• Sonuç bulunamadı

Ebû Ġshâk Ġbrahim b. Ya‟kûb el-Cûzcânî‟nin Ahvâlü’r-Ricâl’inde, eserin yazılıĢ sebebi ve isnat hakkında ön bilgi verildikten sonra sırasıyla Havâric, Sebeîyye, Muhtâriyye, Mürcie ve Kaderiyye gibi sapık ve bit‟adçi fırkalar ve bu fırkalara tabi olan kiĢiler hakkında bilgi verilmektedir. Eser, 8‟i mükerrer olmak üzere 380 râvî hakkında kısa değerlendirmeleri de ihtiva etmektedir. 171 Ebû Ġshâk, a.g.e., s. 32-33. 172 Ebû Ġshâk, a.g.e., s. 138. 173 Ebû Ġshâk, a.y.

34

Biz, ilk önce mezhepleri ve o mezheplere tabi olduğu iddia edilenleri ve daha sonra râvîleri de Cûzcânî‟nin değerlendirmesine ve Sehâvî‟nin Fethu’l-Muğis‟teki cerh lafızlarını altılı taksimine göre ele aldık. Ayrıca Sehâvî‟nin altılı taksimi içerisinde yerini tespit edemediğimiz ve söz konusu eserde mertebesini belirleyemediğimiz Cûzcânî‟nin kullandığı cerh lafızlarıyla karĢılaĢtık ve onları da belli bir baĢlık altına topladık. Biz, sırasıyla eserde adı geçen ve hangi fırkalara mensup olduğu iddia edilen râvîler ve fırkalarını ve hakkında yalnızca kısa değerlendirme yapılan râvîleri ele almaya çalıĢacağız.

Cûzcânî, eserine Ebû Saîd el-Hudrî‟nin (r.a.) rivayet ettiği Ģu hadis ile baĢlıyor. Ebû Saîd el-Hudrî (r.a) dedi ki: Resulullah (s.a.) Ģöyle buyurdular:“Sizden biriniz kendini

alçaltmasın (ki bu Ģöyle olur): Biriniz öyle bir Ģey görür ki, onunla ilgili söz söylemesi Allah'ın onun üzerinde bir hakkıdır. Fakat o konuda bir Ģey söylemez (yani insanlardan korkarak susmakla nefsini küçümsemiĢ olur). Sonra Allah Teâlâ’nın huzuruna varır, Allah (c.c.) da ona: ġu günde seni Ģöyle Ģöyle (hakkı) söylemekten meneden nedir?” der.175

Yukarıdaki hadisten de anlaĢıldığı kadarıyla râvîlerin durumlarını bildiği halde onların hakkındakileri insanlara beyan etmezse Allah‟ın (c.c.) indinde kendini sorumlu bulacağından endiĢe duyarak, bu kitabı yazma ve onların halleri bildirme iĢinin, Ġslâm‟ın kendisine yüklediği bir görev olduğuna karar vermiĢtir.

Hadisi naklettikten sonra Cûzcânî Ģöyle demiĢtir: “Ġnsanlardan bazılarının benim bu kitabımı küçümseyebileceğini biliyorum. Zira, bir grup var ki, yükselemedikleri makamlara (mertebelere, kademelere) özlem duymaları sebebiyle, bu kademelerle iliĢkilerini güçlendirmek amacıyla, gömleklerinin cepleri geniĢliğince hadis alıyorlar, sen bu hadislerin bir kısmı hakkında konuĢup söz söylediğinde, apıĢıp kalıyorlar, bu kez itibarları iki paralık oldu diye öğretimden geri duruyorlar”.176

Bid‟at ehli kimselerse, hiziplerinin yaralarını deĢip ortaya çıkaracağımı iyice anladıklarında, kendilerine yüklenen yükün (sorumluluğun) ağırlığı sebebiyle yaĢlı diĢi devenin böğürmesi gibi çığırtkanlık yapar, ne Ġslâm‟ı ne de selefleri olan kimselerin sahasında

175Ebû Ġshâk, Ahvâlü’r-Ricâl, s. 30; Ayrıca hadisin Ġbn Mâce rivayeti Ģöyledir: “... Ebû Said el Hudrî‟den (r.a);

