• Sonuç bulunamadı

2. BELÂGAT İLMİNİN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ

1.3. ESERLERİ

2.1.3. Muhtevası

Bir eseri tahlil etmek, eserdeki düşünce ve duyguları kavramaya çalışmak ve müellifin düşünce ve duygularını dilin sunduğu imkânlar yoluyla keşfetmek demektir. O halde edebî tahlil yapan kişi eserin içeriğinin nasıl ifade edildiğiyle ilgilendiği gibi muhtevasıyla da ilgilenir.85 Biz de eserin muhtevasını açıklamayı zarûri gördük. Şerhul-

ʻİsâm li’l-Ferîde, şerh türü bir eser olması itibariyle içeriği, metni konumundaki el-

83 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 232. 84 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 232.

Ferîde’nin içeriğiyle aynısı sayılır. Dolaysıyla çalışma konumuz olan eser tıpkı el- Ferîde gibi ‘ıkd (gerdanlık) denilen üç bölümden her ʻıkd de ferîde olarak adlandırılan

alt başlıklardan oluşmaktadır.

Birinci ʻIkd

Bu ʻıkd altı ferîdeden oluşmaktadır. es-Semerkandî, burada mecâz ve çeşitleri olan mecâz-ı müfred, mecâz-ı mürsel, istiʻâre çeşitleri ve mecâz-ı mürekkepten bahsetmektedir.

Birinci ferîdede; Mecâz-ı müfredin alakası itibariyle mecâz-ı müfredin

taksiminden söz edilmîştir. el-İsferâyînî, burada mecâz-ı müfredin tanımını biraz daha açmış, tanımlananın efradından olmayan galat, kinaye vb. kavramları tanımın kapsamından çıkaran kayıtları açıklamıştır.86

İkinci ferîdede; müsteʻârı itibariyle istiʻârenin taksiminden bahsedilmektedir.

el-İsferâyînî, bu bölümde ise İstiʻâre-i asliye meselesinde es-Semerkandînin kendi ibaresini tefsir etmesinin altında yatan nedene işaret etmek için ism-i cinsin farklı ıstılahlara göre tekabül ettiği manaları açıklamıştır. el-İsferâyînî fiildeki istiʻâreden bahsederken es-Seyyid eş-Şerîf ve el-Îcî (ö.756/1355)’nin bu konudaki görüşlerini birbiriyle mukayese etmektedir. el-İsferâyînî, burada musannifin hâşiyelerinden istifâde ederek belâgat ʻâlimlerinin mecâz-ı mürseli istiʻâreye kıyasla aslî ve tebeʻî diye taksim etmediklerini ama sözlerinden söz konusu taksimin anlaşıldığını ifade etmektedir.87

Üçüncü ferîdede; es-Sekkâkî’nin müsteʻârün lehûyu muhakkak ve vehmî

olması itibariyle iki kısma ayırdığına dair bilgi verilmektedir. el-İsferâyînî, es- Sekkâkî’nin mezhebini tekellüfe sebep olmakla eleştirmektedir.88

Dördüncü ferîdede; mülayimi itibariyle istiʻârenin taksiminden söz

edilmektedir. el-İsferâyînî istiʻârenin karinesini de mülayimlerden saymıştır.89

86 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 51. 87 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 76. 88 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 127. 89 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 131.

Beşinci ferîdede; terşîhin istiʻâreye tabiʻ olarak hakiki anlamda olmasının câiz

olduğu ifade edilmektedir. Terşîh ile sadece istiʻârenin anlamının pekiştirilmesi kastedilmektedir. Ayrıca terşîh lafzı müsteʻârun lehunun mülaimi için müsteʻârun minhunun mülaiminden istiʻâre edilmiş olarak alınmasının da caiz olduğu,”90, şeklinde bir görüş belirtilmîştir. el-İsferâyînî de burada terşîh olan kelimenin, müsteʻârun lehu için istiʻâre edilmîş bir lafız olabileceği gibi mecâz-ı mürsel de olabileceğini söylemektedir.91

Altıncı ve son ferîdede; ise mecâz-ı mürekkebden bahsediyor. el-İsferâyînî, bu

ferîdede et-Teftâzânî’nin bu konuda belâgat ʻâlimlerine yönelik itirazına cevap vermiştir.92

İkinci ʻIkd

Bu ʻıkd istiʻâre-i mekniyyenin mahiyyeti hakkındadır.

Birinci ferîdede; İstiʻâre-i mekniyye hakkında selefin görüşü açıklanmaktadır.

