• Sonuç bulunamadı

Oğuz Grubu Türk Lehçelerinin Sınıflandırılması

1. Oğuzlar ve Oğuz Grubu Türk Lehçeleri

1.1. Oğuz Grubu Türk Lehçelerinin Sınıflandırılması

Oğuz grubunun Türk lehçeleri içindeki yeri için çeşitli tasnifleme çalışmaları yapılmıştır. Bu tasnif çalışmaları şöyledir:

A) Radloff’un tasnifine göre (Tekin, 2005:363; Arat, 1987a:85-87).

Güney Diyalektleri: 1.Türkmen 2. Azerbaycan 3. Kafkasya diyalektleri 4. Anadolu diyalektleri (Hüdavendigâr diyalekti, Karaman diyalekti) 5. Kırım diyalekti (Karaim) 6. Osmanlı diyalekti.

B) Korş’un tasnifine göre (Tekin, 2005:364).

Batı Grubu: Türkmen, Azerbaycan, Kafkasya, Anadolu, Kırım (Karaim diyalekti), Osmanlı.

C) Ramstedt’in tasnifine göre (Tekin, 2005: 365).

Güney Grubu: (taġ > daġ, dā, d > y): Türkmen (Türkmenistan, Stavropol), Türk ya da Osmanlı.

Ç) Samoyleviç’in tasnifine göre (Tekin, 2005:368).

ol-grubu (Türkmen, Güney-Batı): Hive Cumhuriyeti halkı, Buhara Cumhuriyeti halkı, Afganistan Türkmen diyalektleri, Türkmenistan Cumhuriyeti, Đran (Azerbaycan, Esterabad, Horasan vb.), Ermenistan Cumhuriyeti, Gürcistan Cumhuriyeti, Anadolu, Kuzey Suriye, Đstanbul, Balkan Yarımadası, Besarabya, Kırım (güney kıyıları), Türkmen (Stavropol=Kuzey Kafkasya, Astırhan).

D) Ligeti’nin tasnifine göre (Tekin, 2005:370).

Uz (Oğuz) dilleri (Azerbaycan, Kırım A, Türk, Türkmen).

E) Räsänen’in tasnifine göre (Tekin, 2005:371).

Güney-Batı Grubu: Türkmen, Azerbaycan,Osmanlı, Gagauz.

F) Baskakov’un tasnifine göre (Tekin, 2005:371-372).

Oğuz Grubu:

a.Oğuz-Türkmen Alt Grubu: Eski dillerden Oğuzca (X-XI.yy), yeni dillerden Türkmen ve Truhmen.

b.Oğuz-Bulgar Alt Grubu: Eski dillerden Peçenek, Uz; yenilerden Gagauz.

c.Oğuz-Selçuk Alt Grubu: Eskilerden Selçuk, Eski Osmanlı; yenilerden Azeri, Türk (Osmanlı).

G) Arat’ın tasnifine göre (Arat, 1987:136-138).

Daġlı-grubu (ayak, daġ, daġlı, ḳalan): Cenup.

H) Benzing’in tasnifine göre (Tekin, 2005:375).

Güney (Oğuz) Grubu:

a.Osmanlıca (Türkiye Türkçesi). b.Azeri (Rus ve Đran Azerbaycanı).

c.Türkmence (Rus Türkmenistanı ile Kuzey-Batı Đran).

I) Menges’in tasnifine göre (Tekin, 2005:376).

Güney-Batı veya Oğuz Grubu:

a.Eski dillerden Eski Anadolu (Selçuklu) Türkçesi ve Eski Osmanlıca.

b.Yenilerden Osmanlıca (Rumeli, Anadolu, Güney Kırım), Gagauz, Azeri (Đran ve Kaşkay lehçeleri ile).

c.Türkmence.

Đ) Poppe’nin tasnifine göre (Tekin, 2005:378).

Türkmen (ayaḳ, daġ,-ı).

J) Doerfer’in tasnifine göre (Tekin, 2005:379).

