• Sonuç bulunamadı

Volatilite adı da verilen “oynaklık” kavramı en basit anlamıyla fiyatlarda ortaya çıkan ani hareketler ve değişimler olarak ifade edilmektedir. Finansal anlamda ise bir menkul kıymetin fiyatının veya piyasanın genelinin kısa bir zaman aralığı içerisinde gösterdiği dalgalanma özelliği olarak tanımlanmaktadır. Bir risk ölçütü olan oynaklık, piyasaların gelecekteki durumuna dair beklentileri de yansıtmaktadır. Beklenmedik olaylar finansal piyasaları özellikle hisse senedi piyasalarını sürekli olarak etkilemektedir. Piyasalarda meydana gelen artış ve azalışlar hisse senedi piyasasını riskli hale getirmektedir (Özer ve Türkyılmaz, 2004).

Finansal piyasa oynaklığı yatırım kararlarında, para politikalarının düzenlenmesinde önemli bir role sahiptir. Opsiyon ve türev piyasalarının performansının hisse senedi piyasa oynaklığı ile yakından ilgili olması bu piyasaların son yıllarda popüler olmasını sağlamış ve finansal piyasalardaki oynaklığın öngörülmesi ilgilenilen bir konu olmuştur. Portföy yöneticileri, yatırımcılar ve diğer piyasa katılımcıları hisse senedi piyasa oynaklığının tahmini ile yakından ilgilenmektedirler. Dolayısıyla belirsizlik olarak yorumlanan oynaklık analistler için anahtar bir girdi niteliğindedir.

Hisse senedi piyasalarındaki oynaklık, herhangi bir menkul kıymet veya endeksin belli bir dönemde gösterdiği fiyatlardaki iniş çıkışlardır. Yatırımcılar, portföy yöneticileri, piyasa katılımcıları tahammül edebilecekleri risk seviyelerini bilmek, hisse senedi piyasa oynaklığını tahmin edebilmek ve risklere karşı önlem almak isterler (Özer, 1999). Hisse senedi piyasalarında oynaklığın yüksek olması fiyatların yüksek seviyelere ulaşması ya da düşmesini ifade etmektedir. Finansal piyasa oynaklığının özellikle 1980’ li yıllar itibariyle arttığı yönünde literatürde genel bir kabul mevcuttur. Finansal liberalleşmenin 1980’ den itibaren tüm dünyada artması piyasalardaki oynaklıkların artmasının nedeni olarak kabul edilmektedir. Finansal liberalleşme ile birlikte finansal piyasaların ekonomideki ağırlılıkları ve işlevleri de artmıştır. Özellikle Ekim 1987’ de ABD hisse senedi fiyatlarındaki aşırı düşüş, çoğu finansal analist, piyasa katılımcısı ve yatırımcının söz konusu düşüşle birlikte faiz oranları ve döviz kurlarının oynaklığının da arttığı yönünde düşünmelerine sebep olmuştur (Özer, 1999).

