• Sonuç bulunamadı

I. NEVBERÎ’NİN HAYATI, ESERLERİ, EDEBÎ KİŞİLİĞİ

I.3. Edebî Kişiliği

I.3.2. Şairin Etkilendiği Şahsiyetler

1.1. Nazım Şekilleri

Nevberî, Dîvân’ında sadece gazel nazım şeklini kullanmıştır. Bu durum mürettep dîvânlardan farklılık arz eder. Mürettep dîvân farklı nazım şekillerinin belli bir tertip doğrultusunda oluştuğu dîvândır. Fakat Nevberî Dîvânı adı altında hazırladığımız bu çalışmada sadece Nevberî’nin gazelleri bulunmaktadır. Esere “Nevberî Dîvânı” ismini vermemizin temel nedeni eserin orijinal el yazma nüshasında bu ismin verilmesinden kaynaklanmaktadır.

1.1.1. Gazel

Gazel, kadınlar hakkında söylenen âşıkane ve güzel söz anlamına gelmektedir. Özellikle kadın, aşk, güzellik, şarap, tabiat gibi konularda yazılmış belirli biçimdeki şiirlerin adıdır (Dilçin, 1986: 78). Beyitlerle kurulan tek kafiyeli kısa bir biçim olan gazelin kaynağı İslamiyet öncesi Arap şiirine dayanmaktadır. Gazel, Arap edebiyatından İran edebiyatına, İran edebiyatı üzerinden de Türk edebiyatına geçerek Türk edebiyatı içerisindeki özel yerini almıştır. Dîvân şiirinin teşekkülünden itibaren görülmeye başlayıp Tanzimat’tan sonra Batı etkisinde gelişen Türk şiirinin yerleşmesine kadar yüzyıllarca çok yaygın olarak kullanılmış olan gazel, şairlerin duygularını aktarmaya uygun olması yönüyle en çok tercih edilen nazım biçimi olmuştur.

Nevberî Dîvânı’ında toplam 1819 gazel bulunmaktadır. Gazellerin tamamında şair Türkçeyi kullanmıştır. Nevberî’nin gazellerinde bariz bir şekilde en çok tercih ettiği beyit sayısı yedidir. İkinci sırayı altı beyitli gazeller, üçüncü sırayı ise sekiz beyitli gazeller alır. Dîvân içerisindeki gazellerin beyit sayılarına göre dağılımı şöyledir:

1. 5 beyitli 37 gazel 2. 6 beyitli 376 gazel 3. 7 beyitli 901 gazel 4. 8 beyitli 366 gazel 5. 9 beyitli 92 gazel 6. 10 beyitli 26 gazel

22 7. 11 beyitli 11 gazel 8. 12 beyitli 3 gazel 9. 13 beyitli 2 gazel 10. 14 beyitli 1 gazel 11. 17 beyitli 2 gazel

Dîvân’da nâ-tamâm gazel saysı ikidir. Nâ-tamâm gazellerden birinde şair mahlasını kullanmış diğerinde ise kullanmamıştır. On yedi beyitten oluşan iki gazel ise gazel-i mutavveldir.

Şair, gazellerinde kafiye oluşturmada Osmanlı alfabesindeki sıralamaya sadık kalarak gazel yazmıştır. Harflerin gazel sayısı şu şekildedir:

Elif (ا) harfinde: 91, bâ (ب) harfinde: 46, te (ت) harfinde: 30, se (ث) harfinde: 6, cim (ج) harfinde: 4, ha (ح) harfinde: 3, hı (خ) harfinde: 10, çim (چ) harfinde: 1, dal (د) harfinde: 11, zal (ذ) harfinde: 5, râ (ر) harfinde: 259, ze (ز) harfinde: 91, sin (س) harfinde: 18, şin (ش) harfinde: 54, sad (ص) harfinde: 9, dâd (ض) harfinde: 7, tı (ط) harfinde: 7, zı (ظ) harfinde: 1, èayn (ع) harfinde: 9, àayn (غ) harfinde: 7, fe (ف) harfinde: 10, kaf (ق) harfinde: 22, kef (ك) harfinde: 39, ge (گ) harfinde: 1, nazal ne (ڭ) harfinde: 40, lam (ل) harfinde: 98, mim (م) harfinde: 265, nun (ن) harfinde: 226, vav (و) harfinde: 44, he (ه) harfinde: 131, yâ (ى) harfinde: 274.