K) T.Tekin’in tasnifine göre (Tekin, 2005:382).

dağlı grubu: Türkmence, Horasani, Özbekçenin Harezm-Oğuz diyalektleri Azeri (Kaşkay-Aynallu, Kerkük, Erbil diyalektleri ile birlikte), Türkçe (Gagauzca ile birlikte).

L) L. Johanson’un tasnifine göre (Johanson, 1998:82).

Güney-Batı Grubu (Oğuz Türkçesi):

GBB: Batı Oğuz grubuna dahil olanlar: Türkçe, Gagavuz ve Azerbaycan Türkçesi GBD: Doğu Oğuz grubuna dahil olanlar: Türkmen ve Horasan Türkçesi

GBG: Güney Oğuz grubuna dahil olanlar: Đran’daki (Kaşkay, Sonkori, Aynallu vb.) ve Afganistan’daki (Afşar) diyalektleri.

Harita 1: Çağdaş Türk Lehçeleri Đçinde Oğuz Türkçesinin Konumu34

34

2. ZARF-FĐĐLLER

Alm: Konverbum, Konverb, Gerundif, Gerindium. Fr: Gerondif, Converbe.

Đng: Gerund, Converb, Adverbial Participle, Verbal adverbs.

Rus: деепричастие [Deyepriçastiye], отглагольные имена [Otglagol’nıye Đmena],35 обстоятельственные формы глагола [Obstoyatel’stvennıye Formı Glagola],36 неличные формы глагола [Neliçnıye formı glagola],37 неизменяемая форма глагола [Neizmenyayemaya Forma Glagola].38

KOT39: Suver-i Ef’al, Sįga-i Rabtiyye, Sįga-i Sıla.

TüT: Zarf-fiil, Gerundium, Ulaç, Bağ-fiil, Ulak40, Eylem Zarfları41, Fiilin Zarfsı Şekli.42

TT: Haal iişlik. GT: Haliştennik. AT: Fe’li Bağlama.

2.1. Zarf-Fiil Tanımlamaları

2.1.1. Türkiye Türkolojisindeki Zarf-Fiil Tanımlamaları

Türkiye’de zarf-fiiller ile ilgili yapılan çalışmalarda, zarf-fiillerin genellikle zarflarla olan yakınlığına, zarf-fiil eki almış fiil tabanının ana cümle ile kurduğu ilgiye ve zarf-fiillerin karakteristik özelliklerine -bünyesine bazı eklerin gelmemesi- dikkat çekilmiştir. Bunların yanı sıra zarf-fiillerin tanımlanmasına farklı yaklaşan çalışmalar da bulunmaktadır.

“Hareket hâli ifadesi olan fiil şekilleri” (Eraslan, 1980:6).

35 Kononov, 2001:474. 36 Guzev, 1979:71. 37 Nasilov, 1974:48. 38 Dmitriyev: 1948:185. 39 Bayraktar, 2004:137. 40 Deny, 1941:839. 41 Tekin, 2003a:172. 42 Yılmaz, 2009:88.

“Belirteç gibi kullanılan eylemsilere ulaç ya da bağ-eylem denir.” (Koç, 1990:316).

“Gerundiumlar, hareket hâli ifade eden fiil şekilleridir. Bunlar ne fiil çekimleri gibi şekle, zamana ve şahsa bağlanmış bir hareket, ne partisip gibi nesne ifade ederler. Gerundiumlar şahsa ve zamana bağlanmayan mücerret bir hareket hâli karşılarlar. Hâl ve durum karşılayan kelimelere zarf diyoruz. Şu hâlde gerundiumlar fiillerin zarf şekilleridir. Onun için partisipe isim-fiil dediğimiz gibi, gerundiuma da zarf-fiil diyebiliriz.” (Ergin,1998: 338).

“Latince ‘gerer’ “idare etmek” fiilinden türeme gerundium (gerundivus modus) terimi, Türkçe gramerde, bir şahsın, bir hareketi yaparken, o hareketi yapmak için başvurduğu ikinci derecedeki bir hareketi karşılayan, asıl harekete yardım eden hâl fiilini adlandırmak üzere kullanılır.” (Öner, 1999:833).

