• Sonuç bulunamadı

Bireylere beslenme davranışlarının kazandırılması çocukluk döneminde başlar. Bu davranışların olumlu olabilmesi için de çocukluk döneminde beslenme eğitimleri ile doğru bilginin çocuklara aktarılması gereklidir. Bu amaç doğrultusunda ilkokul, ortaokul ve liselerde verilen beslenme eğitimlerinin düzenli ve devamlılığı sağlanacak şekilde olması bu bilgilerin davranışa geçebilmesi için en iyi yoldur (30).

Çocuklar zamanlarının büyük bir kısmını okulda geçirirler ve bu süreçte okulda beslenirler. Bu sebeple okulların, çocukların beslenme durumlarının

22

değerlendirilmesi, çocuklara beslenme eğitimlerinin verilmesi, çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırılması adına en ideal yer olduğu için sağlık eğitimi ve çocukların sağlıklı yaşam biçimine yönlendirilmesi gibi konular okul sağlığı programlarının bir parçası olmalıdır. Çünkü çocuklar sadece bilgi aktarılan kişiler olarak görülmemeli aynı zamanda çocuklara özellikle kendileri ile ilgili olan konularda kendi kararlarını verebilme yetkileri aşılanmalıdır (43,44).

Eğitim-öğretim ve sağlık hizmetlerinin her kademesinde beslenme eğitimine yer verilmesi beslenme sorunlarının düzeltilmesinde temel koşullar arasında yer almaktadır. Bu nedenle temel eğitim kurumlarında beslenme faaliyetleri yürütülmeli, eğitim öğretim programlarında beslenme konuları dahil olmalıdır. Böylelikle öğrencilerin bilişsel gelişimi ve akademik başarıları da artacaktır çünkü beslenme ve sağlık eğitimde başarının sağlanmasında oldukça etkili unsurlardır. Bu sebeple yeterli ve dengeli beslenme, okullarda sağlık programları kapsamında oldukça önemli bir yer tutmaktadır (45-47).

Okul çağı çocuklarının okula başlamaları ile çocuklar harçlık almaya ve bu harçlıklarını kantinden alışveriş yapmak gibi kendi tercihleri için harcamalar yapmaya başlamakta ve arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirmektedirler. Dolayısıyla akranları ve medyanın da etkileri ile çocukların tercihleri olumsuz yönde etkilenebilir. Bu olumsuz etkinin giderilmesi, yaşam boyu çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıklarını sürdürmeleri ve fiziksel aktivite alışkanlığı kazanmaları için okullar ve aileler çocuklara yardımcı olmalı, onlara doğru, sağlıklı mesajlar vermelidirler (48).

Aileler özellikle okul öncesi dönemde çocuklarına rol model olarak çocukların fiziksel aktivite ve yeme alışkanlıklarını etkilemektedirler. Okul çağında öğrenciler günün yaklaşık sekiz saatini okulda geçirirler ve bu süreçte gerek sınıf öğretmenleri gerekse branş öğretmenleriyle sürekli iletişim halindedirler. Öğrenciler bu süreçlerde de okul öğretmenlerini rol model almaktadırlar. Özellikle öğretimin ilk 5 yılında öğrencilerin öğretmenlerini model almaları daha belirgin olup öğretmenlerinden etkilenmeleri daha fazladır. Bu sebeple sonuçlarının daha verimli olacağı düşüncesiyle okul temelli çalışmaların yürütülmesi oldukça önemlidir (48,49). Öte yandan bu çalışmaların, sadece öğrenciler üzerinde etkili olmakla kalmayıp öğrencilerin ailelerinin de sağlıklı beslenmeleri ve fiziksel aktivitelerinin düzenlenmesi konularında olumlu sonuçlar doğurabileceği görülmektedir. Özetle, okul temelli

23

beslenme ve fiziksel aktivite çalışmalarının hedef kitlesi öğrenciler ve okulda öğrencisi olan tüm aileler olacak ve toplumun daha geniş bir kesimine ulaşılarak onların sağlığının korunmasına katkı sağlanmış olunacaktır (50).

Okul çağı döneminde beslenme programının iki temel amacı vardır. Bunlardan ilki büyüme ve gelişme çağında olan bu çocuklara temel beslenme bilgilerini ve beslenme ile sağlık arasındaki ilişkileri doğru bir şekilde öğretmektir. İkinci amaç ise çocuklara yeterli ve dengeli beslenmeyi alışkanlık olarak kazandırmaktır. Bu amaçların sağlanabilmesi için birtakım önlemler alınmalıdır. Bu önlemler; geç kalma korkusu sebebiyle kahvaltı saatini kaçıran çocuklara zaman ayarlamasını öğretmek, okul kantinleri ve okul çevresinde yiyecek içecek satışı yapılan yerlerin sürekli olarak denetlenmesi sağlanarak buralarda enerji yoğunluğu yüksek yiyecek içeceklerin satılmasına engel olmak, ara kahvaltılarda veya öğle yemeklerinde çocuklara sağlıklı beslenme ve besinlerin faydaları hakkında örnekler vererek açıklamalar yapmak, okulda süreleri uzun olan öğrencilere besleyici değeri yüksek ara öğünler sağlamak, öğle aralarında evlerine gitme durumu olmayan çocuklara okulda öğle yemeği imkanı sunmak vb. olarak sıralanabilir (1,3).