Selefe göre istiʻâre-i mekniyyede müsteʻâr lafız; müşebbeh için kullanılan ve kendisine bir vasfının zikredilmesiyle işaret edilen müşebbeh bihin lafzıdır. Burada el-İsferâyînî, selefin mezhebini tercih eden nedenlere değinmiştir.93

İkinci ferîdede; ise istiʻâre-i mekniyye hakkında es-Sekkâkî’nin görüşü

zikredilmektedir. es-Sekkâkî’nin bu konudaki sözü, istiʻâre-i mekniyye’de müsteʻâr lafzın, müşebbeh bihin aynısı olduğu iddiasıyla müşebbeh bih yerine kullanılan müşebbeh lafız olduğunu hissettiriyor. el- İsferâyînî bu ferîdede es-Sekkâkî’ye yapılan itiraza istiʻâre hakkında farsça yazdığı eserinde cevap verdiğini belirtmektedir.94

Üçüncü ferîdede; istiʻâre-i mekniyye hakkında el-Kazvînî’nin görüşü

aktarılmaktadır. el-Kazvînî, istiʻâre-i mekniyyede müsteʻâr lafzın aslında teşbîh-i

90 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 142. 91 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 147. 92 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 149. 93 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 187. 94 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 193.

muzmar olduğunu söylemiştir. el-İsferâyînî, burada istiʻâre-i mekniyyenin teşbîh-i maklûbun furu‘undan olduğu şeklinde kendine has bir görüş zikrediyor.95

Dördüncü Ferîdede; es-Semerkandî, istiʻâre-i mekniyye hakkında kendi

görüşünü şu kekilde izah etmektedir: “İstiʻâre-i mekniyyede müşebbehin istiʻâre-i musarrahada olduğu gibi müşebbehun bihin lafzıyla zikredilmediği konusunda hiçbir şüphe yoktur. Tartışma ancak müşebbehin kendisi için konulmuş lafız ile zikredilmesinin vacip olup olmadığı hakkındadır. el-İsferâyînî, bu Ferîdede musannifin ibaresini tenkid etmektedir.96

Üçüncü Ikd

Buʻıkd istiʻâre-i mekniyyenin karinesi ve müşebbeh bihin mülâyiminin mahiyyeti hakkında olup beş ferîdeden oluşmaktadır.

Birinci ferîdede; selef ve el-Kazvînî’nin bu konudaki görüşü “müşebbeh bihin

hususiyetlerinden olup müşebbehe nisbet edilen şey hakîkî anlamında kullanılmıştır. Buradaki mecâz nisbettedir. Bunu da istiʻâre-i tahyîlîyye olarak adlandırmışlardır. Burada istiʻâre-i mekniyyenin istiʻâre-i tahyîlîyyeden ayrılmayacağına da hükmetmişlerdir.” şeklinde izah edilmektedir. el-İsfrâyinî musannifin burada zikrettiği tarifi ağyarına mani olmamakla tenkid etmektedir.97

İkinci ferîdede; ez-Zemahşerî’nin “müşebbehe isnat edilen müşebbehun bihin

mülayiminin müşebbehin mülayimine istiʻâre-i tahkîkiyye98 yoluyla müsteʻâr olabileceği câizdir, ” şeklindeki görüşüne yer verilmîştir. el-İsferâyînî, et-Taftâzânî’nin bu meseleye katkısına yer vermiş ve ona itirazda bulunmuştur.99

Üçüncü Ferîdede; es-Sekkâkî’nin Görüşüne yer verilmîştir. es-Sekkâkî,

müşebbehun bihin hususiyetlerinden olup müşebbeh için ispat edilen şeyin hakîkî manasına benzeyen hayalî bir şey için kullanılmasının caiz olduğunu söylemiş ve onu

95 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 200. 96 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 205. 97 el-İsferâyînî, a.g.e., s. 212.

98 Burda tahkîkîyyeden kasıd tahyilyyenin mukabili olmayıp tasrihiyye istiʻâresidir. bk. es-Sabbân, s.

215.

istiʻâre-i tahyîliyye olarak isimlendirmiştir. es-Semerkandî, es-Sekkâkî’nin görüşünü zorlma olarak nitelendirmiştir. el-İsferâyînî ise es-Semerkandî’nin görüşünü temellendirmeye çalışmıştır.100

Dördüncü ferîdede; isti’âre-ı mekniyyenin karinesi üzerinde durulmuştur. el-

İsferâyînî burada musannifin bu konudaki tespitine itiraz etmiştir.101

Beşinci ferîdede; istiʻâre mekniyyenin karinesi üzerine ziyade olarak zikredilen

şeyin mahiyyeti hakkında bilgi verilmîştir. el-İsferâyînî, musannifin ibaresinin açık ve anlaşılır bir üslupla yazılmadığını ima etmiştir.102

Benzer Belgeler