• Sonuç bulunamadı

Nefs-i Ohri’de Müslim Nüfus

BÖLÜM 2: XVI. YÜZYILDA OHRİ ŞEHİR MERKEZİ

2.3. Ohri Şehir Merkezinde Nüfus

2.3.1. Nefs-i Ohri’de Müslim Nüfus

XVI. yüzyılda Ohri şehir merkezindeki nüfus yapısı, müslim ve gayrimüslim ahaliden müteşekkildir. Bu vesileyle şehir merkezinde ikamet eden bu demografik unsurları değerlendirmek, bahsi geçen tarihlerdeki nüfusu ortaya çıkarmak adına önemli bir ön şart durumundadır.

Ayrıca Ohri’de müslim nüfusunun tespiti noktasında tahrir kayıtları önemli bir rol oynamaktadır. Zira döneme ait ilk tahrir olan 81 ve 367 numaralı tahrir defterlerinde yer

58

Şehri merkezinde bulunan Müslüman olmayan ahali arşiv vesikalarında Yahudi ya da Hıristiyan şeklinde ayrılmayıp Gebran olarak nitelendirildiğinden bu ayırımı yapmak oldukça zordur.

62

alan demografik veriler (müslim ve gayrimüslim hane, mücerred ve bive sayıları) sayesinde Ohri merkezinin nüfusu ile alakalı çıkarımlar sağlanabilmiştir.

Bu doğrultuda Kanuni dönemine gelindiğinde devletin ulaştığı gelişim noktasına bağlı olarak tahrir kayıtlarının da zenginleştiği görülmektedir. Bu döneme ait hazırlanmış 367 numaralı tahrir defteri kayıtları bu manada oldukça zengin bir veri kaynağıdır. Bir sonraki bölümde bahsedilecek gayrimüslim nüfusa ait açık ve ayrıntılı bilgiler sunan defterin önemli bir noktası Ohri’ye ait kayıtta ayrı ayrı müslim mahallelerinden bahsetmemesidir. Defterde, Müslim mahallelerinden isim isim bahsedilmek yerine, gayrimüslim mahallelerinden sonra, “cem’an” şeklindeki ifadeyle müslim sayısı 93 hane olarak verilmektedir (BOA, TD 367: v.368). Bu uygulama ile alakalı net bir çıkarım yapmak mümkün olmamakla birlikte defterin hazırlanma amacıyla alakalı olarak gayrimüslimlere yönelik bir kayıt çalışması olduğu fikri ağırlık kazanmaktadır. Zira Müslüman hane sayısı 93 olarak verildikten sonra düşülen notta bunun avarız59 tespiti ile alakalı olduğu belirtilmektedir.

XVI. yüzyılda Ohri’ye ait olarak hazırlanmış son tahrir defteri ise III. Murad dönemine rastlamaktadır. Ancak 664 numaralı bu defter bir has defteri olup, merkeze dair bilgiyi bir tahrir için kısıtlı sayılabilecek 87 varak içerisinde verdiğinden, nüfusa ait bilgilere burada rastlanılamamaktadır. Kayıtlarda sadece has gelirlerini karşılayan iktisadi veriler bulunmaktadır.

Yine de mevcut tahrirlerden elde edilen veriler doğrultusunda, 1530 tarihinde Ohri şehir merkezinin toplam nüfusu yaklaşık 2354 kişiden oluştuğu ortaya koyulabilmiştir. Bu toplam nüfus içerisinde müslimler 93 hane (465 kişi) ile dikkati çekmektedir. Nüfus içerisinde 39 mücerred ve 110 bive de ayrıca kaydedilmiştir. Yine aynı tarihlerde merkezde yaşayan gayrimüslim ahalinin nüfusu 347 hane (1735 kişi) olarak kaydedilmiştir60. Bahsi geçen tarihlerde Ohri şehir merkezindeki müslim ahalinin nüfusu, bu haliyle, yine şehir merkezindeki genel nüfus içerisinde %25’lik bir oranı karşılamaktadır.

59

Avarız: Olağanüstü dönemlerde (savaş, felaket v.b. haller) alınan vergidir. Avarız ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz., (Barkan, 1997:13-19, Özdemir, 1986: 1581-1613, Özel, 1994:735-743, Emecen, 1981: 159-170, Ünal, 1981: 119-129, Çakar, 2004: 337-344, Öztürk, 1997: 249-289).

60

Bu sayıları desteklemesi mahiyetinde, Muhammed Aruçi’de bu tarihlerde şehir merkezinde 349’u Hıristiyan 93’ü Müslüman haneden bahsetmektedir (Aruçi, 2003: 333-334).

