• Sonuç bulunamadı

Osmanlı Döneminin Genel Anlatısı

Kosova tarih ders kitaplarında en çok dikkati çeken konulardan birisi de İslam ve diğer dinlere karşı olan bakış açısıdır. İlk olarak İskender Bey dönemi anlatısında dikkati çeken Osmanlı üzerinden İslam eleştirisi ve Katolikliğin ön plana çıkarılması durumu daha sonraki konularda da ortaya çıkmaktadır. Örneğin bu konu 7.sınıf tarih ders kitabında “ Arnavutlarda İslam Dininin Yayılması” başlığı altında ayrı bir konu olarak işlenmektedir. Örneğin Osmanlı öncesi dönem ve sonrasında din alanın yaşananlar anlatılırken şu satırlar dikkati çekmektedir:

“Osmanlı işgalinden önce, Arnavutlar Hıristiyan dinine mensup idi. Bu dine iki tür inanış şekli vardı; Ortodoksluk ve Katoliklik. Yapılan büyük baskılara rağmen Arnavutluk’taki Katolik Kilisesi yaşamaya devam etti. Onlar, Osmanlı işgalinin yeni şartlarına da ayak uydurmaya çalıştı. … Ortodoks dini genellikle güney Arnavutluk, güney doğu ve kuzeydoğu bölgelerinde yaygındı.” (İ.Bicaj ve A.Salihu, Historia 7, 2009, s.116).

İlgili alıntı İslamiyet’ten önce var olan inançları açıklarken nedense Katolik inancına daha özel bir yer ayırmaktadır. Bu durumun iki sebebi olabilir. Birincisi Kosova tarih ders

kitaplarında sıklıkla hissedilen Katoliklik propagandası ikincisi ise Sırpların Ortodoks olması sebebi ile Ortodoksluktan sadece birkaç kısa cümle ile bahsedilmesi olabilir.

İslam dininin yayılması ise şu şekilde anlatılmaktadır:

“İslam dini öncelikle Arnavutluk şehirlerinde yayıldı. Bu şehirler işgalciler tarafından

askeri ve yönetim merkezleri olarak kullanıldı. Köylerde İslam çok yavaş yayıldı. Dağlık bölgelerde ise neredeyse hiç yayılmadı. 1520 senesine kadar halkın sadece %2’lik bir kısmı İslam’ı kabul etmişti. Ama İslam, 17.asrın sonuna doğru çok yayıldı. Bu zaman diliminde Arnavutların %3,2’si İslam dinine aitti. İslam dininin yayılmasının sebepleri: halka yapılan baskı, toprak vergisi(bu vergiyi sadece Hıristiyanlar ödüyordu) Hıristiyan ailelerin çocuklarının zorla alınarak İstanbul’a gönderilmesi ve orada İslam eğitimi görmeleri, devlet örgütünün baskıları vb.” (İ.Bicaj ve A.Salihu, Historia 7, 2009, s.117).

Yukarıdaki alıntı çok fazla yoruma yer bırakmaktadır. Açıktan veya gizliden bir İslam eleştirisi yapılmakta ve Arnavutların zorla Müslümanlaştırıldığı vurgulanmaktadır. En dikkat çekici husus ise nereden alındığı belirtilmeyen istatistiksel rakamlar ile Arnavutların 17. Asırdan sonra bir şekilde asimile edildiği ima edilerek İslam dinine yöneldiği vurgulanmaktadır. Bir diğer dikkat çekici durum ise İslam ve işgalci kelimelerinin yan yana kurularak İslam bir şekilde ötekileştirilmektedir. Kosova’nın nüfus yapısında ezici çoğunluğunun Müslüman olduğu(İnternational Chrisis Group 105 nolu Avrupa Raporu) ve bu tarih kitaplarını okuyarak tarih eğitimi aldığı akla getirilirse tartışmalı bir durum meydana gelecektir. Ayrıca tarih ders kitaplarında ünite sonunda sorulan sorular da öğrenci üzerinde yönlendirici bir etki yaratabilecektir. Örneğin bu ünite sonunda yer alan sorular şunlardır:

 Osmanlı işgalinden önceki Arnavutların din yapısını anlatınız.  Hangi Arnavut halk yapısı İslam’ı kabul etti neden?

 İslam Şehirlerde neden daha çabuk yayıldı?

 Arnavutluk bölgelerinde İslam’ın yayılmasına etki eden faktörler nelerdir?

Bu sorular da konunun anlatımı kadar da problemli görünmektedir. Özellikle Kosova’da hakim din olan İslam üzerine bu kadar eleştirel sorular sorulması akıllarda gerçekten soru işaretleri bırakmaktadır.