Ģöyle demiĢtir: Rasûlullah (s.a.): Herhangi biriniz kendi nefsini alçaltmasın, buyurdu. Sahabîler: Birimizin kendi nefsini alçaltması nasıl olur? diye sordular. Rasûlullah (s.a.): Biriniz öyle bir Ģey görür ki, onunla ilgili söz

söylemesi Allah'ın onun üzerinde bir hakkıdır. Fakat o konuda bir Ģey söylemez (yani insanlardan korkarak susmakla nefsini küçümsemiĢ olur). Sonra kıyamet günü Allah (c.c) ona: ġöyle veya böyle olan Ģey hakkında söz söylemekten seni meneden ne idi? diye soracaktır. O da insanların korkusu, diye cevap verecek ve Allah: Sen (insanlardan değil) öncelikle benden korkmalıydın, buyuracaktır.” Bkz: Ġbn Mâce, Fiten, 20; Buhârî, Tefsiru

Sûreti Bakara 2, 47; Ġbn Hanbel, Ahmed, Müsned, III, 30, 47, 73, 91.

35 çözümledikleri hususları korurlar.177

Câhil kiĢiye gelince, yaptığını ve terkettiğini uygun bir Ģekilde yapmaz, hurma ile kor parçasını birbirinden ayırmadığı gibi, doğru ile yanlıĢ arasında da fark gözetmez, gece odun toplayan kiĢi misâli karĢılaĢtığı ve iĢine gelen her Ģeyi heybesine alır, böylece (kendince) pürüzleri gidermiĢ, rahatlığa yaslanmıĢ, beklentisine uygun olduğu için de kolaycılığa razı olmuĢtur. Sonra da iĢi yolunda gitmeyip ticaretinin kesâda uğraması üzerine beni hedef alır, bu konu hakkında söz açıldığı zaman da der ki: Filana ne oluyor yahu? Sanki falan filan kiĢiler daha önce ondan hadis rivayet etmemiĢler miydi? der. ĠĢte bu Ģahıs Allah Teâlâ‟nın kitabında verdiği Ģu kötü örneği hak etmiĢtir: “Senden önce de hangi memlekete uyarıcı

göndermiĢsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi.”178

Hâlid b. Ma‟dân Ģöyle demiĢtir: “Her kim hakka uygun olduğu halde (insanlar nezdinde) yergi konusu olan Ģeyleri yapmaya cesaret gösterirse, Allah bu yergileri övgüye çevirir; ve kim de hakka aykırı olan övgülerin peĢine düĢerse, Allah bu övgüleri onun hakkında yergiye çevirir.”179

Esâsen, insanların övgüsünü isteyerek onları razı etme çabası içine girmek, anlaĢılır bir gaye değildir. ġimdi onların mertebe ve mezheplerini karakterize edeceğim:

1. Bunların kimisi haktan uzaklaĢmıĢ, rivayet ettiği hadiste çok yalancıdır.

Kimisi, kendisinden herhangi bir bid‟at iĢitmediğim halde, çok yalancıdır ki, yalancılık bid‟at olarak yeter.

2. Bazısı da haktan sapmıĢ olsa da, doğru sözlü olup, hadisi insanlar arasında dilden dile dolaĢır. ĠĢte bu kiĢi bid‟atinde terkolunur, ama rivayetinde kendisine güvenilir. Bu kimselerde bana göre herhangi bir hile yoktur, ancak hadisleri içinden bid‟atini desteklemediği bilinen hadisleri alınır. Aksi takdirde töhmet altındadır.

3. Onlardan kimisi de hadisinde zayıf olup, sadece kendi hadisini delil getiren bir dini anlayıĢa sahip olduğu için ona da müsaade edilmez. Ancak, kendisinden daha güvenilir birinin hadisi onun hadisini destekleyerek kuvvetlendirirse, iĢte o zaman ona itibar edilir.180

177 Ebû Ġshâk, a.y.

178 Ebû Ġshâk, a.g.e., s. 31; Zuhruf 43/23. 179

Ebû Ġshâk, a.g.e., s. 32.

36

Cûzcânî‟den bu bilgileri aktardıktan sonra, Ģimdi bazı sapık mezhep ve râvîlerin durumuna geçebiliriz.

Benzer Belgeler