• Sonuç bulunamadı

1.4. İslam Bankacılığı Yöntemleri

1.4.3. Murabaha (Peşin Alıp Vade ile Satma)

Arapça bir kelime olup, satın alınan bir şeyin üzerine kar ilave edilerek başkasına satılması anlamına gelmektedir. Murabaha İslam hukukunda bir satış türüdür. Satıcı malın maliyetini bildirir ve bu maliyetin üzerine alıcıyla anlaştığı miktarda kâr payı koyar. Murabahada malın fiyatı, kâr marjı ve nihai satış bedeli açıkça ortaya konur. Mal bedeli müşteri tarafından bankaya taksitler halinde geri ödenir. Pratik ve getiri oranı yüksek olan bu yöntem İslam Bankalarının, özellikle faiz ortamı içinde, ortaklık çeşitlerinin uygulama imkânlarının daraldığı zamanlarda kullanılabilir.

İslam bankacılığı konusunda ilk düşünen ve yazanlara arasında murabahadan bahseden olmamıştır. Fon kullandırma bakımından İslam bankacılığının özünü oluşturan yöntemler mudarabe ve müşarekedir. “Murabaha yöntemini ise ilk olarak Dr. Sami Hammud 1976 yılında sunduğu doktora tezinde ortaya atmıştır”88 Bu yöntem geleneksel İslam bankacılığı yöntemleri olan Mudarabe ve Müşareke’den sonra ortaya çıkmış olup uygulamada diğerlerini geride bırakmıştır. İslam bankacılığının teorik temeli, finansmanın, önceden belli bir bedel, faiz, karşılığında değil, kara veya zarara ortaklık karşılığında yapılmasıdır. Murabahada banka peşin olarak satın aldığı mala belli bir kar ve vade farkı koyarak müşterisine satmaktadır. Bu durumda bankanın karı önceden bellidir ve garanti altına alınmıştır. Müşterinin aldığı mal, makine, teçhizat vs. ile edeceği kar veya zarar bankayı ilgilendirmemektedir. Çağdaş bankacılıktaki faktöring uygulamasına karşılık gelmektedir ve sadece murabahada kar payı ile faktöringde faiz farkı vardır.

Murabahanın faizsiz bankacılığın fon kullandırma yöntemleri içindeki oranı dünyada % 95, Türkiye’de ise %75-85 düzeyindedir.89 İslam ekonomistleri ve fıkıh bilginleri, murabahanın İslam’a göre caiz olduğu konusunda icazet verseler de İslam bankacılığı içinde ulaştığı oran onları da rahatsız etmektedir: “Murabaha usulü, şekil bakımından meşru ve fıkıh kaidelerine uygun olmakla beraber, hasıl ettiği sonuç itibarıyla kapitalist banka işlemlerine yaklaşmaktadır.”90 Ayrıca murabahada, finansmandan en büyük pay ticaret kesimine düşmekte, sanayi ve ziraat kesimlerinin işletme sermayesini sağlamak için yapılan murabahalı finansmanın payı ise düşük kalmaktadır. Murabahanın

88 Karaman, a.g.e., s:60.

89 Bkz. Karaman 2003, Bayındır, 2005. 90 Karaman, 2003, s:61.

vade farkı nedeniyle örtülü faiz içerdiği, normal ticarette bulunması gereken risk faktörünü içermediği, getirinin önceden belli olması nedeniyle kardan ziyade faize benzediği ileri sürülmekte ve bu alandaki tartışmalar sürmektedir.

