• Sonuç bulunamadı

Osmanlı Patent Hukukunda İmtiyazlar

İmtiyaz genel manada bir işin başkalarınca yapılamaması şartıyla, özel bir izinle bir kimseye veya bir kuruluşa verilmesidir. İmtiyaz kavramı, Osmanlı tarihinde kapitülasyonlarla ve mezheplere tanınan ayrıcalıklarla özdeşleşmekle birlikte, iktisadi sahada oldukça geniş bir yelpazede karşımıza çıkmaktadır. Kamu mallarından tekel olarak yararlanma ve kamu hizmetlerinin işletilmesi çerçeve-siyle özellikle Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde demiryolları, maden işletmeleri, kent hizmetle-rinin gördürülmesi, fabrika tesisi gibi birçok alanda yerli fakat daha çok yabancı sermaye sahiplerine yüzlerce imtiyaz verilmiştir.

Konumuz olan icatlarla ilgili imtiyazlar ise 1850’li yıllardan itibaren görülmeye başlanmıştır. Sanayi Devrimi’nin sonucunda gelişen Avrupa ekonomileriyle mücadele etmek amacıyla 19. yüzyılda Osmanlı Devleti, kısmen başarısızlıkla sonuçlanacak devletçi politikalarla dönem dönem sanayileşme

girişim-1 Paul A. David, “The Evolution of Intellectual Property Institutions and The Panda’s Thumb: Patents, Copyrights and Trade Secret in Economic Theory and History”, The Global Dimensions of Intellectual Property Rights in Science and Technology, (Ed. Mitchel B. Wallerstein, Mary Ellen Mogee, Roberta A. Schoen), Washington 1993, s. 46.

2 Qaiser Iqbal, “Intellectual Property Rights and Islam”, Faculty of Management Sciences, International Islamic University, Islamabad 2004, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), s. 20.

İcatlara tanınan imtiyazlarda izlenen temel politika da yabancı teknolojinin transferi ve aynı zamanda yerel potansiyelin teşvik edilmesidir. Devlet icatlara imtiyaz verirken bu icatların üretim sahasına konulmasını, istihdamın artmasını ve en azından teknolojik unsurların ülkeye getirilmesini beklemiştir.

İcatlarla ilgili imtiyazların kapsamı ve şartları ile ilgili bir kanun oluşturulmamıştır3 fakat belirli kural-lar mevcuttu. Temel okural-larak imtiyaz verilecek icatkural-ların faydalı ve uygulanabilir olması gerekmekteydi.

İmtiyazlar verilirken dikkat edilen bir diğer husus imtiyazın sektörel bazda değil icat özelinde bir tekel yaratmasıydı.4 Başvuru makamı ise Ticaret ve Nafia Nezareti’ydi.

İmtiyaz talep edenler icatlarının ne işe yaradığını, hangi alanlarda kullanılabileceğini ve faydalarını içeren bir dilekçe ile Nezarete başvururlar, imtiyazları onaylanınca belirli bir süre içerisinde icat ettikleri şeyin daha ayrıntılı açıklamasını, resimlerini sunarlar, ilk yılın taksitini de peşin yatırırlar ve bu suretle imtiyazı elde etmiş olurlardı. Bu imtiyaz ile icatlarını yalnız kendileri imal edebilecekleri, satabilecekleri ve aynı zamanda devredebilecekleri bir tekel hakkına sahip olurlardı.

İcatlar için belirlenen imtiyaz süresi 15 yıl ile sınırlandırılmıştır. Bu süre 1844 Fransa Patent Kanunu’yla ve 1879 İhtira Beratı Kanunu ile belirlenen süre ile aynıdır. Eğer yabancı bir başvuru sahibi başka bir ülkeden imtiyaz veya patent almış ise Osmanlı Devleti’nce verilen imtiyazın başlangıç tarihi, mucidin imtiyaz ya da patent aldığı diğer devletteki başlangıç tarihi esas alınarak belirleniyordu. Bir örnekte;

binalarda kullanılmak üzere sanayi tipi taş icat eden bir Fransız vatandaşının imtiyaz süresinin bitiş tarihi, Fransa’da aldığı imtiyaz göz önünde bulundurularak belirlenmiştir. İcat sahibinden, Fransa’da aldığı ruhsatnamenin bir örneğinin üç ay içinde Ticarethane-i Âmire’ye teslim etmesi istenmiştir.5 Bu uygulama patent kanunlarıyla benzerlik gösterir. Bu bakımdan Osmanlı Devleti’nin verdiği imtiyazla-rın Avrupa’daki patent kanunları örnek alınarak oluşturulduğu sonucuna varılabilir.

