• Sonuç bulunamadı

DRM ve OSYB Teknikleri Aynı Süreçleri mi Yoksa Farklı Süreçleri mi Ölçüyor?

1.2. Bellek Yanılmaları

1.2.1. Bellek Yanılmalarını Araştırma Yöntemler

1.2.1.3. DRM ve OSYB Teknikleri Aynı Süreçleri mi Yoksa Farklı Süreçleri mi Ölçüyor?

Daha önce belirtildiği gibi OSYB ve DRM paradigmaları bellek yanılmalarını incelemek için kullanılan iki tekniktir. Teorik ve pratik nedenlerle bu iki teknik arasındaki ilişki araştırılmıştır. Teorik neden şudur: Aralarındaki ilişkiyi belirlemek bellek yanılmalarının niteliğini ve temelindeki süreçleri aydınlatacaktır (Gallo, 2010). Bu açıdan kritik bir soru, iki tekniğin yarattığı bellek yanılmalarının temelinde ortak bir psikolojik mekânizmanın olup olmadığı meselesidir (Örneğin, Qin, Ogle ve Goodman, 2008). Öte yandan, iki teknik arasındaki ilişkiyi anlamak, pratik açıdan DRM paradigması gibi bir bellek yanılması testinin genellenebilirliğini anlamak için de önem taşımaktadır. Eğer laboratuvar ortamında DRM paradigmasından elde edilen verilerin genellenebilirliği yüksek ise bu durum gerçek hayatta oluşan bellek yanılmalarının da sebebini anlama konusunda pratiklik kazandıracaktır. Ama genellenebilirliği düşükse, bellek yanılması testlerinden elde edilen sonuçların günlük hayatta oluşan bellek yanılmalarından farklı psikolojik mekanizmaları aktive ettiği sonucuna ulaşılır. (Otgaar ve Candel, 2011).

Literatürde OSYB ve DRM paradigmalarını araştıran birçok çalışma olmakla birlikte (Örneğin, Gallo, 2010; Loftus, 2005), az sayıda çalışma bu iki teknikten kaynaklanan bellek yanılmaları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Bu iki farklı teknik arasındaki ilişki nedir sorusunu cevaplamaya çalışan araştırma bulguları uyumsuzdur. Bazı

44

araştırmalar, DRM tekniğine ve OSYB etkisine duyarlılık ile çalışma belleği (WM) kapasitesi arasında negatif bir ilişki olduğunu gösteren bulgulara dayanarak, bu iki tekniğin ilişkili olduğunu, yani aynı süreçleri ölçtüğünü öne sürmüştür (Calvillo, 2014; Jaschinski ve Wentura, 2002; Zhu ve arkadaşları, 2010; Peters, Jelicic, Verbeek, ve Merckelbach, 2007). Bazıları ise OSYB ve DRM teknikleri arasındaki ilişkiyi katılımcıların duygu durumu değişkenine göre açıklamaya çalışmışlardır (Forgas, Laham ve Vargas, 2005; Storbeck ve Clore, 2005). Storbeck ve Clore (2005) duygu durum değişimi ile DRM tekniği kullanılarak oluşan bellek yanılmaları arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Bunun için daha önceki çalışmalarda kişiler üzerinde negatif ve pozitif etki yarattığı belirtilen iki müzik parçası (Adagietto-Mahler ve Eine Kleine Nacht- Mozart) belirlenmiştir. Daha sonra 100 üniversite öğrencisinin bir kısmına negatif etki yaratan, bir kısmına ise pozitif etki yaratan müzik dinletilmiş ve ardından kelime listeleri çalışılmıştır. Sonuçlar negatif müzik dinleyen grubun pozitif müzik dinleyen gruptan daha az yanılma hatası yaptığını yönündedir. Negatif duygu durumu hâlinde yanılmanın daha az olma nedenini Storbeck ve Clore (2005) yaptıkları ikinci deneyle açıklamıştır. Buna göre negatif duygu durumu kelimelerin hatırlanmasını değil, kişinin başta kelimeyi kodlama aşamasını etkilemektedir. Storbeck ve Clore (2005) hatalı hatırlamada negatif duygu durumunun etkili olmasını, BİT’e göre duygu durumunun anlamsal işlemeyi bozduğu şeklinde yorumlamıştır. Forgas, Laham, ve Vargas (2005) ise duygu durumunun OSYB tekniğiyle oluşan bellek yanılmalarındaki etkisini araştırmıştır. Çalışmalarının ilk deneyinde katılımcıların bir grubuna bir araba kazası, bir grubuna ise bir düğünü betimleyen resimler gösterilmiş ve katılımcılardan bu resimlere bakarken kendilerini sokakta bu olayla karşılaşmış gibi hissetmeleri istenmiştir. Daha sonra katılımcılar kendi hayatlarında kendilerini çok mutlu ya da mutsuz eden bir sosyal olayı

