• Sonuç bulunamadı

Millî Eğitim Bakanlığı Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Yönetmeliği (2009) incelendiğinde; yabancı dil eğitimi ve öğretiminin amacı, eğitim ve öğretimi yapılan yabancı dilde bireylerin; a) Dinleme-anlama,

b) Okuma-anlama, c) Konuşma,

d) Yazma, becerileri kazanmalarını, öğrendiği dille iletişim kurmalarını ve yabancı dil öğretimine karşı olumlu tutum geliştirmelerini sağlamak, şeklinde tanımlanmaktadır (MEB, ikinci bölüm, madde 5).

Okuma, anlamanın en önemli basamaklarından biridir. Diğer dil becerilerini örtük bir şekilde içinde barındırmasından ötürü, okuma eğitimi daha çok önemsenmekte ve bu alanda yoğun çalışmalar yapılmaktadır.

Ana dilde de yabancı dilde de okuma becerisinin gelişmesini engelleyen pek çok sebep gösterilebilir. Bunların başında öğrencinin işitme, görme, konuşma ve ezberleme yeteneğinin zekâ düzeyine uygun olarak gelişmemiş olması gibi fizyolojik bozukluklar gelebilmektedir. Bununla birlikte ruhsal yapısı endişeli, duygularını rahat ifade etme problemi olan ve arkadaşlarıyla iyi ilişki kuramayan öğrencilerin okuma becerisinin yavaş ve daha zor geliştiğini de söyleyebiliriz. Fizyolojik ve psikolojik sebeplerin dışında okuma hatalarının başka sebepleri de vardır. Okuma hatalarının en temel sebeplerinden biri olarak; ana dilde okuma etkinliğinin çok az yapılması gösterilebilir. Yabancı dilde yapılan okuma hataları da benzer sebeplerden kaynaklanır. Ana dilde yeterli miktarda okuma yapmayan öğrenci hedef dilde de yeteri kadar okuma yapamadığı için bu durum okuma hatalarına sebep olmaktadır. Yeteri kadar okuma etkinliği yapmayan öğrencinin dili etkin olarak kullanması beklenmemelidir.

Yabancı dil olarak Arapça öğrenen öğrenciler açısından Arapçanın Türkçe ile farklı bir dil ailesinden gelmesi, alfabe ve okuma yönü itibari ile farklılık göstermesi bazı hatalar yapmalarına sebep olmaktadır.

Arapçada karşılaşılan problemler genel olarak Arapçanın telaffuz güçlüğü, Arapçada seslerin birbirine karıştırılması, Arapça okuma esnasında harflerin karıştırılması, aynı harfi ve kelimeyi tekrar etmek ve öğrencilerin kesik kesik okumalarından kaynaklanmaktadır. eş-Şa’lân’a göre ise Arapça okuma becerisi ile ilgili sorunlar şunlardır:

1. Şekil ve hareke sorunu, 2. Nahiv ve sarf sorunu,

3. Arapça da bazı kelimelerin okunuşu ve yazılışı arasında farklar bulunmaktadır. örneğin هط ve نكل gibi kelimelerin okunuşu ve yazılışı arasındaki fark buna örnek olarak verilebilir (eş-Şa’lân, 2009, s. 79).

6.4.1. Okuma Hatalarını Giderme Yolları

İlk okumada amaç okumayı öğrenmektir, fakat daha sonra öğrenmek için okuma gerçekleşir. Yani okuma, bir amaç değil, yeni bilgilere ulaşmak için kullanılan bir araçtır. Değişen iletişim koşulları toplumlarda okuma oranının azalmasına yol açmış olabilir, fakat okumanın önemi azalmamış aksine artmıştır.

Özellikle küçük yaşlarda kazanılan okuma alışkanlığı ve çeşitliliği, bireylerin zihinsel gelişimi ve sosyal olgunlaşmasında çok önemli bir etkiye sahiptir (Russel, 1949. s. 16). Okuma eyleminin amacı anlamayı sağlamaktır. Anlama, görüleni ya da işitileni kavrayabilme becerisidir. Diğer bir deyişle anlama, okunan konuda önceden edinilmiş bilgi ve deneyimleri yazarın sunduklarıyla karşılaştırmak ve onun görüşlerinden kabul edilenler ve edilmeyenler hakkında çeşitli yargılara ulaşmaktır. Anlama, yazının ya da konuşmanın ne demek istediğini algılamaktır; okuma ve dinleme etkinliğinin amacıdır (Temizkan, 2008, s. 132).

