliliğini ve güncelliğini koruduğunu dile getirirler. Bu noktada Bauman, çelişki gibi görünen bu durumu, panoptikonun hâlâ hayatta olmasına karşın geçmişte hayal edilemeyecek denli zenginleşip güçlendiğini söyleyerek aşmaya çalışır. Panoptikon günümüzde evrensel bir tahakküm kalıbı ya da en sık kullanılan gözetim stratejisi olarak kabul edilemez ancak yine de toplumun dışladığı insanlara uygulanan katı gözetim uygulamalarında
ve “tam gözetim kurumları”nda
(hapishane, akıl hastanesi, vb.) işlemeye devam etmektedir. Dolayısıyla panoptikon, artık bedenlerden azami fayda sağlama ve verimi artırma amacıyla değil; yalnızca gözetimin, nesnesini güçsüzleştirme amacı
güttüğü durumlarda kullanılmaktadır
(2013: 59, 62).
Özetle, Bauman ve Lyon, gözetim çalışmalarında son dönemde görülen
eğilime koşut olarak panoptikon
modelinin, günümüz gerçekliğini
açıklamada yetersiz kaldığı noktaları belirleyerek, yeni kavramların devreye
sokulduğu eklektik bir yaklaşımın
gerekliliğini vurgulamakta ve paradigma değişimine işaret etmektedirler.