• Sonuç bulunamadı

Pamuk ve Sanayi Ürünleri

Üretimin artırılması için 1887 yıllarında makinalı tarıma geçmek için özel teşebbüsler tarafından uğraş verildi. Tarımda eskiden beri kullanılan ahşaptan

2. Pamuk ve Sanayi Ürünleri

ingilizler 1850'1erden beri Amerika'da herhangi bir

bunalım yaşanması

halinde dokuma sanayinin güç durumda kalacağı düşünerek Anadolu ve Hindistan'da pamuk üretiminin özendirilmesini ve arttınlmasını istiyorlardı.

Amerikan iç savaşıyla birlikte ingilizler bu gayretlerini artırdılar. Osmanlı

149Şevket PAMUK, Osmanlı Ekonomisi ve Dünya Kapitalizmi (1820-1913), Ankara, 1984, s.100.

150AVS.1308, s.85.

151AVS.1308, s.72.

152AVS.1318, S. 174.

hükümetinin de aynı yöndeki eğilimi ve çalışmaları sonucun 1862'de pamuk üretimini teşvik eden bir ferman ya·rınladı153

Ingiltere gereksindiği pamuğu karşılamak için kurduğu Manchester Cotton Supply Association adlı bir ortaklık Osmanlı topraklarında özel politika izledi.

Özendirici propoganda yapı Id ı. Pamuk üretiminden "aşar" vergisinin

kaldırılmasına çalışıldı. Pamuktan alınan vergi oranları düşürüldü. Osmanlı

yönetimi pamuk için başka ödünler de verdi.

Osmanlı hükümetinin de aynı yöndeki eğilimi ve çalışmaları sonucun 1862'de pamuk üretimini teşvik eden bir ferman yayınladı. Buna göre:

1. Devlet pamuk üretmek isteyenlere boş toprakları karşılıksız verecekti.

2. Bu tarlalarda pamuk ekenlerden beş yıl süre ile aşar vergisi alınmayacaktı.

3. Pamuk dışsatımından alınan vergi oranları düşürülecekti.

1863 yılında da pamuk işletmek için dışardan getirilecek araç, gereç ve makinalara gümrük vergisinden bağışıklık sağlandı.

Devlet yabancıların etkisiyle pamuk üretimini özendirmeyi resmi bir politika haline getirdi. 1868 yılında pamuk üreticilerine bedelsiz Amerikan pamuk tohumu

dağıtıldı ve madalyalar verildi. Tarım ürünleri içinde destek gören ilk ürün pamuk olmuştu154

Bu yıllarda pamuğun fiyatı birden yükseldi. ingilizierin ilk el attığı bölge

Mısır ve Çukurova oldu.

1~3"içel", YA, C.V, s. 3684.

154Hayri R. SEViMA V, Cumhuriyete Girerken Ekonomi, Osmanlı Son Dönem Ekonomisi, Istanbul, 1995, s.54.

Devletin bu politikası üretimi arttırdı155• 1870 yılların. başında büyük miktarda toprak ekime açıldı156. Mersin'e bağlı olan Elvanlı ve Kalıklı'da 1870'1i yıllarda "pamuk bahçeleri" bulunmakta idi157 •

Toprak mülkiyeti ve kiracılık biçimleri, ovada toprakların uzun süre boş bırakılmış olması, devletin iskan politikaları, göreli emek kıtlığı ile sıkı sıkıya ilişkilidir. Yerel olarak güçlü gruplar verimli büyük toprak parçaları üzerinde hak iddia etmeye başladıklanda işçi bulmak büyük bir sorun olarak çıkmıştır. Büyük toprak sahipleri ve bu bölgedeki mali tabanını genişletmek isteyen devlet, pamuk toplama mevsiminde, mevsimlik işçilerin bölgeye aktarılmasını teşvik etmişti.

Daha da önemlisi bölgede göçebe Türkmenlerin ovada iskanı yolunda ciddi

girişimler yapılmıştı158.

Yapılan bu çalışmalar sayesinde Adana ve çevresinde tarım çok hızlı bir

gelişme gösterdi159.