Okul çocuklarına verilen beslenme eğitimleri öğrencilere ağır gelmeyecek düzeyde, ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte olmalıdır. Ayrıca eğitim süresinin uzun olması, çocuklarda dikkat dağınıklığına yol açarak onların dersi dinlemesini zorlaştıracaktır. Bu sebeple eğitimlerin seans süreleri kırk beş dakikayı geçmeyecek şekilde düzenlenmelidir. Yapılan bir çalışmada başarılı bir beslenme eğitimi programında beslenme bilgisinde değişiklik olması için yılda 15 saatlik, davranış ve alışkanlıklarda uzun dönemde değişiklik oluşması için ise yılda 50 saatlik bir beslenme eğitiminin yapılması gerektiği gösterilmiştir (49). Öğrencilerin beslenme eğitimlerinde bilgileri iyi öğrenebilmeleri ve bu bilgileri davranış ve alışkanlıklara dönüştürmeleri için gerekli sürenin daha da uzun olması eğitim programlarının daha etkin olmasını sağlayacağı için geliştirilen eğitim standartlarının devlet düzeyinde planlanıp uygulanması da daha etkili sonuçlar verecektir (25).

Okul çocuklarına verilen beslenme eğitimlerinde eğitimin yöntemi de kendisi kadar önemlidir. Öğrencilere verilen eğitim soru cevap şeklinde, drama ve hikayelerle desteklenen ve grup çalışması şeklinde katılımcı yöntemler ile gerçekleştirilirse eğitimin başarısı daha yüksek olacaktır. Okul çocukları öğünlerini genelde grup olarak

24

tüketirler. Bu birliktelik çocukların beslenme eğitimini pekiştirmeleri açısından değerlendirilebilir (46, 51).

Okullarda çocuklar için beslenme programları planlamak ve bu programları aktif tutabilmek önemlidir. Bu konu ile yapılan ilk uygulama 1940 yılında okullarda süt ve meyve servisi edilmesi ile Amerika’da başlatılmıştır. Uygulama daha sonra Avrupa ülkelerince uygulanmış ve geliştirilmiş olup günümüzde bazı ülke devletlerinin desteği ile “Ulusal Kahvaltı Programı”, “Ulusal Okul Öğle Yemeği Programı” vb. programlar geliştirilmiştir (52). Afrika’da birçok okulda malnütrisyonu azaltmak ve çocukların yaşatılması amacı ile okul beslenme programları kurulmuştur. Bu çalışmalar ile çocuklarda malnütrisyon ve anemi sıklığında azalmalar görülmüştür (53). Brezilya’da ise “okul beslenme programı” kapsamında okul yemek kalitesi geliştirilmiş, özellikle meyve sebze tüketiminde artış olduğu saptanmıştır (54).

Ülkemizde ve dünyada okul çocuklarında “sağlıklı beslenme ve yaşam” kapsamında birçok çalışma ve gelişme mevcut. Bu doğrultuda DSÖ’nün “Beslenme Dostu Okullar Girişimi” protokolü Avrupa bölgesindeki 17 ülkenin de katılımı ile oldukça önemli ilerlemeler katetmektedir (55). Ülkemizde de bu protokol 21.01.2010 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı’nın “Okullarda Obezite ile Mücadelede Yeterli ve Dengeli Beslenme ve Düzenli Fiziksel Aktivite Alışkanlığının Kazandırılması” başlığı kapsamında Beslenme Dostu Okullar Programı olarak yürürlüğe girmiştir. Programın amacı okullarda sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam ile ilgili konular üzerinde farklındalık ve duyarlılığı arttırmak, bu konular ile ilgili yapılan faydalı uygulamaları desteklemek ve okul öğrencilerinin sağlığını koruyarak daha iyi düzeye yükseltebilmektir (56).

Ülkemizde Beslenme Dostu Okullar protokolünün yanı sıra oluşturulmuş bazı çalışmalar da mevcuttur. Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı dahilinde “Okullarda Obezite ile Mücadelede Yeterli ve Dengeli Beslenme ve Düzenli Fiziksel Aktivite Alışkanlığının Kazandırılması” kapsamında düzenlenen “Çocukluk ve adölesan döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması için temel besin gruplarında yer alan besinlerin tüketiminin periyodik olarak denetlenmeseinin sağlanması”aktivitesi, “Okul Sütü Programı”, “Okul Kantinlerinin Denetimi ve Uyulacak Hijyen Kuralları Genelgesi” ile öğrencilere sağlıklı beslenme ortamı

25

oluşturma, yeterli ve dengeli beslenme konusunda öğrencilerin teşvik edilmesi, güvenilir gıda erişimi ile olası gıda zehirlenmelerinden ya da bulaşıcı hastalıklardan korunmak ve yetersiz, dengesiz beslenmeye bağlı gelişebilecek kronik hastalıkların önlenmesi hedeflenmiştir (16).

Benzer Belgeler