45

betimlemiş ve ilk resimlerle ilgili yanıltıcı sorulara maruz bırakılmışlardır. OSYB alan katılımcılar daha sonra o anki duygu durumlarını 7’li likert ölçeğiyle belirtmiş ve son hatırlama testine alınmışlardır. İkinci deneyde ise duygu durumu gerçek bir olay yaratılarak değişimlenmiştir. Bu deneyde öğrenciler amfide bir kadın saldırgan ile öğretim görevlisi arasındaki saldırgan bir tartışmaya tanık olmuşlardır. Bir hafta sonra olaya tanık olan öğrenciler gruplara bölünmüş ve her gruba farklı duygu durumları yaratan 10 dakikalık videolar izletilmiştir. Bunlardan biri komedi (pozitif duygu durumu) diğeri kanserden ölen bir kişinin (negatif duygu durumu) hikâyesidir. Daha sonra yine sorularla verilen yanıltıcı bilgilerin ardından, tanık olunan olayla ilgili hatırlama testi uygulanmıştır. Forgas, Laham, ve Vargas (2005) iki deney sonucunda da negatif duygu durumu koşulunda kişilerin daha az yanılma gösterdiğini bulmuştur. Pozitif duygu durumu, sonraki yanıltıcı bilgileri alma ve kabul etme eğilimini arttırmıştır. İki tekniğin ayrı ayrı kullanılarak yapılan bu çalışmalarda pozitif ruh hali ile bellek yanılmasının artması ve olumsuz ruh hali ile bellek yanılmasının azalması iki tekniğin aynı süreçleri ölçüyor olabileceğini düşündürmüştür (Forgas, Laham, ve Vargas, 2005; Storbeck ve Clore, 2005). Schacter, Guerin ve St. Jacques (2011) ise bu iki tekniğin doğurduğu yanılma etkisinin adaptif bellek süreçlerinin bir sonucu olabileceğini, bu nedenle ilişkili olabileceğini öne sürmüştür. Calvillo ve Parong’a (2016) göre ise her iki bellek yanılması şekli kaynak izleme (source monitoring) hatası ile açıklanabileceği için (Örneğin, Arndt, 2006; Hege ve Dodson, 2004; Lindsay, 2008 gibi) benzer süreçleri ölçüyor olabilir.

Yukarıda belirtilen DRM ve OSYB sonuçlarının benzerliği, benzer bilişsel süreçlere dayandıklarını düşündürse de farklı araştırma bulguları da vardır. Ost, Blank, Davies,

46

Jones, Lambert ve Salmon (2013) OSYB etkisi ile DRM etkisinin ilişkisiz olduğunu, başka bazı araştırmalar ise (Calvillo ve Parong, 2016; Zhu ve arkadaşları, 2013) bu ilişkinin çok zayıf olduğunu, bu nedenle bu iki tekniğin aynı bilişsel süreçleri ölçmesi olasılığının zayıf olduğunu öne sürmüştür.

Ost ve arkadaşları (2013) katılımcılarına hem OSYB hem DRM görevleri vermiştir. Katılımcılar önce bir video izlemiş, daha sonra yazılı metin okuyarak ya da bir işbirlikçi (confederate)1

ile tartışarak OSYB almıştır. Daha sonra serbest hatırlama ve tanıma testi yöntemleriyle olay hakkında katılımcıların ne hatırladıkları ölçülmüştür. Bundan sonra aynı katılımcılara 15’er kelimelik beş DRM listesi verilmiş ve yine hatırlama ve tanıma testleri uygulanmıştır. Araştırmacılar hatırlama ve tanıma testlerinde hem OSYB hem de DRM etkisi bulmuş olsalar da OSYB ölçümleri ile DRM ölçümleri arasında ilişkili bulamamışlardır (r = - .01).

Zhu ve arkadaşlarının (2013) araştırması ile mevcut araştırma, yöntem açısından benzerlikler taşımaktadır. Katılımcılar önce iki olay betimleyen slaytlar izlemiştir. Daha sonra izledikleri olayları betimleyen ancak yanlış bilgi içeren bir metin okumuşlar ve nihayet, çoktan seçmeli bir tanıma testini almışlardır. Tanıma testindeki seçenekler hem orijinal bilgi, hem yanlış bilgi hem de ilişkisiz cevaplardan oluşmuştur. Katılımcılara ayrıca on DRM kelime listesi uygulanmıştır. Nihayet, katılımcıların hatırlama performansı tanıma testiyle ölçülmüştür. Ost ve arkadaşlarının (2013) aksine, Zhu ve arkadaşları, (2013) OSYB ve DRM etkisiyle

1 Araştırmaya deneklerle birlikte katılan; fakat araştırmacı için çalışan kişilere

işbirlikçi (confederate) denmektedir (Shaughnessy, Zechmeister ve Zechmeister, 2011). Bu kişiler araştırmacı tarafından önceden bilgilendirilerek araştırma hedefi doğrultusunda yönlendirilir. ve sadece deneyle ilgili rollerini yürütürler. Bu nedenle araştırma konusu dâhilinde gözlemlenip, araştırma sonuçlarına dâhil edilmezler.

47

tanıma testlerinde ortaya çıkan bellek yanılmaları arasında düşük ama pozitif bir ilişki bulmuştur (r = .12).

Calvillo ve Parong (2016) ise diğer iki çalışmadan farklı olarak OSYB tanıma testi görevini DRM tekniğinde tanıma testi gibi evet/hayır şekline dönüştürmüştür. Ayrıca bu çalışmaya DRM’nin nasıl yanılttığı konusunda katılımcıların önceden uyarıldıkları ve uyarılmadıkları iki yeni grup eklenmiştir. Sonuç benzerdir: Zhu ve arkadaşlarında (2013) olduğu gibi, OSYB ve DRM ile bulunan bellek yanılmaları arasında düşük ama pozitif bir ilişki bulmuştur (r = .06).

Bu üç yeni çalışma (Calvillo ve Parong, 2016; Ost ve arkadaşları, 2013; Zhu ve arkadaşları, 2013) OSYB ve DRM tekniklerinin benzer sonuçlar vermekle birlikte, aslında aynı süreçleri ölçmediğini düşündürmektedir.