Öğrencinin okuduğunu anlayabilmesi için metinde geçen bilinmeyen kelimeleri anlaması, cümleler ve paragraflar arasındaki bütünlüğü hissetmesi ve kavraması gereklidir. Okuma, yazılanı anlamaktır. Anlama için, öğrenciye; sorgulama, tahmin etme, çıkarım yapma ve özetleme gibi bilişsel becerilerin kazandırılması gerekir (Güneş’ten aktaran Dündar ve Akyol, 2014, s. 363).

Mucâvir’e göre öncelikle öğrencinin zekâ düzeyi okumaya uygun olmalıdır yani okunan metin öğrencinin ya da öğrenen kişinin seviyesine uygun olmalıdır. Ayrıca öğrenicide okumaya istek olmalıdır (Mucâvir, 1974, s. 361).

Okuma becerisinin kazanılmasında öğretmen büyük rol oynamaktadır. Öğretmen öğrenciye doğru bir biçimde okuma alışkanlığı kazandırmalıdır (ed-Duleymî ve el-Vâilî, 2009, s. 439). Mücavir, öğretmenin öğrencilerin harfin ya da metnin okunuşunu anlayana kadar okuma yapması gerektiğini söylemiştir (Mucâvir, 1974. s. 350).

Okuma hatalarını gidermek için gerekirse öğretmen tekrar tekrar okuma yapmalı, öğrenci hatalarını düzeltene kadar okuma üzerinde durmalıdır. Fakat bu yapılırken diğer öğrencileri sıkmamaya, onları dersten soğutmamaya dikkat etmek gerekir. Öğretmen gerektiği kadar okuma tekrarı yapmalıdır.

Doğan’a göre Arapça okuma geriliğini giderme yolları şunlardır: 1. Okumaya başlamadan önce öğrencinin seviyesi belirlenmelidir.

2. Her öğrenci kendi okuma kabiliyetine göre değerlendirilmelidir. 3. Öğrencinin kendisine güvenmesi için öğrenci desteklenmelidir.

4. Metin seçiminde öğrencinin seviyesine göre kolaydan zora doğru bir sıra takip edilmelidir.

5. Öğrencinin belirlenen okuma problemlerine çözüm üretecek, alanında uzman öğretmenler tarafından hazırlanan alıştırmalar uygulanmalı ve belirli aralıklarla tekrarlanmalıdır.

6. Öğrencinin karşılaştığı genel okuma problemlerinin çözümünde, çalışma grupları oluşturularak tekrarlar yapılmalı ve bu gibi etkinliklerle okuma deneyimleri artırılmalıdır. 7. Okuma parçaları, öğrencilerin arzularına uygun, ağır gelmeyecek, yeni kelimeleri sınırlı sayıda, seviyelerini yükseltecek ve usandırmayacak özellikte alıştırmalarla pekiştirilmelidir.

8. Başarılı okuma düzeyleri veya başarısızlık sebepleri öğrencilere açıklanarak, kendi okuma seviyelerini, bizzat kendilerinin belirlemesine fırsat verilmelidir. Yine, başarısızlıkların giderilmesinde iş birliğine önem verilmeli ve düzeltmeyi istemeleri hâlinde mutlaka yardımcı olunacağına inandırılmalıdır.

9. Okuma becerisini geliştirmenin en önemli aracı sürekli ve seviyeli okumaktır. Bunun için öğrencilerin her gün okumaları sağlanmalı ve bunun okumalarını geliştirdiği duygusu verilmeli ve sürekli geliştirmeye teşvik edilmelidir (Doğan, 2011, s. 247).

Ayrıca araştırmacılar konuşma becerisinin, okuma ve yazma becerilerinin kazanılmasında en önemli adım olduğunu söylemektedirler. Konuşma becerisi iki temele dayanmalıdır: Bunlar, dilsel ve sessel becerilerdir. Burada görev yine öğretmene düşmektedir. Öğretmen, öğrencinin dilsel ve sessel becerilerinin gelişimini destekleyerek okuma becerisinin gelişmesine de katkı sağlamış olur.

Benzer Belgeler