• Sonuç bulunamadı

Nurettin Topçu’nun Öğretmenlik Mesleğine Bakış Açısı

2.2. Nurettin Topçu’nun Eğitim Anlayışı

2.2.2. Nurettin Topçu’nun Öğretmenlik Mesleğine Bakış Açısı

Topçu, öğretmenin yarınki Türkiye’nin temelini atacak kişiler olarak görmekte ve öğretmenlerin bir sanatçı maharetiyle öğrencilerini yetiştireceğini ifade etmektedir.

Topçu, artık zaferlerin meydanlarda savaşarak değil kalemle kazanıldığını, bunun ancak nitelikli bir eğitimle yeni nesiller yetiştirmekle olabileceği görüşündedir.

Topçu’ya göre, öğretmenlerin eğitim kalitesinin arttırılarak mesleğe en iyi şekilde hazırlanması sağlanmalıdır. Topçu, ilkokuldan başlayarak çocukların öncelikle her haliyle öğretmenini örnek aldıklarını, bundan dolayı da öğretmenlerin verdikleri dersle birlikte tutum ve davranışlarının da çok etkili olacağını savunmaktadır. Topçu, öğretmenleri, örnek bir şahsiyet, erdemli nesiller yetiştiren bir bilge, kalemiyle mücadele eden bir aydın, nesli hayata hazırlayan bir rol model, öğrencilere vatan sevgisi aşılayan ve bütün bunların kapısını aralayan bir rehber olarak görmektedir (Topçu, 2017d, s. 115-128).

Topçu, öğretmeni, ruhların inşasını yapan, genç zihinlere şekil veren bir sanatkâr olarak düşünmektedir. Öğretmenin görevinin sadece müfredatı işleyerek yıl sonuna yetiştirmek olmadığını, gençliği hayata hazırlaması gerektiğini düşünmektedir. Hayata hazırlanan gençlik en uygun yetenekleri kazanarak kendine ait fikir ve düşünceler

47

ortaya koyabilmelidir. Gençliğe bu kabiliyet ve yetkinlikleri kazandırmak öğretmenin ödev ve görevleri arasında bulunmaktadır. Topçu, öğretmenlerin eğitim faaliyetlerini gerçekleştirirken, öğrencileri yetiştiren ve aynı zamanda zihninde yeni keşifler yaptırabilen, hayata anlayış ve farklı bakış açısı katabilen, şahsiyet kazandıran özelliğinin olması gerektiğini öngörmektedir. Topçu, öğretmenin öğrenciyi yetiştirmek ve hayata hazırlamak için gösterdiği gönüllülük, fedakârlık ve ideal duygularını, arının balını yapıp, onu yemeyip insanlığa sunması gibi görmektedir (Topçu, 2017d, s.68- 75).

Topçu, öğretmenlik mesleğinin dünyada en zor ve sorumluluk gerektiren bir meslek olduğunu, zihni biçimlendiren ve hakkı tavsiye eden “peygamber mesleği” olarak gördüğünü belirtmektedir (Karaman, 2010, s. 228)). Sadece kişileri değil toplumları etkileyenlerin öğretmenler olduğunu vurgulamaktadır. Toplumların alçalması da yükselmesi de öğretmenlere verilen değerle ölçülebilmektedir. Anadolu’yu fetheden Oğuzlar, Nizamülmülk gibi bir muallimin önderliğinde, ilim ve ahlâkı nesillere aşılayarak ilim adamlarını, Bağdat’da açtığı Nizamiye Medresesi çevresinde toplamıştır. Devamında Osmanlı, öğretmene değer verilerek baş tacı yapıldığı dönemlerde yükselmiştir. Padişahlar, şehzadelerini yetiştirmek üzere muallime emanet etmiştir. Orhan’ı, Fâtih’i yetiştiren muallimleridir. Dünyaya söz geçirmesini bilen Yavuz’un yalnız âlimin önünde eğildiğini “…atının ayağından sıçrayan çamuru..”