Gazellerine el yazma nüshanın iki cildinde de besmele ile başlayan Nevberî, bazı şiirlerine açıklayıcı mahiyette çeşitli başlıklar bırakmıştır. Hazırladığımız metin içerisinde 746 ve 1563 numaralı şiirlerde “İtÀb-nÀme”, 1147 ve 1364 numaralı şiirlerde “İbret-nÀme”, 1033 numaralı şiirde “Fuzûlî’ye Hasr Olunmuş Bir Gazel”, 1583 numaralı şiirde “Fuzûlî’ye Nazîre”, 913 numaralı şiirde “Muhtereme Hanım Nâtüvâne Naôîre”, 1323 numaralı şiirde “Hazreti Muhammed Aleyhisselama Hasr Olunmuş Bir

Manzûme”, 1661 numaralı şiirde de “Münâcât” başlığı kullanılmıştır.

Şairin şiirleri içerisinde yek-avaz ve yek-âhenk gazel özelliği taşıyan şiirlerin bulunmasının yanı sıra Halk şiiriyle Dîvân şiiri müştereklerinden kabul edilen mürâca’a ya da muhavereli (dedim-dedi) şiir olarak bilinen bir gazel de vardır.

23 1.2. Vezin Özellikleri

Nevberî, bütün şiirlerini arûz vezniyle kaleme almıştır. Kullandığı vezinler Türk edebiyatında yaygın olarak kullanılan vezinlerdir. Şair, arûzun remel, hecez, muzârî ve müctes bahirlerini daha fazla tercih etmiştir. Dîvân’daki şiirlerin bahirlere göre vezinlerin tasnifi şu şekildedir:

BAHİRLER VEZİNLER ŞİİR

SAYISI

REMEL

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 619

FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 345

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1

HAFİF FeèilÀtün MefÀèilün Feèilün 1

HECEZ

MefÀèílün MefÀèílün MefÀèílün MefÀèílün 183

Mefèÿlü MefÀèílü MefÀèílü Feèÿlün 146

MefÀèílün MefÀèílün Feèÿlün 22

Mefèÿlü MefÀèilün Feèÿlün 1

KÂMİL MütefÀèilün Feèÿlün MütefÀèilün Feèÿlün 5

MUZÂRÎ1 Mefèÿlü FÀèilÀtü MefÀèílü FÀèilün 231

Mefèÿlü FÀèilÀtün Mefèÿlü FÀèilÀtün 97

Müstefèilün Feèÿlün Müstefèilün 1

MÜCTES MefÀèilün FeèilÀtün MefÀèilün Feèilün 162

RECEZ Müfteèilün MefÀèilün Müfteèilün MefÀèilün 5

1 Muzarî bahiri bölümü üçüncü sıradaki aruz kalıbı Müstefèilün Feèÿlün Müstefèilün Feèÿlün şeklinde

olması gerekirken şair, bu kalıbın son tefèilesini kullanmayıp kalıbı kısaltarak Müstefèilün Feèÿlün Müstefèilün şeklinde kullanmıştır.

24 1.3. Kafiye2

Dize sonlarında ses tekrarlarının kullanılması kafiyeyi oluşturur. Kafiyede asıl amaç; şiirde ahenk oluşturmaktır. Dîvân şiirinde kafiye ve redif gibi unsurların kullanımını daha çok gelenek belirler. Bu anlayışta kafiye daha çok göze hitap eder (İsen, 2006: 197). Nevberî’nin şiirlerinde bu anlayış kendisini belirgin bir şeklide göstermektedir.

Nevberî’nin şiirlerinde yer alan kafiye çeşitleri şunlardır:

1.3.1. Yarım Kafiye

Kafiyenin yalnız revî harfi ile yapılan kafiye çeşididir. Tek harf ve bir harekeden oluştuğu için bu adı almıştır.