1887 ve 1888'de Çukurova bölgesinde görülen kuraklık160 özellikle pamuk üretimi.; etkiledi. Fakat bundan sonraki yıllarda da pamuk üretimi desteklenmiş, Mısır'dan daha kaliteli tohum getirtilmişti161. Bunun yanında 1906 yılına ait bir rüsumat belgesinde, Alman pamuk şirketi tarafından getirtilecek olunan Mısır ve Amerika pamuk tohumlarının Mersin gümrüğünden vergisiz geçmesi istenmekteydi162.

Anadolu demiryolunun Mersin'e ulaşması ve Mersin Tarsus bağlantısının Alman sermayesi tarafından ingilizler'den satın alınmasıyla, bölge hızlı bir biçimde Alman nüfuzu alanına girdi. Anadolu Demiryolu Şirketi toprak sahiplerine yüksek

155izlenen bu özendirici politika sonucunda ülkedeki yıllık pamuk üretimi 1 O milyon kilodan 50 milyon kiloya çıkmıştı. Sevimay, s.54.

156Pamuk, Osmanlı Ekonomisi ... , s.100.

157Maliyeden Müdevver, 5.M.1283 Sıra 18992 Def: 13866, s.247.

158Pamuk, Osmanlı Ekonomisi ... , s.1 00.

159"Adana'nın Ziraatında Fevkalade Bir Artış Görülüyormuş", Sabah, 17 Nisan 1876.

16°Cuinnet, C.ll, s.18; 4 KASIM 1888 tarihli ::ıelge, Adana, Konya ve Ankara vilayetlerinde kuraklık olduğunu ve bunun önlenmesi için alınacak tedbirleri içermektedir. Bkz. BA. YA.YES. 40/22 1305.2.20. (20 Mart 1888).

161 Pamuk, Osmanlı Ekonomisi. .. , s.1 00.

162BA Rüsumat, 586/1, 1. R. 1323 ( 19 Haziran 1906)

kaliteli tohumluk kullanmaları, Almanya'dan araç ve makina ithal edebilmeleri ve büyük ölçekli işletmelerinde sulama yatırımiarına girişmeleri için kredi sağladı.

1913 yılına gelindiğinde Adana ovası, ihracat için pamuk üreten büyük işletmelerin

egemenliğinde imparatorluğun tarımı

en fazla

ticarileşmiş

bölgesi

olmuştu.

Bu işletmeler önemli bir kısmı Harput, Bitlis ve Musul gibi uzak yörelerden gelen 50.000- 100.000 arasında göçmen işçiyi istihdam etmekteydiler163 .

Sanayi bitkilerinden susam çok yaygın olarak yetiştirilmekteydi. Ticaret açısından önemli olan susamın tamamı dışarıya satılmaktaydı164. Yağ üretiminde kullanılan bitkilerden zeytin, günebakan (ayçiçeği)'da üretilmekteydi165 .

3. Tahıl

Sanayi bitkilerinin ekimi yaygın olsa da tahıl ekimi önemini kaybetmedi.

Buğday, arpa, darı ve hayvan yemi yetiştirilmekteydi. Bu ürünlerden, darının tamamı, buğday ve arpanın ise ihtiyaçtan fazlası yurt içi ve yurt dışına ihracat yapılmaktaydı. Denizyolu ile yapılan ihracat yurt içinde daha çok izmir ve istanbul ile yurt dışında ise Londra ve Marsilya ile olmaktaydı166 ..

1913 tarım sayımında Mersin'de tahıl üretimi 9.263 ton olarak gerçekleşmişti. Bütün ürünler içerisinde buğday üretim açısından ilk sırayı almaktaydı. Aynı yıl 7.030 ton buğday, 762 ton yulaf, 599 ton arpa, 423 ton mısır

üretilmişti167.

4. Baklagiller

Kentte baklagil üretemi pek gelişmemişti. Baklagil ekim alanları küçük ve üretim miktarları ise önemsizdi. Tarsus'ta hiç baklagil ekilmemiş olmasına rağmen Mersin'de mercimek, nohut, burçak 168, fasulye, bezelye ve bakla yetiştirilmekteydi. 1913 yılında ki tarım sayımına göre toplam 193 ton baklagil

163Pamuk, Osmanlı Ekonomisi..., s 100.