şeref olarak kabul ediyordu. “Babam beni gökten yere indirdi. Hocam beni yerden göğe yükseltti” diyen İskender, öğretmenlik mesleğinin ne anlama geldiğini ve önemini en iyi şekilde anlatmıştır. Topçu’ya göre öğretmenler, yalnız genç beyinleri yetiştiren değil, toplumları geleceğe hazırlayan, amacı yaşamak değil, yaşatmak için insanlığa hizmet eden kişilerdir (Topçu, 2017d, s. 71-73). Bu bağlamda Topçu, öğretmenliği, sorumluluk ruhuna sahip, şahsiyetli bir nesil yetiştirmek için yapılan her türlü çalışma, gayret ve fedakarlığın yapıldığı bir meslek olarak görmektedir (Civelek, 2016, s. 14).

Topçu, öğretmeni, “belki genç ruhları kendilerine mahsus manadan bir örs üzerinde döverek işleyen bir demirci” ye benzetmektedir. Topçu, öğretmenleri sanatkâr inceliği ile akıl ve kalbi birleştiren ve ahlakın merkezine sorumluluğu koyma duygusunu aşılayan doktor olarak görmektedir. Eğer insanlar faziletli olmayı tarih kitaplarında okuyup unutmuşsa, ilmi zihniyetin en temel prensibi olan hakikat aşkı sönmüş ve menfaat ilişkisi bir marifet olarak görülüyorsa, güçlünün yanında yer alıp, mazlumların göz yaşlarını kurulayan bulunmuyorsa, bu durumdan öğretmenleri

48

sorumlu tutmaktadır. Çünkü sanat eserindeki eksiklikler sanatkardan kaynaklanmaktadır (Topçu, 2017d, s.68-80).

Topçu, öğretmenin her şeyden önce yaptığı işi sevgiyle yapmasını icap ettiğini belirterek, öğretmenlik mesleğinin bir sevgi ve gönül işi olduğunu vurgulamaktadır.

Topçu, öğretmenlerin idealleri uğruna sevgi, şefkat ve tahammülü sentezleyip, güzellik çıkaran bir anlayışa sahip olmaları gerektiğini vurgulamaktadır (Taşdelen, 2015, s.48). Topçu’ya göre, heykeltıraşın mermere şekil vermesi, ressamın sanatıyla kâğıda hayat kazandırması, edebiyatçının kelimeleri duygu haline getirmesi gibi öğretmenlerinde gençliğe erdem aşılayarak onların ufkunu açması gerektiğini düşünmektedir (Topçu, 2017d, s. 77).

Topçu’ya göre, öğretmen ve okullar çocuğa her şeyi öğretmeye çalışmakla onların zihni yeteneklerinin gelişmesine engel olarak çile devri yaşatmaktadır (Topçu, 2017d, s.56). Nitekim, Rousseau, öğretmenler tarafından çocukların yaşını ve seviyesini düşünmeden, yetişkinler için önemli olan konulara ağırlık vererek, öğrencilerden yaşının ve kapasitesinin üzerinde olgunluk beklenmesinin yapılan en büyük hata olduğunu ifade etmektedir (Rousseau, 2015, s. 11-15).

Topçu’ya göre, öğretmenlik mesleğinin temel özelliklerden birisi de hür düşüncedir.

Çünkü öğretmenler en büyük mesuliyeti taşıyan kimselerdir. Sorumluluk duygusu, her türlü olumsuz dış tesirlere karşı bizi içten koruyan ilahi güçtür. Dışardaki her türlü olumsuzlukların bertaraf edilebilmesi öğretmenin hür düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Topçu, öğretimle ilgili müfredat, kitap, sınav sistemi ve diğer sorunların çözümleme işlerinde öğretmenlerin büyük görevler üstlenmesi gerektiğini belirtmektedir (Topçu, 2017d, s. 80-81).