Bilgi sahibi olan gözlemciler, ne mudarebenin ne de müşarekenin hiçbir zaman İslam bankalarının yatırım portföylerinde önemli bir pay oluşturmadığı konusunda görüş birliği içindedir.91 İran merkez bankasının kayıtlarına göre 1986 yılında İran bankalarının mal varlıklarının % 38’i mudarebe ve müşarekeden oluşuyordu. 2000 yılında Pakistan’daki kamu bankalarının İslamlaştırılması bitmek üzereyken resmi raporlara göre ülkedeki banka mal varlığının yalnızca %14’ü mudarebe ya da müşarekeden oluşuyordu. Yine Kuran’ın aktardığına göre Pakistan’ın finans çevrelerinde yasal mudarabe ve müşareke payının hiçbir zaman % 2-3’ü geçmediği çok yaygın bir görüştür.92

1.4.3.1. Klasik Murabaha

Satıcının açık bir sözleşme ile aldığı malı, maliyetine belirli bir kar ekleyerek satmasıyla gerçekleşen murabahadır. Alıcı malın bedelini, peşin veya taksitle ödeyebilir. Bu murabaha türünde taraflar, alıcı ve satıcı olmak üzere iki kişiden oluşur. Bu tür murabahanın caizliği konusunda ittifak vardır. Kuran’daki “Ey iman edenler mallarınızı aranızda haksızlıkla değil karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle yiyin.”93 ayeti bu işleme delil olarak gösterilir.

1.4.3.2. Satın Alma Emri ile Murabaha Satışı

Bir mala ihtiyacı olup da gerekli kaynağı bulamayan müşteri, bankadan söz konusu malın satın alınmasını ister. Burada müşterinin hem bankaya malın satın alınmasını emretmesi, hem de bankanın satın aldığı malı müşterinin bankadan satın alma vaadi vardır. Müşterinin bu emir ve vaadi üzerine banka nitelikleri belirtilen malı satın alır. Maliyetinin üzerine müşteriyle anlaştıkları miktarda bir kâr koyar. Müşteri bankadan bu malı alır.

91 Kuran, a.g.e.,s:25-26.. 92 Kuran, a.g.e.,s:25-27

Parasını bankaya taksitlerle ve bankayla anlaştığı şartlar çerçevesinde öder. Türkiye’de bu yönteme üretim desteği sağlanması, Ortadoğu’da ise satın alma emriyle yapılan murabaha adı verilmektedir.

Bir örnek vermek gerekirse, meselâ yeni doktor olmuş bir kimse, işinde kendisine lâzım olan tıbbi teçhizatı alma gücünde olmadığı takdirde İslam Bankasından söz konusu teçhizatı kendisi için satın almasını ister. Doktorun, adı geçen teçhizatı bankadan alma vaadi vardır. İslam Bankası teçhizatı satın alır. Maliyet fiyatının üzerine doktorla anlaştığı oranda kâr koyar ve bu kârla teçhizatı doktora satar. Doktor teçhizatın bedelini bankaya, aralarında anlaştıkları şekilde taksitlerle öder. Murabaha yöntemi daha çok dış ticaretin finansmanında, işletmelere ham madde ve yarı mamul malların sağlanmasında kullanılır.

1.4.3.3. Murabaha Yoluyla Dış Ticaretin Finansmanı

Ticaret kesiminde murabahalı finansman, daha ziyade dış ticaret ve özellikle ithalatta kullanıldığı için dolaylı olarak İslam ülkelerinin dış ticaret bütçelerinin bozulmasına neden olmaktadır.

Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse: Banka A ülkesinden B ülkesine satış yapmak isteyen ihracatçıdan, B ülkesindeki ithalatçı tarafından istenilen ve şartnamesine uygun olan nitelikteki malı, tespit edilmiş bulunan maliyet fiyatı ve işletme kârı sınırları içinde satın alır. Burada ortada yalnız B ülkesindeki ithalatçı ajanın bu nitelikteki malı almak isteğine dair ve yasal olarak bağlayıcılığı olan bir satın alma sözü ve İslam Bankasına vaadi vardır. Bu şartlar çerçevesinde İslam Bankası A ülkesindeki ihracatçıdan malı alır. B ülkesindeki ithalatçıya satar. İthalatçı, banka ile anlaştığı bir ödeme planına göre parayı ödemeye başlar.