Finansal piyasalardaki oynaklığın artmasının yatırımcılar, finansal analistler, politika yapıcılar ve diğer piyasa katılımcıları açısından önemli sonuçları söz konusudur. Özellikle yatırımcılar yüksek oynaklığı, daha yüksek risk olarak düşündükleri için yatırım kararlarını artan oynaklığa göre değiştirmek isterler. Politika yapıcılar ise, finansal piyasa oynaklığı etkilerinin reel ekonomiye yayılacağı ve ekonomik performansa zarar vereceği konusunda endişe duyabilirler. Ayrıca politika yapıcıları, finansal piyasalardaki oynaklıkların finansal kuruluşların çalışma performanslarını da tehdit ettiğini düşünebilirler. Piyasalardaki aşırı oynaklıklar finansal sistemin pürüzsüz çalışmasına zarar verebilir ve ekonomik performansı da etkileyebilir. Son yıllarda finansal piyasa oynaklığına olan ilgi hisse senedi piyasalarına yönelmiştir. Hisse senedi piyasa oynaklığı tüketici harcamaları yoluyla ekonomik performansı azaltmaktadır. Ekonomistler hisse senedi fiyatlarındaki aşırı düşüşlerden sonra daha zayıf ekonomik büyümenin söz konusu olduğunu öngörmektedirler. Ayrıca finansal analistler tüketici güvenindeki zayıflamanın harcamalarda da zayıflamaya neden olacağını, hisse senedi fiyatlarındaki düşüşün tüketici harcamalarını azaltacağını ileri sürmektedirler. Hisse senedi piyasalarındaki düşüşlerin tüketim harcamalarını nasıl etkileyeceği ile ilgili ekonomistler farklı düşünmektedirler. Bazıları hisse senedi fiyatlarındaki azalışın, refahı düşürerek ekonomik belirsizliği arttırdığını dolayısıyla tüketim harcamalarındaki artışı yavaşlattığını ileri sürerken hisse senedi yatırımcılarının büyük çoğunluğu gelir düzeyi yüksek kişilerden oluştuğu için tüketim harcamaları üzerindeki etkilerinin de zayıf olduğunu ileri süren ekonomistler de vardır. Hisse senedi piyasa oynaklığı tüketici harcamalarını olduğu gibi işletme yatırım harcamalarını da etkileyebilmektedir.

Yatırımcılar hisse senedi piyasa oynaklığındaki bir artışı, yatırım riskindeki bir artış olarak algılayabilirler ve önlem olarak yatırımlarını daha az riskli varlıklarla değiştirebilirler. Normal seviyelerdeki fiyat oynaklığı varlığında iyi çalışan sistemler aşırı fiyat değişmeleriyle başa çıkamayabilirler. Bu durumda piyasanın etkinliğini arttırmak için yapısal ve düzenleyici değişimler gerekli olmaktadır. Artan finansal piyasa oynaklığının varlığında yatırımcılar yatırım stratejlerini değiştirebilir ve politika yapıcılar düzenleyici reformlarla ilgilenebilirler.

Ayrıca politika yapıcılar, oynaklığı doğrudan azaltmayı deneyebilirler ya da finansal piyasalara artan oynaklığa adapte olma konusunda yardımcı olabilirler. Oynaklık, işletmelerin sermaye yatırım ve kaldıraç kararlarını, tüketim ile ilgili davranışları ve döviz kuru, faiz, enflasyon gibi diğer makroekonomik değişkenleri etkilemektedir.

Finansal piyasalardaki hareketliliğin makroekonomik dalgalanmaların

oluşmasında önemli bir etkisi olduğundan bahsetmek mümkündür. Yüksek finansal oynaklığa sahip finansal sistemleri az gelişmiş ülkelerde üretim, tüketim ve yatırımdaki büyümede de benzer yüksek dalgalanmalar gözlenmektedir. Bir ülkedeki makroekonomik oynaklık, varlık fiyatlarında çöküş, sermaye akımlarındaki ani dalgalanmalar, kredilemedeki genişleme, yoğun hükümet müdahaleleri gibi nedenler ekonomik istikrarsızlıklara ve dolayısıyla ekonominin finansal krizlere karşı korunmasız hale gelmesine neden olmaktadır (Köse vd., 2003; Özer, 1999).

Oynaklık finansta sıklıkla herhangi bir rassal değişkenin standart sapması olarak kabul edilmektedir.     N t t R R N 2 ) ( 1 1 ˆ  , (E.2.38)

burada, Rt, t anındaki getiriyi,

Rt, ortalama getiriyi göstermektedir (Poon ve Granger, 2003).

Oynaklık en basit düzeyde bir rassal değişkenin standart sapması olarak kabul edilmiş olmasına rağmen literatürde oynaklığın modellenmesi ile ilgili çeşitli modeller geliştirilmiştir. Tarihi oynaklık modelleri, zımni oynaklık modelleri, üssel ağırlıklandırılmış hareketli ortalama modelleri (EWMA), otoregresif koşullu değişen varyans modelleri (ARCH), stokastik oynaklık modelleri (SV) gibi modeller oynaklığın tahmini ve modellenmesi için yaygın biçimde kullanılmaktadır.

Benzer Belgeler