• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. MÜKEMMELİYETÇİLİK İLE İLGİLİ LİTERATÜR

2.1.3. Olumlu Olumsuz Mükemmeliyetçilik

İlgili literatür incelendiğinde mükemmeliyetçilik ilk yapılan çalışmalarda olumsuz bir özellik ve tek boyutlu olarak ele alınmaktadır. Daha sonra yapılan çalışmalarda mükemmeliyetçiliğin iki ya da çok boyutlu bir kavram olduğu düşünülmektedir.

Yapılan son çalışmalar çerçevesinde mükemmeliyetçiliği yalnızca olumsuz bir kişilik özelliği olarak düşünmek pek doğru olmamaktadır. Olumlu ya da olumsuz mükemmeliyetçi kişilik özelliklerinin ortaya çıkmasında birçok etkenden söz edilebilir fakat aile faktörü bu etkenler arasında ki en büyük etken olarak ifade edilebilmektedir.

Mükemmeliyetçilik kavramını olumsuz boyutuyla ilk değerlendiren 1963 yılında Missildine’dir. Missildine bireylerin mükemmele ulaşmak için çabaladıklarını; bazılarının mükemmele ulaşırken kendilerine zarar verdiklerini; bazılarınınsa mükemmele kendilerine zarar vermeden ulaştıklarını ve mükemmele ulaşma sonucu duyulan tatminin bireyden bireye farklılık gösterdiğini ifade etmektedir.22

1965 yılında Hollender da mükemmeliyetçiliği olumsuz ve tek boyut olarak ele almaktadır. Hollender ve Horney’e göre mükemmeliyetçilik birey üzerinde yalnızca olumsuz etkilere sahiptir ve mükemmeliyetçi kişilik özelliklerine sahip insanlar yaşamları boyunca sahip oldukları kişilik özellikleri sebebi ile yaşamlarının her alanında zorluklar yaşamaktadırlar.

22

Whitney Hugh Missildine, Your Inner Child of the Past, Simon and Schuster, New York, 1963, p. 75-90.

17

Freud, Horney, Burns ve Patch de mükemmeliyetçiliği tek boyutlu bir yapı olarak ele almışlar ve olumsuz bir kavram olduğunu ifade etmişlerdir. Freud mükemmeliyetçiliği, süperegonun yüksek düzeyde başarı için çabalaması sonucu ortaya çıkan bir kişilik özelliği ve nevrotik bir durum olarak tanımlamakta; Horney ise mükemmeliyetçiliği, kusursuz görünme isteği şeklinde ifade etmektedir. Horney de Freud gibi mükemmeliyetçiliği yalnızca olumsuz yönüyle değerlendirerek; nevrotik bir gereksinim olduğunu söylemektedir.23 1980 yılında Burns ve 1984 yılında

Pacht’de mükemmeliyetçilik kavramı üzerine yalnızca olumsuz açıklamalarda bulunmaktadırlar. Mükemmeliyetçi kişilik özelliklerine sahip bireylerin ya hep ya hiç mantığı ile hareket ettiğini düşünmektedirler. Bu düşünceye göre bir birey ya mükemmeldir ya da mükemmel değildir. Bu bireylerin mükemmel olmak adına koydukları hedeflere ulaşmak oldukça güçtür fakat bu bireyler mükemmele ulaşamadıkları takdirde acımasızca eleştirilmeyi hak ettiklerini düşünmektedirler.

Mükemmeliyetçiliği iki boyutlu olarak ele alarak; 1964 yılında Adler sağlıklı ve sağlıksız; 1978 yılında Hamachek normal ve nevrotik; 1984 yılında Roedell olumlu ve olumsuz; 1992 yılında Slaney ve Johnson olumlu ve olumsuz; 1998 yılında Rice, Ashby ve Slaney uyumlu ve uyumsuz mükemmeliyetçilik olarak kategorize etmiş ve açıklamalarda bulunmuşlardır.

Adler, doğuştan gelen mükemmellik çabasının bireyin yaşamdaki ulaşılabilir hedeflerine ulaşması anlamında yararlı olabileceğini belirtmektedir.24 Aynı zamanda

mükemmeliyetçiliğin kişiler arası ilişkiler üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ileri sürmektedir. Adler gibi Horney de mükemmeliyetçiliğin kişilerarası ilişkiler üzerinde olumsuz etkilere sebep olabileceğinden söz etmektedir.

