• Sonuç bulunamadı

2.4. Verilerin Analizi ve Yorumlanması

3.1.1. Okul –Aile Đletişimiyle Đlgili Bulgular

Danimarkalı Folkeskole’ların amacı faaliyetlerini ebeveynlerle işbirliği içerisinde yürütmektir. Bu noktada Folkeskole’ların eylemi çok açıktır; veliler ve okulların işbirliğini gerektirmek ve her öğrencinin öğretimden nasıl yararlandığı hakkında okulun fikrinden düzenli olarak öğrencileri ve velileri haberdar etmektir. Burada “düzenli” yılda en az iki kez anlamına gelir ve açık bir şekilde öğrencinin akademik başarılarının yanında kişisel ve sosyal gelişimleri hakkındaki bilgiyi kasteder (Undervisnings Ministeriet, 12.06.2009).

Buna bağlı olarak Türk ailelerin okulla kurmuş oldukları iletişim türleri ve bu iletişimin sıklık derecesinin belirlenmesi için görüşmecilere birtakım sorular yöneltilmiştir.

3.1.1.1. Okul Yöneticileri ve Öğretmenlerle Aile Đletişiminin Türleri ve Sıklığı

Görüşülen veliler birçok farklı iletişim yolu olduğunu belirtmektedirler. Bunlar: mail ve mektup yoluyla iletişim, rehber öğretmenle telefon görüşmeleri, her öğrencide bulunan Kontakt bog ( Đletişim defteri) , genel toplantılar ve birebir görüşmelerdir. “… Her çocuğun kontak defterinde rehber öğretmenin telefonu vardır, bir sıkıntı olduğu zaman telefon edip o konuyla ilgili konuşuyorduk.”[A1K]

“…Bize maille çocuğun okuldaki, sınıftaki durumunu gönderiyorlar veya öğrencilerle mektup şeklinde gönderiyorlar. Bunun yanı sıra çocukların kullandığı özel bir defter var, bunla da bilgileri bize gönderebiliyorlar. Bu da olmazsa öğretmenlerin telefon numaraları bizde var, biz istediğimiz zaman arayabiliyoruz.” [A5K]

“Bir kitabımız var, kızıma yazıyoruz veriyoruz. O da gidip öğretmenine iletiyor. Öğretmen gerektiği zaman gün veriyor, tarih veriyor ve bizi toplantıya çağırıyor. Ya da

başka bir şey olursa o, deftere yazıyor, bize gönderiyor. Buna .. kontakt bog deniyor bu deftere. Türkçesi… iletişim kitabı oluyor.” [A6K]

“Her okulun internet sayfası ve buralarda ailenin interneti var, oradan da yazabiliyoruz. Birebir görüştüğüm oluyor.” [A7K]

Görüşme yapılan aileler okulun yılda 2 veya 3 genel toplantı yaptığını ve 2 de aile – öğrenci ve sınıf öğretmeninin birebir görüşme yaptığını belirtmektedirler. Ayrıca gerek duyulduğunda ailelerin de görüşme ayarlayabildiklerini ifade etmektedirler.

“.. Đlkokul yıllarında senede 2- 3 genel toplantı oluyor.” [A1K]

“… aile toplantıları iki defa oluyor o zaman çocuk hakkında ne olduğu ne bittiğini öğreniyoruz … Ondan hariç de bir problem olursa direk öğretmenle konuşuyorum zamanı olduğu zaman, zaman veriyor. Onunla oturup konuşuyoruz “ne yapabiliriz? Ne edebiliriz?” Böylece de problemi çözüyoruz zaten.” [A3K]

“Senede iki kere yaptıklarında birincisinde bütün aileler beraber toplanıyorlar, genel olarak çocukların problemlerini sınıfta neler yaptıklarını neler ettiklerini konuşuyorlar ikincisinde de aileler yüz yüze görüşüyor.” [A4E]

“… yanı sıra yapılan o toplantılar da sanırım birincisi genel toplantı oluyor. Đkinci toplantılar dediğiniz aile görüşmeleri yüz yüze görüşmeler oluyor.” [A2E]

3.1.1.2. Okulda Yapılan Toplantılara ve Görüşmelere Aile Bireylerinin Katılım

Şekli ve Diğer Türk Ailelerini Değerlendirmeleri

Görüşülen aileler okulda düzenlenen veli bilgilendirme toplantılarına genellikle ebeveyn olarak birlikte katıldıklarını belirtmişlerdir.