63

Ayrıca III. Murad dönemine ait 664 numaralı tahrir verilerine göre, 1574-1595 tarihlerinde Ohri şehir merkezindeki toplam yaklaşık nüfus, 287’si gayrimüslim 249’u müslim hane olmak üzere toplam 2680 kişi olarak kaydedilmiştir (BOA, TD 664: v.69-71). Bahsi geçen tarihlerdeki nüfus ile ilgili bu rakamları desteklemesi açısından, Muhammed Aruçi “Ohri” isimli çalışmasında, Stojanovski’nin “Gradovide na Makedonija od Krajot na XIV do XVII vek” isimli çalışmasından naklettiği bilgiler doğrultusunda; 1566-1582 tarihlerinde Ohri şehir merkezindeki nüfusun 2500 kişiyi geçtiğini belirtmiştir (Aruçi, 2003: 333).

Ohri şehir merkezindeki bu demografik durum, Müslümanların nüfusunda ilerleyen yıllara göre belirli bir artışı gösterirken, gayrimüslim ahalide ise nüfusun neredeyse sabit bir noktada kaldığını ortaya koymaktadır. Bu durum, şehir merkezindeki nüfusta, Osmanlıların gerek bölgedeki adaletli idari yaklaşımı, gerek iktisadi ve içtimai manada toplumları birbirinden ayırmayan bakışı ve bölgeye gerçekleşen Türk göçleri ile Ohri’nin de içerisinde yer aldığı bölgede bir İslamlaşma hareketinin gerçekleşebildiğini gösterebilmektedir.

Tüm bu bilgiler eşliğinde şehir merkezindeki mevcut nüfus yapısını daha iyi tahlil edebilmek adına, Ohri şehir merkezinin genel toplam nüfusunu, bölgenin bazı şehirlerinin bahsi geçen tarihlerdeki nüfuslarıyla karşılaştırmak yerinde olacaktır. Bu şehirlerden biri Üsküp olabilir. Üsküp şehrinin 1529 tarihindeki genel nüfus toplamı yaklaşık 4045 kişiden müteşekkil iken, bunun 2947 kişisi müslim olarak kaydedilmiştir. Ayrıca 1544 tarihindeki genel toplam nüfus ise yaklaşık 6061 kişi iken, bu sayısın 4810’u, 1569 da ise 10.525 kişiden 8080’i müslim olarak kaydedilmiştir (İnbaşı, 1995: 74-75).

Bölgede Ohri’ye komşu bir diğer şehir olan Manastır (Bitola) şehir merkezinin genel nüfusu 1528 tarihinde toplam 3722 kişiden oluşmaktadır. 1530 tarihine gelindiğinde ise, 149 numaralı tahrirde ve 370 numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Rum-İli Defterinde nüfusta bir azalma olduğu görülmüş olup nüfus toplamı 2835 kişiden meydan gelmiştir (BOA, TD 149: v.378, Özkılınç ve diğerleri, 2001: 56-57). Manastır merkezindeki bu genel toplam nüfusun içerisinde müslim ahalinin sayısı 1528 tarihinde 586 kişi olup, bu rakam 1530 tarihinde de kendisini 432 müslime gerilemiş olarak ortaya çıkarmıştır.

64

Bu vesileyle 1530 tarihinde Ohri şehir merkezindeki müslim nüfusun, bölgede yer alan diğer şehirlerden Üsküp’e göre daha az ancak Manastır’a göre ise daha fazla bir oranda olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, Ohri’nin Manastır ve Üsküp’ e göre en azından coğrafik olarak farklı özelliklere sahip olması ile açıklanabilir. Manastır ve Üsküp ticari ve askeri olarak bir geçiş güzergâhı oluşturduklarından nüfus hareketliliği fazla olan bölgelerdir. Ancak Ohri buna göre daha az hareketlilik gösteren bir merkezdir. Dolayısıyla bu dönemde diğer merkezler nüfus olarak azalma ve artış gösterirken Ohri nüfusu her daim artmıştır.

Ayrıca Osmanlı birliklerinin Ohri şehri mıntıkasının içerisinde yer aldığı bölgeyi fethi sonrasında Makedonya’ya gelen Türkler, küçük gruplar halinde gayrimüslim köylerine yerleştirilmişlerdir. Örneğin Üsküp’e bağlı bir köy olan Oreşani’de 1452 ve 1544 yıllarına ait kayıtlarda herhangi bir müslim hane izine rastlanamazken, 1568’de 9 gayrimüslim hanenin yanında 9 da müslim hane göze çarpmaktadır. Yine Kalkandelen’e bağlı Çelopek köyünde 1452’de müslim hane yokken 1568’de 62 gayrimüslim hane yanına 12 de müslim hane yer almıştır. Bu tarihte gerçekleşmiş olan nüfus artışı,

merkezlerden buralara nüfus aktarımı yapıldığı ihtimali dâhilinde zikredilmiştir

65

Harita 1: Makedonya’da Osmanlı Fethi Sonrasında (XV-XVI. Asır) Müslüman Nüfusun

Yoğun Olarak Görüldüğü Yerler

Nick Anastasovski, 2005.