Hamachek’e göre, normal veya uyumlu mükemmeliyetçiler, güçlü yanlarının farkına vararak yapabileceklerini göz önüne alır ve kendilerine gerçekçi hedefler belirlerler; hedeflerine ulaşmak için dikkatli, özenli hareket ederlerken keyif veren yönlere odaklanabilir, başarısızlığa uğradıklarında kendilerini küçük görme eğiliminde değildirler ve kendilerine karşı özsaygıya sahiptirler; nevrotik mükemmeliyetçiler; zayıf yönlerine odaklanarak endişe duyar, yanlış yapmaktan kaçınır, kendilerine erişilemeyen hedefler belirler, erişilemeyecek hedefler bireyin kendini kötü hissetmesine sebep olur, hiçbir şeyi yeterince iyi yapamadıklarını düşünürler. Hamachek’in mükemmeliyetçiliği iki boyutlu ele alışının,

23 Engin Gençtan, Psikanaliz ve Sonrası, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2000, s. 232-233. 24

18

mükemmeliyetçiliğin olumlu ve olumsuz yönleri arasında yapılan ayrımlarla ilişkili olabileceğini söyleyebiliriz. Bunu şu şekilde de ifade edebiliriz; normal veya uyumlu mükemmeliyetçilik özelliğine sahip bireyler performanslarından bağımsız olarak kendileri hakkında olumlu duygular içinde olabilirken; nevrotik mükemmeliyetçilik özelliğine sahip bireylerin kendilerine yönelttiği olumsuz duygulara sahip olması beklenir. Yapılan araştırmalar normal mükemmeliyetçiliğin daha iyi ruhsal sağlık sonuçları olduğunu, nevrotik mükemmeliyetçiliğin psikolojik rahatsızlıklar ile ilişkili olduğunu göstermektedir.

Roedell’da 1984 yılında yaptığı çalışmasında mükemmeliyetçilik kavramını olumlu ve olumsuz olarak iki boyut olarak ele almaktadır.25

Bireylerin belirledikleri yüksek hedeflerine ulaşmak için çabalamalarını ve başarıya ulaşmalarını olumlu boyut olarak değerlendirirken; bireylerin hedefledikleri yüksek standartlara ulaşamadıklarında kendilerini cezalandırmalarını, hedefledikleri başarıya ulaşamasalar bile elde ettikleri başarı sebebiyle iyi hissetmeme durumunu olumsuz boyut olarak düşünmektedir.

Mükemmeliyetçiliği olumlu ve olumsuz iki boyut olarak ele alan araştırmacılardan Slaney ve Johnson, mükemmeliyetçilikle ilgili olarak önce dört alt boyuttan bahsetmektedirler daha sonra Slaney araştırmalarına devam ederek bu kavramın üç alt boyuttan oluştuğunu açıklamıştır. Yapılan araştırmalar mükemmeliyetçiliğin olumsuz/uyumsuz yönleri ile ‘‘farklılık’’ alt boyutunun; mükemmeliyetçiliğin olumlu/uyumlu yönlerinin ise “yüksek standartlar” ile “düzen” alt boyutlarıyla ilişkili olduğunu ortaya koymuştur.26

Rice, Ashby ve Slaney, 1998 yılında yaptıkları çalışmalarında mükemmeliyetçilik kavramını uyumlu ve uyumsuz olarak iki boyutlu ele almakta; uyumlu mükemmeliyetçiliği; yüksek hedeflere sahip olmak, hedefler için çabalamak, hata yapmaktan korkmamak gibi mükemmeliyetçiliğin olumlu yönleriyle; uyumsuz mükemmeliyetçiliği; hata yapmaktan korkmak, hata yapma korkusuyla işleri ertelemek, başkalarına güvenmemek, hata yapma korkusu ile oluşan stres gibi olumsuz yönlerle ilişkilendirilmekte ve uyumlu mükemmeliyetçilik kavramının en

25 Wendy C. Roedell, ‘’Vulnerabilities of Highly Gifted Children’’, Roeper Review: A Journal on Gifted

Education, 1984, 6(3), p. 127–130. 26

19

iyiye ulaşmak için daha fazla emek harcamak, çabalamak adına olumlu özellikler ve uyumlu sonuçlarla ilişkili olduğunu düşünmektedirler.27

Greenspon, 1999 yılında mükemmel olmak için çabalamanın birey üzerinde olumlu etkileri olduğunu; mükemmeliyetçiliğin ise birey üzerinde olumsuz etkileri olduğunu belirtmektedir.28 Greenspon’un mükemmeliyetçilik kavramına dair

açıklamalarının benzerini daha önceki yıllarda Adderholdt-Elliot yapmaktadır. Adderholdt-Elliot, mükemmellik arayışı içinde olan bireylerin; kendine güvenen, hatalarından ders alan, başarabildikleri ile tatmin olan bireyler olduklarını; mükemmeliyetçi bireylerinse kendine güveni olmayan, en iyiye ulaşamadığı müddetçe başarısız hisseden bireyler olduklarını ifade etmektedir.