164AVS.1290, s.74.

165AVS.1296, s.148.

166AVS.1290, s.74 v.d.

167"içel", YA, C.V, s 3666.

1138AVS.1290, s 74 v.d.

üretimi

yapılmıştı. Baı'<:lagil

ürünleri içinde en fazla üretilen nohut idi. 1913

yılı

içindeki üretimi 68 ton olarak

gerçekleşti.

Baklagil üretiminden bezelye, bölgede ekonomik

açıdan

önem

taşımamakla

birlikte, ülke toplam üretimi içindeki

payı

yüksekti169.

5. Sebze ve Meyve

Bölgede turunçgiller başta olmak üzere çeşitli meyveler üretilmekteydi.

Mersin kentinde

Hıristiyan

köyü170 limon ve portakal

ağaçlarıyla donanmıştı

171

Turunçgil bahçeleri her geçen gün

artış

göstermekteydi. Pamuk

tarımında

giderlerin artması, ürünün fazla emek istemesi, uzun süre aynı toprağa ekildiğinde toprağı yarması üreticileri turuçgil ekmeye teşvik etmekteydi. Mersin"in doğal

koşulları, ısı düşüklüğü

ve don

olaylarından

çabuk etkilenen turunçgil üretimi için ideald i.

Limon ve portakalın dışında Mersin'de yetişen meyveler, şekerpare, kaysı, armut, şeftali, dut ve harnup (keçiboynuzu) idi172. Şekerpare ismindeki bir tür kaysının tadı çok lezzetliydi173. Her tarafa ticari bir ürün olarak nakledilen şefialilerin beş tanesi bir kıyye174 gelebilecik büyüklükteydi.

iklirni

koşulları

sayesinde her türlü sebze üretilmekteydiÜretilen

çeşitler

Mersin içinde tüketilirdi.

Toprağın her türlü ağaç yetiştirmeye uygun olması fakat meyveli ve meyvesız ağaç çeşidinin az olması nedeniyle Mersin ve Tarsus'un çeşitli mahallelerinde halkın isteği üzerine bir kaç cins ağaç getirtilerek dikilmişti175.

169"lçel", YA, C.V, s 3666.

170Halen Osmaniye mahallesidir, Bkz. Mutlu ... ~.1ersin Şehri. .. ", içel, 8.32, s.15.

171AVS.1290, s.74.

172AVS.1296, s.148.

173AVS.1308, s.72.

174Kıyye: Tartı ölçülerinden birinin adıdır. Bum. yerine okka da kullanılır. Kıyye beldelere göre değişmekle beraber en tanınmış olanı 400 din· em, 1,282 gramdı. Mehmet Zeki PAKALl N, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, Cil, Istanbul, 1951, s.723; Quataert, s.130

175Sabah, 13 Mart 1876.

ll. Hayvan Ürünleri

Bölgede daha çok

küçükbaş hayvancılık yapılmaktaydı.

Özellikle keçi

yetiştiriciliği

koyuna oranla daha çok

yaygındı.

Yabani olarak da Toros

dağının

eteklerinde dağ keçisi bulunmaktaydı176

Mersin, bir deniz kenan

kasabası olması

nedeniyle

balıkçılık yapılmaktaydı.

Hatta ticaretin

gelişmesinden

önce Mersin

halkının

çiftçilik ve

balıkçılık

ile

uğraştığı

bilinmektedir. Nitekim Mersin, 1841

yılında

küçük bir

balıkçı

köyüydü. Sahillerde yelkenli

kayık

ve ufak gemilerle

balıkçılık yapılmaktaydı

177

.Örneğin

Mersin'de denizde ve

tatlı

sularda levrek, çipura, karagöz, kefal, lagos, karides, barbunya, sazan gibi deniz ürünleri avlanabilmekteydi178

Kentte balıkçılar, taze balık satılmasına özen göstermekteydiler. Balık avlanması ve avianan balığın satış koşulları sağlığa uygun olup olmadığı balık emini tarafından katrol edilmekteydi179

Bunun dışında Mersin'in ticaretine bakıldığı zaman hayvan ve hayvan ürünlerinin önemli bir yeri olduğu görülür. Ticari bir ürün olan hayvan direk canlı olarak satılabildiği gibi kesildiği zaman da tuzlanarak alıcı bulmaktaydı.