“Çoğunlukla birlikte gidiyoruz. Đş saatlerine göre benim yalnız da katıldığım oldu.” [A2K]

“…genelde eşim ve ben gidiyoruz.” [A1K]

“… Biz genellikle ikimiz beraber gidiyoruz. Sadece çocuğumuz küçükken baba evde kalıyor, ben gidiyordum. O dönem dışında genellikle ikimiz beraber gidiyorduk.” [A7K]

Bir ailede ise babanın dil Dancayı iyi konuşup anlayamaması nedeniyle okuldaki toplantılara anne olarak yalnız gittiğini ifade etmiştir.

“Genelde toplantılara sadece ben katılırım eşim işi dolayısıyla ve orada söylenenleri tam anlayamadığı için ben tek giderim. Bir de küçük çocuklarımız olduğu için genelde eşim çocuklara bakar ben giderim. Akşam oluyor toplantılar. Birebir toplantıların zamanlarını veliye göre ayarlıyorlar ama genel toplantıların tek ortak saati vardır.” [A5K]

Görüşülen aileler gözlemlerine dayanarak diğer Türk ailelerinin çoğunun bu toplantılara katılmadıklarını, katılanların ise birebir görüşmeleri tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Bunun sebebini de dil yetersizliği olarak açıklamışlardır.

Yapılan araştırmalar yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın öncelikle bulundukları ülke vatandaşlarıyla üst düzeyde sözel iletişim kurmakta zorlandıklarını göstermektedir. Bunun temelinde bulunulan ülkenin dilini iyi kullanamama ve konuşulanları iyi anlayamama bulunmaktadır. Vatandaşlarımızın önemli bir kısmı her ne kadar komşuluk ilişkilerinde ve alışverişlerde kısaca günlük yaşamda belli bir düzeyde iletişim kurabilmekteyseler de kendilerini ifade edebilme, mesleki gelişimlerini sağlayabilme açısından yabancı dili tam olarak işlevsel biçimde kullanmakta hala güçlük çekmektedirler.

Bu sorunun temel nedenleri arasında ( DPT, 2001) ;

- Vatandaşlarımızın yabancılarla bütünleşmek istememeleri ve çekingenlik duymaları, - Ağırlıklı olarak Türklerden oluşan bir sosyal ilişkiler ağı içinde yer alma eğiliminde olmaları,

- Çoğunlukla yaptıkları işlerin nitelikli işler olmaması nedeniyle iş ortamlarında yabancı dili daha iyi kullanma yönünde bir motivasyondan yoksun olmaları (ancak dili iyi bilenlerin önemli bir kısmı bunu işyerinde öğrenmektedirler) yer almaktadır.

“Bu katılımın böylesine düşük olmasının sebebi dil seviyesinin çok düşük olması.” [A2E]

“Çoğu aileler o iki toplantıya da gitmiyor. Mesela 20 Türk ailesi varsa bir sınıfta belki üç aileyi bulursun.” [A3E]

“Şimdiyi yüzdeye vuracak olursanız Danimarkalılarda %1 iken gelmeme oranı Türk ailelerinde ise %70 oranında katılmayan vardır. Ayrıca bu göçmen çocukların ailelerinin dil bilmemelerinden de kaynaklanıyor. Bu yüzden bu aileler kaçma eğilimi gösteriyor.” [A7K]

“Velilerin toplantılara katılmayışlarının iki temel sebebi var. Đlki dil sorunudur. Eşim burada büyüyüp yetiştiği için bu problemi yok görebilir. Ben de Türkiye’den geldiğim için mesela bende sıkıntı oluyor.” [A7E]

Bazı aileler ise aile toplantıya gelmek isterse dil sorunu olsa bile okulun ona tercüman sağladığını asıl nedenin dil problemi olmadığını ailenin ilgisizliği ve toplantı kültürünün olmamasından kaynaklandığını belirtmişlerdir.