èAşú sulùÀnı menem tÀc u serírim var menim

Sefer-i pür-òaùara çoò hünerim var menim (G. 943/1)

Var mı bir èÀşıú disün cÀnÀndan àam çekmedim Gÿşe-i dilden göze hicrÀnda nem çekmedim (G. 964/1)

Yukarıda ilk beyitte geçen “serîr” ve “hüner” kelimelerindeki “-r” sesleri ile ikinci beyitte geçen “gam” ve “nem” kelimelerindeki “-m” sesleri mücerred kafiyeye örnektir.

1.3.2. Müreddef Kafiye

Revíden önce “ridf” adı verilen “elif, vâv, yâ” hurûf-ı imlâlarından birinin gelmesiyle oluşan kafiye çeşididir. Nevberî, şiirlerinde bu kafiye çeşidini sıkça kullanmıştır.

2 Kâfiye çeşitlerini modern kafiye sisitemine göre uyguladık. Bunun yanında klasik kafiye sistemi

içerisinde yer alan müreddef kafiyeye de yer verdik; çünkü müreddef kafiye metinlerin doğru okunmasında elzem konumdadır.

25

Gün kimi raòşÀn yüze cÀnÀn salan demde niúÀb èAşú emlÀkın dutur èuşşÀúlardan inúılÀb (G. 100/1)

YÀr kÿyından meni maórÿm idüpdür bir raúíb

Görüm olsun hem ona men çekdigim zaómet naãíb (G. 129/1)

Yukarıda ilk beyitte geçen “nikâb” ve “inkılâb” kelimelerindeki “-âb” sesleri ile ikinci beyitte geçen “rakîb” ve “nasîb” kelimelerindeki “-îb” sesleri müreddef kafiyeye örnektir.

1.3.3. Tam Kafiye

Dize sonlarında redif dışında bir sesli bir sessiz iki harfin benzerliğiyle oluşan kafiye çeşididir.

Óadden ziyÀde derdim ger itseler kitÀbet

DeryÀ mürekkeb olsa itmez ona kifÀyet (G. 140/1)

Rÿó èÀleminde èaşúım Úaysa idüp ãirÀyet

Cevr ü cefÀya dözdi gösterdi çoò mahÀret (G. 158/1)

Yukarıda ilk beyitte geçen “kitâbet” ve “kifâyet” kelimelerindeki “-et” sesleri ile ikinci beyitte geçen “sirâyet” ve “mahâret” kelimelerindeki “-et” sesleri tam kafiyeye örnektir.

1.3.4. Zengin Kafiye

Dize sonlarında redif dışında ikiden fazla harfin benzerliğiyle oluşan kafiye çeşididir.

Zihí aósen teèÀlÀllah ne ãÿretdir didim yÀ Rab

26

Áyínedir vücÿduñ èaks aldı sende ãÿret

Her göz ki tÀb úılmaz bu óüsne óüsn-i úudret (G. 146/1)

Yukarıda birinci ve ikinci beyitte geçen “sûret” ve “kudret” kelimelerindeki “- ret” sesleri zengin kafiyeye örnektir.

1.3.5. Tunç Kafiye

Kafiyeli kelimelerden birinin harflerinin diğer kelimenin içinde tamamen yer almasıyla oluşan kafiye çeşididir. Nevberî, şiirlerinde bu kafiye çeşidini oldukça az kullanmıştır. Tunç kafiye zengin kafiye içerisinde de ele alınabilir.

FeryÀd-ı Àh-ı nÀleme aàyÀrdır sebeb

Bu iftirÀdı söyleseler yÀrdır sebeb (G. 127/1)

Yukarıdaki beyitin ikinci dizesinde geçen “yâr” sözcüğü birinci dizede geçen “ağyâr” sözcüğüyle tunç kafiye oluşturmaktadır.

Gitse bu gönlümde úabre Àrzÿ-yı vaãl-ı yÀr

Úabrde gözyaşını her yan töker bí-iòtiyÀr (G. 221/1)

Yukarıdaki beyitin birinci dizesinde geçen “yâr” sözcüğü ikinci dizede geçen “ihtiyâr” sözcüğüyle tunç kafiye oluşturmaktadır.

1.3.6. Cinaslı Kafiye

Bir edebî sanat olarak da kabul edilen cinas, ses bakımından aynı, anlamca farklı kelimelerden oluşan kafiye çeşididir. Gazellerin matla beyitlerinde cinaslı kafiye kullanılması yaygın olmasına karşın Nevberî şiirlerinde bu kafiye çeşidini pek kullanmamıştır.

