• Sonuç bulunamadı

2. KENTSEL DÜŞÜNCE MERKEZİ OLGUSU 43

2.1. Genel Olarak Düşünce Merkezi (Think-Tank) Kavramı 44 

2.1.1. Ortaya Çıkışı ve Gelişimi 47 

Düşünce merkezi (think-tank) kuruluşu fikri bazı yazarlara göre Eski Yunan’da Sokrates’e kadar dayandırılabilmektedir.97 Bu kavram ilk defa olarak 20. yüzyılın başlarında Amerika Birleşik Devletleri’nde rasyonel yönetim düşüncesinin hâkim

94M.Hasanoğlu,; A. Asgerzade, “Dünya Politikasında Strateji Merkezlerinin Yeri ve Önemi”, Güncel Yazı ve

Makaleler, http://www.kayad.org.tr/yayingoster.php?idyayinlar=17 erişim tarihi: 3.10.2012

95Fatih Keskin, “Modern Demokrasilerde Yeni Politik Seçkinler: Think Tanklar ve Politikadaki Rolleri” Sosyo

Ekonomi 2005 s.4 http://www.sosyoekonomi.hacettepe.edu.tr/050103.pdf erişim tarihi: 2.10.2012

96Ezer, a.g.e.

97Beryl A. Radin, “Beyond Macchiavelli: Policy Analysis Comes of Ages”, Washington D.C.: Georgetopwn

olduğu bir zaman diliminde ortaya çıkmıştır. Bilimsel araştırmalarda ilgili alanlarda işlev gören uzmanların, yönetimi daha rasyonel ve üretici bir duruma getireceğine inanıldığından, gerek ekonomi gerekse devlet mekanizması dâhilinde planlamaya ve teknolojiye dayandırılmasının gerekli olduğu sürekli olarak gündeme getirildiği bir dönemde ön plana çıkan yönetim uzmanları, politik alanda yetkili organlara danışmanlık hizmeti vermeye başlamışlardır. Bu danışmanlık hizmetleri bir taraftan yönetimi daha rasyonel kılma amacını taşırken, diğer taraftan da çıkar çatışmalarından uzak kalan akademik uzmanların somut bilgileri doğrultusunda toplumsal sınıflar arasındaki siyasi çatışmaların önlenmesini sağlamıştır.

Bu kuruluşların ilk örgütlenme örnekleri 20. yüzyılın ilk yarılarında ABD’de görülmüştür. 1907 yılında kurulan Russel Sage Foundation örgütünü, 1910 yılında Russel Foundation, 1911’de Carnegie Endowment ve Twentieth Century Fund ve nihayet 1916’da da Hoover Institution izlemiştir.98 Think-tank kuruluşları Soğuk Savaş sonrasında uluslararası ilişkilerde etkisini giderek arttıran bir olgu konumuna gelmiştir. Özellikle ABD’de etkinliklerini sürdüren bu düşünce merkezleri, gerek ülkenin iç ve dış politikalarına biçim verme noktasında gerekse dünyadaki politika alanını yönlendirme açısından oldukça yoğun çalışmalarda bulunmaktadırlar. Bu düşünce merkezlerinin önümüzdeki dönemde de dünya politikasında ağırlıklarını sürdürecekleri açıkça görülmektedir.99

ABD’de 1950’li yıllara kadar oldukça az sayıda olan bu düşünce merkezleri, bu tarihten itibaren artış göstererek adeta bir endüstri durumuna dönüşmüştür. Amerika’da uluslararası alanda dış ilişkilerin nasıl yürütüleceği hususunda oluşan çıkmazları, yöneticilerin politik uzmanlara olan bağımlılığını arttırarak, 1948’de RAND Corporation, 1955’de Foreign Policy Research Institute ve 1962 yılında da Center for Strategic and InternationalStudies gibi kuruluşların ortaya çıkmalarını sağlamıştır.100Soğuk savaşın bitmesiyle de dünyadaki think-tank anlayışı da değişmeye yüz tutmuştur. Çevresel sorunlar, insan hakları, küreselleşme ve ekonomi-politik gibi güncel konularla işlevlerini sürdürmekte olan think-tank kuruluşları çalışma alanlarını

98Keskin, a.g.e.