Stoeber ve Otto 2006 yılında mükemmeliyetçilik üzerine yapılan çalışmaları gözden geçirerek, mükemmeliyetçiliği ‘‘mükemmel olmak için çabalama’’ ve ‘‘mükemmellik adına endişe’’ olarak iki kategoriye ayırmaktadırlar. Mükemmel olmak için çabalama boyutunu mükemmeliyetçiliğin olumlu yönleri ile mükemmellik adına endişe boyutunu mükemmeliyetçiliğin olumsuz yönleri ile ilişkilendirmektedirler.29

Rice, Vergara ve Aldea; mükemmeliyetçilik kavramının, kategorik ya da boyutsal olarak ele alınması ve uyumsuz yönlerinin olmasının yanı sıra mükemmeliyetçiliğin uyumsuz yönleri kadar olmasa da uyumlu yönlerinin de olduğunu vurgulamaktadırlar.30

Mükemmeliyetçiliği çok boyutlu bir kavram olarak ele alan Frost ve arkadaşları; mükemmeliyetçiliğin altı farklı alt boyuttan oluştuğunu düşünmektedir. Bu altı farklı alt boyut; ‘‘yüksek kişisel standartlar’’, ‘‘hatalar karşısında endişe’’, ‘‘davranışlardan şüphe’’, ‘‘anne-baba beklentileri’’, ‘‘anne-baba eleştirileri’’ ve ‘‘düzen’’ adı altında ele alınmıştır. Frost ve arkadaşlarına göre hatalar karşısında endişe alt boyutu, mükemmeliyetçilikle en alakalı boyuttur. Yapılan tanımlamada “hatalar karşısında endişe”, “davranışlardan şüphe”, “anne baba eleştirileri” ve “anne baba beklentileri” olumsuz mükemmeliyetçilik özellikleri ile ilişkilendirilirken, “yüksek

27 Kenneth G. Rice vd., “Self-Esteem as a Mediator Between Perfectionism and Depression: A Structural Equations Analysis”, Journal of Counseling Psychology, 1998, 45 (3), p. 304-314.

28 Thomas S. Greenspon, ‘’Perfectionism Is Not "Healthy"!’’, Presented At The 46th Annual Meeting

Of The National Association For Gifted Children, November 1999, Albuquerque, New Mexico, p. 1.

29 Joachim Stoeber and Kathleen Otto, ‘’Positive Conceptions Of Perfectionism: Approaches, Evidence, Challenges’’, Personality And Social Psychology Review, 2006, 10 (4), p. 295- 319. 30 Kenneth G. Rice vd., ‘’Cognitive-Affective Mediators of Perfectionism and College Student Adjustment’’, Personality and Individual Differences, 2006, 40 (3), p. 463-473.

20

kişisel standartlar” ve “düzen” olumlu mükemmeliyetçilik özellikleriyle bağdaştırılmaktadır.31

Mükemmeliyetçiliğin çok boyutlu bir yapıya sahip olduğunu düşünerek açıklama yapan diğer araştırmacılar Hewitt ve Flett’e göre mükemmeliyetçilik; ‘‘kendine yönelik mükemmeliyetçilik’’, ‘‘diğerlerine yönelik mükemmeliyetçilik’’ ve ‘‘sosyal düzene yönelik mükemmeliyetçilik’’ olmak üzere üç alt boyuta sahiptir.

Kendine yönelik mükemmeliyetçilik; anksiyete, düşük özsaygı, depresyon, yeme bozuklukları gibi çeşitli olumsuz durumlarla ilişkilendirilse de; bu boyutun kusursuzluğa ulaşmak isteyen bireyler için hata yapmaktan kaçınma, hedeflere ulaşmak için çabalama gibi motive edici yönünün olması olumlu durumlarla ilişkilendirilebilmektedir. Kendine yönelik mükemmeliyetçilik kadınlarda olumlu kişilik özellikleri ile ilişkilendirilirken; erkeklerde duygusal olarak uzak olma, otoriter tutum ve kuşkucu kişilik özellikleri gibi bazı kişilerarası problemlerle bağlantılı bulunmaktadır.32

Diğerlerine yönelik mükemmeliyetçilik boyutunun; diğerlerine karşı güven eksikliği ve olumsuz duygular hissetme, diğerlerine karşı düşük saygı ile ilişkili olacağı düşünülebilir. Diğerlerine yönelik mükemmeliyetçilik düzeyi yüksek olan bireylerin, diğerlerine karşı saygıları düşük olabilirken öz-saygı düzeyleri yüksek olabilir. Ayrıca, diğerlerine yönelik mükemmeliyetçilik kişilerarası boyut olarak ele alındığında, otoriterlik, baskınlık davranışlarının görülmesi ile ilişkilendirilebilir.33