27

Dil yüzüñ eùrÀfına şavt eylüyen pervÀnedir

Yandısa öz cÀnını şemè-i ruòa pervÀ nedir (G. 212/1)

Yukarıdaki beyitin birinci dizesinde geçen “pervânedir” sözcüğü ikinci dizede geçen “pervâ nedir” sözcükleriyle cinaslı kafiye oluşturmaktadır.

èIùrıñı bÀd-ı ãabÀdır maña her dem getüren

Úurumuş naòl-i ümíd-i dil içün dem getüren (G. 1249/1)

Yukarıda birinci ve ikinci beyitte geçen “dem” sözcükleri cinaslı kafiye oluşturmaktadır.

1.4. Redif

Dize sonlarında kafiyeden sonra gelen anlam ve görevleri aynı olan ek ve kelimelere redif denir. Redif, şiirde kafiyenin bütünleyicisi ve zenginleştiricisi olarak kabul edildiği için özellikle kelime halindeki rediflere Dîvân şiirinde sıkça yer verilir. Nevberî de şiirlerinde daha çok kelime halindeki redifi kullanmayı tercih etmiştir. Bu redifli kelimeler hem isim hem de fiil soylu sözcüklerden oluşur. Redif, şiirde ses ve anlamın odak noktasıdır. Böyle bir odak noktası şiirin kendi içinde varlık bütününü sağlar (Macit, Soldan, 2011: 203). Dîvân şiirinde nazirecilik geleneğinin yaygın olması beraberinde kaçınılmaz olarak dîvânlar arasında ortak redifleri doğurur. Nevberî de kendisinden önce yaşamış ve etkilendiği şairlerle ortak redif kullanım yolunu seçmiştir. Şiirlerinde çoğunlukla Türkçe kelimelerden redif oluşturan Nevberî, bazı kelimeleri birçok defa redif olarak kullandığından bazı dizelerinde tekrara düşer. Nevberî’nin şiirlerinde geçen redif çeşitleri şunlardır:

1.4.1. Ek Halinde Redif

Eş görevli eklerin tekrarlanmasıyla oluşan redif çeşididir. İsim ve fiillere gelen her türlü çekim ve yapım ekleriyle bu redif çeşidi oluşturulabilir.

28

Meni ser-mest iden meysiz seóer-dem zülf-i òoş-bÿdur Onu irsÀl iden luùfen ãabÀdan yÀr-i meh-rÿdur (G. 214/1)

Ne úadar gül beden ol mÀh-liúÀ yÀrdadır Bülbül-i bÀà kimi nÀle dil-i zÀrdadır (G. 217/1)

Yukarıda ilk beyitte geçen “hoş-bûdur” ve “meh-rûdur” kelimelerindeki “-dur” ekleri ile ikinci beyitte geçen “yârdadır” ve “dil-i zârdadır” kelimelerindeki “-dır” ekleri ek halindeki redife örnektir.

1.4.2. Kelime Halinde Redif

Kafiyeli seslerden sonra gelen bir veya birden çok kelimeyle yapılan redif çeşididir.

Óasret-i rÿyuña göz úaùresi peydÀ şÀhid

Sitem ü cevr ü àamıñ dilde hüveydÀ şÀhid (G. 196/1)

ŞÀm-ı firÀúa dilde egerçi melÀl var

Refè-i melÀl eylemege iótimÀl var (G. 208/1)

Yukarıda ilk beyitte geçen “şâhid” kelimeleri ve ikinci beyitte geçen “var” kelimeleri kelime halindeki redife örnektir.

1.4.3. Ek ve Kelimeden Oluşan Redif

Kafiyeli seslerden sonra gelen ek ve kelime guruplarıyla oluşan redif çeşididir.

Cigerim úanı gözüm yaşına imdÀda gelüp

ÒÀneden ses işidüp dışra beri dÀda gelüp (G. 114/1)

Vaãlıñdan özge bu dil-i nÀ-çÀra yoò èilÀc

29

Yukarıda ilk beyitte geçen “-a gelüp” ve ikinci beyitte geçen “-a yoh ilâc” ifadeleri ek ve kelime halindeki redife örnektir.

Benzer Belgeler