99Bilal Karabulut, “Dünyada ve Türkiye’de Think Tank Kuruluşları: Karşılaştırmalı bir Analiz”, Akademik Bakış,

Cilt:4, Sayı:7, Kış 2010, s.91-92

genişletmişler ve oluşturulan yeni alanlar üzerine kurulan yeni düşünce merkezleri ortaya çıkmaya başlamıştır.101

ABD’de sayıları yaklaşık 1800 civarında olan düşünce merkezlerinin esas amaçları, yaptıkları araştırma ve analizlerler sonucu kamuoyunda ve dış politikada karar alıcı organlar üzerinde etki sahibi olmaktır.102Amerika’daki düşünce merkezleri, dünyadaki diğer kuruluşlardan oldukça farklı bir yapıya sahiptirler. Bunun nedeni ise Amerika’daki düşünce kuruluşlarının diğer ülkelerdeki örneklerine oranla benimsedikleri düşüncelerini karar alıcılara ulaştırmada daha az sınırlamalarla karşılaşmalarından ve toplumu etkilemede sağlanan fırsatların daha çok düzeyde oluşundan kaynaklanmaktadır. Bir başka ifade ile diğer ülkelerdeki aynı tür kuruluşlarla karşılaştırıldıklarında Amerika’daki düşünce merkezlerinin çoğunun, özellikle o dönemdeki yönetime daha yakın olan örgütlerin, dış politikanın oluşturulmasında daha etkin bir nüfuza sahip oldukları görülmektedir.103

Tablo 2. Yıllara Göre Kurulan Think Tank Sayısı 104

101Yeşim Sezgin, “Think Tank’lerin Tarihi ve Önemi” ORSAM, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi,

http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=3342 erişim tarihi: 3.10.2012

102Erhan Akdemir, “Amerika’nın Ortadoğu Politikasının Şekillenmesinde Düşünce Kuruluşlarının Rolü” Uluslararası

Hukuk ve Politika Dergisi (UHP), Cilt:2, Sayı:8, 2006 s.55

http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/4zE5u389XX1ZcaHeSaOLQEjxXrQqXB.pdf erişim tarihi: 4.10.2012

103Akdemir, a.g.e., s.56

104James G McGann,., “The Global Go-To Think Tanks”, The Think Tanks and Civil Societies Program 2008

Grafikte de görüleceği üzere, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra her yıl kurulan think-tank sayıları bir önceki döneme göre artış göstermektedir.

Pennsylvania Üniversitesi’ tarafından yayınlanan bir çalışmada düşünce merkezlerinin iletişimde küreselleşmeyle birlite daha da genişlediği açıklanarak, bu tür örgütlerin günümüz kamu politika argümanlarına çözümler getirme kapasitelerinin daha da arttığı belirtilmektedir. Merkezi Philadelphia’da bulunan Düşünce Kuruluşları ve Sivil Toplum Programı (TheThink Tanks and Civil Societies Program) yöneticisi James McGann, düşünce merkezlerinin çoğu dünyadaki varlıklarını sürdürürlerken, bu örgütlerin küresel çaptaki yayılma stratejileriyle eş zamanlı olarak artış göstermeye devam ettiklerini ifade etmektedir.105 Amerika’da Başkan Wilson’ın Beyaz Saray’da göreve başlamasından itibaren, daha sonraki dönemlerdeki tüm başkan ve başkan adayları, ülkenin geleceğini şekillendirmek amacıyla, bu düşünce merkezlerinde işlevlerini sürdüren uzman araştırıcı ve analizcilerden yararlanmışlardır. Bu uzmanların yönetimde danışmanlık görevlerini yerine getirdikleri de belirtilmektedir.

Düşünce merkezlerinin karar alıcı hükümet organları üzerindeki etkileri ve yetkinlikleri, büyük ölçüde o ülkedeki demokrasi işleyişine bağlı olmakla birlikte politik sistem, etnik yapı, örf ve adetler ile yerel çeşitlilikler de önemli olmaktadır. Örneğin Amerika’da eyaletler arası rekabet gücünde daha kalıcı, farklı ve doyurucu politicaların yürürlüğe konması bakımından düşünce merkezlerin önemi daha da artmaktadır. Bilindiği üzere ABD farklı sayıda etnik yapı ve kültürel çeşitliliğe bağlı olan kişilerden oluşmaktadır. Tüm bu değişik gruplar, kendi görüşlerine ve düşünce yapılarına uygun olan düşünce kuruluşları vasıtasıyla istemlerini karar alma organlarına bildirebilmektedirler. Bunun yanı sıra ülkede bağış yapma ve fikrî tartışmalara maddi yardım sağlama kültürünün son derece gelişmiş olması da bu kuruluşların varlıklarını devam ettirebilmelerinde önemli bir etken olmaktadır.106

105S. Zariç, “Türkiye’de Think Tank kuruluşları ve Karşılaştıkları Sorunlar”, Akademik Bakış Dergisi, Sayı: 31,

Temmuz-Ağustos 2012 s.7

106E. Akçadağ, “Amerikan Politikalarının Gizli Aktörleri: Think Tank’ler” BİLGESAM, Bilge Adamlar Stratejik

Araştırmalar Merkezi, http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=483: erişim tarihi: 4.10.2012