İmtiyaz alan kişilerin sorumluluklarının başında ise yıllık ücret gelmektedir. Osmanlı Devleti’nin verdiği imtiyazlarda taksit miktarlarıyla ilgili bir standart olmamakla birlikte yıllık ücret bulunmaktadır.

Örneğin, 1869 yılına ait bir imtiyazda, imtiyazın ilk senesi için 10 lira kalan sürede yıllık 5 lira gibi bir ücret belirlenmiştir.6 Bunun yanında imtiyazdan kaynaklanacak zarar ziyan imtiyaz sahibine aitti ve imtiyaz sahibinin, ortaya çıkacak zarardan dolayı da tazminat hakkı bulunmamaktaydı. Ayrıca yaban-cılar için geçerli olmak kaydıyla, ortaya çıkabilecek davalarda imtiyazsahipleri ecnebilik sıfatını kul-lanmayarak İstanbul’da Ticaret Nezareti’ne taşrada ise Ticaret Meclislerine başvuracaklardı.7

Örnek bir imtiyaz mukavelesi konuyu açıklamak bakımından faydalı olacaktır. 1869 yılında Mösyö Sneijder isimli bir mucide, icat ettiği bir tarım makinesiyle ilgili verilen imtiyazın içeriği şu şekildedir;

3 “…imtiyazata dair şimdiye kadar mahsus ve mufassal bir kanun yoksa da erbab-ı sanayinin teşviki niyet-i hayriyesiyle ihtira’

iddiasında bulundukları alat ve edevat için imtiyaznameler itâsı muvafık maslahat görünmüş olduğundan …”, BOA, ŞD, Dosya No:

1173, Gömlek No: 19, 1.S.1286,

4 1868 yılında yapılan bir başvuru, imtiyazın aynı zamanda tarım alanında bir tekel yaratacağı gerekçesiyle reddedilmiştir.

BOA, İ. ŞD, Dosya No: 9, Gömlek No: 480, 05.Ca.1285.

5 BOA, A. MKT. NZD, Dosya No: 276, Gömlek No: 70, 4.B.1275.

6 BOA, ŞD, Dosya No: 1173, Gömlek No: 19, 1.S.1286.

7 BOA, A. MKT. NZD, Dosya No: 276, Gömlek No: 70, 4.B.1275.

1. Mösyö Sneijder’e ziraatle ilgili aletlerin Osmanlı Devleti’nde imal, kullanım ve alım satım imtiyazı münhasıran verilmiştir.

Altı adet saban ve tarım makinesi.

2. İmtiyazın müddeti 15 sene olacaktır.

3. İmtiyaz sahibi, icatlarının ayrıntılı açıklamasını içeren bir rapor hazırlayarak iki nüsha ola-rak; aletin iki numunesini ya da 1/20 oranında küçültülmüş resmini, imza ve mührüyle birlikte Nafia Nezareti’ne 10 Osmanlı lirası ödeyerek teslim edecekti.

4. İmtiyaz sahibi, bu 10 liradan başka her sene vezneye 5 Osmanlı lirası ödeyecektir.

5. İmtiyaz sahibi, imtiyazını kısmen veya tamamen devredebilir.

6. Bu imtiyazdan doğacak zarar ve ziyan imtiyaz sahibine aittir ve üçüncü kişiler ile ortaya çı-kabilecek davalar ticaret mahkemelerinde görülecektir.8

İmtiyaz maddeleri incelendiğinde, imtiyazın doğrudan icat edilen bir alet için verildiği görülmektedir. İmtiyazın 1879 İhtira Beratı Kanunu’nda mucitlerin temel hak ve sorumluluklarına da uyduğu anlaşılabilir.

Başka bir örnekte ise Hüsameddin Efendi adlı bir mucit icat ettiği bir tulumbadan dolayı 1 Mart 1863 tarihinde bir imtiyaz almıştır. İmtiyaz maddeleri yukarıdaki örnekle aynıdır fakat Hüsameddin Efendi imtiyaz başvurusunda, icadını 1863 yılında düzenlenecek olan Osmanlı Sergi-i Umumi’de ser-gilemek istediğini belirtmiştir.