Özellikle XVI. ve XVII. yüzyıllarda Makedonya’da görülen İslamlaşmanın ne şekilde gerçekleştiğine dair elde bulunan veriler, Osmanlı idaresinin burada, bölgenin fethedilmesinin hemen akabinde buraya kaydırılan Türkmen nüfusu, şehrin nüfusunda müslim-gayrimüslim dengesini sağlamak noktasında ciddi bir etkide bulunduğunu göstermektedir. Bu göçmenler sayesinde şehirde iki farklı dinin temsilcileri arasında bir kaynaşma sağlanmış ve bir süre sonra özellikle Osmanlı idaresinin de inanç konusunda gösterdiği hoşgörülü yaklaşım ile İslam dinini seçenlerin sayısı giderek artmış olabilir61. Kanchov gibi bazı araştırmacılar, bölgede İslam’ı seçenlerin bunu, bilhassa I. Selim sonrasında Osmanlı idaresinin uyguladığı katı politikalar sebebiyle yaptığını ifade ederken (Kanchov, 1970: 332); Limanovski’nin Makedonya’nın İslamlaşması üzerine hazırladığı çalışmasında, Sokolovski’nin aynı konulu çalışmasından alıntı yaparak verdiği rakamlar, bu iddiayı büyük oranda çürütmüştür.

Zira sistemli ve zorlamaya dayalı bir ihtida politikası izlendiği iddia edilen Makedon şehirlerinde din değiştirenlerin oranı, iddia edildiği gibi çok yüksek değildir. Sadece

61

Ohri’de gerçekleşen İslamlaşmayla ilgili olarak, yine Ohri’de 1561 tarihinde meydana gelen bir asi harekâtında hizmeti geçen ve İstanbul’a giderek Müslüman olan “Keke” isimli gayrimüslime, tımar tevcihi ile alakalı bir hüküm örnek olarak gösterilebilir (BOA, MD 4: h.1670).

66

bazı şehirlerde zaman zaman % 50’leri aşan rakamlar göze çarpar ki bunlar da genelde müslim hane sayısı düşük olan şehirlerdir. Ayrıca toplamda bakıldığında mühtedilerin tüm müslim nüfusa olan oranı da % 23’ü geçmemektedir.

Tablo 2: 1569 Tarihinde Makedon Şehirlerinde Müslüman Nüfus Ve Mühtediler

Şehir Köyler Toplam

Msl. Hane Mühtedi Oran % Msl. Hane Mühtedi Oran % Msl. Hane Mühtedi Oran % Kalkandelen 330 184 55 384 107 27 714 291 40 Üsküp 1551 701 45 1001 172 17 2552 873 34 Pirlepe 282 126 44 585 52 8 867 178 20 Manastır 608 248 40 561 56 9 1169 304 26 V. Yenicesi 529 165 31 847 113 5 1376 278 20 Kavala 181 47 25 770 104 13 951 151 15 Drama 205 45 21 2019 150 7 2224 195 8 Kırçova 80 14 17 99 29 28 179 43 24 (Limanovski, 1993: 212)

Ayrıca XVI. yüzyılda nüfus yapısı itibariyle de Ohri’de yaşayan gayrimüslim ahalinin müslim ahaliden sayıca fazla olduğu bilinmektedir. Bu durum çalışmanın ileriki bölümlerinde yer alan nüfus verilerinde de ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Bu dönemde Makedonya’da ihtida hareketinin etkili bir biçimde görülmediğinin bir diğer delili de, Sokolovski’nin bölgeye ait 12 numaralı mufassal tahrir defterinden çıkardığı rakamlardır. XVI. yüzyıl ortalarına gelindiğinde (1544-45) Kalkandelen’de halen din değiştirme görülmezken (101 müslim aile), Üsküp’te 1067 müslim hanenin 357’si mühtedilerden oluşmaktadır (Sokolovski, 1976: 158-167).

Bu vesileyle Müslümanlar Ohri’de Anadolu ya da daha evvel getirildikleri uç bölgelerinden buralara nakledilmiş ve kısa zaman zarfında kendilerine bir Türk-İslam yaşam alanı oluşturmuştur denilebilir. Bu sayede şehrin fethini müteakip, yaklaşık bir asır içerisinde nüfus yapısı açısından olmasa da bir Anadolu şehri hüviyetine büründüğü, şehrin hem önceki bölümlerde bahsedilen hususiyetleri hem de ileriki bölümlerde belirtilecek nitelikleri ile görülebilmektedir.