Sosyal düzene yönelik mükemmeliyetçilikte; önemli bulduğu diğerleri tarafından dayatılan gerçekçi olmayan standartlar aşırı ve kontrol edilemez olarak algılandığından bireyde stres, öfke, kaygı, kendini ve diğerlerini suçlama, diğerleri tarafından onaylanma ihtiyacı, yeme bozuklukları, depresyon gibi çeşitli olumsuz sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Tüm bunların yanı sıra sosyal düzene yönelik mükemmeliyetçilik boyutu kişilerarası ilişkileri ve yakın ilişkileri negatif yönde etkileyebilecek olumsuz problem ve çatışma çözme biçimleriyle alakalı bulunmuştur.34

31

Robert B. Slaney and Jeffrey S. Ashby, Perfectionists: Study of a Criterion Group, Journal of Counseling and Development, 1996, 74 (4), p. 393-398.

32 Robert Hill vd., “Perfectionism and Interpersonal Problems”, Journal of Personality Assessment, 1997, 69 (1), p. 81-103.

33

Hewitt and Flett, a.g.e., p. 456-470.

34 Paul L. Hewitt vd., ‘’Perfectionism,Coping and Depression Symptomology in a Clinical Sample’’,

21

Yıllarca farklı kişilerin farklı isimlerle üzerinde araştırmalar yaptığı sağlıklı veya olumlu veya uyumlu veya normal mükemmeliyetçiliğe sahip bireylerin genel özellikleri olarak şunları söyleyebiliriz: Kendilerine gerçekçi hedefler belirlerler, hedeflerine ulaşmak adına kendilerini yıpratmadan emek harcarlar, hedeflerine ulaşmak için gerçekçi plan yaparlar, güçlü yanlarının ve yapabileceklerinin farkındadırlar, hedeflerine ulaşmak için dikkatli, özenli hareket ederler, hedeflerine ulaşmak için çabalarken keyif alırlar; kaygı, stres yaşamazlar, kendilerine karşı özsaygıya sahiptirler, başarısızlığa uğradıklarında kendilerini küçük görme eğiliminde değillerdir. Olumlu mükemmeliyetçiler, her birey gibi hata yapabilme ihtimalleri olduğunun farkındadırlar, hatalara karşı gereğinden fazla duyarlı değillerdir. Ayrıca gerçekçi hedefler belirlemek, olumlu sonuçlara odaklanma, amaca yönelik gerekli çabayı göstermek, bu bireyleri yaşamlarının pek çok alanında başarıya götürebilmektedir. Eğer başarıya ulaşamama durumu varsa bu bireyler tekrar deneyebilirler, başarısızlık karşısında yıkılmazlar.

Aynı şekilde sağlıksız veya olumsuz veya uyumsuz veya nevrotik mükemmeliyetçiliğe sahip bireyler içinde şunları söyleyebiliriz: Kendilerine gerçekçi olmayan, ulaşılması çok zor hedefler koyarlar, belirledikleri hedeflere ulaşırlarken kendilerini yıpratırlar, stres yaparlar, kaygı düzeyleri yüksek olabilmektedir. Bu bireyler belirledikleri hedeflere ulaşırken keyif almazlar eğer belirledikleri hedeflerine ulaşamazlarsa bu kendileri için büyük bir yıkım olur. Yaşadıkları herhangi bir yıkımı hayatlarının bütününe genelleme yaparlar. Ayrıca olumsuz mükemmeliyetçiler kendilerine dair olumsuz duygulara sahiptirler, hiçbir şeyi yeterince iyi yapamadıklarını düşünürler, tecrübelerinin olumsuz kısımlarına ve başarısızlıklarına odaklanırlar, çünkü başarısızlık korkusuna sahiptirler.

Başarıyı hedeflemek her bireyin hakkıdır, başarının her zaman mükemmel olmayı gerektirmediği ve insanların yanlış yapma haklarının olduğunu unutmamaları gerekir. Mükemmeliyetçilik yalnızca olumsuz boyutları göz önüne alarak değerlendirildiğinde ortaya çok doğru bilgiler çıkmamaktadır. Mükemmeliyetçiliği hem olumlu hem de olumsuz yönleri ile almak daha doğru sonuçlara ulaşmak açısından önem arz etmektedir. Burada önemli olan bireylerde mükemmeliyetçiliğin daha çok hangi kısmına dair özelliklerin bulunduğunu fark etmektir.

22