İmtiyaz mukavelesinin giriş kısmındaki

“Hüsameddin Efendi ihdas etmiş olduğu nev’ icad tulumbanın imal ile füruhtu (satış) için devletden ba-mazbata imtiyazname istida etmiş olduğundan… …bu misüllü mucidlerde muceb-i gayret olacağını be-yan edib müma-ileyh (adı geçen kişi) muhteri’i (icadı) olan mezkûr (adı geçen) tulumbanın taklid olunması havfından (korkusundan) emin olarak sergi-i umumi-i Osmaniye vaz’ edebilmesi (koyabilmesi) için imtiyaz matlubunun seri’an i’tası münasib olacağından emsaline kıyasen kaleme alınan imtiyaz mukavelenamesi ber vech-i âti arz ve beyan olunur.”

“Devlet-i Aliyye Hüsameddin Efendi’ye iş bu imtiyazname tarihinden i’tibaren on beş sene müddet-i mütehaddi olan tulumbayı memalik-i mahruse-i şahaneden yalnız kendüsü i’mal ve füruht etmek imtiya-zını i’ta ve ihsan buyurulmuşdur.”

İfadesinden anlaşılacağı üzere mucit, tulumbasının taklit edilmesinden yani sanayi casusluğundan korkmuş bu sebeple imtiyaz başvurusunda bulunmuştur ve kendisine 15 yıl müddetle imtiyaz verilmiştir.9 Dolayısıyla icatlara verilen imtiyazların, icatların taklit edilmesi, çalınması durumunda hukuki bir koruma sağladığına şüphe yoktur.

Hüsamettin Efendi’ye verilen imtiyazın son maddesinde, icadının, mucidin beyanı üzerine, adı

geçen-8 BOA, ŞD, Dosya No: 1173, Gömlek No: 19, 1.S.12geçen-86.

9 BOA, İ. MVL, Dosya No: 482, Gömlek No: 21862.

maktadır.

Diğer bazı örneklerde dikiş makinesine11, sınai tipi inşaat taşına12, buz makinesine13, kanal ve nehir temizleme makinesine14 imtiyaz verilmiştir.

İhtira Beratı Kanunu çıktıktan sonra icatları kapsayan imtiyazlar da sona ermiştir. Fakat nadir de olsa imtiyaz talepleri yine görülmüştür. Örneğin, 1896 yılında İstanbul’da temizlik ürünleriyle ilgili bir fabrika kurmak isteyen iki kişi, ürünlerini tescil ettirerek patent (ihtira beratı) almışlar fakat bir de imtiyaz talebinde bulunmuşlardır. Bu talep iki girişimcinin ellerindeki ihtira beratının hâlihazırda imtiyaz işlevi gördüğü için reddedilmiştir.15

Sonuç olarak Osmanlı Arşivi’nde yer alan örneklerden yola çıkarak imtiyaz usulünün, icatların teşviki ve transferi noktasında İhtira Beratı Kanunu’ndan önce ilgili kanunun amaçlarıyla benzerlik göster-diği; temel bir patent kanununun fonksiyonlarını yerine getirdiği söylenebilir. “İmtiyazlar dönemi”

olarak adlandırdığımız sürecin, Osmanlı patent hukuk tarihinin başlangıcı ve ilk evresi olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Dolayısıyla Osmanlı patent hukukunun miladı olarak kabul gören 1879 yılının en azından 1850’li yıllara kadar götürülmesi patent hukuku tarihimiz bakımından daha yerinde gözükmektedir.

* Dr. Öğr. Üyesi, Kafkas Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, tolga_z@hotmail.com

10 “Zarar ve ziyanı tarafına aid olmak üzere Hüsameddin Efendi’ye ber vech-i muharrer imtiyaz i’ta olunmuşdur ve beyana hacet olmadığı üzere imtiyaz, mezkûr alât misli görülmemiş ve sahihen ihtira-i cedide denilebilecek tulumba için verilmiş olduğundan müma-ileyhin ihtira’ etdim dediği tulumba bu kabilden zuhur etmez ise imtiyaz-ı mebhus keen lem yekûn hükmünde tutulacaktır”

BOA, İ. MVL, Dosya No: 482, Gömlek No: 21862.

11 BOA, A. MKT. NZD, Dosya No: 105, Gömlek No: 18, 15.Ra.1270.

12 BOA, A. MKT. NZD, Dosya No: 276, Gömlek No: 70, 04.B.1275.

13 BOA, İ. MVL, Dosya No: 502, Gömlek No: 2711, 08.N.1280.

14 BOA, İ. MVL, Dosya No: 572, Gömlek No: 25686, 08.M.1284.

15 BOA, MV, Dosya No: 86, Gömlek No: 66, 16.N.1313.

Konuk Yazarlar

Benzer Belgeler