3.4.2 Kültür ve Eğitim

Tanzimat Fermanının ilanı ve Prizren Birliğine giden süreçte tarih ders kitapları Arnavut kültür ve eğitim çalışmalarına değinmekte ve bu süreçte yaşananları anlatmaktadır. Ancak bu dönem öncesi kültürel gelişmelere çok fazla değinilmemektedir. Daha önceki dönemlerdeki bu durağanlık ise 7.sınıf tarih ders kitabında şu şekilde açıklanmaktadır:

“Osmanlı işgalinin Arnavutluk’a yerleşmesi milli kültürün gelişmesini önledi. Yabancı işgalinin ağır şartlarına rağmen entelektüellerin hareketleri durmadı. Katolik rahipler, Arnavutça dilinde eğitimin ve edebiyatın öncüleri oldu.” (İ.Bicaj ve A.Salihu, Historia 7,

2009, s.125).

İlgili alıntıda görüleceği üzere Arnavut kültürünün gelişmesine de yine en büyük darbeyi vuranın Osmanlı işgali olduğu dikkat çekmektedir. Yine aynı alıntı içindeki Osmanlı’nın yabancılığı, işgalciliği ve Katoliklerin öncülüğü dikkat çekicidir.

3.4.3 İmparatorluğun Arnavutları

Kosova’da başlayan tarih yazımı tartışmalarında Türk tarafının tezi genelde Osmanlı sistemi içerisinde yönetici olmuş ve sadrazamlığa kadar yükselen Arnavutlar örneği üzerine kuruludur(Türbedar, 2011). Kosova tarih ders kitaplarında bu konunun işlenip işlenmediği incelenirken dikkati ilk olarak Osmanlı’ya yardım eden hainler çeker. Özellikle İskender Bey ve Hamza Kastrioti ilişkisi örneğinde bu hainlik damgası dikkati çekmektedir. Osmanlı sistemi içerisinde yükselmiş Arnavutlar konusu ise ayrıntılı olarak 7.sınıf tarih ders kitabında “Osmanlı Devletine Katkı Yapan Arnavutlar” başlığı altında işlenmektedir (İ.Bicaj ve A.Salihu, Historia 7, 2009, s.127-128). Örneğin bu bölümde Osmanlı’da sadrazam olmuş Arnavutlar anlatılır. Özellikle uzun yıllar yöneticilik yapmış olan Köprülü Ailesi anlatılırken eleştirel bir yaklaşım kullanılmamaktadır. Bu Arnavutlar ile de gizliden gizliye bir övünme duygusu hakim gibidir. Çünkü bu bölümde bu kişiler ile alakalı sadece övgüler yer almaktadır. Örneğin:

“Osmanlı İşgalinden sonra Arnavutların bağımsızlık için uğraşları hiç durmadı. Yine de 500 senelik beraber yaşayış birçok kültür ve dini alışverişi beraberinde getirdi. Diğer milletlerin yanında birçok Arnavut, Osmanlı İmparatorluğu’nda önemli bir rol oynadı. Onlardan birçoğu önemli mevkilere kadar gitmeyi başardı. Bazıları bakan, başbakan, ordu komutanı, kaptan-ı derya gibi mevkilerde bulundular. 25

başbakandan daha fazlası Arnavut uyruklu idi.” (İ.Bicaj ve A.Salihu, Historia 7, 2009,

s.127).

Şekil 3.6 ‘Kyreministri Osman, Mehmet Qypryliu (Osmanlı Başbakanı Mehmet Köprülü)’

Ders kitaplarında devlete sadece siyaseten katkı yapanlardan bahsedilmez ayrıca Mimar Sinan’dan “tüm zamanların en iyi mimarı” şeklinde bahsedilmektedir. Onun dışında da diğer sanatçılardan bahsedilerek “Osmanlı artistik dünyasında değeri biçilemeyecek” bir iz bıraktıkları vurgulanmaktadır (F.Rexhepi ve F.Demaj, Historia 8, 2009, s.128).

Görüldüğü üzere Osmanlı’nın değeri olan bazı kimseler aslında Arnavutlar tarafından da aynı değeri görmektedir. Buradaki yaklaşım biraz çelişkilidir. Zira genel anlatıda işgalciden kurtuluş öyküsü hakimken, aynı zamanda bu işgalci sistem içinde yükselmiş ve başarılı olmuş Arnavutlarla bir övünme durumu söz konusu olmaktadır.

Benzer Belgeler