“...cümledeki asıl hareketi çeşitli yönlerden aydınlatan ikinci derecedeki hareketi ifade eden ekler” (Yücel, 2000:111).

“Kurduğu önermeyi başka bir önermeye bağlayan eylemsidir.” (Gencan, 2001:423).

“Fiil kök ve gövdelerine getirilen eklerle geçici zarf oluşturan yapılara zarf-fiil denir.” (Gülsevin, 2001: 126).

“Eylemden türeme, çoğunlukla belirteç işlevini yetiren eylemsi” (Vardar, 2002: 202).

“Eylem zarfları, yalnız zarf ve zarf tümleci olarak kullanılan eylem biçimleridir.” (Tekin, 2003a:172).

“Zarf-fiiller, kişi ve zaman kavramı olmadan temel cümlenin ya da yan cümlenin yüklemini niteleyen, cümlede genellikle zarf tümleci olarak görev yapan fiilimsilerdir. Đkinci bir görevleri yardımcı fiillerle kullanılarak birleşik fiiller kurmak olan zarf-fiiller, cümlede bağlaç olarak kullanılabilirler ve birleşik cümleler

kurabilirler. Bazı zarf-fiil ekleri zarf, edat gibi kalıcı sözcük yapımında da kullanılırlar.” (Bayraktar, 2004: 137).

“Zarffiiller fiilin zarf işleyişine girmek üzere aldığı özel şekillerdir: Bunlar tümü ile zamana bağlı değillerdir. Olumsuz ve edilgen görünüşlerine girerler. Zarffiillerin sıfatfiiller gibi iyelik eki alanları ve almayanları vardır. Zarffiiller isimleşmeye sıfatfiillerden ve adfiillerden daha az elverişlidirler. Çokluk zarf işleyişinde görülürler. Đşleyişte öbür zarflara ve bağlamlara benzediklerinden aşağı yukarı onlar gibi ilişkileri belirten türlere ayrılırlar.” (Banguoğlu, 2004: 427-428).

“Gerundiumlar fiillerin zarf şekilleridir. Tasrif edilmezler. Gerundium sayılabilecek eklerden bir kısmı birleşiktir. Partisip eklerinin genişletilmesiyle meydana gelenler de vardır.” (Timurtaş, 2005: 156).

“Eylemden türeyen ve belirteç görevini yapan sözcüklere ‘ulaç’ denir. Ulaçlar eylem çekimine girmez, kişi kavramı taşımaz. Ulaçlar, cümlede belirteç olarak tümleç görevini üstlenirler. Bu yönleri ile de ortaçlardan ayrılırlar.” (Hengirmen, 2005:252).

“Anlatım içinde, bulundukları cümledeki yüklemin anlamını çeşitli yönlerden

etkileyip sınırlayarak zarf görevi yapan fiilimsilere ‘bağfiil’ ya da ‘ulaç’ denir.” (Kahraman, 2005:121).

“Cümlede yüklemin anlamını çeşitli yönlerden etkileyen, fiilden bazı eklerle yapılmış, şahıs ve zaman belirtmeyen zarf görevindeki kelime” (Korkmaz, 2007:251).

“Bağ-fiiller, bir yandan bileşik cümlede iki cümleciği bağladıkları için bağlaç, öbür

yandan da özne, nesne, tümleç aldıkları için fiil olan kelimelerdir. Bağ-fiillere ulaç da denir.” (Ediskun, 2007:252).

“Fiil kök veya gövdesinden teşkil olundukları hâlde, bağlaç niteliği taşıyan, fazla olarak nefislerindeki eylem kavramlarından dolayı yan cümleciklerde yüklem görevi alan kelimeler, bağ fiillerdir.” (Bilgegil, 2009:271).