“Benim gözlemlerime göre genelde Türk ailelerinde bu toplantılara katılım yok, çok az oluyor. En yakın komşumdan örnek verebilirim: daha çocuğunun sınıfı nerde bilmiyor, öğretmenleri çocuğun annesini tanımıyor. Hatta bir gün öğretmenler bana ‘bu çocuğun annesi öldü mü?’ diye sordular veyahut da niçin gelmiyor? Đlgisiz bir aile. Benim dilim o kadar iyi değil; ama kızımla ilgili bir toplantı olsa giderim. Danimarkalılarda benle konuşurken bir bebekle konuşur gibi konuşuyorlar, benim bilmediğim şeyleri onlar bana söylüyor. Bana gerekli desteği veriyorlar.” [A6K]

“…bazı Türk aileleri dil bilmedikleri için tanıdıklarını ya da akrabalarını tercüman olarak götürüyorlardı.” [A1K]

“… Ama tabi bu şu demek değil, toplantıya dilimden dolayı gitmeyeceğim anlamına gelmemeli tabi, tercüman da sağlanıyor. Devlet ya da belediye tercüman verebiliyor.

Đkinci bir etken ailelerin sosyal ilişkilerinin zayıf olmasından kaynaklanıyor. Toplantı kültürümüz az olduğu için toplantılara rağbet edilmiyor. Buna ek olarak da velinin çocuğuna karşı ilgisizliği olabilir.” [A7E]

“…Yalnız ben şunu söyleyeyim benim büyük oğlumun okulunda dört tane Türk çocuğu vardı. Ve maalesef bu genel tüm toplantılarda gelen bir biz oluyorduk. Öbürleri yoktu. Yani dörtte biri diyelim.” [A2E]

3.1.1.3. Okul Aile Birliğine Aile Bireylerinin Aktif Katılımı ve Ailelerin Diğer Türk Ailelerine Đlişkin Görüşlerden Elde Edilen Bulgular

Her bir okulda bir okul yönetim kurulu oluşturulması zorunludur. Okula kayıtlı öğrencisi bulunan beş-yedi aile seçilmelidir. Ayrıca öğrenciler okul yönetim kurulunda temsil edilmelidirler. Okulun öğrencileri okul yönetim kurulunda kendilerini temsil etmek üzere iki öğrenci temsilcisi seçmelidir. Okul temsilcileri yönetim kurulunda bulunan diğer üyelerle eşit düzeyde olmak esasıyla katılımda bulunurlar. Okul yönetim kurulu faaliyetlerini belediye yönetim kurulu tarafından düzenlenmiş olan çalışma planı ve belirlenen hedefler içerisinde yürütmeli ve okulun faaliyetlerini denetlemelidir (Undervisnings Ministeriet, 12.06.2009).

Ailelerin mülakat sorularına (Ek1) verdikleri cevaplar neticesinde okul aile birliklerine katılım oranının düşük olduğu belirlenmiştir. Görüşme yapılan ailelerde sadece 3 kişinin okul aile birliklerinde görev aldıkları tespit edilmiştir. Diğerleri okul aile birliklerinde aktif olarak görev almayı tercih etmediklerini açıkça ifade etmişlerdir. “..Okul aile birliğinde görev aldım. 2 sene sınıf temsilciliği yaptım. Sosyal etkinlikler organize ettik.” [A1K]

“Ben okul aile birliği yönetimindeydim.” [A1E]

“Kızım kreşe giderken okul aile birliği başkan yardımcılığı yaptım.” [A7K] “Açıkçası şimdiye kadar hiç görev almadım. Eşim de hiç görev almadı.” [A6K]

“Görev almadım, küçük çocuklarımın olmasından dolayı fazla bir görev üstlenmedim. Ama onu zaten kendi istekli olan aileler okulda seçiliyor.” [A5K]

“...Okul aile birliklerine aktif olarak hiç katılmadım.” [A2K]

Ailelerin yaşantılarından ve gözlemlerinden Türk ailelerinin okul aile birliklerine katılımının çok az olduğu anlaşılmıştır ve buna sebep olan etmenin yine dil problemi olması dikkat çekici bir unsur olarak bulunmuştur.

“..Diğer Türk aileleri dil konusunda sıkıntı yaşarız hata yaparız gülünç olmasın diye bu birliklerde pek görev almak istemiyorlar.” [A1K]

“ … özellikle dili ilerlemiş olanlar görev alıyor. Dili ilerlememiş olanlar kendini geriye çekiyor, mesela ben. Toplum içine girdiğiniz zaman tamamıyla anlatmak var bir de çekinerek anlatmak var. Benimki de öyle bir şey. Aslında atılganım, çekingen değilimdir; ama bu dil konusunda kendimi geriye çekmek zorunda kalıyorum.” [A6K] “Türk veliler içinde bu tür sorumlulukları alan çok az veli vardır. Şimdi saysam 5 veya 10’u geçmez, 2000 kişi arasında.” [A7K]