Hayvan ürünleri genellikle hammadde olarak satılmaktaydı. Hammadde olarak aranan mallar işlenmemiş hayvan postu ve yündü. Hayvanların direk canlı olarak satılması, hayvan ürünlerinden postun ve yünün işlenmeden satılması Mersin'deki sanayinin yetirli düzeyde gelişmemiş olduğunu göstermektedir.

Hammadde olarak satılan bu hayvan ürünleri işlenmiş deri ve konfeksiyon ürünü olarak geri dönmekteydi.

1890 yılı ihracatında özellikle küçükbaş canlı hayvan ticareti 115.000 Frank değerindeydi. ihracatın yapıldığı ülkeler ise Cezayir ve Tunus, Mısır ve

176"içel", YA, C.V, s.3626.

177Mersin Limanı, s. 7 n>•Jçel", YA, C.V, s.3627.

1791890 yılındaki salnameye göre Balık Emini Süleyman Efendi./di. Bkz AVS. 1308. s 94

Yunanistan'dı. Tuzlanmış et ticareti geliri ise 130.000 Frank değerindeydi.

Tuzlanmış et, Cezayir ve Tunus, Mısır ve Rusya'ya gönderilmekteydi. işlenmemiş hayvan postu 450.000 Frani< değerle ticarette önemli bir yeri olduğunu göstermektedir. işlenmemiş hayvan postunun satıldığı ülkeler, Fransa, Yunanistan, Rusya ve italya'ydı. ihracatta hayvan ürünlerinden en önemli yeri yün almaktaydı. Yine aynı yılda 1.125.000 Frank değeriyle yün satılmış, alıcı ülkeler ise ingiltere Fransa, italya ve Avusturya'ydı.180

Bunun yanınıda Mersin'de hayvan gücünden de oldukça fazla yararlanılmaktaydı. Özellikle taşımacılıkta deve ve beygirler önemli bir yer tutmaktaydı. Mersin ticaretinin önemli bir kısmı kereste ticaretine dayanmaktaydı.

Mersin ormanlarından kesilen bu keresteler deve ve beygirlerin taşımacılığı ile Mersin iskelelerine kadar getirlmekteydi181

Mersin ticaretini canlandıran bir diğer olay da Mersin'e gelen deve ve katır kervanlarıydı. Cuinnet bu kervanların "gece ve gündüz olarak" yani sürekli geldiklerini ve ticareti canlandırdıklarını yazmaktadır182.

lll. Sanayi 1. Madencilik :

Mersin'e bağlı Tarsus kazası Nemrut kasabasında kömür çıkarılmaktaydı183. Mersin'e üç saat uzaklıkta ve Elvanlı'da birer krom madeni işletilmekteydi184• Bu krom madeni resm ve haraçiarı verilmek şartıyla altmış yıl süreyle Osmanlı Devleti vatandaşlarına ihale ile verilmişti185.

18°Cuinnet, C.ll, s.54, Bkz. Tablo 1 : 1890'da Mersin Limanı'ndan Yabancı ülkelere satılan başlıca ürünlerin C:21~ılımı ve değerleri.

181AVS. 1309, s.174.

182Cuinnet, C.ll, s.51.

183Maden Mukatası 2136, s.3-4. Not: Bir kıt'a krokisi mevcuttur. Fakat bu kroki ve harita tasnif

edilmemiştir.

184AVS. 1318, s.174.

185ihaleyi alan kişiler, Mazlum Hamid, Mehmet Hikmet, Ali Rıza, istefan Nadir, Hüseyin Hüsnü Efendiler'di. Bkz BAMV. 234/70 1332. Ca 2 (28 Nisan 1914).

Krom madeni ilk olarak 1848

yılnda

Bursa

civarında keşfedilmiş, kısa