2.1.2. Türkiye Dışı Kaynaklardaki Zarf-Fiil Tanımlamaları

Türkiye dışı kaynaklardaki zarf-fiillerin tanımlarında, daha çok fiillerle olan bağlantısı ve zaman, şahıs, sayı kavramları bildirmemesi gibi konular üzerinde durulmuştur. Bu açıdan tanımlamalar, Türkiyedeki çalışmalardan çok da farklılık arz etmemektedir.

“...bu cümlemsiler, yüklemlerinin yapılanışlarıyla cümlelerden farklı bulunurlar; fakat mutlak haletini alan faillerinin yapılanışlarıyla cümlelere benzer.” (Deny, 1941:839).

“Zarf-fiillerde hem fiile, hem de zarfa ait özellikler vardır. Bunlar şahıs, zaman, çokluk ve form eklerini kabul etmezler.” (Demirçizade-Tağızade, 1961:147).

“Zarf-fiil, cümledeki durum işlevini harekete geçiren değişmez fiil formları gösterir.”(Kondrat’ev, 1970:39).

“Zarf-fiiller, çekimsiz fiil formlarıdır. Zarf-fiiller çatı, görünüş, olumsuzluk formlarına sahiptir ve hâl ekleriyle kullanılır.” (Baskakov, 1975:237).

“Zarf-fiiller, fiilin çekimsiz gramatiksel formudur.” (Yuldaşev, 1981:298).

“Zarf-fiiller, cümlenin ana fiilinin hareketine eklenen veya açıklık kazandıran hareketi ifade eden bitimsiz fiillerdir. Fakat bunlar şahıs, sayı ve zaman belirtmez.” (Clark, 1998:350).

“...zarf-fiiller özel form yapıcı eklerin yardımıyla oluşan, cümle içinde onun fiilden olan belli bir ögesine bağlanıp ulanarak, durum rolünü yerine getirirler ya da yan cümlenin yüklemi olurlar.” (Söyegov, 1999:425).

“Türk dili gramerlerinde bu terim altında oldukça çok sayıda değişik kökenli fiil şekilleri birleşmektedir; çoğunlukla bu durumda fiilden türemiş adlar vasıtalı hâldedir.” (Kononov, 2001:474).

“Gerundium, bir fiilin bildirdiği hareketi, bir zarf-fiil şeklinde ifade eder. Bir fiil olarak fâil, nesne ve zarf niteleyicileri alabilir.” (Eckmann, 2003:104).

“...Bir de, hiç bir zaman çekimli fiil durumunda olmayan diğer fiil şekilleri vardır; bunlar gerçek isim değildirler, yani ne özne, ne de nesnedirler; ne iyelik, ne de çokluk eki alabilirler. Foksiyonları, yüklem belirleyicisi, cümle belirleyicisi ve cümle başlatıcılarla aynıdır.” (Gabain, 2003:84).

“Müstǝqil işlǝnmǝyǝn, cümlǝ daxilindǝ ǝsas feldǝn asılı olduğu üçün hal-vǝziyyet, zaman, sǝbǝb-mǝqsǝd vǝ şǝrt mǝzmunu daşıyan, lakin şǝxs, kǝmiyyet bildirmǝyǝn sözlǝrǝ fel bağlama deyilir.” (Veysǝlli, 2006:364).

2.1.3. Zarf-Fiil Tanımlamaları Üzerine Değerlendirme

Türk dili üzerine yapılan akademik43 çalışmalarda, farklı zarf-fiil tanımlarına rastlamaktayız. Bu tanımlamalarda genellikle zarf-fiilin sahip olduğu veya olmadığı özelliklerle birlikte; fiillerden farklılığı, zarf özelliği taşıması ve cümle içindeki kullanımı gibi kabiliyetleri (sözcük türleri ve cümle) karşılaştırılarak bir zarf-fiil