Nurettin Topçu, öğretmenlik mesleğinin kendine özgü nitelik ve formasyon gerektirdiğini belirterek, kendi mesleğini yapamayan bazı meslek gruplarının öğretmenlik mesleğinde değerlendirilmesini, eğitim sistemi yanında bu kutsal görevin saygınlığına zarar verdiğini belirtmektedir. Eğitimde yaşanan temel sıkıntıların öğretmenlik niteliğine sahip olmayan meslek gruplarının bu görevde değerlendirilmesi uygulamasından kaynaklandığını düşünmektedir (Taşdelen,2015, s.47). Topçu, üniversite mezunlarının hemen öğretmenlik yapmalarını eleştirip, onların Avrupa üniversitelerinde belirli bir süre eğitim almalarının önemine değinmektedir.

Öğretmenlerin kendi alanları ile ilgili literatürü takip edip, okuyup, anlayacak düzeyde yabancı dil bilinmelerini, çağın gelişmelerine ayak uydurabilmek için bilgi birikimlerini sürekli yenilemeleri gereği üzerinde önemle durmaktadır. Topçu,

49

meraklı, sorgulayan, araştıran, okuyan, kendisini geliştirmek için çalışan öğretmeni ideal öğretmen olarak düşünmektedir (Topçu, 2017d, s. 107-115). Topçu genç nesillere umut, heyecan, sevinç, ideal verecek olan öğretmenlerin ilk başta bunları kendi içinde yaşayıp daha sonra gence vermesi gerektiği üzerinde durmaktadır. Topçu, eğitimcinin davranışları ile anlattıklarının birbiriyle uyumlu ve bağlantılı olmasını, asıl imtihan verenlerin öğretenler olduğunu açıklamaktadır (Topçu, 2017d, s. 202).

Öğrenciler, öğrenmelerin ders dışı hareketlerini gözlemler, her halini taklit etmek ister.

Öğretmenlerin davranışları da öğrencileri için adeta eğitim niteliğindedir (Topçu, 2016, s. 148). Yeterli derecede alan bilgisi öğretmen için sahip olunması gereken özelliklerin başında gelir. Ancak her yönüyle kendini geliştirmek öğretmenler açısında büyük önem taşımaktadır. Yalnız kendi alanı ile ilgili bilgilere sahip olup, kendini geliştirmeyen dış dünyadaki gelişmelere kapalı olan öğretmenler, öğrencilerin derslerine katkı sağlayabilir, ancak onların hayata bakış ve davranışlarında istenilen yönde değiştirmede yeterli etkiye sahip olamamaktadırlar (İhtiyaroğlu, 2010, s.177).

Öğretmenler önce kendi eksik taraflarını görüp, tamamlayıp, kendini yetiştirmelidirler.

Bütün bu eksiklikler tamamlandıktan sonra gençlere ideal eğitim verilebilecektir.

Topçu, öğretmenliğini yaparken sınıfın kapısından, mabedin kapısından girer gibi girdiğini (Taşdelen, 2015, s. 47) ifade etmektedir.

Topçu’nun öğretmenlik mesleğine bakış açısı değerlendirildiğinde, öğretmen, her yönüyle örnek bir insan olmalı fikri ön plana çıkmaktadır. Öğretmenlik sıradan bir meslek değildir. Öğretmenlik mesleği son derece donanımlı ve nitelikli çok değerli özelliğe sahip bir meslek olarak görülmektedir. Öğretmenlere yeterli alan bilgisi yanında, yurt dışında eğitim imkânı sağlanmalı ve alanları ile ilgili literatürü takip edebilecek derecede yabancı dil bilmesi gibi önemli niteliklere sahip olmalıdır.

Öğretmenler, yalnız mesleki konuda değil, sürekli kendisini yenileyerek sosyal hayattaki davranışlarıyla da eğitimde rol model ve saygın bir karekter olarak görülmektedir. Bu göreve talip olan öğretmenler, meslek aşkı bulunan, öğrencilerin yetişmesi konusunda karşılaşılan her türlü fedakârlık yapma ideali taşıyan, sevgi, sabır ve tahammülü terkip ederek güzellik çıkaran şahsiyet olarak tasavvur edilmektedir.

Öğretmenlik mesleğini yapanlar, sorumluluk bilincini sevgiyle harmanlayarak öğrenendeki yetenekleri ve güzellikleri ortaya çıkarmalıdır.

50