43

Muhtelif Türkologların (Ramstedt, Rasanen, Kononov vb.) eserlerinde, bahsi geçen konulara değinilmiş olmakla birlikte Oğuz Türk lehçesi özelinde monografik çalışmalara bakıldığı zaman, zarf- fiiller üzerine Azerbaycan ve Türkmen Türkçelerinde yapılan çalışmaların ancak 1940’lı yılların sonu 1950’li yılların başına kadar gidebildiği görülmektedir. Bu çalışmalar öncelikle işlevlere dair yapılmış, sonrasında da tarihsel açıdan değerlendirilmiştir (Söyegov, 1981:5). Ayrıca Nuri Yüce tarafından 1973 yılında Mainz’da Benzing yönetiminde hazırlanmış olan “Gerundien im Türkischen” adlı doktora tezi Türkiye Türkçesindeki zarf-fiillerin de incelendiği ilk ciddi çalışmalardan biridir.

tanımlaması yapılmıştır. Böylece zarf-fiillerin özellikleri ifade edilmiş ve bazen de zarf-fiilin ne olmadığı anlatılmıştır.

Türkçenin her sahasında ve döneminde sıklıkla kullanılan bu gramatik ögenin tanımı için yapılan açıklamalar genelde iki düzlemde değerlendirilmiştir. Bunlardan ilki, zarf-fiil unsuru almış fiil tabanının cümle düzeyindeki kullanımı ve konumu; ikincisi ise zarf-fiilin bünyesine dair özelliklerin ve farklılıkların öne çıkarılmasıdır. Tanımlamalarda öne çıkan bir başka unsur da zarf-fiillerin şahıslara göre çekimlenmemesi durumudur. Zarf-fiil tanımlamalarının (Ergin, Timurtaş, Eraslan vb.) çoğunda bu özellik öne çıkarılarak zarf-fiil kavramı yerine kimi zaman “fiillerin şahıssız formu” (неличные формы глагола)44 veya “fiillerin değişmez formu” (неизменяемая форма глагола)45 gibi adlandırmalar yapılmıştır.

Ancak yapılan çalışmalar bu durumun aksini göstermektedir. Özellikle Türkmen Türkçesinde zarf-fiil eklerinin şahıslara göre çekimlendiği pek çok örnek vardır. Türkiye Türkçesindeki “-dık+ie+da” birleşik zarf-fiil ekinde de bu çekimi görebilmekteyiz. Hatta Bang, {-A} zarf-fiilinin “men” ve “sen” zamirleriyle çekime girdiğini (kıl-a-men, kıl-a-sen vb.) ifade eder (Kılıcoglu, 1954:513). Keza Özçelik (2007:1601) de sıfat-fiilden türetilen zarf-fiillerde, iyelik ekinden kaynaklanan şahıslı kullanımların bulunduğunu bildirir.

Görüldüğü üzere zarf-fiil eklerinin şahıs eki alması onun geçici zarf46 özelliğini etkilememektedir.47 Aynı şekilde görüş belirten Gülsevin, konuya şu noktadan yaklaşmıştır:

“Bizce de, gerundium tanımına ‘kişi eki almazlar’ sınıflandırmasının konulması yanlıştır. Çünkü gerundiumun özelliği, yüklem durumundaki esas fiili tavsif eden zarflaşmış fiil olmasıdır. Eğer kişi ekli fiil türemesi kelime, yüklemin zarfı olacak 44 Nasilov, 1974:48. 45 Dmitriyev, 1948:185. 46

Zarf, ana cümleyi “yön, zaman, şart, sebep, miktar, vasıta ve şart” gibi açılardan niteleyen sözcük türüdür (Karahan, 1999:57).

47

Gülsevin (1990:277), zarf-fiillerin şahıs eki almasının şekle dair bir yaklaşım olduğunu ve bu durumun fonksiyonu ilgilendirmediğini belirtir.

özellikleri taşıyorsa, gerundium gereklerini taşıyor demektir.” (Gülsevin, 1990: 277).

Neticede zarf-fiiller için “Cümledeki yargı veya yargıların ifade gücünü zenginleştirerek, anlatımın daha kısa ve kıvrak olmasını (Aksan, 2007:91) sağlayan ve basit yapıdaki ifadeleri48 birleştirerek anlatımı kolaylaştıran önemli dil bilgisi ögelerinden biridir.” diyebiliriz.

Benzer Belgeler